Din Sosyolojisi
Deneme Final Sınavı 11
1.

I) Sekülerizm karşıtlığıII) Tavizsiz akideIII) Ahlaki prensiplerIV) Dini bir otoriteYukarıdakilerden hangisi/leri Batı’da ortaya çıkan ve dünyayı reddeden yeni hareketlerin özelliği/leridir?

Doğru Cevap: "E" I, II, III ve IV
Soru Açıklaması

Batı’da ortaya çıkan ve dünyayı reddeden yeni hareketlerin özellikleri şunlardır; sekülerizm karşıtlığı, tavizsiz bir akideye ve ahlaki prensiplere sahip olmaları ile dini bir otoritelerinin olmasıdır.

2.

Aşağıdaki seçeneklerde verilen dinin hangi işlevi Marksist sosyologlarca, toplumsal değişime karşı güçlü bir fren teşkil etmektedir?

 

Doğru Cevap: "E" Toplumsal düzenin korunmasına katkı sağlaması
Soru Açıklaması

Marksist sosyologlar dinin değişime karşı koyan bir etken olduğunu ileri sürmüşlerdir. Onlara göre egemen sınıfların egemenlik aracı olan din, toplumsal değişime karşı güçlü bir fren teşkil etmektedir. Bu bağlamda diyalektik ve çatışmacı din kuramları, dini mevcut egemenlik ilişkilerini meşrulaştırarak istikrarı sağlayan bir fenomen olarak görürler. 

3.

Aşağıdakilerden hangisi terörle ilgili günümüz literatürüne bakıldığında vurgulanan tanımdır?

 

 

Doğru Cevap: "A" Siyasi amaçlı şiddet eylemi  
Soru Açıklaması

Terörle ilgili günümüzdeki literatüre bakıldığında, bu tür olaylara ilişkin tanım ve açıklamaların odak noktasını “siyasi amaçlı şiddet eylemi” vurgu-sunun oluşturduğu görülür.

 

4.

Birbirleriyle bağlantılı karmaşık bir ilişkiler ağı olan bütüne ne ad verilir?

 

Doğru Cevap: "C" Toplum  
Soru Açıklaması

Toplum, birbirleriyle bağlantılı karmaşık bir ilişkiler ağı ve bütünüdür. Bu ağ, farklı kurumlarıyla işlemektedir. 

5.

I) Terörü meşrulaştırma amacı taşır.

II) Siyasi otoriteye karşı şiddet meşru bir yöntemdir.

III) Sartre ve Camus gibi aydınların görüşlerinde bu yaklaşımın izleri vardır.

Terörün neden ve kökenlerini açıklamaya yönelik olan yukarıdaki maddeler hangi teoriye aittir?

 

Doğru Cevap: "C" Radikal terörizm teorisi  
Soru Açıklaması

Radikal terörizm teorisi: Şiddet ve terörü bu eylemlere başvuran kişi, grup ve örgütlerin bakış açısı ile alan ve söz konusu eylemleri halkalaştırma ve meşrulaştırma amacı taşıyan kuramdır. Buna göre gerekli görüldüğü durum ve şartlarda devlet ve siyasi otoriteye karşı şiddet kullanmak bir savunma aracı olarak meşru bir yöntem olarak görülmelidir. Fanon, Sartre ve Camus gibi aydınların görüşlerinde bu yaklaşımın izlerine rastlamak mümkündür. 

6.

Kitap ve sünnete uygun  davranışlar dışında kalan uygulamalara ne ad verilir?

Doğru Cevap: "A" Bid’at  
Soru Açıklaması

mezhep imamlarının ortaya koymuş olduğu iman ve ibadet esasları büyük ölçüde Kitap ve Sünnete uygun dini anlayış olarak kabul edilir. Bunların dışında kalan uygulamalar ise bid’at olarak nitelendirilir. 

7.

Aşağıdakilerden hangisi küreselleşme teorilerinden “Modernliğin Küreselleşmesi” ile ilgilidir?

 

Doğru Cevap: "C"  Ağ ve şebekenin ölçeğinin büyümesi  
Soru Açıklaması

Immanuel Wallerstein’e göre bir “dünya”dır ve bir tek birleştirici siyasal yapıya sahip değildir. Ancak siyasal bir üst yapısı vardır. Bu üst yapı “hükümran devletler” ağıdır. Bu dünya sisteminde dünya, merkez, çevre ve yarı çevre bölgelerine ayrılmıştır. Zygmunt Bauman’ a göre küreselleşme kavramından çıkan en derin anlam; dünya meselelerinin belirsiz, kuralsız ve kendi başına buyruk doğasıdır. Roland Robertson glokalleşme teorisine göre büyük ölçüde, 20. Yüzyılın sonlarında tikelciliğin evrenselleşmesinin ve evrenselciliğin tikelleşmesinin içiçe geçmesini içeren derin, ikili bir sürece işaret etmektedir. Anthony Giddens ise modernliğin kurduğu ağ ve şebekenin ölçeğinin büyümesi bağlamında küreselleşmeye bakar. Giddens, küreselleşmeyi yeni bir süreç olarak görmez. O, yeni bir döneme girmekten ziyade, modernliğin sonuçlarının eskisinden daha çok radikalleştiği bir başka döneme girildiğini söyler. 

