Ağaçlandırma ve böylece hem erozyon ve toprak kaybını hem de çölleşme vekuraklığı önlemeye katkıda bulunma hangi ilkenin kapsamına girmektedir?
Çevreyi imar bağlamında değerlendirilebilecek hususlardan biri de ağaçlandırma ve böylece hem erozyon ve toprak kaybını hem de çölleşme ve kuraklığı önlemeye katkıda bulunmaktır. Peygamber efendimizin ağaç dikmeyi teşvik eden birçok hadisi vardır; bunların en bilinenlerinden biri şudur: “Kıyamet koparken birinizin elinde bir fidan bulunursa, şayet kıyamet kopuncaya kadar fidanı dikmeye gücü yeterse, onu diksin.” (Buhari, 2005, 486)
Bedenin korunması ve geliştirilmesi için gerekli olan şeyleri sağlama, gereksiz olanlara da ilgisiz kalma erdemi aşağıdakilerden hangisidir?
Bedenin korunması ve geliştirilmesi için gerekli olan şeyleri sağlama, gereksiz olanlara da ilgisiz kalma erdemine iffet dediğimizi anımsarsak; iffetsizlik ise bir tür ölçüsüzlüktür.
Aşağıdaki peygamberlerden hangisi çiftçilerin piri ve örneğidir?
Mesela, Hz. Adem çiftçilerin, Hz. Nuh marangozların, Hz. Yusuf ekonomistlerin, Hz. Davut el sanatçılarının, Hz. İsa tabiplerin, Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed tüccarların piri ve örneği idi. Hz. Ebu Bekir hububat maddeleri satarak geçimini sağlar, Hz. Ömer dericilikle uğraşır, Hz. Osman yiyecek maddeleri satar, Hz. Ali de ücret karşılığı çalışarak geçimini temin ederdi. Doğru cevap C'dir.
Seçeneklerden hangisi çevre ahlakının ilgilendiği alanlardan biridir?
Çevre, bizi kuşatan, canlı-cansız her şey; çevre ahlâkı ise çevre ileilişkilerimizi ahlâki açıdan ele alıp düzenlemeye çalışan bir ahlâk dalıdır.Çevre ahlâkı, bir taraftan betimleyici bir biçimde insanlar ile doğal çevreleriarasındaki ilişkide tabii denge ve gidişatın korunması ve bu ilişkide zamanzaman ortaya çıkan sorunların ve nedenlerinin belirlenip çözümlenmesi ileilgilenirken, öbür taraftan da değer koyucu bir ahlâk olarak insanların çevreile ilişkilerinin ahlâki açıdan en iyi nasıl olması gerektiği ile ilgili kuramlarve ilkeler geliştirir, öneriler getirir ve öğütlerde bulunur. Ahlâk,çevrelerindeki varlıklarla ilişkilerinin insan onuruna yakışır düzeyde erdemli,sağlıklı ve huzurlu olabilmesi için insanlara yol gösterip rehberlik etmeye veonların bu ilişkilerle ilgili ikilemli sorularına zararı, zulmü ve kötülüğüazaltıcı, buna karşın faydayı, şefkat ve merhameti ve iyiliği artırıcı tarzdacevaplar vermeye çalışan bir disiplinin ve insanlar arası etkinliğin adıdır.
İslam iş ahlakında aşağıdakilerden hangisi yerilmiştir?
İslâm iş ahlâkında aldatmama ve aldatılmamaya yönelik öğütlerden biri alış-veriş esnasında yemin etmenin hoş görülmemesidir. Sözümüz, yemine ihtiyaç kalmadan güvenilir olmalı, dürüstlüğümüz yeminle desteklenmeye ihtiyaç duymamalı; ayrıca, farkında olmayarak da olsa hata karışabilecek alış-verişlerimize Allah’ın adı ile yemini aracı kılmamalıyız. Yemin edilmesi, bilhassa daha müttaki olanların daha çabuk kanmalarına ve bu yüzden belki de bazen zarar etmelerine yol açacaktır. Bu yüzden, alış verişlerde yemin tasvip edilmemiş hatta yerilmiştir. Hz. Peygamber alış-verişte yemin konusunda şöyle buyurmuştur: “(Yalan yere) yemin mala rağbeti artırsa bile bereketi götürür” (Buhari, 2008, 533). Doğru cevap D'dir.
