Rizzuto’ya göre Tanrı tasavvurun oluşumunda hangi imaj başat rolü oynar?
Tanrı tasavvurunun oluşumunda ana baba imajları başat rol oynar, çünkü çocuğun ilişki kurduğu ilk insanlar annesi ve babasıdır, zira Tanrı görülmezdir. Dolayısıyla Tanrı’dan bahsedilerek büyütülen çocuğun duygularının tümü, Tanrı’nın güçlü, saygın, her şeyi yöneten ve her yerde olduğu şeklindedir. Çocuk, edindiği deneyimlerin neticesi olarak bu niteliklere sahip sadece iki insan tanır: annesi ve babası.
Aşağıdakilerden hangisi ergenlik döneminde tam bir dini bağlanmaya engel olabilen durumların dışında kalır?
Ergenlik döneminde kendini gösteren, cinsellik, bağımsızlık gibi güdülerin yanı sıra, “katı akılcılık” ve “iradecilik”, kendi benliğini en üstün tutma eğilimleri, tam bir dinî bağlanmaya engel olabilmekte, böylece ergenler dinî bakış açısına kapalı kalabilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi Kur’an’da belirtilen dua etme şeklidir?
Kur’an’da, boyun bükerek, sessizce, korku ve ümitle dua edilmesi gerektiği bildirilmektedir. (Âraf, 7/55-56).
Ülkemizde yapılan araştırmalara göre, en dindar lise aşağıdakilerden hangisi olmuştur?
Ülkemizde yapılan araştırmalara göre, en dindar lise İmam Hatip Liseleri olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi orta yaşta dinî ilginin yeniden yükselişe geçmesinde etkili olan faktörlerin dışında kalır?
Orta yaşta dinî ilginin yeniden yükselişe geçmesinde evlenme, aile kurma ve çocuk yetiştirme, yaşantıyla çocuklarına iyi örnek olma isteği ön plana çıkmaktadır. Ölüm korkusu ise yaşlılık döneminde görülmektedir.
Din Psikolojisinin temel ilgi alanıdır. O¨zellikle kişilerin yaşadıkları dindarlığı anlamaya odaklanmış olması bakımından Din Psikolojisinin kendine has bir konusu ve alanı vardır. Din Psikolojisi, bireylerin yaşadıkları dini^ hayatı oluşum, yapı, gelişim şartları ve süreçleri, sonuçları ve etkileri açısından ele alan bir bilim dalıdır. Din olgusunu insan bilincindeki yapılanması, ruhsal tecrübe ve davranış olarak kendini ifade edişini çok çeşitli yönleriyle tespit ve tasvir etmeye çalışır.
I. Dini inançları eyleme dönüştürerek toplumsal paylaşımın konusu haline getirirler.II. Dindarlığın toplumsal boyutunu oluştururlar.III. Dini ritüeller salt ibadet ya da dinî pratikle özdeşleştirilemeyecek kadar geniş bir kavramsal içeriğe sahiptir.IV. Dinî ritüeller inanca toplumsal bir boyut katmaktadır.V. İnanan insanlar, dinî inanç ve duygularını topluca, bir arada törensel biçimde ortaya koyma eğilimlerine cevap verirler.Yukarıdakilerden hangisi/hangileri dini ritüellerin özellikleri arasında sayılabilir?
Dinî ritüeller dinî inançları eyleme dönüştürerek toplumsal paylaşımın konusu haline getirmekte, dindarlığın toplumsal boyutunu oluşturmaktadır. Dolayısıyla dinî hayatın temel unsurlarından biri olarak dinî ritüeller inanca toplumsal bir boyut katmaktadır. Ayrıca dinî ritüeller, dua ve ibadetten farklı, içinde duanın da yer aldığı dini kutlama ve uygulamalardır. Buna göre ritüeller salt ibadet ya da dinî pratikle özdeşleştirilemeyecek kadar geniş¸ bir kavramsal içeriğe de sahiptir. Bununla birlikte, inanan insanlar, dinî inanç ve duygularını topluca, bir arada törensel biçimde ortaya koyma eğilimi duyarlar. Bunlar yıllarca uygulanarak, din görevlileri vasıtasıyla bir tapınma biçimi tarzında belli zamanlarda tekrar edilerek geleneksel hale gelmektedir.
