Küreselleşmeyi kapitalizm bağlamında açıklayan; merkez ve çevre ülkeler olmak üzere devletleri hiyerarşik bir sıralamaya tâbi tutan kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Wallerstein, modern dünya-sistemi olarak adlandırdığı küreselleşmeyi kapitalizm bağlamında açıklamakta; merkez ve çevre ülkeler olmak üzere devletleri hiyerarşik bir sıralamaya tâbi tutmakta; merkezdeki küresel aktörlerden başlayarak çevre ülkelere doğru gelişen iç bağımlılığı açıklamaya çalışmaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi Batı dünyasındaki Noel Baba olarak isimlendirilen kişi ile özdeşleştirilmiştir?
Çözüm: Batı dünyasındaki yılbaşı kutlamaları zaman içerisinde Noel Baba olarak isimlendirilen Aziz Nikolaos ile özdeşleştirilerek adeta Hıristiyanlaştırılmıştır.
I. İnanç II. İbadet III. CemaatYukardakilerden hangisi yada hangileri dinin temel öğelerindendir?
Dinbilimcilerinin genel kabulüne göre, bir harekete din denilebilmesi için inanç, dini pratikler ve cemaat olmak üzere en azından üç temel unsurunun olması gerekir.
Karl Marks’ın din ile ilgili düşüncelerini şekillendiren ve derinden etkileyen felsefeci kimdir?
yüzyıl teolog ve felsefecilerinin yazdıkları ve bunlardan özellikle Feuerbach’ın “Hıristiyanlığın Özü” (1841) adlı eseri ve diğer çalışmaları Alman aydınlarını ve daha çok gençliği etkilediği gibi, o yıllarda gençlik dönemini yaşayan Marks’ı da derinden etkilemiştir. Bu nedenle, Marks’ın dinle ilgili düşüncelerini Feuerbach’a giden köklerinde aramak gerekir. Feuerbach’a göre din, insanın kendi düşüncesinin insanlar üstü bir plana aktarılışıdır. Başka bir ifade ile, din, kültürel gelişme sürecinde insanların ürettiği düşünce ve değerlerden oluşmakta, fakat bunlar yanlış bir şekilde ilahi güçlere ya da tanrılara mal edilmektedir. Marks, bu düşüncelerin çok büyük etkisi altında kalmıştır. Ona göre din, ünlü deyişiyle söylersek, halkın afyonudur. Şerif Mardin, bu ifadenin Feuer- bach’ın düşüncelerinin etkisi altında yazıldığını söyler. Cümlenin tamamı ise şöyledir: “Din, baskıya tabi yaratıkların iç çekmesi, kalpsiz bir dünyanın kal- bi, ruhsuz olayların ruhudur, halkın afyonudur”.
Toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya gelen, aidiyet bilinci taşıyan, birbirleri arasında sıkı iletişim olan, belirli bir hiyerarşiye ve normlara sahip, buna bağlı olarak toplumsal yaptırım uygulayan, görece sürekliliğe sahip insan topluluğuna ne ad verilir?
Toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya gelen, aidiyet bilinci taşıyan, birbirleri arasında sıkı iletişim olan, belirli bir hiyerarşiye ve normlara sahip, buna bağlı olarak toplumsal yaptırım uygulayan, görece sürekliliğe sahip insan topluluğuna sosyal grup adı verilir.
I. Mahrumiyet
II. İlişki Ağları
III. Ahlaki ve Sosyal Belirsizlikler
Yukardakilerden hangisi yada hangileri insanların yeni dini hareketlere yönelmesine ve bu hareketlerin çoğalmasına veya yaygınlaşmasına sebep olan faktörlerdendir?
Mahrumiyet, ilişki ağları, ahlaki ve sosyal belirsizlikler insanların yeni dini hareketlere yönelmesine ve bu hareketlerin çoğalmasına veya yaygınlaşmasına sebep olan faktörlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi devletin farklı din ve mezheplere karşı nötr olması gerektiğini kapsar?
Bazı yaklaşımlar çeşitliliğin kamu düzenini bozacağı temel gerekçesini öne sürerek, kamusal alanın tümüyle “dini” olan her şeyden arındırılması gerektiğini düşünürler. Bu yaklaşım sahiplerine göre, aslında kamusal alanı farklılıklar ve çeşitlilikler bozacaktır. Onlar kamusal alanın nötr olması gerektiğini öne sürerler.
Terör tanımını “siyasal amaçlara ulaşmak amacıyla insanların can ve mal güvenliklerine saldırılması” olarak yapan yaklaşım hangisidir?
Devlet yetkilileri, terör konusuna güvenlik ağırlıklı olarak bakmaktadır. Devletlerin terör tanımları, “siyasal amaçlara ulaşmak amacıyla insanların can ve mal güvenliklerine saldırılması”, “siyasal amaçlı şiddet başvurusu” ve “kamuoyunun tümünü veya bir kısmını korkuya sevk eden eylemler” gibi unsurları vurgulamaktadır.
Agnostik Kamu Alanı hangi kuramcı tarafından öne sürülmüştür?
Zygmunt Bauman ve Roland Robertson küreselleşme kuramcılarıdır. Bruce Ackermann Liberal Kamu Yaklaşımını ve Jürgen Habermas Söylemsel Kamu Alanı’nı öne sürmüştür. Hannah Arendt ise Agnostik Kamu Alanı kuramcısıdır.
“İlkel kabileler üzerinde yapılan antropolojik çalışmalarda giriş ayini denilen bir uygulamaya rastlanmıştır. Klan içindeki çocuk henüz bu ayin gerçekleşmeden klanın gerçek bir ferdi olarak kabul edilmez.” cümlesi Müslümanlıkta dinin bireysel ya da toplumsal hayattaki hangi duruma benzemektedir?