Gazali'ye göre ticaretle uğraşan kimse aşağıdakilerden hangisini yaparsa ihsan rütbesine yükselemez?
Gazali’nin de belirttiği üzere, Allah Teala hem adaletle hem de ihsanla emretmiştir. Dindar birisinin adaletle yetinmesi, zulümden kaçınması ve fakat ihsan kapılarını terk etmesi, bu kapılardan içeri girmemesi yakışık almaz. Çünkü “Allah şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı... emreder...”( Nahl/16: 90). Bu bağlamdaki ihsan mefhumuyla o, “müşterinin yararına olan bir fiili, ona yapılacak ikramı” kasteder. Bu bir vecibe değildir, esnafın göstereceği bir fazilet, bir alicenaplıktır. Esnafın asıl yükümlü olduğu şey, zulmetmeyip adil davranmaktır. Ancak, ticaretle uğraşan bir kimse, şu altı maddeye uyarak, adaletin üstündeki ihsan rütbesine yükselir: 1) Fahiş kardan kaçınmak, 2) Kardan fedakarlık etmek, 3) Alacakların tahsilinde müsamahakar davranmak, 4) Borcunu ödemek için, alacaklının gelmesini ve vadesinin dolmasını beklemeden, imkanı varsa onun ayağına gidip borcunu ödemek, 5) Pazarlıktan pişman olup cayana kolaylık göstermek, 6) Fakirler için ayrı bir veresiye defteri tutarak, borçlarını ödeyemedikleri taktirde kendilerinden alacağını istememeye niyet etmek. Gazali’ye göre geçmiş büyüklerin alış- verişte izledikleri yöntemler bunlardır. Ama bu yol ve yöntemlerin artık izi kalmamıştır. Bu doğrultuda hareket etmek isteyenler, bu sünneti ihya ediyor olacaklardır (Gazali, 1998, 186-193). Doğru cevap B'dir.
Aşağıdakilerden hangisi cehalet reziletinin bağlı bulunduğu güçtür?
Temel erdemlerin bağlı bulunduğu güçleri faziletler bahsinde ifade etmiştik. Kısaca özellikle temel reziletler açısından anımsayacak olursak: 1. Nazari Güç orta/itidal durumunda olmadığında: Cehalet?2. Ameli Güç orta/itidal durumunda olmadığında: Zulüm?3. Gazap Gücü orta/itidal durumunda olmadığında: Korkaklık 4. S¸ehvet Gücü orta/itidal durumunda olmadığında: Ölçüsüzlük.
İnsanlar üç sınıfa ayrılı:
1. Dünya hayatı için çalışıp ahiretini unutanlar
2. Ahiret kaygısıyla dünya geçimini kaale almayanlar
3. Ahiret elde etmek için dünya geçimini dikkate alanlar.
yukarıdaki sınıflandırma kime aittir?
söz konusu sınıflandırma Gazali'ye aittir.
Dinde ahlakın en önemli fonksiyonu aşağıdakilerden hangisidir?
Elbette, dinde ahlâkın en önemli fonksiyonu, çok da masum olmayan insanın hırslarını ve arzularını gemlemektir. Doğru cevap D'dir.
"Ahlak ilmi ve İslam Ahlakı" adlı kitabın yazarı kimdir?
söz konusu eserin yazarı Ahmet Hamdi Akseki'dir
I. Hak
II. Adalet
III. Merhamet
IV. Sevgi
V. Güven
VI. İyilikseverlik
Yukarıdakilerden hangileri erdem-ekonomi ilişkisinde maksimum düzeyi oluşturur?