8.

Kamusal alana dair görüşlerinde “çağdaş¸ toplumların demokratikleştirilmesi, özerk kamu alanlarının çoğalması ve genişlemesine hizmet etmektedir” diyen düşünür kimdir?

 

Doğru Cevap: "A" Jürgen Habermas  
Soru Açıklaması

Jürgen Habermas’ın kamusal alan anlayışında, çağdaş toplumların demokratikleştirilmesi, özerk kamu alanlarının çoğalması ve genişlemesine hizmet etmektedir. 

9.

Kamusal ve özel alan ayırımının tarihine bakıldığında hangisinin bu ayırım üzerinde doğrudan etkisi yoktur?

 

Doğru Cevap: "D" Feodalizm  
Soru Açıklaması

Yunan düşüncesinde kamusal ve özel arasında bir karşıtlık ilişkisi bulunmaktaydı. Çünkü Yunan düşüncesine göre, insanın siyaseten örgütlenebilir olması, merkezinde evin ve ailenin yer aldığı bu doğal birlikten yalnızca farklı olmakla kalmaz, onlarla doğrudan bir karşıtlık ilişkisi içine de girer.Böylece yaşamında kendisine ait olanla (özel alan), kamusal alan arasında keskin bir ayrım ortaya çıkmaktadır.

Orta Çağda okumuş orta sınıflar (şa^ir, aydın, yazar) burjuvanın öncüleri olarak akıl yürütmeler yapmış ve devlet aygıtını monarkın şahsi alanından ayırıp özerkleşmeyi sağlamaya çalışmışlardır. Böylece saraydan koparak şehirde karşı güç oluşturmuşlar; saraylı soylu toplumun kibar a^lemiyle kurdukları iletişim vasıtasıyla bunu öğrenmişlerdir. Onlar sarayın kültürel, siyasal muhalifi olarak kahveha^nelerde, sokaklarda ve çeşitli organizasyonlarda ilk edebi kamuyu oluşturmuşlardır. Bu mekanlarda şiirler, yazılar, nutuklar ile kral ve prenslere karşı Burjuvazi adına muhalefetlerini yükseltmişlerdir.

Kamusal alanın özel alandan ayrı bir yaşam alanı olarak ortaya konmasında sanayileşme ve buna bağlı olarak kapitalist toplum yapısının önemi tartışılmazdır.17. ve 18. yüzyıllarda ortaya çıkan sanayi toplumunda ekonomik üretim faaliyetlerinin yanı sıra, geleneksel aile fonksiyonları da aileden koparıldı. Bu bağlamda geleneksel toplum yapısında siyasal, ekonomik ve kültürel yaşamın merkezi olan ailenin bu işlevleri, modern toplumda farklılaşmıştır. Bu durumda feodalitenin kamusal-özel alan ayırımıyla doğrudan ilgisi yoktur. 

10.

Aşağıdakilerden hangisi özel alan ile kamusal alan ayrımının bulanıklaşması ile ilgili değildir?

 

Doğru Cevap: "A" E- Devlet hizmetinin verilmesi  
Soru Açıklaması

Televizyon ve internet üzerinden özel hayatın daha çok gündeme gelmesi ile özel hayatların birçok boyutlarıyla kamuda konuşulur hâle gelmesi. Yine kameraların park, sokak, apartman girişleri yanında, özel yaşam alanlarının içine kadar girmesi de bu olguyu pekiştirmektedir. Nitekim, cep telefonları, fotoğraf makinaları ve gizli kameraların sürekli devrede olması, özel alanın “özel” olarak kalmasını zorlaştırmaktadır. Giderek kişiye mahrem alanların kalmaması, sınırlarının daralması ve mahremiyetin deşifre olması karşısında, özel ve kamusal alan arasındaki ayrımlar da bulanıklaşabilmektedir. Meselâ, eskiden kamusal ve özel alandaki kıyafetler daha sıkı tanımların ve uygulamaların konusu olabilirken, bugün bunlarda bir gevşeme meydana gelmiştir. E- Devlet hizmetinin verilmesi kamusal alanine küreselleşmesi ile ilgilidir. 

11.

Amerika Birleşik Devletleri’nde Halkın Mabedi tarikatını kuran Jim Jones aşağıdaki kesimden hangisine yönelmemiştir?

 

Doğru Cevap: "D" Hırsızlara  
Soru Açıklaması

Amerika Birleşik Devletleri’nde Halkın Mabedi tarikatını kuran Jim Jones (1931-1978) daha çok yoksullara, uyuşturucu kullananlara, hastalara, eski mahkûmlara ve siyahlara yönelmiştir. 

12.

