Günümüz dünyasının post – modern şartları Kadir’I Mutlak Tanrı tasavvurunun hangi olumsuz şekilini yansıtmaktadır?
Kadir-i Mutlak Tanrı tasavvuru, olumsuz anlamda ikili bir anlayışın oluşmasına yol açabilir. Bu tasavvur, bir taraftan insanın her türlü müdahalesini boş kılan bir kaderciliğe, diğer taraftan her türlü sebeplilik bağının kaybolduğu tam bir pasif dünya anlayışına götürebilir. Günümüz dünyasının post-modern şartları, Kadir-i Mutlak Tanrı tasavvurunun olumsuz şekillerinden, daha çok ikincisini yansıtmaktadır.
Bilişsel gelişim ve Harms teorisine göre benzer yaş dönemlerini anlatan evreler aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
Piaget teorisinin temel görüşü, çocukların her biri bir öncekinden daha karmaşık ve nitelik olarak birbirinden farklı olmak üzere birbirini izleyen bilişsel evrelerden geçerek gelişmeleri ile ilgilidir. 7-11 yaş arasında bulunan çocuklar, somut işlem aşamasındadırlar. Bu evrede çocuklar, mantıksal kuralları ve sınıflandırmaları kullanabilmektedir. Tanrı konusundaki düşüncelerini belirlemek amacıyla yaşları 3 ile 18 arasında değişen 5000’den fazla çocuk üzerinde bir araştırma yapan Harms da bazı evreler öne sürmüştür. Bu evrelerden birisi de gerçekçi evredir. Bu evrede çocuklar, dinî kavramları somutlaştırma eğilimindedirler. Tanrı ve melekler, gerçek insanlar olarak düşünülmektedir. Onlar insanüstüdürler ancak eski Yunan Tanrıları’nda olduğu gibi dünyada meydana gelen olaylardan etkilenmektedirler. Tasvirlerinde daha gerçekçi olan ve kurumsal dine uyum sağlamada daha yetenekli hale gelen bu evre çocukları için dinî semboller bir mânâ kazanmaya başlamaktadır.
I. Din fenomenolojisiII. Din antropolojisiIII. Dinler tarihiIV. Din felsefesiV. Din sosyolojisiYukarıdakilerden hangileri din bilimlerinin başlıca alanlarındandır?
Din Bilimleri, İlâhiyat İlimleri ile İnsan Bilimlerinin kesiştikleri bir ortak noktada yer alan bir dizi bilim dalıdır. Din Psikolojisi ile aynı sınır üzerinde yer alan ve dinî olguları tecrübî yöntemlerle inceleyen bir dizi bilim dalı olan Din Bilimleri denilen bu alanlar, din sosyolojisi, din felsefesi, din fenomenolojisi, din antropolojisi ve dinler tarihinden oluşur.
İman sözcüğü Arapçadan türediği kökün Türkçe karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
Dilimize Arapça’dan geçen ve “güvenmek” anlamına gelen “emn” kökünden türeyen iman kelimesine sözlüklerde, “karşısındakine güven vermek, güven duymak, tasdik etmek ve gönülden benimsemek” anlamları verilmektedir.
....... dinî inançları eyleme dönüştürerek toplumsal paylaşımın konusu haline getirmekte, dindarlığın toplumsal boyutunu oluşturmaktadır.
yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
Dinî ritüeller dinî inançları eyleme dönüştürerek toplumsal paylaşımınkonusu haline getirmekte, dindarlığın toplumsal boyutunu oluşturmaktadır.Dolayısıyla dinî hayatın temel unsurlarından biri olarak dinî ritüeller inancatoplumsal bir boyut katmaktadır. doğru cevap E'dir.
Çocukluk dönemi özellikleri arasında değildir ?
Çocukluk döneminde düşünmeden kabul, himaye altında bulunma, temel güven duygusu ve ben merkezcilik çocukluk döneminde sık görülmektedir. Doğru cevap E'dir.
Daha gelişmiş bir dini hayata sahip olabilmek için öncelikli olarak neyin gelişmiş olması gerekmektedir ?
Daha gelişmiş bir dini^ hayata sahip olabilmek için, bireyin öncelikle psikolojik olarak daha fazla gelişmesi gerekmektedir. Bu durumda dindarlık da, hayatın diğer özellikleri gibi, ilk yaşlardan itibaren gelişen bir olgudur.