İş ahla^kının üzerinde durduğu erdemleri sınıflandırdığımızda, hak ve adalet gibi erdemler minimum düzeyi, güven ve iyilikseverlik gibi erdemler mutedil düzeyi oluşturur. Erdemlerin maksimum düzeyini, en yüksek seviyesini ise, merhamet ve sevgi erdemlerinin oluşturduğunu söylemek mümkündür. Doğru cevap C'dir.
Aşağıdakilerden hangisi aile ile ilgili olarak verilmiş yanlış bir bilgidir?
Aile ortamı, ahlâkî değerlerin öğrenildiği ve yaşandığı, nesilden nesileaktarıldığı bir mektep gibidir. Aile, bireyleri, yaşlılarıyla geçmişe bağlar,gençleri ve çocuklarıyla da geleceğe hazırlar. Ailede kuşaktan kuşağa bilgi vetecrübe aktarımı her daim yaşanır. Bu açıdan aile önemli bir eğitim yuvasıdır.Ailede vatanına, milletine ve dinine hayırlı olacak evlat yetiştirmek dinî vemillî bir görevdir.Ailenin üzerine kurulduğu ve sağlıklı bir şekilde devamını borçlu olduğubirtakım ahlâk değerleri vardır. Ailedeki birlik ve beraberliğin, huzur vemutluluğun kaynağı bu değerlerdir. Bunlar karşılıklı sevgi-saygı ve hoşgörü,fedâkarlık, paylaşım, namus ve iffet, sadâkat ve vefâ, sorumluluk bilinci,samimiyet ve iyi niyet… vb. değerlerdir. Ailede eşlerin birbirine karşı görevleri; anne-babanın, çocuklarınakarşı; çocukların da anne-babaya karşı ve kardeşlerin birbirine karşı görev vesorumlulukları son derece önemlidir
Hz. Muhammed evlenilecek kişide aranacak özellikler/nitelikler bakımından aşağıdakilerden hangisinin diğerlerinden daha önemli ve öncelikli olduğunu belirtmiştir?
İnsanın, müstakbel eşini seçerken, doğacak çocuklarının annesini ya da babasını belirlerken elbet birtakım ölçüleri olmalıdır. Detaylara inildiğinde, bu ölçülerin kişilere göre farklılık göstermesi son derece doğaldır. Ancak, Müslüman bir toplumda yaşayan bireyler, Hz. Peygamber’in bu konuda söylediklerine kulak verdiği takdirde, genel birtakım ilkeler belirlemek kolaylaşır. Peygamberimiz, evlenecek olan şahıslara evlenecekleri adaylarda zenginlik, asalet ve güzellikten önce, ahlak güzelliği ve dindarlık aramalarını tavsiye etmiştir (Buhârî, “Nikâh”, 16). Doğru cevap A'dır.
İbn Miskeveyh'in, Sokrates’e dayanarak açıkladığı dost edinme şartlarından hangisini uygulamayan kişi dost ihanetine maruz kalabilir?
İbn Miskeveyh, Sokrates’e dayanarak dost edinmenin şartlarına göre onun senden önceki dostlarına karşı davranışlarını öğrenmende ve bunu annesi-babasına karşı davranışlarıyla karşılaştırmanda yarar vardır. Önceki dostlarına ihanet eden birinin, sana da ihanet etmesi doğaldır. Doğru cevap A'dır.
Aşağıdakilerden hangisi ahlaklı bir işçide bulunması gereken özelliklerden değildir?
İşçi, öncelikle işverenine karşı haset ve kıskançlık içinde olmamalı, işveren değil de işçi olması gibi hususlardan dolayı herhangi bir eziklik duymamalı, çalışıp alın teriyle helal para kazanabildiği bir iş kapısı buldurduğu için Allah’a şükür, işverenine de gerektiğinde teşekkür etmelidir.
İşçi, yaptığı işi iyi bilmeli, yeterince bilmiyorsa bir an önce eksikliklerini gidermeli, işi konusunda uzmanlaşmalıdır. Ayrıca o, iş ile ilgili her türlü mal ve bilgi gibi hususta kendisine güvenilir olmalıdır.
İşçi, işverenin haklarını korumalı, işinde haksızlık yapmamalı, az da olsa kazancına haksızlığı ve haramı bulaştırmamalıdır. İşverenin işçisinden mesul olması gibi, işçinin de işverenin kendisine emanet edilen malından mesul olduğu ve bu konuda yeterince sorumluluk duyması gerekir.
İyi bir işçi, başta işi olmak üzere, mümkünse iş arkadaşlarını ve işverenini sevmeli, en azından onlara saygı duymalıdır. Doğru cevap C'dir.
"Günümüzde esnaf odalarına benzeyen Ahilik geleneği Hacı Bektaş-ı Veli'nin tavsiyesiyle kurulan Karahanlılar'a kadar dayana bir kurumdur" cümlesinde yanlış olan bilgi hangisidir?
Cümlede geçen "Karahanlılar" yerine "Selçuklular" ifadesi olmalıdır.
I. Güzel Bir İsim Sahibi Olmak
II. Eşit Muâmele Görme Hakkı
III. Maddî İhtiyaçlarının Karşılanması
IV. Manevî İhtiyaçlarının Karşılanması
V. Eğitim Hakkı
Yukarıdakilerden hangileri çocukların anne ve babalar üzerindeki hakları arasındadır?
Anne ve babaların, çocuklarına karşı birtakım görevleri, başka bir deyişle, çocukların anne ve babalar üzerinde birtakım hakları vardır. Onları şöyle ifade edebiliriz:
a. Güzel Bir İsim Sahibi Olmak: Dünyaya gelen çocuğa, zihinde olumsuz çağrışımlar yapacak yabancı isimler değil, kendi dinî ve millî kültürümüzün ürünü olan güzel isimler koymak, anne-babanın ilk görevidir.
b. Eşit Muâmele Görme Hakkı: Dünyaya gelen her çocuğun doğumuna sevinmeli, çocuklar arasında kız-erkek ayrımı yapılmamalıdır. Hatta çocuklar arasında bir şey paylaştırılırken, kızların daha duygusal oldukları düşünülerek, kızlara öncelik verilmelidir.
c. Maddî İhtiyaçlarının Karşılanması: Çocukların her türlü maddî ihtiyaçlarını karşılamak; sağlık, beslenme, barınma ve giyim-kuşam konularındaki harcamaları ailenin imkânı ölçüsünde yapmak, bu konularda cimri davranmamak, zamanı geldiğinde çocuğunu evlendirmek de anne-babanın görevleri arasındadır.
d. Manevî İhtiyaçlarının Karşılanması: Sevgi ve şefkat, çocukların manevî gıdasıdır. Bu gıdayı onlardan esirgememek gerekir. Bir çocuğun en mutlu anı, annesinin ya da babasının, kendisini kucağına alarak sevip okşadığı ya da onun oyununa ortak olduğu andır.
e. Eğitim Hakkı: Çocuğuna iyi bir eğitim vermek, ona din ve ahlâk kurallarını, toplumun örf ve âdetlerini öğretmek, onu çağın gerektirdiği bilgilere sahip kılmak da anne-babanın görevlerindendir. Bu konuda da kız-erkek ayrımı yapılmamalıdır. Bugünün kızlarının yarının anneleri olacağı düşünülerek, onların da iyi bir bilgi donanımına sahip olmaları sağlanmalıdır. Peygamberimizin şu sözü bu konuda oldukça anlamlıdır: “Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz.” (Tirmizî, “Birr”, 33)
f. Çocuk, Önünde Pratik Örnekler Bulabilmeli: Anne-baba çocuğuna her konuda örnek olmalı; ona teorik bilgileri sadece öğretmekle kalmamalı, erdemli, iyi bir insanın nasıl olması gerektiğini davranışlarıyla göstermelidirler.
Doğru cevap E'dir.