Çocukluk ve ergenlik dönemi dinî gelişimiyle ilgili teorilerden olan “Bağlanma Teorsi” ni geliştiren araştırmacı ve düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
İlk çekirdeği Bowlby tarafından atılan “bağlanma teorisi”ne göre, çocukanne ilişkisinde özellikle ilk altı ayın daha önemli olduğu ve yaklaşık ilk altı yaşa kadar bu şekilde durağanlığını koruduğu daha sonraki yıllarda yaşanan önemli duygusal tecrübelerle bazı değişikliklere uğrasa da, bu ilişkinin genellikle kalıcı izlere sahip olduğu kabul edilmektedir.
Gelişim dönemlerinden hangisinde ölümden sonraki hayata gittikçe artan bir dini inanç söz konusu olmaktadır ?
Orta yaş döneminde özellikle Allah’a ve ölümden sonraki hayata gittikçe artan bir dini^ inanç söz konusudur. Yine bu dönemde mistik eğilimlerin güçlendiği, tasavvufi hayata yönelmelerin ve dolayısıyla manevi olgunluğa ulaşma imka^nlarının daha fazla olduğu kabul edilmektedir. Nitekim bu dönemde, birçok dindar sıradan dini^ hayattan, dini^ arzunun üstün olduğu davranışa doğru gelişme göstermekte veya geleneksel dini^ hayattan, daha içten manevi^ bir hayata geçiş yapmaktadır. Doğru cevap E'dir.
I. Araştırmalara katılanların yaş, eğitim, gelir, meslek, medeni durum gibi koşulları farklıdır
II. Batı ve Doğu kültürlerinde dindarlık biçimleri değişebilmektedir
III. Araştırmalarda farklı ölçekler ve yöntemler kullanılmaktadır
IV. Araştırmalarda dindarlığın farklı boyutları ele alınmaktadır
V. Kadınlar eğitim ve sosyalleşme sürecinde itaat davranışını daha fazla öğrenmektedir
Cinsiyet-dindarlık ilişkisine dair araştırma bulguları farklı sonuçlara yol açmıştır. Yukarıdakilerden hangisi bu durumun nedenleri arasındadır?
I, II, III, IV
Aşağıdakilerden hangisi bireyin ergenlik dönemi dini gelişiminde etkili olan sosyal faktörlerin dışında kalır?
Çocukluk dönemi boyunca aile, dinî kurumlar, akranların etkisi ve okul bireyin ergenlik dönemi dini gelişiminde etkili olan sosyal faktörler arasında yer alır. Bireyselleşme ise bu faktörler arasında yer almaz.
“Esmâü’l-hüsnâ” ne demektir?
Esmâü’l-hüsnâ, Allah’ın güzel isimleri demektir. Bu tabir, Allah’a mahsus olan bütün isimleri ifade eder. Kur’an’ın çeşitli ayetlerinde ve hadislerde geçen bütün ilahî isimleri kapsar. İslam geleneğinde bu isimler ve anlamları önemli bir yer tutar. Bu isimler, gündelik hayatta çeşitli işlevler icra eder. Müslüman birey için bunlar, sevgi, güven, emniyet, merhamet, şefkat, adalet gibi birtakım psikolojik ihtiyaçların giderilmesine imkân sağlayan bağlantı noktalarıdır.
Din değiştirme sürecinin ilk basamağı aşağıdakilerden hangisidir?
Din değiştirme sürecinin yedi basamağı bulunmaktadır. İnsanın hiçbir davranışı gerilimlerden, engellemelerden ve gelgitlerden tam anlamıyla bağımsız değildir. Bu nedenle din değiştirmede (hepsinde olmasa da) ilk aşama gerilim hissetme aşamasıdır.
İnanmada, bilişsel, duygusal ve iradi boyutlar birlikte etkide bulunur. Din Psikolojisi’nde “Dinî Tecrübe” başlığı altında bu boyutlardan duygusal boyut daha ayrıntılı olarak incelenip tartışılır. Bu, inançta aklın/bilişin veya iradenin yeri olmadığı anlamına gelmez. Din Psikolojisinin duygu temelli öznel/subjektif yaşantılara daha fazla önem vermesi ile ilgili bir durumdur. Doğru cevap D seçeneğidir.
Hangi ortamlarda yapılan duaların daha verimli olduğu söylenebilir?
Dua ruhsal bir hal olduğuna göre, insana sükün veren, kalp huzuru getiren şartların elverişliliği önemlidir. Bir cami, sakin bir ortam, gecenin sessizliği gibi dış etkilerden uzak, insanın içe dönüşünü, Allah’a yaklaşımını daha çok sağlayan bir yerde yapılan dua, kuşkusuz daha verimli olur.
Kur’an’daki kullanımı dikkate alınarak iman kelimesine, genellikle doğrulama (tasdik) ve tahsis etme, teslim olma (İslam) anlamları verilmiş; daha sonra terim olarak, “Allah’tan tebliğ ettiği kesin olarak bilinen hususların bütününde peygamberi tereddütsüz olarak tasdik etmek” şeklinde tanımlanmıştır. Doğru cevap C seçeneğidir.