I. Ortodoks terörizm teorisi II. Radikal terörizm teorisi III. Ilımlı terörizm teorisi

Yukarıdakilerden hangisi terörün neden ve kökenlerini açıklamaya yönelik başlıca teorilerdir?

 

Doğru Cevap: "D" I, II ve III
Soru Açıklaması

Ortodoks terörizm teorisi, radikal terörizm teorisi ve ılımlı terörizm teorisi terörün neden ve kökenlerini açıklamaya yönelik başlıca teorilerdendir. 

13.

Laiklik kavramı ilk kez hangi yüzyılda kullanılmıştır?

 

Doğru Cevap: "A" 16  
Soru Açıklaması

Laiklik (laïcisme) teriminin kökenlerine bakıldığında ilk kez 16. yüzyılda İngiltere’de papaz olmayanların da, kiliselerin yönetiminde rol alabileceklerini savunan düşünce akımını ifade etmek üzere kullanıldığı görülür. 

14.

Kamusal alan tartışmalarına “katılım” kavramını kazandıran kimdir?

 

Doğru Cevap: "D" Jürgen Habermas  
Soru Açıklaması

Jürgen Habermas’ın kamusal alan tartışmalarında katılım kavramına verdiği anlam önemlidir. Buna göre katılım, yukarıdan dayatılan prensiplerin içerisinde şekillenmekten mesafe alarak hem eylem normlarının hem de yapılacak tartışmaların izlek noktalarının da katılan taraflarca belirlenmesini içermektedir. Bu katılım, Habermas’ın anlayışında cumhuriyet ve sivil yaşamı erdeme dayandıran anlayış¸ karşısında, bir politik doğru görüşü ile karmaşık modern toplumların gerçekliklerini birbirlerine eklemleme şansına sahiptirler. 

15.

Aşağıdakilerden hangisi ekonomik küreselleşmede öncü olan ülkelerden biridir?

 

Doğru Cevap: "E" İngiltere  
Soru Açıklaması

Giderek hızla artan üretimin ülke içinde tüketimi doğal olarak mümkün değildir. Bu durum, ulus sınırlarını aşan yeni arayışları gündeme getirmiştir. Bilhassa küresel aktörler diye bahsedilen Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeler bu arayışlara önayak olmuşlardır. 

16.

Aşağıdaki olaylardan hangisi dinin terörü araçsallaştırabileceğine örnek değildir?

 

Doğru Cevap: "A" Paris yakınlarındaki 2005 yılı sokak çatışmaları  
Soru Açıklaması

Paris yakınlarındaki 2005 yılında meydana gelen olaylar aslında ülkedeki ısrarla sürdürülen kültürel entegrasyon politikası kaynaklıdır. 

17.

Amerika Birleşik Devletleri’nde Halkın Mabedi tarikatını kuran Jim Jones aşağıdaki kesimden hangisine yönelmemiştir?

 

Doğru Cevap: "D" Hırsızlara  
Soru Açıklaması

Amerika Birleşik Devletleri’nde Halkın Mabedi tarikatını kuran Jim Jones (1931-1978) daha çok yoksullara, uyuşturucu kullananlara, hastalara, eski mahkûm-lara ve siyahlara yönelmişt. 

18.

I) Mormonlar

II) Tanrı’nın Çocukları

III) Zen Budizmi

IV) Hare Krişna

Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Uzakdoğu kökenli olup Batı’da yaygınlaşan hareketlerdendir?

 

Doğru Cevap: "D" III ve IV  
Soru Açıklaması

Hare Krişna ve Zen Budizmi ise Uzakdoğu kökenli olup Batı’da yaygınlaşan hareketlerdendir. 

19.

Jürgen Habermas aşağıda yer alan kamusal alan yaklaşımlarından hangisine ilişkin görüşleri benimsemiştir?

 

Doğru Cevap: "C" Söylemsel Kamu Yaklaşımı  
Soru Açıklaması

Jürgen Habermas söylemsel kamu alanı yaklaşımını benimsemiştir. Habermas, modern toplumların gelişimini kamusal alana katılım genişlemesi açısından analiz etmektedir. Habermas’ın anlaşışına göre çağdaş toplumların demokratikleştirilmesi, özerk kamu alanlarının çoğalması ve genişlemesine hizmet etmektedir. Habermas’a göre kamusal alan o toplumda yaşayan ve siyasal, kültürel, toplumsal tüm süreçlerinden etkilenen insanların, kendileri ile ilgili olan tüm meselelerde tartışmalara katılarak bir söylem üretmeleridir. Bunun anlamı, karar süreçlerine bir şekilde etkide bulunmalarıdır. Bu bağlamda söylemsel kamu alanı, sürekli tartışma ve diyalogla içeriklenen bir alan haline gelmektedir. 

20.

Kime göre “İnsan tabiatı gereği sosyal bir varlıktır”?

Doğru Cevap: "C" İbn Haldun
Soru Açıklaması

İbn Haldun a göre “İnsan tabiatı gereği sosyal bir varlıktır”.

TEST BİTTİ.
CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ.