Seçeneklerden hangisi yetişkinlik dönemi din eğitimi ilkeleri arasında yer almaz?
Dini konular, soyut bir anlatım tarzında sunulmak yerine örnekler, hikayelerle daha somut bir hale getirilmelidir. Benimsenmelidir. Yetişkinlerin değer ve anlam duyguları beslenmelidir. O¨ğretim zamanı ve süresi konusunda esnek davranılmalıdır. Yetişkinlerin dini^ etkinliklere katılımları teşvik edilerek, özellikle ileri yaşlarda toplumsal ilişkileri canlı tutulmaya çalışılmalıdır. O¨zellikle yaşlı bireylerin, değişime ayak uydurmada zorlandıkları gerekçesiyle eğitim etkinliklerine katılma fırsatları engellenmemeli, aksine motive edilmelidir. Yetişkinlerin ölüm bilinci kazanmalarına yardımcı olunmalıdır. İbadet her dönemde çeşitli mekanlarda yapılabilir.
Aşağıdakilerden hangisi din eğitiminin temellerinden biri değildir?
Din eğitiminin temelleri: · Psikolojik Temel · Sosyolojik Temel · Kültürel Temel · Felsefi Temel · Evrensel Temel · Hukuki Temel · Ekonomik Temel
Dinle ilgili sorular ve şüphelerin yaygın olarak görüldüğü dönem aşağıdakilerden hangisidir?
Dinle ilgili sorular ve şüphelerin yaygın olarak görüldüğü dönem Ergenlik Dönemidir.
İlk Osmanlı medresesi nerede kurulmuştur?
İlk Osmanlı medresesi İznik’te kurulmuştur. Fatih dönemine (1451-1481) kadar kurulan ilk dönem Osmanlı medreseleri, daha önce Anadolu’da kurulan medreselerin devamı olarak kabul edilebilir.
İslâm’ın bilimi teşvik ettiğini ispat etmeye çalışan ve Ernest Renan’ın iddialarını reddeden yazar aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
Bir konferansında, İslâm’ın bilime ve hikmete yer vermediğini de gündeme getiren Renan’ın sözkonusu iddialarına Namık Kemal, “Renan Müdafaanamesi” isimli eserinde cevap vermiş; tam aksine, İslâm’ın bilimi teşvik ettiğini ispat etmeye çalışmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi ilk Osmanlı medresesinin kurulduğu yerdir?
İlk Osmanlı medresesi İznik’te kurulmuştur. Fatih dönemine (1451-1481) kadar kurulan ilk dönem Osmanlı medreseleri, daha önce Anadolu’da kurulan medreselerin devamı olarak kabul edilebilir.
Aşağıdakilerden hangisi öğretim stratejilerinden sunuş yoluyla öğretime örnektir?
Sunuş yoluyla öğretim stratejisi, açıklayıcı, yorumlayıcı bir yaklaşımla kavram ve genellemelerin öğretildiği, konunun öğretmen tarafından öğrenmeye en uygun şekilde organize edilerek sunulduğu, öğretmen-öğrenci arasında yoğun bir etkileşimin yaşandığı bir öğretim stratejisidir. Sunuş yoluyla öğretme yaklaşımında, öğretmen öğrencilerin derse aktif bir şekilde katılımını sağlamaya çalışır.
Aşağıdakilerden hangisi din hizmetlerinde rehberlikte bulunacak kimselerin sahip olması gereken özelliklerden birisi değildir?
Hasetlik, din hizmetlerinde rehberlikte bulunacak kimselerin sahip olması gereken özelliklerden birisi değildir.
Arapça yazının geliştirilmesi ve Arapça gramerinin belirlenmesi için çalışmalar yapan bilim adamlarından birisi kimdir?
Arapça’nın dilbilgisi (gramer) kurallarının henüz belirlenmemiş olması, bu dilin İsla^m’ a yeni giren toplumlara öğretilmesinde zorluklarla karşılaşılmasına neden olmuştur. Nitekim yazının geliştirilmesi ve Arapça gramerinin belirlenmesi, ancak Emeviler döneminde Ebu’l-Esved ed-Düeli^ ve daha sonraları dilbilimci Si^beveyh tarafından gerçekleştirilmiştir.
Din yukarıdakilerden hangi anlamlara gelir?
Din Arapça bir kelime olup, “Sahip olma, rıza ile boyun eğme, inanma, şeriat, millet, âdet, mezhep, karşılık, hüküm verme, yönetme, tedbir alma (idare etme, tasarlama, plân yapma, düzenleme), zorlama, galip gelme, hesaba çekmek, borçlu ve alacaklı olma” gibi anlamlara gelir.
Aşağıdakilerden hangisi yöntem seçimini etkileyen faktörlerden biri değildir?