Aşağıda yer alan ifadelerden hangisi dini inanç ve değerlerin yeteri kadar içselleştirilememesinin bir nedeni değildir?
Modern zamanlar dünyeviliğin merkezde olduğu, dinin toplumsal etkilerinin en aza indirildiği, ancak özel ve öznel bir yaşama biçimi olarak varlığını koruduğu bir süreç olarak yaşanmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak insanlarda dine karşı ilgisiz ve kayıtsız bir tutumun gelişmekte olduğu ve dinin, hayatın tamamından olmasa bile, büyük bir kısmından çıkarıldığı görülmektedir. Ayrıca sekülerleşme ve modernleşme ile başlayan, pozitivist bilim anlayışı ve buna bağlı olarak gelişen katı rasyonel düşünce sistemi ile devam eden dinî alandaki sorgulama süreci, dinî inanç ve değerlerin yeteri kadar içselleştirilemediği bir durumu beraberinde getirmiştir. Ancak dini olguların, değerlerin sorgulanması dindarlık ve iman gelişimi açısından önemli bir aşamadır ve bu sorgulamaların olması gerekir.
Aşağıdakilerden hangisi tanrı tasavvurunu tanrı kavramından ayıran ve tanrı tasavvuruna ait olan temel farklılıktır?
Psikolojik düşüncede, Tanrı kavramı (god concept) ile Tanrı tasavvuru (god image: god representation) arasında ayırım yapma yönünde güçlü bir eğilim bulunduğu görülmektedir. Tanrı kavramı, bilişsel veya teolojik Tanrı anlayışına göndermede bulunurken; Tanrı tasavvuru, bireyin Tanrı’yı duygusal olarak tecrübe etmesidir.
Bireyin imanla ilgili bilişsel bir faaliyette bulunabilmesi için, öncelikle iman edilecek varlık alanı hakkında bir ön bilgiye sahip olması gerekir. Bilişe konu olan bu bilgi, deneyle elde edilebilecek nitelikte değildir. Vahye dayalıdır ve değişime açık değildir.
Tanrı mefhumu konusunda tercih edilen yöntemler zamanla aşağıdakilerden hangisine yol açmıştır?
Çeşitli dinlerde, Tanrı mefhumu konusunda tercih edilen yöntemler, zamanla çeşitli mezhep, ekol veya anlayışların ortaya çıkmasına yol açmış, buna bağlı olarak farklı Tanrı tasavvurları ortaya çıkmıştır.
Zekât ve sadaka, mala ve paraya olan bağlılığın azalmasına, mal hırsının insanın gözünü bürüyüp kendine ve çevresine zarar verici duruma düşmesine engel olur. Maddeci, çıkarcı ve bencil olmayan, başkalarını da düşünen, özgeci bir karakter oluşumunu destekler.
Aşağıdaki duygulardan hangisi imanın duygusal yapısı içerisinde değildir?
Kıskançlığın imanın içerisinde bulunan duygulardan biri olması beklenemez.
Hiç şüphe yok ki, herhangi bir sosyo-kültürel ortamda kişinin Tanrı ile ilişkisini tanımlayan ve düzenleyen birincil kaynaklar kutsal kitaplar ve bu kitapları o topluma ulaştıran elçiler, bunların sözleri ve bütün yapıp ettikleridir. Diğer kaynaklar bunların anlaşılıp açıklanmasını ve yorumunu içerir. Dolayısıyla her toplum ve her kültür, öncelikle kendi inanç gelenekleri içerisinde kaydedilmiş ve kutsanmış olan bu kaynaklardaki bilgi ve değerlerle çerçevelenmiştir. Bu açıdan bakılınca, kültürler arasında din bakımından ortaya çıkan farklılaşmanın, Tanrı tasavvurları konusunda da mevcut olacağı söylenebilir. Verilen maddelerin hepsi farklı toplumlarda Tanrı'nın farklı şekillerde tasavvur edilmesinin sebepleridir.
Dindarlığın sosyal ve kültürel kaynakları arasında aşağıdakilerden hangisi yaşamını devam ettirebilmek için yardıma ihtiyaç duyan insanın, içinde doğduğu topluma uyum sağlama sürecini ifade eder?
Toplumsallaşma
İnanan kişinin Allah’la iletişim kurması, O’na yalvarışı ve yakarışı ve O’ndan yardım dilemesi dua olarak adlandırılır. Doğru cevap C seçeneğidir.