Glock ve Stark tarafından ortaya konan dindarlığın boyutlarından değildir?
Dindarlığın beş boyutlu tanımlamasında manevi boyut yoktur.
İnsanı dine yönelten biyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel kaynaklardan söz edilmektedir. Aşağıdakilerden hangisi sosyo-kültürel kaynaklar arasında gösterilebilir?
Eğitim
Dini sembollerle etkileşime giren bireyler öznel bir gerçeklik olarak kişisel dindarlıklarını oluşturur. Bununla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi uygun bir ifade değildir?
Nesnel dini geçeklik her birey üzerinde aynı etkiyi gösterir
Bireylerde dini şüphe, kararsızlık ve çalkantıların durulmaya başladığı ve zamanla ortadan kalktığı dönem aşağıdakilerden hangisidir?
Genel bir anlayışla, 22-40 yaş aralığını temsil eden ilk yetişkinlik dönemi, ergenlikte yaşanan dinî şüphe, kararsızlık ve çalkantıların durulmaya başladığı ve zamanla ortadan kalktığı bir dönemdir.
Kültürleme, kültür mayası, üst kimlik, dini çeşitlilik kavramları aşağıdakilerden hangisiyle daha çok ilgilidir?
En basit tanımıyla toplumsallaşma, insanın zamanla birlikte toplumun birüyesi haline gelmesidir. Toplumsallaşma, bireyin belirli bir toplumsalçevrede kişilik kazanması, toplumla bütünleşmesidir. Her toplumun kendini diğerlerinden ayıran özel bir kültürü mevcuttur. Kültür, toplumun binlerce yıldan beri oluşturduğu ortak amaçların, beklentilerin, değerlerin, inançların, duygu ve düşüncelerin; kısaca ortak değer ve davranış kalıplarının depolanıp saklandığı bir tür toplumsal bellek olarak da kabul edilebilir. Bu toplumsal bellekte, sonraki kuşakları aşılayacak özel bir kültür mayasıkorunur. Kültürün sonraki kuşaklara aktarılması kültürleme ile olur. Din birçok millikültürü birbirine bağlayabilir ve bütünleştirebilir. Örneğin İslam kültürü, doğudan batıya ve kuzeyden güneye pek çok milletin kültürü için şemsiye görevi görür ve birbirine bağlar. Bu anlamda Müslüman kavramı, Türk, Arap, Mısırlı, İranlı gibi kimliklerin üzerinde bir üst kimlik ifade eder. Doğru yanıt D'dir.
I. Din fenomenolojisiII. Din antropolojisiIII. Dinler tarihiIV. Din felsefesiV. Din sosyolojisiYukarıdakilerden hangileri din bilimlerinin başlıca alanlarındandır?
Din Bilimleri, İlâhiyat İlimleri ile İnsan Bilimlerinin kesiştikleri bir ortak noktada yer alan bir dizi bilim dalıdır. Din Psikolojisi ile aynı sınır üzerinde yer alan ve dinî olguları tecrübî yöntemlerle inceleyen bir dizi bilim dalı olan Din Bilimleri denilen bu alanlar, din sosyolojisi, din felsefesi, din fenomenolojisi, din antropolojisi ve dinler tarihinden oluşur.
I. GazzaliII. İbn-i SinaIII. FarabiIV. KindiYukarıdaki İslam bilginlerinden bilginlerden hangisi/leri rüya psikolojisiyle ilgilenmişlerdir?
Gazzali davranış tahlillerine dayalı eserler verirken, Farabi, onun öğrencisi olan İbn-i Sina ve Kindi rüya psikolojisi hakkında çalışmalar yapmışlardır.
Genel olarak bakıldığında dinin birey ve topluma yönelik birçok etkisi bulunmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi dinin topluma yönelik işlevinden bahsetmektedir?
Şıklara baktığımızda doğru cevap dışındakiler dinin bireye yönelik etkilerinde bahsederken C şıkkı toplum üzerindeki etkisinden bahsetmektedir.
I. Kimlik sahibi, dürüst ve samimi olmakII. Kişisel sorumluluk duygusu kazanmakIII. Belli amaçlara sahip olmak IV. Kişisel duyarlılıkta derinleşmekV. Stres ve krizlerle başa çıkma konusunda uyum sağlayıcı stratejiler geliştirmekYukarıdakilerden hangisi/hangileri dinî inanç ve pratikler ekseninde şekillenen değerlerin psikoterapiye katkıları arasında yer alır?
