I. dindarlık dinamik bir yapı ve süreçtir
II. dindarlık hayatın her alanında etkisini gösterir
III. dindarlık kişinin ruhsal sağlığına göre değişiklik gösterir
IV. dindarlık siyasi ve toplumsal olaylara göre değişebilir
V. dindarlık yaşa göre değişebilir
Din psikolojisi hem öznel, bireyin iç dünyasında yer alan dini ele alır hem de kültürel bir gerçeklik olarak var olan dinin psikolojik yönünü inceler. Yukarıdaki dindarlık özelliklerinden hangisi bu durumla ilişkilidir?
I, II, III, IV, V
Dini, inanan insan için yaşama gücü ve hayat kaynağı olarak değerlendiren düşünür kimdir?
W. James dini, inanan insan için yaşama gücü ve hayat kaynağı olarak değerlendirmiştir. Aynı şekilde Jung’da, dinî inanç ve pratiklerin ruh sağlığına olumlu yönde katkıda bulunduğu konusundaki klinik tecrübelerini pek çok kez ifade etmiştir. Kısacası din, insanın ruh sağlığını koruyucu bir etkiye sahip olduğu gibi, ruh sağlığı bozulma eğilimi gösteren insanlar için de bir çıkış kapısı olarak görülebilmektedir. Nitekim dinî bir arayış ve değişim yaşayan çoğu kimseler yeni durumlarında bazı ruhsal sorunlarının çözümünü bulabilmekte, daha önce bulamadıkları huzur ve güveni yeni dinî hayatlarında yaşayabilmektedir.
Hayata gözlerini açan her insan yavrusu, kendisini bir dinî geleneğin ve kültürün içerisinde bulur. Dinî sözler ve telkinlerle karşılaşır, dinî nesne ve mekânları müşahede eder, dindar kimselerle görüşür ve onlarla iletişim içerisinde hayatını sürdürür. Din hakkında ailesinden, çevresinden çeşitlibilgiler öğrenir; dinî ibadetlerini yerine getiren insanları görür ve zaman zaman bu ibadetlere kendisi de katılır. Sorular sorar, araştırmalar yapar, dinî söz ve kavramları kullanmaya yönelir. Böylece kişisel anlamda dindarlık denilen yaşantı ortaya çıkmaya ve yapılanmaya başlar. O halde dindarlık, belli bir dinin inanç ve öğretilerinin belli bir zaman ve şartlarda belli bir kişi, grup ya da toplum tarafından yaşanmasını ifade etmektedir. Dindarlık hem kişinin bağlı olduğu dine ait inançlar ve değerlerle ilgilenme ve etkinliklerle meşgul olma düzeyi ve hem de bireysel ya da grup düzeyinde bunların yapılaşmış biçimlerini ihtiva eden bir kavramdır. Dindarlık, bir kişinin ya da grubun günlük hayatında dinin önemini ifade eden, dine inanma ve bağlanma derecesini gösteren bir kavramdır. Cevap E'dir.
aşağıdaki işlevsel tanımlardan hangisi dinin ana konusunun “ölüm” olduğundan hareketle ifade edilmiştir?
Dinin ana konusunun “ölüm” olduğundan hareketle bir başka işlevseltanım şu şekilde ifade edilmiştir:“ Din, canlı varlıklar olduğumuzu ve mutlaka bir gün- bizimle birliktediğer canlı varlıkların- öleceğimizi bilmemiz olgusundan doğansorunların sorumluluğunu tek tek şahsen yüklenmeye bizi sevk edenher şeydir ”(Batson-Ventis, 1982, s.7).Bu tanımda da dinin, ölümü kabullenme, hayatın sorumluluğunuyüklenme işlevine öncelik verildiği görülmektedir.
Dini, düşünmenin, hissetmenin, davranışın ve ilişki kurmanın bir yolu olarak düşünürsek, o insan ve toplum hayatının her boyutunda yer alır. Bu yüzden de bütün boyutlarıyla dinin tek bir tanım altında ortaya konulması oldukça güç gözükmektedir. Dinin tanımlanmasındaki zorluğa ilişkin olarak aşağıdaki öncüllerden hangileri doğrudur?
I. Dinin bilişsel yönüne önem verilmelidir.
II. Dinin bilimsel olarak incelenemeyeceği göstermektedir.
III. Tecrübeye dayalı bir yolla dinî olgular hakkında elde edilen bilgilerin tek başına yeterli olmayacağı anlamına gelir.
IV. Din psikologları nicel ölçmeye dayalı yöntemlerin yanında nitel anlama ve yorumlama yöntemlerine de başvururlar.
Dinin tanımlanmasının zor olması, onun bilimsel olarak incelenemeyeceği anlamına gelmez. Sadece tecrübeye dayalı bir yolla dinî olgular hakkında elde edilen bilgilerin tek başına yeterli olmayacağı anlamına gelir. Bu yüzden din psikologları nicel ölçmeye dayalı yöntemlerin yanında nitel anlama ve yorumlama yöntemlerine de başvururlar.
