Giriş
Çocuk, dini açıdan sorumluluğun başlangıcı sayılan ergenlik dönemine ulaştığında, pek çok bakımdan gelişme göstermiş ve artık hayatın yükünü çekmeye kısmen hazır hale gelmiştir. Çocuğa sunulan din hakkındaki her şey ve bunların sunuluş şekli onun ileriki yaşamında dine olan yaklaşımını belirleyici etkiler yapacaktır. Aynı dinin farklı biçimlerde aktarımı, başka bir ifadeyle, dinî bilgi, duygu ve davranışların kazandırılmasında esas alınan ilkeler ve izlenen yöntemler, çocuğun ya da gencin dine karşı olumlu veya olumsuz bir tutum sergilemesinde etkili olacaktır.
Din Eğitimi ve Öğretiminde İlkeler
İlke; sözlükte, “başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, öğe, unsur; temel düşünce, temel inanç; temel bilgi; her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, prensip ve doğru davranış kuralı” olarak tarif edilir. Felsefi bir terim olarak ilke, “zamansal, mantıksal, epistemolojik ya da ontolojik düzende ilk olana verilen addır.”
Din eğitimi ve öğretimindeki en önemli ilkeler şu şekildedir;
• Bireysellik
• Bütünlük
• Açıklık
• Amaca dönüklük
Herkesin boyu, ağırlığı, saç ve göz rengi, zekâsı ve toplumsal özellikleri farklıdır; biri diğeri ile aynı değildir. Bu farklılaşma, kişinin bedensel, zihinsel, duygusal, toplumsal, ahlâkî ve dinî özelliklerinde de görülür. Bireysel farklılıkların bir kısmı gelişimseldir; yani kişinin bulunduğu yaşın gelişim özelliklerinden kaynaklanır. Ancak her zaman gelişimsel olmayabilir. İnsanların zihinsel, duygusal ve bedensel potansiyelleri yaratılış itibariyle de farklılık gösterir. Bireysel farklılıkların başka bir kısmı da çevresel etkilerle oluşur. Aynı yaşlarda ve birbirine yakın gelişimsel özelliklere sahip oldukları halde birbirinden farklı çevrelerde yaşayan insanlar, bulundukları yerin şartlarından etkilenirler. Bireysellik ilkesi, bireyin farklılaşan özelliklerini eğitim sürecinde dikkate almayı ifade eder. Bu ilke doğrultusunda bir din eğitimcisi, muhataplarından her birinin ayrı bir kişiliği olduğunu, bireysel farklılıkları bulunduğunu bilmeli ve eğitim öğretim esnasında bu farklılıkları göz önünde bulundurmalıdır.
Bütünlük, genel anlamda, “her şeyin, bir başka şeyle ilişkili ve bağlantılı olduğu” düşüncesinden kaynaklanır. Din eğitimi açısından bütünlük, insanı sadece bir kaç yönü ile değil, bütün fıtrî kabiliyetlerini geliştirmeyi ifade eden bir kavramdır. Bütünlük, bireyin farklı bütün yönlerini eğitmeyi ifade eden bir kavram olduğu gibi, aynı zamanda toplumun bütün fertlerini eğitmeyi ifade eden bir kavram olarak da görülmelidir.
İnsanın, çevreden gelen etkileri ya da mesajları doğru algılaması ve eksiksiz bir şekilde anlamlandırabilmesi için, iletilerin net, mesajların açık ve anlatılanların anlaşılır olması gerekir. Soyut konular, mümkünse somut örneklerle açıklanmalıdır. Konuları anlatırken, somuttan soyuta, bilinenden bilinmeyene, yakından uzağa doğru bir yaklaşım sergilemeli ve tedrici bir yol izlemelidir.
Her eğitim sisteminin mutlaka birtakım amaçları ve gerçekleştirmek istediği hedefleri vardır. Eğitim faaliyetleri belli bazı amaçlar doğrultusunda yapılırlar. Eğitim öğretimde amaçlardan sadece öğretmenin değil, öğrencilerin de haberdar olması son derece önemlidir. Böylece öğrenci de kendisine kazandırılmak istenen davranışlar hakkında bilgi sahibi olacak ve bu sayede öğrenmesi kolaylaşacaktır.
Din Eğitimi ve Öğretiminde Yöntemler
Genel anlamda yöntem, “hedefe ulaşmada izlenen en kısa yol” olarak tanımlanır. Eğitim öğretim sürecinde, öğrenme olayını gerçekleştirmek amacıyla başvurulan tüm yollara da öğretim yöntemleri denir. Öğretim yöntemlerinin belirlenmesi ve seçiminde ise daha önceden benimsenen öğretim stratejileri etkili olur. Strateji, bir amacı gerçekleştirmek için işe koşulan yöntem, teknik ve taktiklerin bütününü ifade eden bir kavramdır. Öğretim stratejileri, “nasıl öğretelim?” sorusuna cevap vermek için uygun yöntem ve tekniklerin seçilmesine öncülük eder. Belli başlı öğretim stratejilerine önek verilecek olursa;
• Sunuş yoluyla öğretim stratejisi
• Buluş yoluyla öğretim stratejisi
• Araştırma yoluyla öğretim stratejisi
Sunuş yoluyla öğretim stratejisi, açıklayıcı, yorumlayıcı bir yaklaşımla kavram ve genellemelerin öğretildiği, konunun öğretmen tarafından öğrenmeye en uygun şekilde organize edilerek sunulduğu, öğretmen-öğrenci arasında yoğun bir etkileşimin yaşandığı bir öğretim stratejisidir.
Buluş yoluyla öğretim stratejisi, bireyin kendi deneyimleri yoluyla yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi önceleyen bir yaklaşımdır. Keşif yoluyla öğretme yaklaşımı olarak da bilinen bu öğretim stratejisinin uygulanmasında tümevarımcı bir mantık izlenir.
Araştırma-inceleme yoluyla öğretim stratejisi, öğrencinin bir problem durumu ile karşı karşıya getirilerek çözmeleri için harekete geçmelerini, araştırma ve inceleme yoluyla sonuca ulaşmalarını amaçlayan bir yaklaşımdır.
Eğitim-öğretim faaliyetlerinde kullanılabilecek yöntemlerin seçiminde bazı faktörlerin rol oynadığı bilinen bir gerçektir. Bu faktörler şunlardır;
• Dersin muhtevası
• Öğrencilerin özellikleri
• Öğretmenin özellikleri
• Zaman, maliyet ve fiziksel imkânlar
Dersin muhtevasına göre, kazandırılmak istenen hedef davranışlar da değişebilecektir. Öğretim yöntemleri hedefe en uygun ve en kısa yoldan ulaşmak için başvurulan yollardır. Dolayısıyla istenen hedefin durumuna ve özelliğine göre de öğretim yöntemlerinin değişmesi mümkündür.
Öğrencilerin özellikleri açısından bireysellik ilkesi de göz önüne alınarak yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel farklılıklar öğretim yöntemleri seçiminde etkilidir.
Öğretmen özellikleri açısından değerlendirildiğinde; öğretmen, konunun gerektirdiği ve öğrencilerin seviyelerine uygun yöntemleri seçip kullanmak durumundadır. Bununla birlikte, öğretmenin kişilik özellikleri, aldığı eğitim, içinde yetiştiği aile ve sosyo-ekonomik çevre vb. faktörler de öğretmenin yöntem seçimine etki edebilir.
Zaman, maliyet ve fiziksel imkânlar açısından ele alındığında ise Eğitim öğretim yapılan mekânların büyük veya küçük oluşu, dar veya geniş oluşu, biçimi, sıra düzeni vs. gibi fiziksel özelliklerden dolayı öğretim yöntemi seçimi değişebilmektedir.
Din eğitimi ve öğretimi sürecinde kullanılabilecek belli başlı öğretim yöntemleri şunlardır:
• Anlatım Yöntemi
• Soru-Cevap Yöntemi
• Grup Tartışması Yöntemi
• Problem Çözme Yöntemi
• Gösterip Yaptırma Yöntemi
• Gözlem Gezisi Yöntemi
• Örnek Olay İncelemesi Yöntemi
Anlatım yöntemi, takrir ve düz anlatım adlarıyla da anılmaktadır ve sadece okullarda değil, toplumsal etkinliklerin büyük bir bölümünde vazgeçilmez konuşma ve öğretim yolu olarak kabul görmüş, geçmişte yüksek bir mevkie sahip olmuştur. Eğitimcilerin çoğu, bu metodun olabildiğince az kullanılmasından yanadırlar. Hatta öğrenciyi pasifleştirdiği, insanı adeta bilgileri emen bir sünger konumunda gördüğü, çoğu zaman öğrencilere soru sorma ve düşüncelerini açıklama fırsatı vermediği için, anlatım yönteminin en etkisiz yöntemlerden biri olduğunu ifade edenler de olmuştur. Din eğitimi ve öğretiminde, yüzyıllardır cami kürsülerinden vaizler, minberlerden imam-hatipler, cemaate hitap ederken bu yöntemi kullanmışlardır. Anlatım yöntemi, bilgileri daha az bir zaman içinde ve kalabalık dinleyici kitlesi ile paylaşmaya imkân veren bir öğretim yöntemidir. Sözlü anlatıma ağırlık verdiği için, anlatmayı gerektiren her türlü derste kullanılabilir. Bilgilerin düzenli, bir sıraya göre ve aşamalı olarak sunumu en iyi şekilde ancak anlatım yöntemi ile mümkün olur.
Soru-cevap yöntemi de eğitim tarihi kadar eski bir öğretim yöntemidir. Sokrates tarafından bir öğretim metodu olarak kullanıldığı için Sokrates yöntemi ve bulduru yöntemi olarak da bilinir. Ayrıca, eski kaynaklarımızda isticvab adıyla anılır. Öğretmenin, öğrencilere bir konu ile ilgili sorular sorması ve bu sorulara aldığı cevaplardan yeni sorular üreterek soru-cevap süreci içinde öğrencinin konuyu kavramasını sağlamaya dayalı bir yöntemdir. Soru cevap yöntemi; öğrencinin derse bir şekilde aktif katılımını sağlaması, onu düşündürmeye sevk etmesi, kendini ifade etmesine ve sosyalleşmesine imkân vermesi, bildikleri ve bilmedikleri hakkında öğretmene dönüt sağlaması, bilişsel olarak üst düzey öğrenmelere zemin hazırlaması, analitik ve eleştirel düşünmeye sevk etmesi, ustaca kullanıldığı sürece öğrencinin zevkle katıldığı bir yöntemdir.
Grup tartışması, en az üç-altı veya daha fazla öğrencinin bir araya gelmesi, bir konuyu incelemesi, bir sorun üzerinde konuşması ve çözüm üretmesi çalışmasıdır. Genellikle, grup içi yönetimin sağlanması açısından ya öğretmen veya öğrencilerden biri grubun yöneticiliğini üstlenir. Bu yöntem, öğrencilerin öğrenme sürecine etkin katılımını sağlar, etkili iletişim kurma becerilerini geliştirir, bilgilerini ve düşüncelerini açıkça ortaya koyma ve birbiriyle paylaşma imkânı verir, sorunları daha iyi anlama, tanımlama ve çözüm yolları üretme kabiliyetlerini geliştirir. Küçük grup tartışması, 3-6 kişilik gruplar tarafından yapılan tartışmalardır. Büyük grup tartışması, daha kalabalık öğrenci grubunun ya da sınıfın tümümün tartışmaya katılması ile gerçekleşen öğretici bir etkinliktir. Münazara, iki grubun, bir konuyu karşıt iki tez halinde ele alarak dinleyiciler ve jüri önünde savunmalarıdır.
Problem çözme yöntemi, bilimsel araştırma yöntemini temel alan bir öğrenme yaklaşımıdır. Öğrencinin; (1) bir problemle karşı karşıya getirilerek, (2) çözüm yolları hakkında düşünmesi ve hipotezler üretmesi, (3) çözüme ulaşabilmesi için veri toplayarak belli bir düzen içinde organize etmesi, (4) sonuca ulaşması ve (5) sonuçları test etmesi aşamalarını içeren, öğrencinin aktif bir şekilde öğrenmeye katılımını gerektiren bir yöntemdir. Problem çözmede tümevarım veya tümdengelim yolları izlenebilir. Problem çözme yöntemi, araştırma-inceleme yoluyla öğretim stratejisi içinde yer alır.
Gösterip yaptırma, bilgi kazandırmak, ilgi uyandırmak, göze ve kulağa aynı anda hitap etmek suretiyle işin nasıl yapıldığını göstermek için başvurulan bir öğretim yöntemidir. Bir işin, hareketin veya davranışın en uygun biçimde ve ustaca nasıl yapılabileceğini göstermesi bakımından önemli bir öğretim yöntemidir. Gösteri veya demonstrasyon yöntemi olarak da isimlendirilmektedir.
Gözlem gezisi yöntemi, bir dersin özel veya genel amaçlarını gerçekleştirmek üzere, önceden hazırlanan bir plan çerçevesinde belli olayların, nesnelerin ve durumların, gerçek mahallinde izlenmesi, gözlenmesi ve incelenmesine yönelik öğretim amaçlı faaliyetlerdir. Gözlem yoluyla öğrenciler, olayları, nesneleri gerçek biçimiyle görmeyi öğrenir, doğrudan tecrübe edinir ve içinde yaşadıkları çevreyi daha iyi öğrenirler. İlköğretim ve orta öğretim düzeyinde din eğitimi ve öğretiminde gözlem gezisi yapılabilecek yerler, ilk başta mabetler, yani mescitler, camiler, kiliseler, havralar olmak üzere, kütüphaneler, dinî-tarihi mirasın kalıntıları ve göstergeleri durumundaki yapılar, çeşmeler, hanlar, kervansaraylar olabilir. Ayrıca, yardımlaşma ve dayanışma kurumları, aş evleri, huzur evleri, çocuk esirgeme kurumları, hastaneler ve daha birçok yer, gözlem gezisi yöntemi kullanılarak öğretim konusu yapılabilecek yerlerdir.
Örnek olay incelemesi yöntemi, bir olayı ya da sorunu yazılı veya sözlü, görsel veya işitsel araçlarla öğrencilerin dikkatine sunarak, söz konusu olay hakkında değerlendirme yapma, neden-sonuç ilişkisi kurma ve çözüm önerileri sunmaya dayalı bir öğretim yöntemidir. Kur’an-ı Kerim’deki kıssalardan bir bölüm, peygamberlerin, sahabenin ve İslâm büyüklerinin hayatlarından bir kesit, geçmişte yaşanmış bir hadise, ahlâkî ikilem içeren bir hikâye ya da masal, günlük gazetelere, televizyon haberlerine konu olan bir olay, din eğitimi ve öğretiminde incelenecek örnek olay konusu olabilir.