Cebr düşüncesine aşırı vurgu yapmış kelâmcı kimdir?
Ma’bed, Ca‘d ve Gaylân irade hürriyetine aşırı vurgu yaparken Cehm, cebr düşüncesine aşırı vurgu yapmıştır.
“Metinleri, bazı sosyal-siyasî etkiler sonucunda, peşin fikirlerle ve onu anlamak için değil de anladığını, önceden kararlaştırdığını Kur’ân ve Sünnet’in metnine onaylatmak isteyen” iafadesinde hangi ekolden bahsedilmektedir?
Metinleri, bazı sosyal-siyasî etkiler sonucunda, peşin fikirlerle ve onu anlamak için değil de anladığını, önceden kararlaştırdığını Kur’ân ve Sün- net’in metnine onaylatmak isteyen ve adına Cebriye denilen ekol bütün soruların etrafında oluşmuştur.
İbadet ve muamelat hangi ilmin konusudur?
Fıkhın konusu olan ibadet ve muamelat, dinî bir düşünce bağlamında ele alındığına göre her şeyden önce dinin ne demek olduğu, imanın mahiyeti ve mutlak varlık olarak Allah’ın varlığı ve birliğinin ispat olunması, sonra ona ibadetin niçin ve neden yapılması gereğinin ortaya konması gerekir.
İslâm bilgini Gazzâlî’ye göre neden her beldede Kelâm ilmiyle uğraşan kimselerin bulunması gereklidir ve bu bir farz-ı kifayedir?
Büyük İslâm bilgini Gazzâlî (ö. 505/1111)’ye göre kelâm ilmi, inanç alanında ortaya çıkacak hastalık ve problemler için bir ilaç konumundadır. Onun için her beldede bu ilimle uğraşan kimselerin bulunması gereklidir ve bu bir farz-ı kifayedir. Dolayısıyla maddi hastalıklarla ilgilenen doktorun yetiştirilmesi nasıl zarûrî ise manevî alan olan inanç alanıyla ilgilenen kelamcının yetiştirilmesi de toplum için kaçınılmaz bir zarûrettir. Böyle bir bilginden yoksun olan, onu yetiştirmeyen toplumun tamamı sorumludur.
Mu‘tezile’nin “el-usûlü’l-hamse” diye anılan beş temel prensibine temel teşkil eden görüşleri ilk önce aşağıdakilerden hangisi dile getirmiştir?
Gaylân, kelâm ilmi ve tarihi bakımından, Kaderiye ve Mu‘tezile’nin benimsediği prensipleri daha önce ortaya koyması bakımından önem arz eder. Nitekim Mu‘tezile’nin “el-usûlü’l-hamse” diye anılan beş temel prensibine temel teşkil eden görüşleri ilk önce o dile getirmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi İsferayini’ye göre Ehl-i sünnet grubuna girer?
İbn Hazm ise Ehl-i sünnet adı altında şu beş guruba yer verir. 1. Sahabe 2. Onların yolundan giden seçkin tabiun nesli 3. Ashâbü’l-hadîs 4. Onlara tabi olan fakihler. 5. Nesil nesil günümüze kadar onları takip eden, yollarını izleyen yeryüzünün doğusunda ve batısında bulunan Müslümanlar. İsferâyini de bunları Ehl-i hadîs ve Ehl-i rey olarak belirtir.
Aşağıdakilerden hangisi kelam ilminin doğuşunda rol almış kişilerden değildir?
İmam Zeyd mevcut idareye karşı çıkmış bir kişidir.
Aşağıdakilerden hangisi Eş‘arî ekolünün temel görüşlerinden olan Nübüvvet ilkesini açıklamaktadır?
Eş‘arîler öncelikle Allah’ın insanlara peygamber göndermesinin aklen mümkün olduğunu ortaya koymuşlardır. Buna göre yüce Allah’ın kullarının dünya ve âhirette mutlu olmalarını sağlamak için emirler, yasaklar, öğütler içeren talimatlar göndermesi ve bunları insanlar arasından seçeceği kimseler vasıtasıyla insanlara bildirmesi aklen imkânsız değildir. Tarih de Yüce Allah’ın insanlara kendi emir ve yasaklarını ileten insanların/ peygamberlerin varlığına tanıklık etmektedir.Bu da nübüvvet (nebi kelimesinden gelir) ilkesini oluşturmaktadır.