Eğitim-öğretim faaliyetlerinde kullanılabilecek yöntemlerin seçiminde bazı faktörlerin rol oynadığı bilinen bir gerçektir. Bu aynı zamanda eğitim öğretimin başarıya ulaşması için eğitimci tarafından gözetilmesi gereken bir husustur. Bu hususta 4 faktör etkilidir ve bunlar; A,B,C ve D şıklarında verilmiştir. E şıkkındaki faktör doğru değildir.
“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır!” sözünü aşağıdakilerden hangisi söylemiştir?
İslâm dini özellikle kişilik haklarına dikkat etme konusunda çok titizdir. Hem de meseleye sadece insan hakkı olarak bakmaz. İslâm tefekkürü ile yetişen Yunus Emre, şöyle demektedir: “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır!”
”Her öğretim metodu her derse ve her konuya uygun olmayabilir“ bilgisi çerçevesinde değerlendirildiğinde ”inanç esaslarının öğretimi“ için en uygun öğretim yöntemi hangisidir?
”Her öğretim metodu her derse ve her konuya uygun olmayabilir“ bilgisi çerçevesinde değerlendirildiğinde ”inanç esaslarının öğretimi“ için en uygun öğretim yöntemi Anlatım ve Soru-Cevap Yöntemidir.
Yukarıdakilerden hangisi Hz. Peygamber’in eğitim faaliyetlerini devam ettirdiği yerlerdendir?
Mekke döneminde eğitim faaliyetleri içerisinde sahabeden Erkam’ın Evi (Dârü’l-Erkam) önemli bir merkez olmuştur. Peygamber’in eğitim faaliyetleri bununla sınırlı kalmamış, kendi evi yanında, ticaret yapılan panayırlar gibi, insanlarla temas kurmaya uygun olan yerlerde de bu faaliyetler devam etmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi çocukların sorularına verilecek cevaplarla ilgili doğru değildir?
Çocukların sorularına verilecek cevaplarda şu hususlara dikkat edilmelidir:
Çocuk neyi sormuşsa ona cevap verilmeli, soru cevaplandırılmadan önce soruyu sordurtan sebepler öğrenilmeye çalışılmalıdır.
Anne babanın cevaplamakta zorlandığı sorularla karşılaştığı durumlarda, soruyu cevaplamadan geçiştirmek, çocuğu susturmak, konuyu değiştirmek, asıl ifade etmesi gerektiğini bilmediği halde cevaplamaya çalışmak gibi tavır takınmaları doğru değildir.
Çocuğun sorduğu her soruyu, din öğretimi için bir fırsat bilerek, doğrudan Allah ile ilişkili olarak cevaplamak da doğru değildir.
Ne herhangi bir suçun faili, ne de herhangi bir cezanın muhatabı olacak kadar yetkin ve sorumlu olmayan çocuğa, Allah’ı bir korku objesi olarak tanıtmanın hiç bir anlamı ve gereği yoktur.
Çocuk, ilk elden değil de, evrendeki her şeye ibret gözüyle bakmasını öğrenerek, sebep sonuç ilişkisi kurmaya çalışarak, sebepler zincirinin nihaî bir halkası olarak Allah’ı tanıması ve bilmesi daha doğru olacaktır.
Allah Tea^la^, insanlara rehber olarak gönderdiği Kur’an-ı Kerim’i, büyük bir kısmı anlaşılması oldukça kolay olduğu için nasıl tanımlamıştır?
Allah Tea^la^, insanlara rehber olarak gönderdiği Kur’an-ı Kerim’i, büyük bir kısmı anlaşılması oldukça kolay olduğu için, “mübi^n”, yani “apaçık” olarak tanımlamıştır (Neml 27/1; Ya^sin 36/69). Peygamberler de, gönderildikleri topluma kendilerini takdim ederlerken, “Ben apaçık bir uyarıcıyım” (Hud 11/25) diyerek kendilerine verilen görevin apaçık tebliğ olduğunu ifade etmişler (Ma^ide 5/92; Yasin 36/17) ve anlaşılır bir dil kullanmalarının, görevlerinin önemli bir parçası olduğunu belirtmişlerdir.
“Kendisini tanıtırken, “Ben bir philosophos’um” dermiş. Bununla, bilginin ve bilgeliğin tutkunu olduğunu anlatmak istermiş.’’? Belirtilen filozof aşağıdakilerden hangisidir?
Felsefe kavramı, sevgi anlamına gelen Yunanca “phileo” kelimesiyle, bilgi anlamına gelen “sophia” kelimelerinden meydana gelmiştir. Buna göre felsefe (filosofia), “bilgi sevgisi” ya da “bilgiyi sevmek” demektir. Pythagoras, kendisini tanıtırken, “Ben bir philosophos’um” dermiş. Bununla, bilginin ve bilgeliğin tutkunu olduğunu anlatmak istermiş.
Kur’an-ı Kerim’de, “Elest Meclisi” diye bir antlaşma vardır. Bu antlaşmada bahsedilen konu nedir?
Kur’an-ı Kerim’de, “Elest Meclisi” diye bir antlaşmadan (ahitten) bahsedilmektedir.