Hz. Ömer'in İslamla müşerref olmadan önceki hayatında üstlenmiş olduğu görev aşağıdakilerden hangisidir?
Câhiliyye döneminde, Mekke şehir devletinin sifâre (elçilik) görevi Adiy ailesinin elindeydi. Bir savaş yada anlaşmazlık çıkması durumunda karşı tarafa elçi olarak bu kabileden biri gönderilir ve dönüşünde onun verdiği bilgi ve görüşlere göre hareket edilirdi. Ayrıca kabileler arasında çıkan anlaşmazlıkların çözümünde Adiy kabilesi etkin rol alır ve verdiği kararlar bağlayıcılık vasfı taşırdı. Okuma yazma bilen Ömer b. Hattab da hem Câhiliye hem de İslamî dönemde uygun olduğu zamanlarda elçilik görevini yapmıştır. Dolayısıyla, doğru cevap A seçeneğidir.
I. İslâm davetinin önündeki engelleri kaldırmak
II. Fikir hürriyetini sağlamak
III. İnsan hakları ve din hürriyetini güvence altına almak
IV. Antlaşmaları bozanları ve hainlik yapanları cezalandırmak
Hz. Peygamber döneminde cihad, yukarıdaki hangi sebepler için yapılmıştır?
Hz. Peygamber devrinde cihad, aynı zamanda İslâm davetinin önündeki engelleri kaldırmak(Maide 5/67, En’am 6/19), fikir hürriyetini sağlamak, insan hakları ve din hürriyetini güvence altına almak ve antlaşmaları bozanları ve hainlik yapanları cezalandırmak gibi önemli gayelerle yapıldı.
Cizye ayeti ilk defa ne zaman uygulanmıştır?
Cizye ayeti ilk defa Tebük seferi esnasında bu yerleşim merkezlerinde yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlara uygulandı.
Aşağıdakilerden hangisi Hz. Ebû Bekir’in hoşgörülü oluşu ile ilgilidir?
Allah Resûlü’nün vefatından sonra adı geçen şahıslar, görev yerlerini terk edip Medine’ye dönmüşlerdi. Halîfe, görevlerinde başarılı gördüğü Sa‘îdoğulları’nı eski yerlerinde bırakmak niyetini kendilerine açıklamış, ancak onlar Hz. Peygamber’den başkası için görev yapmayacaklarını ileri sürerek teklifi kabul etmemişler, bunun yerine Suriye seferlerine katılacaklarını bildirmişlerdir. Hz. Ebû Bekir, onların kararına saygı duymuştur. Ümeyye kabilesine mensup olan Hâlid b. Sa‘îd, görev yerini terk edip Medine’ye geldiğinde Hz. Ebû Bekir’in halîfe seçilmesinden memnun olmadığını açıkça ilân etmiş, bu görevi Ebû Bekir’e bıraktıkları için Hz. Ali ile Hz. Osman’ı da kınamıştı. Bu gelişmeden haberdar olmasına rağmen halîfe onun tenkitlerini olgunlukla karşılamış, olayı şahsiyet meselesi yapmamıştır. Üstelik Hz. Ömer’in yoğun muhalefetine rağmen onu Suriye bölgesine sevk edilen ilk orduya komutan tayin etmiştir. (Taberî, III, 387388).
Aşağıdakilerden hangisi ridde olaylarına sebep olan sahte peygamberlerdendir?
Peygamberlik iddiasında bulunan yalancılardan Tuleyha, Allah Resûlü’nün vefatından sonra Esed, Gatafan ve Tayy kabilelerinden taraftar toplayarak isyan başlatmıştı. Hz. Ebû Bekir, Hâlid b. Velîd komutasındaki orduyu Tuleyha’nın bulunduğu bölgeye sevk etmeden önce, Adî b. Hâtim’i mensubu olduğu Tayy kabilesine göndererek onların isyancılardan ayrılmalarını sağlamaya çalıştı. Bu girişimin ardından Hâlid, önce Tayy kabilesi yurduna, ardından da Buzâha ve Butah’a gitmek üzere harekete geçti. Adî b. Hâtim’in gayretleriyle Tayylıların pek çoğu Tuleyha’yı terk etmeye başladılar. Aynı anda Hâlid’in ordusuna katılarak Müslümanların gücünü artırdılar. Birleşik ordu, daha sonra Necid bölgesinde Büzâha’da toplanmış bulunan Tuleyha taraftarlarıyla karşı karşıya geldi (11/632). Şiddetli çarpışmalar sonucunda mağlup olan Tuleyha, Gatafan ve Esed kabilesine sığınarak yeniden İslâm’a girdiğini ilân etti.
Ahzab savaşı olarak da bilinen Hendek savaşında hendek yazma fikri kime aittir?
Hz. Peygamber, Medine'de kalıp savunma savaşı yapmak veya düşmanı şehir dışında karşılamak hususunda sahâbîlerin görüşlerine başvurdu. Müzâkerede savunma savaşı yapılmasına, savunma metodu olarak da, Selmân-ı Fârisî'nin tavsiyesi üzerine şehrin hücuma açık kısımlarına hendek kazılmasına karar verildi. Doğru cevap D'dir.
Araştırmacılar tarafından 47 veya 52 madde olarak düzenlenen ve ana kaynaklarımızda bir bütün olarak yer alan; "Kitâb", "Sahîfe" ve "Müvâdea", yani sulh antlaşması adını taşıyan metin aşağıdakilerden hangisiyle adlandırılmamıştır?
Araştırmacılar tarafından 47 veya 52 madde olarak düzenlenen bu metin, ana kaynaklarımızda bir bütün olarak yer almaktadır. "Kitâb", "Sahîfe" ve "Müvâdea", yani sulh antlaşması adını taşıyan bu belge, zamanımızda Medine Anayasası, Medine Vesîkası, Medine Belgesi ve Medine Sözleşmesi gibi isimlerle adlandırılmaktadır.