Yaş-Dindarlık ilişkisi bağlamında oluşturulan kuramlardan biri olan “geleneksel kuram” aşağıdaki görüşlerden hangisini savunur?
Dinî hayatın şekillenmesinde yaş değişkeninin etkisini araştıran ABD’li bilim adamları, ortaya çıkan çeşitliliğin ortak sonuçlarını tespit etmeye çalışmışlardır. Bu tespitler kuram halini almıştır. Geleneksel, Kararlılık ve İlgisizlik kuramları, bu çerçevede gündeme gelen açıklama tarzlarıdır. Geleneksel Kuram, 18-30 yaş aralığında dinî etkinliklerde önemli bir düşüşün yaşandığını, dinî yönelişlerde yeniden artışın ancak 30’lu yaşlardan itibaren gerçekleşebileceğini savunur.
Ergenin hayatında din, hayatın çatışma halindeki istek ve ihtiyaçlarıyla ilgilenme girişimindeki genel başa çıkma örüntüsünün bir parçası olara anlaşılabilir. Bazı din psikologları (Cole ve Hall) dinin ergenlik döneminde en az üç ihtiyacın karşılanmasında özellikle faydalı olduğuna işaret etmiştir.
1. Günahkârlık duygusunun hafifletilmesi ve ahlak. Dua, itiraf ve din adamlarıyla konuşma sayesinde gençler, affedilme, gerginliğin azalmasıduygularını hissederler ve daha iyi bir uyum geliştirirler.2. Güvenlik. Dinî inanç ve pratikler, gençlerin bunlar sayesinde ölümün bile (bu inanç ölüm korkusunu da azaltmaktadır) üstesinden gelen dışşalbüyük bir güçe bağlandıkları hissi verdiğinden, güvenlik hissi üretebilirler. Bunun gibi gencin kendini (dini) bir gruba ait hissetmesi ve grup tarafından kabul edilmesi de güvenlik hissi uyandırır.3. Hayat felsefesi. Ergen, dini sayesinde hayat değerlerindeki öncelikler, yanlışlıklar ve doğruluklar gibi konularda bir yönlenme kazanır. Ergenlik hayatının diğer yüzleri de dine ilave olarak bu başa çıkma mekanizmalarının içindedir.
Dini kavramlar Piaget tarafından tanımlanan hangi temel dönemde kavranabilmektedir?
Bilişsel Psikolojide Piaget tarafından tanımlanan ve Din Psikolojisinde dini düşünce ve kavram gelişimi konusunda sık sık başvurulan dört ardışık temel dönem, duyusal-motor dönem (0-2 yaş), işlem-öncesi dönem (2-7 yaş), somut işlemler dönemi (7-12 yaş) ve soyut işlemler dönemi (12 yaş ve üzeri) olarak adlandırılmaktadır. Dini kavramlar, çoğunlukla soyut oldukları için bunlar ancak en son dönemde tam olarak kavranabilmektedir.
Biyolojik temeli esas alan görüşte, imanın bir iç-güdü olduğu ileri sürülmektedir. Bu görüşü savunanların geldiği son nokta “inanç geni”dir.
Erkek çocukların anneyi, kız çocukların ise babayı tercih etmesiyle ilişkili olan ve baba-tanrı arasında ilişki kurarak kız çocuklarının daha dindar olduğunu açıklan görüş hangisidir?
Psikoanalitik Kuram çerçevesinde erkek çocukların anneyi, kız çocukların ise babayı tercih etmesiyle ilişkilidir. Eğer Tanrı, baba figürü olarak yansıtılırsa, gelişme döneminde babayı daha fazla tercih eden kız çocukların, gerçek babadan sembolik babaya, yani Tanrı’ya geçiş yapmaları daha kolay olmaktadır. Diğer bir ifadeyle söz konusu süreç, onları Tanrı’ya inanmada daha avantajlı bir hale getirmektedir.
Irk hariç diğer özellikler Tanrı tasavvurunu etkilemektedirler. Doğru cevap B'dir.
Terim olarak kişinin dinî değerlerine aykırı olan davranışlarına günah denir.
Rizzutto’ya göre Tanrı tasavvurun oluşumunda hangi imaj başat rolü oynar?
Tanrı tasavvurunun oluşumunda ana baba imajları başat rol oynar, çünkü çocuğun ilişki kurduğu ilk insanlar annesi ve babasıdır, zira Tanrı görülmezdir. Dolayısıyla Tanrı’dan bahsedilerek büyütülen çocuğun duygularının tümü, Tanrı’nın güçlü, saygın, her şeyi yöneten ve her yerde olduğu şeklindedir. Çocuk, edindiği deneyimlerin neticesi olarak bu niteliklere sahip sadece iki insan tanır: annesi ve babası.
Rizzuto, Tanrı tasavvuru alanında önemli ve kabul edilebilir tezler ileri sürmüştür. Ona göre, Tanrı tasavvurunun oluşumunda ana baba imajları başat rol oynar, çünkü çocuğun ilişki kurduğu ilk insanlar annesi ve babasıdır, zira Tanrı görülmezdir. Doğru cevap C'dir.