Sünnet Müslümanlığın sembolü olarak kabul edilir. Aynı zamanda toplum içinde çocukluktan çıkış ve erkek oluş gibi popüler bir anlama sahiptir. İlkel kabileler üzerinde yapılan antropolojik çalışmalarda giriş ayini denilen bir uygulamaya rastlanmıştır. Klan içindeki çocuk henüz bu ayin gerçekleşmeden klanın gerçek bir ferdi olarak kabul edilmez. Sünnet direk eşleşmese de benzemektedir.
I. Rönesans ve Reform hareketleri
II. Bilimsel ve teknik buluşlar
III. Aydınlanma hareketleri
IV. Sanayi devrimleri
Yukarıdaki hangi olay/lardan sonra kilisenin ve halkın din ve dünya görüşü sorgulanmaya başlanmıştır?
Rönesans ve Reform hareketleri, bilimsel ve teknik buluşlar, İngiltere, Fransa ve Almanya’daki Aydınlanma hareketi, Fransız ve Sanayi devrimleri gibi olay ve olgular, toplumların siyasi, sosyo-ekonomik ve kültürel hayatlarında büyük değişmeler meydana getirdiği gibi kilisenin ve halkın din ve dünya görüşü de sorgulanmaya başlanmıştır. Çünkü Kilise doğa bilim araştırmaları ve yeni buluşlar karşısında, bilim adamlarına karşı (örneğin, Galile,1564–1642, hatırlanabilir) olumsuz tutum takınmıştır. Kilisenin bu yanlış tutumu din karşıtlığını arttırmıştır.
“Dinî tecrübe esas olarak subjektiftir, yani bireyin içindedir ve ona aittir. Ancak her dini tecrübe aynı zamanda objektifleşir, yani bireyin dışında, kültür dünyası içinde, insan ilişkilerini belirleyecek biçimde dışa vurur.” cümlesi dinin kültür üzerinde hangi türden bir etkisi olduğunu belirtmektedir?
Dinin etki gücünü artıran bir diğer özelliği objektifleşmek suretiyle daha kolay ve hızlı biçimde örgütlenmesidir. Dinî tecrübe esas olarak subjektiftir, yani bireyin içindedir ve ona aittir. Ancak her dini tecrübe aynı zamanda objektifleşir, yani bireyin dışında, kültür dünyası içinde, insan ilişkilerini belirleyecek biçimde dışa vurur. Böylelikle din inananları bir araya getirir; onların örgütlenmesine yardımcı olur.
Aşağıdakilerden hangisi küreselleşen dünya sorunlarına karşı dinin sağladığı katkılardan biri değildir?
Uzlaşma: Denge ve uzlaşmalara davet eder. Aşırı eylem ve davranışlardan uzaklaştırır.
Dinî kuruluşların veya ilahiyatçıların söylemlerinin yanında dinin gelenek içinde aldığı biçime ne ad verilir?
Dinî kuruluşların veya ilahiyatçıların söylemlerinin yanında dinin gelenek içinde aldığı biçime halk dini denir.
Korkutmak, endişelendirmek, gözdağı vermek anlamında kullanılan Latince kökenli kelime aşağıdakilerden hangisidir?
Terör, Latince, korkutmak, gözdağı vermek, sindirmek, ürkütmek, endişelendirmek gibi anlamlara gelen “terrere” kelimesinden türetilmiştir.
Terör kelimesi hangi dilden türetilmiştir?
Terör, Latince, korkutmak, gözdağı vermek, sindirmek, ürkütmek, endişelendirmek gibi anlamlara gelen “terrere” kelimesinden türetilmiştir.
Küreselleşme terilerinden aşağıdakilerden hangisi Immanuel Wallerstein kuramına ilişkindir?
Immanuel Wallerstein-Modern Dünya-Sistemi, Zygmunt Bauman-Küresel Dünya Düzensizliği, Roland Robertson-Glokalleşme, Anthony Giddens-Modernliğin Küreselleşmesi, Marshall McLuhan- Küresel Köy.
Aşağıdakilerden hangisi küreselleşmenin din üzerindeki etkilerinden değildir?
Tanrı merkezli bir evren ve insan anlayışından insan merkezli evren ve insan anlayışına geçiş yaşanmıştır. Bu geçiş ile din oldukça büyük bir konum kaybetmiş ve insan hayatının birçok alanlarından el çektirilerek etkisi sınırlandırılmıştır. Kamu hayatının dışında bireysel olarak bir vicdan işi ola-rak nitelendirilmiştir.
Liberal kamu yaklaşımının temel aldığı sorun aşağıdakilerden hangisidir?
Liberal kamu yaklaşımında neyin iyi ve ahlâkî olduğu sorusu yerine, ortak yaşamın akla uygun olarak nasıl gerçekleştirileceği problemi ikâme edilir.
Aşağıdakilerden hangisi kamusal alan kavramı ile öncellikle ilişkilendirilebilecek kavramlar arasında yer alamaz?
Kamusal alan kavramını irdeleyebilmek için ilişkili olan bazı kavramları anlamak gereklidir. Kamusal alan özgürlük, küreselleşme, din, devlet ve özel alan kavramları ile doğrudan ilişkilidir. Ancak kamusal alan ve kültür kavramları arasında benzer bir ilişkiden söz edilemez. Bu bağlamda kültür kamusal alanla ilişkilendirilebilecek öncellikli kavramlar arasında yer almaz.