Tanrı tasavvuru kavramı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
Psikolojik düşüncede, Tanrı kavramı (god concept) ile Tanrı tasavvuru (god image: god representation) arasında ayırım yapma yönünde güçlü bir eğilim bulunduğu görülmektedir. Tanrı tasavvuru konusundaki araştırmalarıyla tanınan Rizzuto (1979)’ya göre Tanrı kavramı, teologların düşüncelerine dayanır, varlığı veya yokluğu metafiziksel muhakeme yoluyla tartışılır. Tanrı kavramı, bilişsel veya teolojik Tanrı anlayışına göndermede bulunurken; Tanrı tasavvuru, bireyin Tanrı’yı duygusal olarak tecrübe etmesidir. Bu açıklamalara dayanarak, Tanrı kavramının, Tanrı kelimesine dair entelektüel içeriği yansıttığını; Tanrı tasavvurunun ise, duygusal tepkilerle yakından ilişkili bireysel tecrübelere işaret ettiğini ifade edebiliriz.
Bağlanma ve din ilişkisi çerçevesinde, ana babaları veya ilk bakıcılarıyla güven eksenli bir ilişkiye sahip olmayan bireylerin, bu eksikliği “sevgi dolu, kişisel ve ulaşılabilir bir Tanrı”ya inanarak telâfi etmeye eğilimli olacaklarını öngören “..........................................” geliştirilmiştir.
Yukarıda boşluk bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
Bağlanma ve din ilişkisi çerçevesinde, ana babaları veya ilk bakıcılarıyla güven eksenli bir ilişkiye sahip olmayan bireylerin, bu eksikliği “sevgi dolu, kişisel ve ulaşılabilir bir Tanrı”ya inanarak telâfi etmeye eğilimli olacaklarını öngören “Ödünleme Teorisi” geliştirilmiştir. Doğru cevap D'dir.
Din değiştirme sonucunda aşağıdakilerden hangisinde değişiklik olmaz?
Din değiştirme sonucunda bireylerin ibadetleri, tutumları, davranışları ve hayata bakış açıları değişir. Bunun yanında bireylerin aile ilişkileri değişebilmekle birlikte aile üyelerini değiştirmesi mümkün olmamaktadır.
Tanrı’nın her şeyi yaratan, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, her şeyi gören gibi yetkin vasıflarla tasavvur edilmesi hangi kavramla açıklanabilir?
Kelam İslam düşünce ekollerindendir. Esmâü’l-hüsnâ, Allah’ın güzel isimleri demektir ve El Muktedir ve El Kahhar bu isimlerdendir. Tanrı’nın her şeyi yaratan, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, her şeyi gören gibi yetkin vasıflarla tasavvur edilmesi ise Kadir-i Mutlak kavramıyla açıklanabilir.
Din-dindarlık ve insan ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda, aşağıda yer alan ifadelerden hangisinin doğru olduğu söylenebilir?
İnsan yavrusu, dinî bir yatkınlığa sahip olsa da, dindar bir birey olarak dünyaya gelmemektedir. Diğer birçok özellikte olduğu gibi, dindarlık da belli bir noktadan gelişmeye başlamakta ve bu gelişim ömür boyu devam etmektedir. Dinî gelişim, sürekli artarak devam eden bir süreç değildir. Ayrıca dindarlık düzeyi aile, ekonomik seviye, eğitim gibi olgulardan etkilenir.
Aşağıdakilerden hangisi inanç ile ilgili olarak Kur’an’da yer alan olumlu nitelemeler arasında bulunmaktadır?
