Aşağıdakilerden hangisi bireyin ergenlik dönemi dini gelişiminde etkili olan sosyal faktörlerin dışında kalır?
Çocukluk dönemi boyunca aile, dinî kurumlar, akranların etkisi ve okul bireyin ergenlik dönemi dini gelişiminde etkili olan sosyal faktörler arasında yer alır.
İslam geleneğinde “İslam dinini terk ederek, bir başka dine geçiş yapma” durumunu anlatmak için aşağıda yer alan kavramlardan hangisi kullanılır?
İslam geleneğinde başka bir dinden İslam Dini’ne girme için ihtida; İslam dinini terk ederek, bir başka dine geçiş yapma durumunu anlatmak için ise irtidat kavramı kullanılır.
Dinin ve Tanrı tasavvurunun kökleri hangi duyguda gizlidir?
Çocuğun tasavvurlarının oluşumuna kaynaklık eden anne ve baba, onun ilk Tanrı tasavvurlarının da en derin ve en önemli kaynağıdır. Her ihtiyacı olduğunda annesini yanında bulması, çocukta temel güven duygusu geliştirir Dinin ve Tanrı tasavvurunun kökleri bu duyguda gizlidir. Tanrı tasavvuru, bu dönem boyunca anneyle yaşanan ilişkinin bütün niteliklerini taşır.
Aşağıdakilerden hangisi bireyin Tanrı tasavvurunu şekillendiren faktörlerden birisi değildir?
Bireyin Tanrı tasavvurunu şekillendiren beş faktör bulunduğu öne sürülmüştür. Bu faktörler şunlardır: 1) Ana-baba ile ilişkiler. 2) Diğer önemli kişi ve gruplarla ilişkiler. 3) Kendilik kavramı veya öz-saygıya ilişkin duygular. 4) Tanrı konusundaki öğrenim ve Tanrı’nın insanlıkla ilişkisi. 5) Dini uygulama, dua, ibadet, kutsal metin okuma, dini tartışmalar ve kişinin kendi düşünceleri. Doğru cevap E'dir.
Aşağıda yer alan çocukluk ve ergenlik dönemi dini gelişimiyle ilgili teorilerden hangisi “Çocukların her biri bir öncekinden daha karmaşık ve nitelik olarak birbirinden farklı olmak üzere birbirini izleyen bilişsel evrelerden geçerek gelişirler.” temel görüşü etrafında şekillenir?
Piaget teorisinin (Bilişsel Gelişim Teorisi) temel görüşü, çocukların her biri bir öncekinden daha karmaşık ve nitelik olarak birbirinden farklı olmak üzere birbirini izleyen bilişsel evrelerden geçerek gelişmeleri ile ilgilidir.
Çocuklara anne babasının varlığı tarafından sağlanan hangi duygu çocukta Allah'la ilgili bilgi ve inancın gelişmesine bağlı olarak güç ve süreklilik kazanmaktadır?
A,B ,C ve E seçenekleri Ericsonun diğer dönemleridir.
Ana-babanın varlığı tarafından sağlanan temel güven duygusu, çocukta Allah'la ilgili bilgi ve inancın gelişmesine bağlı olarak güç ve süreklilik kazanmaktadır.
Baldwin Teorisi’ne göre bütün her şeyin nedeni ve düzenleyicisi olan Tanrı’ya bağlanma hissinin gelişmeye başladığı evre aşağıdakilerden hangisidir?
Söz konusu teoriye göre 2. evre olan entelektüel (zihinsel) aşamada çocuklar annelerini veya babalarını bütün problemleri açıklayabilen ve bütün bulmacaları çözebilen bireyler olarak algılamaktadır. Bu evre dinî alana kaydırıldığı zaman, bütün her şeyin nedeni ve düzenleyicisi olan Tanrı’ya bağlanma hissi gelişmeye başlamaktadır.
Çocuklardaki dinî ilgi hangi yolla kendini göstermeye başlamaktadır ?
A,B ,D ve E seçenekleri çocuklardaki dindarlığın karakterist özelliklerindedir.
İlk olarak aile büyüklerinin icra etmiş olduğu dinî pratikleri gözlemleyen çocuklardaki dinî ilgi, taklit ve özdeşleşme yoluyla kendini göstermeye başlamakta, zamanla sosyal çevrenin dinî ortamı ve kendi ferdi kabiliyetine göre yavaş yavaş gelişip derinleşerek kişiliğe mal olmaktadır.
Ödül, ceza, pekiştirme, taklit ve model alma fikirlerinin öğrenmeye yardımcı olduğunu açıklayan teori aşağıdakilerden hangisidir?
Çocukluk dönemi dinî gelişimini daha iyi anlamamızı sağlayan teorilerden birisi sosyal öğrenme teorisidir. Bu teoriye göre sosyal öğrenme ilkeleri, ödül, ceza, pekiştirme, taklit ve model alma fikirlerine dayanmaktadır.
Dini esaslar ile şüphesi devam ettiği için gerginliği artan ve ruhen tatmin olamadığından dolayı din değiştirme yönelimi yaşayan bir insanın aşağıdaki din değiştirme güdülerinden hangisine sahip olduğu söylenebilir?
Zihinsel güdüler, zihinsel dinamiklerin oluşturduğu etkilerdir. İnsan zihnine takılan, çözemediği, şüphe duyduğu konular olabilir. Kişinin dinî esaslarla ilgili şüphesi devam ettiği sürece gerginliği artar ve ruhen tatmin olamadığı için bunalmaya başlar. Böylece bunalımdan kurtulma, şüphe duyduğu konuda tatmin olma ve huzura kavuşma yollarını arar.
