Bilişsel gelişim modeli kim tarafından öne sürülmüştür?
J. Piaget tarafından ileri sürülen ve genel kabul gören teorilerden biri olan “bilişsel gelişim modeli”dir. Günümüzde dinî gelişimle ilgili olarak ileri sürülen teorilerin büyük çoğunluğu, bu teorinin entelektüel uzantıları olarak değerlendirilmektedir. Piaget teorisinin temel görüşü, çocukların her biri bir öncekinden daha karmaşık ve nitelik olarak birbirinden farklı olmak üzere birbirini izleyen bilişsel evrelerden geçerek gelişmeleri ile ilgilidir.
“Dinin istekleri ve yasakları doğrultusunda davranışlarını ayarlama gücü” imanın hangi yapısı altında tartışılmaktadır?
Sözlük anlamı dilemek olan irade, en kısa tanımıyla “düşüncenin ortaya koyduğu bir gayeye doğru gitme hareketi” demektir. Dinî irade ise bireyin, “dinin istekleri ve yasakları doğrultusunda davranışlarını ayarlama gücü” olarak tanımlanmaktadır. Din Psikolojisi’nin öncülerinden William James, İnanma İradesi (1979) adlı eserinde insanın psikolojik bütünlüğü içerisinde imanın kaynağını iradeye bağlamakta ve insanın, imanı gerçekleştiren bir “irade eden tabiat”a sahip olduğuna işaret etmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi dini ritüellerin dışında kalır?
Mezuniyet törenleri, doğum günü kutlamaları, resmi bayram törenleri genel nitelikli bir ritüel, Hz. Peygamber’in doğumunu kutlama, bir sünnet merasimi, bir mevlit okutma merasimi, bir yağmur duası dinî ritüellerdir.
“Bireyin toplumla olan ilişkileri sonucu kazanmış olduğu sosyal, dinî ve ahlaki değerlerin uyumlu bir bütününden ibarettir. Bu kişilik yapısı, davranışların doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü olduğunu belirler ve bireyde otokontrol sağlar.”
Yukarıda tanımlanan kavram aşağıdaki seçeneklerden hangisinde belirtilmektedir?
İnsan kişiliği, toplum ve kültürün oluşturup biçimlendirdiği bir yapıdır. Kişiliğin iki temel bölümünden birisi olan karakter, bireyin toplumla olan ilişkileri sonucu kazanmış olduğu sosyal, dinî ve ahlakî değerlerin uyumlu bir bütününden ibarettir. Bu kişilik yapısı, davranışların doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü olduğunu belirler ve bireyde otokontrol sağlar. Dinî-ahlakî bir karakter kısa bir sürede gelişmez. Çocukluğun ilk yıllarında başlar; başka insanlarla ve kültürel öğelerle etkileşim sonucunda olgunlaşır ve hayat boyunca değişip gelişmeye devam eder.
Din değiştirme sonucunda aşağıdakilerden hangisinde değişiklik olmaz?
Din değiştirme sonucunda bireylerin ibadetleri, tutumları, davranışları ve hayata bakış açıları değişir. Bunun yanında bireylerin aile ilişkileri değişebilmekle birlikte aile üyelerini değiştirmesi mümkün olmamaktadır.
Çocukluk dönemi dinî gelişimini daha iyi anlamamızı sağlayan teorilerdenbirisi sosyal öğrenme teorisidir. Bu teoriye göre sosyal öğrenme ilkeleri,ödül, ceza, pekiştirme, taklit ve model alma fikirlerine dayanmaktadır. Basitbir şekilde çocuklar herhangi bir ödül kazandıkları davranışları hatırlamalarıveya onları tekrarlamaları kuvvetle muhtemelken, cezalandırıldıklarıdavranışları tekrarlama ihtimalleri azdır. doğru cevap B'dir
Yaşlılık dönemindeki din anlayışına ilişkin aşağıdakilerden hangileri doğrudur?
I.Din ve maneviyat, fiziksel, ruhsal, sağlık ve diğer problemlerle başa çıkma ihtimalini yükseltmektedir.
II. Yaşlılık döneminde dua, ibadet ve dinî uygulamalar, geçmişi onarma ve telafi etme çabasıdır.
III. İnsanın ölümü kendine yakın hissetmesi ve kendine acı ve ıstırap veren hayat olayları ile karşı karşıya kalması, o kimseyi dine ve dinin sağladığı anlam arayışına itmektedir.
IV. Yaş ilerledikçe insanların dine karşı daha olumlu tutum ve davranışlar içine girilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi dini inka^rın sebeplerinden birisi değildir?