Basr ve Bağdat ekollerini birbirinden ayıran en önemli fark aşağıdakilerden hangisidir?
Basra ve Bağdat ekollerini birbirinden ayıran en belirgin fark, Bağdat ekolünün Hz. Ali’ye olan yaklaşımıdır. Onlara göre Hz. Ali, diğer sahabeden üstündür. Onlar Hz. Ali’nin nesline yakın duran siyasi bir tavır belirlemiş- lerdir.
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Ehl-i sünnet olarak nitelendirilen 8 (sekiz) gruptan birine yer verilmemiştir?
Teologlar Ehl-i sünnet olarak verilen 8 (sekiz) gruptan olduğu söylenemez. Bunlar: Kelamcılar, Fakihler, Sufiyyeler, Muhaddisler, lügat ve edebiyat alimleri, kıraat alimleri, cihad ehli, memleket ahalisi.
İslam dininin temelini oluşturan iki temel alan aşağıdakilerden hangisidir?
İslâm dininin konu ve muhtevasını oluşturan iki temel alan vardır. Bunlardan birincisi itikad (inanç), ikincisi ise amelî (pratik) alandır. Bir başka ifadeyle dini hükümlerin bir kısmı inançlarla alakalıdır ki bunlar dinin temelini, aslını oluşturur. Yani din, başlangıçta ve evvelemirde inanç, itikat üzerine inşa edilir. Sonra bu sağlam itikat üzerine ve ondan ayrılmaksızın, onun tabii gereği ve sonucu olarak günlük hayatta yaptığımız davranışlarımız, yani ameller (muamelât) gerçekleştirilir.
Mu’ tezile mezhebinde aşağıdaki ekollerden hangileri benimsenmiştir? I. el-va‘d ve’l-vaîd II. el-menzile beyne’l-menzileteyn III. tevhid IV. itikat
Mu‘tezile mezhebi denilince her birine özel bir anlam yüklenen tevhîd, adâlet, el-va‘d ve’l-vaîd, el-menzile beyne’l-menzileteyn ve el-emru bi’lma’ruf ve’n-nehyu ani’l-münker olarak bilinen beş esası benimseyen bir ekol anlaşılır.
Mu‘tezile, kendi içinde Basra ve Bağdat ekolü olarak iki ana şubeye ayrılsa da tüm mezhep mensuplarının ittifakla kabul ettiği beş temel ilke vardır . Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
Mu‘tezile, kendi içinde Basra ve Bağdat ekolü olarak iki ana şubeye ayrılsa da tüm mezhep mensuplarının ittifakla kabul ettiği beş temel ilke vardır ki bunlar, Mu‘tezile’yi diğer kelâm ekollerinden ayıran ve mezhebin ana karakterini oluşturan prensiplerdir. Bununla birlikte bu ilkelerin yorumunda mezhep içinde farklılıkların bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Bunlar, tevhid, adalet, va’d ve va’îd, emr bi’l-ma’ruf nehy ani’l-münker ve el-Menzile beyne’l-menzileteyn ’dir.
Aşağıdakilerden hangisi, Hz. Peygamber döneminde kelam ilminin olmama nedenleri arasında yer almaz?
Hz. Peygamber’in ve Ashab’ın inanç konularında tartışma yapmadığı asla söylenemez. Böyle bir iddia evvela Kur’ân’ın muhtevasıyla bağdaşmaz. Dolayısı ile kelam ilminin Hz. Peygamber döneminde olmama nedeni bu sebebe bağlanamaz.
Allah’ın sıfatları ve halku’l-Kur’ân hakkında ilk defa konuşan kimdir?
Halku’l-Kur’ân: Kur’an’ın yaratılmışlığı meselesidir. Allah’ın sıfatları ve halku’l-Kur’ân hakkında ilk defa konuşan Ca‘d b. Dirhem olmuştur.