Aşağıdaki seçeneklerde yer alan “dindarlık” ile ilgili bilgilerden hangisi yanlıştır?
Her ne kadar dine yönelik ruhsal bir hazırlıktan söz edilebiliyorsa da insan, doğuştan dindar olarak dünyaya gelmez. Dindarlık, temelleri ilk çocukluk yıllarında atılan; her gelişim evresine bağlı olarak değişen, gelişen ve nihayet olgunlaşan uzun soluklu bir dinî yapılanmadır. Esasen çocuğun kendini diğer insanlardan ayırmaya başladığı 2-3 yaşlarından itibaren yaşanan her türlü bilgi ve deneyim, onun din ve ahlak gelişimini de etkiler.
I. İnsanların kendilerini bir çıkmazda bulmasıII. İnsanların kurtulmak için bir yola ihtiyaç duymasıIII. İnsandan aşkın olan ve insana yardım eden bir “şey” olmasıIV. Kurtuluşa ya da özgürleşmeye erişebilmek için insanın bir şeyler yapmak zorunda olmalarıV. İnsanın kendinden aşkın olan “şey”in belirli bir tarzda bilinebilir veya ona yaklaşılabilir olmasıYukarıdakilerden hangisi/hangileri inanç esaslarındaki farklılıklara rağmen dinlerin üzerinde temellendikleri inançların ortak alanları arasındadır?
İnanç esaslarındaki bu farklılıklara rağmen, yine de, dinlerin üzerinde temellendikleri inançların birkaç ortak alan etrafında dönme eğiliminde oldukları yönünde bazı görüşler ileri sürülmektedir. Buna göre, bu ortak alanlar: 1. İnsanlar kendilerini bir çıkmazda bulurlar (günah ve ölümlülük gibi), 2. Bu çıkmazdan kurtulmak için bir yola ihtiyaç duyarlar (kurtuluş ve özgürleşme gibi), 3. İnsandan aşkın olan ve insana yardım eden bir “şey” vardır (Tanrı, Mutlak Gerçeklik, Brahman, Nirvana gibi) veya varoluşumuzun bir amacı vardır, 4. Bu “şey” belirli bir tarzda bilinebilir veya ona yaklaşılabilir (Kutsal Kitaplarla), 5. Kurtuluşa ya da özgürleşmeye erişebilmek için insan da bir şeyler yapmak zorundadır (inanmak, benliği imha etmek, inanç esaslarına uymak gibi).
Aşağıda yer alan ifadelerden hangisi iman kelimesini için söylenemez?
Dilimize Arapça’dan geçen ve “güvenmek” anlamına gelen “emn” kökünden türeyen iman kelimesine sözlüklerde, “karşısındakine güven vermek, güven duymak, tasdik etmek ve gönülden benimsemek” anlamları verilmektedir. Bunun yanısıra “sağlamlaştırmak, kesin karar vermek, tasdik etmek” manasındaki “akd” kökünden türeyen itikad da iman karşılığında kullanılmaktadır. İnan (iman); “inanmak işi; bir kimse veya bir şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme;” İnanç (itikad) ise, bir düşünceye gönülden bağlı bulunma; Tanrı’ya, bir dine inanma, iman, itikat; birine duyulan güven, inanma duygusu; inanılan şey, görüş ve öğreti” olarak tanımlanmaktadır. Görüldüğü gibi inanç kelimesi tanımlarda imanı da kapsayacak şekilde daha genel bir anlam ifade ederken; iman, bir dine yönelme olarak, daha özel manada kullanılmaktadır.
Camide amir memur, zengin fakir, öğretmen öğrenci, her kesimden insanın aynı safta, omuz omuza, hatta camiye önceden gelenin diğerinden önde yer alarak namaz kılması, Allah’ın huzurunda herkesin eşit olduğu duygusunu güçlendirir.
Goldman'ın dinî düşünce gelişimi teorisinin ilk evresi Sezgisel Dinî Düşünce (0-7 yaş) evresidir. İşlem öncesi veya dinsel düşünce öncesi aşama olarak da isimlendirilen bu evre, 7-8 yaşlarına kadar devam edebilmektedir. Bu evrede dinî hikâyelerde geçen delillerin tümü üzerinde düşünebilmek için gerekli olan dinî materyal yeteri derecede anlaşılamamaktadır. Zira bu evrede dinî düşünce sistematik değil, parça parça bir özelliğe sahiptir. Çoğunlukla mantıksız düşünen ve tutarsız sonuçlara ulaşan bu evre çocuklarının dinî hayata dair gerçek bir fikirleri yoktur. Verilen bilgiler doğrultusunda doğru cevap D seçeneğidir.
İnsana bütüncül bir dünya görüşü kazandırması, İnanan bireyler arasında gönül birliği kurması, bireylerin hayatını anlamlı kılarak anlam arayışına cevap bulması dinin işlevsel tanımının unsurlarındandır. Tabiatüstü ve kutsal olduğuna inanılan bir varlığı temel alması ise dinin Özsel tanımının unsurlarındandır. Dinin Özsel-İşlevsel tanımına göre özü itibariyle dini inançların üçlü işlevi vardır. Bunlar sıra dışı, akıl ötesi olay ve deneyimler için açıklama getirme, insanın acı ve sefaletini anlama ve duygusal destek verme, Şeylerin nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği arasındaki kopukluğu açıklamak için işe yarar ahlaki ölçütler sağlama yolunda anlam üretme şeklindedir.