İnançsızlık, dinin insana sunduklarına bir tepki olarak anlaşılabilir. Bu tepki, tıpkı imanda olduğu gibi, çeşitli etkenlerin beraberce oluşturduğu bir sonuçtur. Bu etkenler çok çeşitli olabilir. Dini inka^r, küçük yaştan itibaren yakın çevrenin inançsız olmasından kaynaklanabileceği gibi, yaşanan hayal kırıklıkları, dünyada mevcut kötülükler, kendinin yeterli ve güçlü olduğunu düşünme, bağımsızlık arzusu, inancın ve dinin bir yararının olmadığını düşünme ve inanmak için yeterli delil bulamama gibi sebeplerden de kaynaklanabilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi kötülerin ve zalimlerin cezalandırılmasının Allah’tan talep edilmesine verilen addır?
Halk arasında beddua (kötü dua) denen bir dua da vardır. Beddua eden kişi kötülerin, zalimlerin cezalandırılmasını Allah’tan talep etmektedir. Kur’an’da bazı ayetlerde kâfirlere, münafıklara ve zalimlere dönük beddua ve lanet ifadeleri yer almaktadır. Bu konuda Tebbet sûresi en önemli örnektir. Doğru cevap A seçeneğidir.
Birey kendi dininde problemlerine çözüm bulamadığı dönemde din değiştirmenin hangi sürecinde bulunmaktadır?
Arayış içinde olma: Birey kendi dininde yaşadığı problemlere çözüm bulamadığı takdirde farklı dinler bazında yeni bir arayış içine girdikten sonra üçüncü evre ortaya çıkmakta ve bu tip kişiler kendilerini “dinî arayış içerisinde olan” şeklinde tanımlamaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi dış güdümlü dindarlığın özelliklerindendir?
Dış güdümlü dindarlık dini kullanan ve kendisi için yaşayan kimselerdir. Doğru cevap hariç diğerleri iç güdümlü dindarların özellikleri saymaktadır.
Türkiye’deki en yaygın dinî ritüel aşağıdakilerden hangisidir?
Ülkemizde en yaygın dinî ritüel olarak mevlit merasimleri görülmektedir. Aslında mevlit, Hz. Peygamber’in doğumunu kutlama ve anma vesilesiyle ortaya çıkan bir dinî merasim iken, bugün daha çok ölünün ardından ve ölüler için okunan, ancak bazı bölgelerde doğum, sünnet, evlilik merasimlerinde de düzenlenen dinî bir ritüele dönüşmüştür.
Ölüm korkusu bünyesinde birbirinden farklı korku ve kaygıyı barındırmaktadır. Ölüm korkusu aşağıdaki seçeneklerde belirtilen korku türlerinden hangisini kapsamaz?
Ölüm korkusu daha çok belirsizlik, yalnızlık, acı duyma ve kaybolma gibi korkulara neden olmaktadır. Ancak insan aç kalmaya dair korku yaşamayabilir.
Vicdanın mahkûmiyetini ifade eden suçluluk duygusunun dindeki karşılığı aşağıda yer alan şıklardan hangisinde yer alır?
Suçluluk duygusu, insan tabiatının güdüleyici evrensel niteliklerinden birisidir. Vicdan, toplumun kabul ve kurallarının insandaki temsilcisidir. Suçun dindeki karşılığı günahtır. Vicdanın mahkûmiyetini ifade eden suçluluk duygusunun dindeki karşılığı günahkârlık duygusu; vicdanî mahkemenin karşılığı ise, ilahî mahkemedir. Dinin emirlerine uymadığı ya da yasaklarını çiğnediği zaman, dindarda günahkârlık duygusu doğar ve neticede kendini ilahî mahkemede mahkûm edilmiş hisseder.
Din-dindarlık ve insan ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda, aşağıda yer alan ifadelerden hangisinin doğru olduğu söylenebilir?
İnsan yavrusu, dinî bir yatkınlığa sahip olsa da, dindar bir birey olarak dünyaya gelmemektedir. Diğer birçok özellikte olduğu gibi, dindarlık da belli bir noktadan gelişmeye başlamakta ve bu gelişim ömür boyu devam etmektedir. Dinî gelişim, sürekli artarak devam eden bir süreç değildir. Ayrıca dindarlık düzeyi aile, ekonomik seviye, eğitim gibi olgulardan etkilenir.
Aşağıdakilerden hangisi din değiştirmede etkili olan duygusal bir güdüdür?
Yoğun duygusal yaşantılar bireyin zihin dünyasında, hayata bakışında ve din anlayışında önemli değişmeler meydana getirebilmektedir. Bu tür tecrübeler, bireyi dinî değişime yöneltici bir etkiye her zaman sahiptir. Bireyin travmatik olaylar ve stresli durumlar yaşaması, örneğin çok önem verdiği bir yakınının ölümü, boşanma gibi olaylar, iç sıkıntısına ve duygusal karmaşaya neden olabilmekte ve bu da dinî değişimi tetikleyici bir etki meydana getirmektedir. Diğer dinleri araştırma, anlam arayışı, insanların eşitliğine dayalı esasları sorgulama zihinsel güdüler içerisinde alırken; başka bir dine bağlı bir kimse evlenme ise sosyo-kültürel güdüler içerisindedir.