Kur’an’da inanç ile ilgili olarak (iman, İslam ve tasdik gibi) olumlu ve (yalanlama, inkâr etme, ortak koşma, terk etme, inatla inkâr etme, kalbinde olmayanı söyleme, şüphe etme gibi) olumsuz nitelemeler bulunmaktadır. Kur’an’daki kullanımı dikkate alınarak iman kelimesine, genellikle doğrulama (tasdik) ve tahsis etme, teslim olma (İslam) anlamları verilmiş; daha sonra terim olarak, “Allah’tan tebliğ ettiği kesin olarak bilinen hususların bütününde peygamberi tereddütsüz olarak tasdik etmek” şeklinde tanımlanmıştır.
Glock ve Stark tarafından ortaya konan dindarlığın boyutlarından değildir?
Glock ve Stark’a göre dindarlığın beş boyutlu tanımlaması vardır. Bunlar İdeolojik (İnanç) Boyutu, Törensel (İbadet ve uygulama) Boyutu, Tecrübe (Duygusal) Boyutu, Zihinsel (Bilgi) Boyutu ve Etki Boyutu’dur.
I. Ana-baba ile ilişkilerII. Diğer önemli kişi ve gruplarla ilişkilerIII. Kendilik kavramı veya öz-saygıya ilişkin duygularIV. Tanrı konusundaki öğrenim ve Tanrı’nın insanlıkla ilişkisiV. Dini uygulama, dua, ibadet, kutsal metin okuma, dini tartışmalar ve kişinin kendi düşünceleriYukarıdakilerden hangisi/hangileri bireyin Tanrı tasavvurunu biçimlendirilen faktörler arasında yer alır?
Bireyin Tanrı tasavvurunu şekillendiren beş faktör bulunduğu öne sürülmüştür. Bu faktörler şunlardır: 1) Ana-baba ile ilişkiler. 2) Diğer önemli kişi ve gruplarla ilişkiler. 3) Kendilik kavramı veya öz-saygıya ilişkin duygular. 4) Tanrı konusundaki öğrenim ve Tanrı’nın insanlıkla ilişkisi. 5) Dini uygulama, dua, ibadet, kutsal metin okuma, dini tartışmalar ve kişinin kendi düşünceleridir.
Aşağıdakilerden hangisi yaşlılık döneminde dua, ibadet ve dinî uygulamanın sıklık ve sürekliliğindeki artışın sebeplerinden biri olabilir?
Yaşlılık döneminde dua, ibadet ve dinî uygulamanın sıklık ve sürekliliğindeki artış, bazı araştırmacılarca geçmişi onarma ve telafi etme çabası olarak yorumlanmaktadır. Zira geçmişte yapılan yanlışlardan hissedilen suçluluk ve günahkârlık duygusu, bağışlanma arzusunu yaşlılık döneminde diğer dönemlerden daha fazla ateşleyebilmektedir.
Genel olarak il ve büyük şehir gibi nüfusun yoğun olduğu yerleşim birimlerinde yaşayanlar, diğer daha küçük yerleşim birimlerinde yaşayanlara oranla dine daha ilgisiz ve uzak durmaktadırlar.
Aşağıdakilerden hangisi bunun nedenlerinden birisidir?
Kuşkusuz bu neticede, kalabalık yerleşim bölgelerinde sosyal ilişkilerin oldukça gevşek olması ve bencilliğin artması; sosyal kontrol mekanizmalarının işlevini yitirmesi veya çoğu zaman etkisiz kalması; modernleşmeye bağlı hızlı, bireyselleşmiş, paylaşım ve yardımlaşma gibi dini değerlerden uzak bir yaşam standardının gelişmesi gibi pek çok faktör belirleyici bir rol oynar. Doğru cevap C seçeneğidir.
Nörobiyoloji kavramı ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
B şıkkında yer alan dinî ve mistik yaşantıların biyolojik temelleri, Nöroteoloji’nin çalışma alanına aittir.
Karşısındakine güven vermek, güven duymak, tasdik etmek ve gönülden benimsemek anlamını taşıyan terim aşağıdakilerden hangisidir?
Dilimize Arapça’dan geçen ve “güvenmek” anlamına gelen “emn” kökünden türeyen iman kelimesine sözlüklerde, “karşısındakine güven vermek, güven duymak, tasdik etmek ve gönülden benimsemek” anlamları verilmektedir. Doğru cevap B'dir.