Etimolojik anlamıyla “Sosyoloji”nin tanımı aşağıdakilerden hangisidir?
İlk defa Auguste Comte (1839) tarafından kullanılan sosyoloji kelimesi, Latince “socio” (toplum) ve Grekçe “logie” (bilim) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir ve “toplumsal olanın bilimi” olarak nitelendirilir.
Aşağıdaki ifadelerden hangisi “toplumsal değişim” kavramı ile çelişmektedir?
Toplumsal değişim, toplumun tabiatının bir gereğidir. Hiç bir toplum hareketsiz değildir. Her toplumun kendine özgü bir dinamizmi vardır. Her toplum az veya çok değişimi yaşar, tecrübe eder. Bir toplumun durağanlığı, başka bir toplumun değişim durumuna göredir, yoksa o toplum durağan değildir. Bir toplumda değişim düşük yoğunluklu, başka bir toplumda yüksek yoğunluklu, bir toplumda yavaş, başka bir toplumda hızlı tempoda olabilir. Bu çerçevede değişimin, zamana ve topluma göre farklılık arz ettiği söylenebilir.
Toplumsal alanda her varlığın zıtları bünyesinde barındırdığını, bu zıtların çatışmasıyla yeni bir durumun biçimlendiğini ve bu sürecin aynı tarzda devam ettiğini ileri süren toplumsal değişim kuramı aşağıdakilerden hangisidir?
Karl Marks’ın değişim kuramı, diyalektik ilişkiye dayalı tarihi maddecilik üzerine temellenir. Diyalektik yaklaşım, toplumsal alanda her varlığın zıtları bünyesinde barındırdığını, bu zıtların çatışmasıyla yeni bir durumun biçimlendiğini ve bu sürecin aynı tarzda devam ettiğini ileri sürmektedir. Marks’a göre bütün tarih, diyalektik ilişkiye dayalı üç döneme ayrılabilir: İnsanın özgür olduğu tez dönemi, teknolojinin etkili olduğu ve insanın yabancılaştığı antitez dönemi ve de sınıfsız toplumun ortaya çıkacağı sentez dönemi. Marks’ın düşüncesinde “Şimdiye kadar ki bütün cemiyet tarihi, bir sınıf mücadeleleri tarihinden ibarettir.” Marks’a göre çatışma olmadan ilerleme olmaz.
Aşağıdakilerden hangisi “laiklik”i “sekülerleşme”den ayıran bir özelliktir?
Laiklik kavramı sistemsel, yapısal, ilkesel ve kurumsal bir anlam ifade eder. Sekülerlik kavramı ise daha çok dini hayattaki bir dönüşüme, dinin toplumsal alandaki rolündeki bir değişime ve bir tür dünyevileşmeye işaret eder.
İslam tarihinde hangi dönemden itibaren meydana gelen değişimlerin etkisiyle çeşitli fırkalar, siyasal hareketler, isyanlar ve daha sonraki mezhepleşme ve fırkalaşmalar, ayrışma ve parçalanmalar yaşanmaya başlanmıştır?
Dinin, toplumsal değişimi olumsuz yönde etkilemesi gibi toplumsal değişim de dini olumsuz yönde etkileyebilir. Meselâ toplumsal değişim, dinin kendi içinde çatışma çıkmasına; dindarlar arasında zıtlaşma, kavga, savaş vs. çıkmasına, dinin toplumsal yapıda zayıflamasına, toplumsal hayatın bazı alanlarından çekilmesine vs. sebep olabilir. Bu noktada Batı’da Rönesans ile birlikte gelen değişimle ilişkili olarak ortaya çıkan reform hareketinin Protestanlığı doğurmasıyla Hıristiyanlığın daha da farklılaşmasını ve farklı zamanlarda ortaya çıkan dini çatışma ve savaşları örnek vermek mümkündür. Ayrıca İslam tarihinde özellikle Hz. Osman döneminden itibaren meydana gelen değişimlerin etkisiyle çeşitli fırkaların, siyasal hareketlerin, isyanların ve daha sonraki mezhepleşme ve fırkalaşmaların, ayrışma ve parçalanmaların kendini göstermesi de buna örnek verilebilir.
Hangisi toplumsal değişim kuram tiplerinden biri olan büyük boy kuramlardan biri değildir?
Halihazırda sosyolojide, üzerinde uzlaşılan genel bir toplumsal değişim kuramının olduğu söylenemez. Dolayısıyla çeşitli toplumsal değişim kuramları ve farklı toplumsal değişim kuramları tipolojileri mevcuttur. Burada toplumsal değişim kuramlarının üçlü bir tipleştirimi benimsenebilir. Söz konusu tipleştirmeye göre, (1)büyük boy kuramlar (yükselişve çöküş, evrimci, modernleşmeci ve diyalektik), (2)orta boy kuramlar (yapısal-işlevselci ve çatışmacı) ve (3)küçük boy kuramlar (grupsal ve bireyci) olmak üzere üç ana toplumsal değişim kuramı söz konusudur.
Hangi ülke anayasada laiklik ilkesi açıkça belirtilsin veya belirtilmesin dine olumsuz bakan, dini örgütlenme ve faaliyetleri yasaklayan ve din özgürlüklerini kısıtlayan din karşıtı model uygulanmamaktadır?
Anayasada laiklik ilkesi açıkça belirtilsin veya belirtilmesin dine olumsuz bakan, dini örgütlenme ve faaliyetleri yasaklayan ve din özgürlüklerini kısıtlayan bu yapı Çin, Küba, Vietnam ve Kuzey Kore’de görülmektedir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından önce Sovyet bloğunda da görülen bu model, komünist ve Marksist ideolojinin din aleyhtarı bakış açısına yaslanmakta ve din karşıtı politikalar uygulamaktadır. Finlandiya’da ise resmi din veya kilise olmamasına karşın din özgürlükleri güvence altına alınmıştır ve söz konusu resmi din veya kilise, siyasi ve hukuki kararların alınmasında bir rol üstlenmez.
İbn Haldun’un Mukaddime’sinin çevirmeni aşağıdakilerden hangisidir?
Mukaddime, Osmanlı düşünürü Ahmet Cevdet Paşa tarafından 1860’ta tamamlanıp Türkçe olarak yayınlanmıştır.
Aşağıdaki ülkelerden hangisi, yönetim geleneğini belirli bir İslami mezhebe dayandırmaktadır?
İslam dünyasında meşruiyetini dinden alan bir sınıf tarafından İslam hukukuna göre yönetildiği iddia edilen İran, Şii geleneğe yaslanmaktadır. Şii İslam’ın devletin dini olarak ilan edildiği Safevi hanedanlığının kuruluşundan (1501-1732) beri din ve devlet işlerinin iç içe girdiği İran’da, idareciler kendi meşruiyetlerini Şii İslam’ı ve Şii din adamı sınıfını koruma iddiasıyla sağlamıştır.
I. Rönesansın ortaya çıkışı
II. Modernizm
III.Sekülerleşmenin yükselmesi
Yukarıda verilen toplumsal değişimlerden hangisi / hangileri dini olumsuz yönde etkilemiştir?
Batı’da Rönesans ile birlikte gelen değişimle ilişkili olarak ortaya çıkan reform hareketinin Protestanlığı doğurmasıyla Hıristiyanlığın daha da farklılaşmasına ve farklı zamanlarda ortaya çıkan dini çatışma ve savaşların oluşmasına neden olmuştur. Çağdaş dünyada modernleşme ve sekülerleşmenin de dini olumsuz yönde etkilemiş olduğu görülmüştür. Bu bağlamda geleneksel yapıdan modern yapıya doğru yönelen toplumlarda, özellikle modern sanayi toplumlarında, yeni ve modern değerlerin, seküler dünya görüşü ve zihniyetlerin, geleneksel ve kurumlaşmış dini yapılar, formlar, inançlar, örf ve adetler, norm ve değerler için olumsuz bir durum ortaya çıkardığı söylenebilir.
Küçük toplulukların dini-sosyal hayatlarının daha yakından incelenmesi için yapılan gözleme ne ad verilmektedir?
Dolaysız gözlem, kendi içinde ikiye ayrılır. Geniş toplulukların dini hayatları için örneklem kullanılırsa bu yolla derinlemesine bir analiz yapılamayacağından, yaygın bir gözlem yapılmış olur ki, buna “yaygın gözlem” denir. Dar, küçük toplulukların dini-sosyal hayatlarının daha yakından incelenmesi için yapılan gözleme de “yoğun gözlem” denilmektedir. Bu durumda niceliksel olarak alandan/genişlikten kaybedilmekle birlikte derinlemesine bir analiz gerçekleştirmek mümkün olur.
I. Savaş
II. Demografya, göç ve şehirleşme
III. Konfüçyanizmin
Yukarıdakilerin hangisi yada hangileri Dini Olumlu Yönde Etkileyen Bir Etken Olarak Toplumsal Değişimlerdendir?
Konfüçyanizmin ortaya çıkıp yerleşmesi, Çin’de hızlı bir sosyal değişim, düzensizlik ve çatışma döneminde olmuştur. Dinin toplumsal değişimden olumlu etkilenmesine bir örnek de, demografya, göç ve şehirleşme ile kendini gösteren değişimin, Türkiye’de ve Ortadoğu’da dindarlaşma, cemaatleşme, dini örgütlenme, dini gruplaşma, yönünde etkili oluşudur.
“Sekülerleşme Teorisi”ne göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Dini veya din-toplum ilişkilerini evrimci ilerlemeci modernleşmeci bakış açısından ele alan sosyologların çoğu, dinin belirli bir toplumda gerilememesi ve toplumdaki etkinliğini hala sürdürmesini, sosyal ve siyasal gelişmenin veya modernleşmenin başarısızlığına işaret olarak değerlendirmektedirler. Bu bakış açısına göre bir toplum ne kadar modern ise o kadar sekülerdir; modernleşmenin düzeyi ne kadar yüksekse sekülerleşmenin düzeyi de o kadar yüksektir.
Aşağıdakilerden hangisi Uzmanlaşmış Sosyoloji alt dalları arasında yer almaz?
Uzmanlaşmış sosyoloji alt dallarını (özel sosyoloji disiplinleri) şöylece sıralayabiliriz. Din Sosyolojisi – Eğitim Sosyolojisi – Köy Sosyolojisi – Kent Sosyolojisi – Siyaset Sosyolojisi – Örgüt Sosyolojisi – Hukuk Sosyolojisi – Sanayi Sosyolojisi – Sağlık Sosyolojisi – Sanat Sosyolojisi – Edebiyat Sosyolojisi – Dil Sosyolojisi – Tarih Sosyolojisi – İletişim Sosyolojisi – Bilgi Sosyolojisi – Çevre Sosyolojisi – Spor Sosyolojisi – Serbest Zaman Sosyolojisi – Suç Sosyolojisi – Bilgi Sosyolojisi- Aile Sosyolojisi-Müzik Sosyolojisi – Göç Sosyolojisi- İş ve Meslek Sosyolojisi – Gençlik Sosyolojisi – Yaşlılık Sosyolojisi – Etnik Sosyoloji – Yönetim Sosyolojisi – Nüfus Sosyolojisi – Kültür Sosyolojisi – Kurumlar Sosyolojisi.
I. Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun ilanı
II. Kanun-i Esasi’nin kabulü
III. Tevhid-i Tedrisat Kanunu
Türkiye’deki laikleşme süreci göz ününe alındığında yukarıdakilerden hangisi / hangileri modernleşme sürecinde, Osmanlı döneminde laikliğe ilişkin atılmış adımlar olarak kabul edilebilir?
Osmanlı’da Tanzimat’ın ilanıyla başlayıp Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun ilanıyla devam eden ve hukuki yapının değişmesiyle başlayan süreç, Cumhuriyet dönemindeki değişim projesinin temelleri olarak görülebilir. Ayrıca I. Meşrutiyet’in ilanı ve 1876 Kanun-i Esasi’nin kabulü, II. Meşrutiyet’in ilanı siyasal yapıda klasik anlayıştan uzaklaşıldığının göstergesidir. 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ise modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra kabul edilmiş ve laik yapıya geçişin önemli basamakları arasında yer almıştır.
Hangisi bir kişinin aynı nehre iki kez giremeyeceğini ifade ederek her şeyin her zaman değişime uğradığını ileri sürmüştür?
Değişim, basitçe mevcut durumda meydana gelen başkalaşma olarak tarif edilebilir. Değişim hayatın bir kanunu, kâinatın bir geleneğidir. Zaman içinde her şey değişim geçirmekte, farklılaşmaktadır. Nitekim insanda zaman içinde her şeyin değiştiği hissi bulunmaktadır. Yunan filozofu Herakleitos (M.Ö. 535 – 475) da bir kişinin aynı nehre iki kez giremeyeceğini ifade ederek her şeyin her zaman değişime uğradığını ileri sürmüştür.
Aşağıdakilerden hangisi “Fonksiyonel (işlevsel)” din tanımı yapan düşünürler arasındadır?
Otto, J. Wach, Melford Spiro ve Peter L. Berger dine substantif bir tanım getirmişlerdir.
“Dini olumlu yönde etkileyen sosyal değişimler” bağlamında, aşağıdaki eşleşmelerden hangisi doğrudur?
“Brahmanizm ve Budizm” Hindistan’da; “Konfüçyanizm” Çin’de; “Unification Church”, “the Family” ve “Iskcon” dini hareketleri Batı’da; Cao Dai ve Hoa Hao dini hareketleri ise Vietnam’da “dini olumlu yönde etkileyen sosyal değişimler” olarak ortaya çıkmıştır.
İlk sistematik din sosyolojisi eserinin yazarı aşağıdakilerden hangisidir?
İlk sistematik din sosyolojisi eserinin yazarı Joachim Wach'tır.
Aşağıdakilerden hangisi Karel Dobbelaere’ın modernitenin yol açtığı sekülerleşmenin kurumsal düzlemiyle ilgilidir?
Karel Dobbelaere, modernitenin yol açtığı sekülerleşmenin toplumsal, kurumsal ve bireysel düzlemlerde anlaşılması gerektiğini savunmaktadır. Bunu sekülerleşöenin üç düzeyi olarak tanımlamaktadır. Sekülerleşmenin toplumsal boyutu dinin toplumsal etkilerini yitirmesi, kurumsal boyutu kilisenin otoritesinin zayıflaması ve faaliyet alanlarının kısıtlanması, bireysel boyut ise insanların dindarlık düzeylerinin zayıflaması, ibadet ve dua pratiklerinin azalması ve zamanla ortadan kalması biçiminde formüle edilebilir.