Değerlerin hem ruh sağlığına hem de psikoterapiye katkıları bazı araştırmacılar tarafından şu şekilde dile getirilmektedir: Dinî inanç ve pratikler ekseninde şekillenen değerler; kimlik sahibi, dürüst ve samimi olmak, kişisel sorumluluk duygusu kazanmak, belli amaçlara sahip olmak, gelişmeyle ilgili motivasyon ve kişisel duyarlılıkta derinleşmek, stres ve krizlerle başa çıkma konusunda uyum sağlayıcı stratejiler geliştirmek, kendi kendine karar verebilme yeteneği kazanmak, fiziksel sağlıkla ilgili iyi alışkanlıklar geliştirmek gibi ruh sağlığını olumlu yönde etkileyecek birçok davranışın gelişmesine katkıda bulunmaktadır.
“Gerçek bir dost olarak Allah yeter.” Nisa suresinin 45. ayetinde yer alan bu ayet aşağıdaki ilişkilerden hangisinin bağlamında ele alınabilir?
Kutsalla ilişkiye girmenin, insanın iç dünyasında manevi bir alan yarattığı, sosyal olarak kendisini yalnız hisseden insanın en azında bu alanda yalnızlık hissetmeyeceği ve terk edilmişliğin insan psikolojisinde oluşturacağı yansımaların olumsuz etkisini en alt düzeye indirebileceği söylenebilir. “Gerçek bir dost olarak Allah yeter (Nisa/45)” ayeti, bütün sosyal bağların çözüldüğü durumlarda bile, dinî inancın insanın ayakta kalmasına katkıda bulunabileceğine atıfta bulunurken; “Allah’ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de” (Yunus/62) ayeti ise kutsal ile girilen bu ilişkinin, huzursuzlukların etkisini azaltmada işlevsel olabileceğini ima etmektedir.
Bir çocuğun babasından görerek dini ritüelleri öğrenmesi hangi öğrenme yaklaşımını anlatmaktadır?
Her insanın kişilik gelişiminde, özellikle taklit ettiği veya benzemeye çalıştığı belirli özdeşim örnekleri ve davranış modelleri vardır. Bunlar, başta anne/baba olmak üzere aile üyeleri; yakın arkadaşlar; ilgi alanına göre din, bilim, sanat, spor ve eğlence dünyasından sevilen ve sayılan bireylerdir. İnsanın kişilik ve kimliği, büyük ölçüde seçtiği modellerin görüş ve davranışlarından etkilenerek oluşur. Buna model alma yoluyla öğrenme denir. Sosyal çevrede gerçekleşen en yaygın öğrenme model alma; gözlemleyerek öğrenme, taklit, özdeşleşme ve içselleştirme süreçlerini birlikte ihtiva eder.
Aşağıdakilerden hangisi İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin diğer öğrencilere göre daha dindar olma sebeplerinin dışında kalır?
İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin büyük bir çoğunluğunun İmam-Hatip Lisesi kökenli oldukları görülür. Daha lise öncesinde din eğitimi almaya başlayan, bu çerçevede dini anlamaya ve yaşamaya çalışan, nihayet yüksek seviyede din eğitimi alarak dinî inanç ve değerleri benimseme düzeyi artan gençlerin hem genel anlamda dinî duyarlılıklarının güçlü olması, hem de dinî pratikleri daha fazla yerine getirme eğilimi göstermeleri beklenen bir durumdur. Bireysel ilgi ve amaçların dışında ayrıca başta aile olmak üzere, ders programı farklılığının, yaşanan ve öğrenim görülen sosyo-kültürel çevrenin yönlendirici ve biçimlendirici etkisine de dikkat çekmek gerekir.
I. Ümit etme
II. İyimser olma
III. Alkolden kaçınma
IV. Egzersiz yapma
V. Sigara içmeme
Dindarlığın fizyolojik etki ve işlevleri bulunmaktadır. Yukarıdakilerden hangisi ile dindarlık fiziksel sağlığa doğrudan katkı sağlayabilir?
III, IV, V
"Dini^ inanç ve pratiklerin ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediği yönündeki görüşler, günümüzde artık eskisi kadar itibar görmemektedir." Aşağıdakilerden hangisi bu duruma kanıt olarak gösterilemez?
Hıristiyanlık dinindeki “asli^ günah” öğretisi ve bu inanç öğretisi ekseninde gelişen “cezalandırılma korkusu” kişilerde derin suçluluk kaygısı doğurabilecek niteliktedir. Bu duygu Hıristiyan din adamlarının Tanrı adına insanları affedebilme yetkisi taşımasıyla bertaraf edileme çalışılmıştır.
‘Teolojilerdeki düşünce ve pratiğin nedeni olarak ileri sürülen, hem geniş hem de dar olarak tasavvur edilen’ şeklinde tanımlanan ve manevi yaşamın ele alınışlarından biri olan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
Beyin-inanç ilişkisiyle ilgili ortaya atılan teorilerden biri, beyin uzmanı E. D’Aquili tarafından geliştirilmiştir. Teoriye göre aşağıdakilerden hangileri doğrudur?
I. Beynin gündelik olaylar arasında bağlantılar kurmaya çalışan herhangi bir bölümü, yeri geldiğindeTanrı konusunu da işleyebilmektedir.
II. Beynin farklı bölümleri, din ile ilgili farklı işlevler üstlenmektedir.
III. Dinî tecrübelerden bir kısmı, insanın belleğinden ölünceye kadar silinmeyecek ölçüde etkili olabilir.
IV. Beynin bir noktası, din açısından büyük önem taşıyan vahdet/birlik fikrini anlamaya odaklanmıştır.
Beyin-inanç ilişkisiyle ilgili ortaya atılan teorilerden biri de, beyin uzmanı E. D’Aquili tarafından geliştirilmiştir. O, beynin farklı bölümlerinin din ile ilgili farklı işlevler üstlendiğini iddia etmiştir. Ona göre beynin bir noktası, din açısından büyük önem taşıyan vahdet/birlik fikrini anlamaya odaklanmıştır. Diğer bir noktası ise, Tanrı’nın dünyada olup bitenleri nasıl düzenlediğini anlamakla ilgilenmektedir. Dinî tecrübelerden bir kısmı, insanın belleğinden ölünceye kadar silinmeyecek ölçüde etkili olabilir. Yapılan son araştırmalar, böyle bir tecrübenin yaygın olarak yaşandığını ortaya koymaktadır. Ancak, bu dinî tecrübelerin çoğunun daha ziyade dünya hayatıyla ilgili olduğu tespit edilmiştir. D’Aquili’ye göre bu açıdan bakıldığında, samimi bir dindarın yaşadığı her olayı dinî tecrübe gibi yorumlamasına şaşmamak gerekir. Zira beynin Tanrı’yla ilgilenen kısmı bu işin yanı sıra başka işlerle de ilgilenmektedir. Beynin gündelik olaylar arasında bağlantılar kurmaya çalışan herhangi bir bölümü, yeri geldiğinde Tanrı konusunu da işleyebilmektedir. Doğru cevap E'dir.
Dindar insan açısından vazifeye bağlılık, doğruluk, adalet, şefkat ve hürmet, yardımlaşma gibi ahlâkî değerler sadece toplumsal uyum ve kabul açısından değil, ilahî otoriteye uygunluk ve ahiret mutluluğu için de önem taşımaktadır. Toplumca “iyi” olanı yapmada, dindar insan aynı zamanda sevap elde etme inanç ve düşüncesi ile de güdülenmektedir. Bu durum, dindar kimselerin toplumsal ahlak kurallarını yerine getirmede daha hassas bir yönelim ve çaba içerisinde olma sonucunu doğurmaktadır. Kul hakkını çiğnediği zaman Ahirette cezasını çekeceğine inanan insan, başkalarının hakkına daha fazla özen göstermekte, sosyal kurallara daha iyi uyum sağlamakta ve haksızlık yapmaktan çekinmektedir. Ölüm kaygısını azaltması dinin psikolojik etkileri, alkolden uzak durmayı sağlaması dinin fizyolojik etkileri arasında yer alır.