Freud ve Marx din karşıtı olan kişiler bireylerin dindarlığını yalnızca acziyete indirgerler.
Din psikolojisi aşağıda yer alan alanlardan hangisini anlamaya çalışır?
Din Psikolojisi bireylerin ruhsal yaşayış ve davranışlarında ortaya çıkan dini olguyu anlamak, tasvir etmek ve en genel kavramsal çerçevelerle ifade etmek amacıyla araştırmalarını sürdürür. Dinin sadece insani değil aynı zamanda kültürel gerçeklik boyutunu açığa çıkarmaya çalışır. Ayrıca dinin gerçek kaynağı ve özü, dini kavram ve değerlerin nihai hakikati gibi konularda hüküm yürütmek din psikologlarının işi değildir. Aynı şekilde bu alan herhangi bir din, mezhep, gelenek ve doktrinin diğerlerine üstünlüğünü de tartışmazlar.
Oldukça yaygın, yaygın olduğu kadar da olumsuz sonuçlar doğurabilecek olan stresin etkisini azaltma konusunda en etkili faktörlerden birisi dinî inançtır. Dolayısıyla stresi azaltmak ile dini inanç arasında doğru orantı mevcuttur. Aşağıdaki unsurlardan hangisi ile din arasında daimi bir paralellik söz konusu değildir?
Yaş ile dindarlık arasında kesin bir orantıdan bahsedemeyiz. Bir birey her yaş skalasında farklı dini eğilimlere sahip olabilmektedir.
Dindarlığın eğitim boyutu konusunda en önemli kurum niteliği taşıyan kurum aşağıdakilerden hangisidir?
Önemli bir kurum olan aile kurumu, dindarlığın eğitim boyutu konusunda da en önemli kurum niteliğini taşımaktadır. Kaba bir basamaklandırma yapılacaksa, dindarlığın aile ortamında temellendiği; daha sonra okul, kurs, ibadethane, vakıf, kitle iletişim gibi örgün ve yaygın eğitim kurumları aracılığıyla geliştirildiği söylenebilir.
I. Din SosyolojisiII. Din FenomenolojisiIII. Dini İnanç ve ÖğretileriIV. Din FelsefesiV. Dini Mezhep ve Cemaat farklılıklarıDin Bilimleri, İlâhiyat İlimleri ile İnsan Bilimlerinin kesiştikleri bir ortak noktada yer alan bir dizi bilim dalıdır. Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri din bilimleri başlıca çalışma alanlarındandır?
Dini inanç ve öğretileriyle , mezhep ve cemaat farklılıkları ilahiyat ilimlerinin konusudur.
Dindar insanlar, yapılan bazı kötü davranışların hesabını vermeyi düşünüp diğer insanlardan daha fazla korku hissetme potansiyeli taşımaktadırlar. Dolayısıyla hata yapmaktan diğer insanlardan daha fazla kaygı duymaktadırlar.
Yapılan çalışmalar genel olarak değerlendirildiğinde, aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Genel olarak il ve büyük şehir gibi nüfusun yoğun olduğu yerleşim birimlerinde yaşayanlar, diğer daha küçük yerleşim birimlerinde yaşayanlara oranla dine daha ilgisiz ve uzak durmaktadırlar. Doğru cevap C seçeneğidir.
Aşağıdakilerden hangisi iç güdümlü dindarlığın özelliklerindendir?
Kişinin kendi içinden gelmeksizin Allah’a yönelmesi Dini değerler, birinci derecede önem ve anlam taşıyan bir konuma sahip olmaması, dinin toplumda makam ve mevki elde etme, başkaları nezdinde değerli ve itibarlı olma için bir vasıta olarak görülmesi, dua ve ibadeti, Allah’a karşı sorumluluk ve tapınma görevinin bir gereği olmaktan çok, başları sıkıştığında başvurulan geçici bir ilişki olarak algılanması dış güdümlü dindarlığın özelliklerindendir. İç güdümlü dindarlıkta kişiler kendilerini dine uyumlu hale getirme çabasındadırlar.
Dinin, asli ve değişmez bazı unsurları vardır ve bunların sosyal ve kültürel alana indirgenmesi mümkün değildir. Doğru cevap D'dir.
Kişinin kendi içinden gelmeksizin Allah’a yönelmesi, Dini değerlerin, birinci derecede önem ve anlam taşıyan bir konuma sahip olmaması, dinin toplumda makam ve mevki elde etme, başkaları nezdinde değerli ve itibarlı olma için bir vasıta olarak görülmesi, dua ve ibadeti, Allah’a karşı sorumluluk ve tapınma görevinin bir gereği olmaktan çok, başları sıkıştığında başvurulan geçici bir ilişki olarak algınması dış güdümlü dindarlığın özelliklerindendir. İç güdümlü dindarlıkta kişiler kendilerini dine uyumlu hale getirme çabasındadırlar.