Hangi ülke anayasada laiklik ilkesi açıkça belirtilsin veya belirtilmesin dine olumsuz bakan, dini örgütlenme ve faaliyetleri yasaklayan ve din özgürlüklerini kısıtlayan din karşıtı model uygulanmamaktadır?
Anayasada laiklik ilkesi açıkça belirtilsin veya belirtilmesin dine olumsuz bakan, dini örgütlenme ve faaliyetleri yasaklayan ve din özgürlüklerini kısıtlayan bu yapı Çin, Küba, Vietnam ve Kuzey Kore’de görülmektedir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından önce Sovyet bloğunda da görülen bu model, komünist ve Marksist ideolojinin din aleyhtarı bakış açısına yaslanmakta ve din karşıtı politikalar uygulamaktadır. Finlandiya’da ise resmi din veya kilise olmamasına karşın din özgürlükleri güvence altına alınmıştır ve söz konusu resmi din veya kilise, siyasi ve hukuki kararların alınmasında bir rol üstlenmez.
Terörizmin mantığını anlamaya yoğunlaşan ve terörün işlevsel, sembolik ve taktiksel yönlerini ön plana çıkaran terörizm teorisi hangisidir?
Terörizmin mantığını anlamaya yoğunlaşan ve siyasi organizasyon olan devlet ve otoriteyi hedefleyen şiddet eylemlerine odaklanan ortodoks terörizm teorisi, terörün işlevsel, sembolik ve taktiksel yönlerini ön plana çıkarır.
Aşağıdakilerden hangisi “Büyük Boy Kuramlar” arasında yer almaz?
Yapısal-İşlevsel Yaklaşım, “Orta Boy Kuramlar” arasında yer almaktadır.
Hangi dönemde terör vatanperverlik ile özdeşleştirilmiştir?
Fransız Devrimi sırasında binlerce kişinin hayatını kaybettiği dönem, terör dönemi olarak anılmaktadır ve terör vatanperverlik ile özdeşleştirilmiştir.
Kişinin ailesi ve arkadaşları ile sınırlanan mahfuz bir yaşam bölgesi anlamında kullanılan kavram hangisidir?
“Kamusal” sözcüğü herkesin denetimine açık olan anlamına gelirken, “özel” sözcüğü kişinin ailesi ve arkadaşları ile sınırlanan mahfuz bir yaşam bölgesi anlamında kullanılmaktaydı.
“Din sosyolojisinin gerçek konusu, dini tecrübenin inanç, ibadet ve cemaat boyutlarıdır; din sosyolojisi, bunların her birini tipolojik ve karşılaştırmalı olarak inceler.” sözü hangi düşünüre aittir?
İlk sistematik din sosyolojisi eserinin yazarı Joachim Wach'a göre din sosyolojisinin gerçek konusu, dini tecrübenin inanç, ibadet ve cemaat boyutlarıdır; din sosyolojisi, bunların her birini tipolojik ve karşılaştırmalı olarak inceler.
I. Siyaset
II. Yemek yeme alışkanlığı
III. Toplumun düşünme biçimi
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri dinin etki alanlarındandır?
Din bireyin düşüncesinden toplumun ortak düşünme biçimine, yemek yeme biçiminden sanatsal faaliyetlere, görgü kurallarından siyasete kadar toplumsal hayatın ve kültürün hemen hemen bütün alanlarına sinmiştir.
“Kamusal alan, ahlaki ve siyasal büyüklüğün, kahramanlığın ve seçkinliğin açığa çıktığı, gösterildiği ve diğerleriyle paylaşıldığı bir görünümler alanıdır. İnsanların tanınmak, üstün olmak ve itibar görmek için birbirleriyle rekabet ettiği, insani diye nitelenen her şeyin geçici olmaması için güvence aranan yerdir” görüşünü savunan kamusal alan modeli hangisidir?
Agonistik kavramı, Cumhuriyet ve sivil yaşamın erdem üzerine oturduğu geleneklerde ortak olan kamu anlayışı için kullanılmaktadır. Agonistik görüş açısından kamusal alan, ahlaki ve siyasal büyüklüğün, kahramanlığın ve seçkinliğin açığa çıktığı, gösterildiği ve diğerleriyle paylaşıldığı bir görünümler alanıdır. İnsanların tanınmak, üstün olmak ve itibar görmek için birbirleriyle rekabet ettiği, insani diye nitelenen her şeyin geçici olmaması için güvence aranan yerdir.
“Din sosyolojisinin dinin mahiyeti ile değil, toplumsal davranışın belli bir şeklinin etkileri ve şartlarını incelemelidir” görüşü kime aittir?
20. yüzyılın başlarında, aynı zamanda sistematik ve bağımsız din sosyolojisinin de kurucusu kabul edilen Max Weber, kendisinden öncekilerin aksine din sosyolojisinin görevinin, dinin özünü, kaynağını, doğasını veya dini değerlerin doğruluk ve yanlışlığını araştırmak olmayıp, din-toplum ilişkileri bağlamında, din ile diğer sosyal kurumlar arasındaki karşılıklı etkileşimi, dini inançlardan kaynağını alan sosyal davranışların incelenmesi olduğunu söyleyerek yeni bir sosyoloji anlayışının öncülüğünü yapmıştır. Ona göre, din sosyolojisi, öncekilerin yaptığı gibi, dinin mahiyeti ile değil, toplumsal davranışın belli bir şeklinin etkileri ve şartlarını incelemelidir.
Dinin tamamen kültür ürünü olduğunu iddia eden görüş, on dokuzuncu yüzyıldaki salt antropolojik ve sosyolojik yaklaşımların sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu görüşler hangi yaklaşıma dayanmaktadır?
Dinin tamamen kültür ürünü olduğunu iddia eden görüş, on dokuzuncu yüzyıldaki salt antropolojik ve sosyolojik yaklaşımların sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu görüş pozitivist bir yaklaşıma dayanır. Pozitivizm deney ve gözleme dayanan modern bilimi kabul edip, dini ve metafizik açıklamaları bilim öncesi düşünme biçimi oldukları gerekçesiyle baştan reddeden bir anlayıştır.
I. Ortaklaşa kullanım
II. Mahremiyet
III. Etkileşim
IV. Soyutlanma
Yukarıda verilenlerden hangisi/hangileri kamusal alan kavramıyla ilişkilidir?
Tek tek hiç¸ kimseye ait olmayıp ortaklaşa kullanılan ve birçok hizmetlerinden faydalanılan mekanlar, genel anlamda kamusal alanlardır. Kamusal alanlar, bu sebeple o toplumda yaşayan insanların ortak ilgilerinin yoğunlaştığı yerlerdir. kamusal alan sadece fiziki bir mekanı değil, onun da ötesinde soyut bir paylaşım, etkileşim, müzakere ve metafor alanını ifade eder. Bu alanlarda özel alandaki gibi mahremiyet söz konusu değildir. Bireylerin kendilerini ifade alanı olduğu için soyutlanma da söz konusu değildir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde başlatılan İslam Milleti hangi kesim tarafından başlatılan bir dini harekettir?
Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıkan İslam Milleti Müslüman zencilere dayanan bir yeni dini harekettir.
Hangisi çok boyutlu ve karmaşık ilişkiler ağına sahip olan küreselleşmenin başlıca boyutlarından biri değildir?
Küreselleşme çok boyutlu ve karmaşık ilişkiler ağına sahiptir. Bu açıdan kavramı, sadece bir boyutuyla tanımlamak eksik olacaktır. Bu boyutlar, küreselleşmenin bütüncül bir şekilde ele alınmasınısağlayacaktır. Bu bağlamda, küreselleşmenin farklı boyutlarını kısaca özetlemeye çalışacağız. Bu boyutları, ekonomik, politik, kültürel, iletişim ve ekolojik küreselleşme olarak sınıflandırmak mümkündür.
Aşağıdakilerden hangisi küreselleşmenin din üzerindeki etkilerinden değildir?
Tanrı merkezli bir evren ve insan anlayışından insan merkezli evren ve insan anlayışına geçiş yaşanmıştır. Bu geçiş ile din oldukça büyük bir konum kaybetmiş ve insan hayatının birçok alanlarından el çektirilerek etkisi sınırlandırılmıştır. Kamu hayatının dışında bireysel olarak bir vicdan işi olarak nitelendirilmiştir.
“Glokal” kavramı hangi iki kelimenin bir araya gelmesiyle türemiştir? 2. “Glokal” kavramı hangi iki kelimenin bir araya gelmesiyle türemiştir?
“global” ve “local” (yerel) kelimeleri bir anlamda kaynaştırılarak “glokalleşme” kavramı elde edilmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi Din sosyolojisinin tanınmasına ve hak ettiği değere kavuşmasına katkı sağlayan gelişmelerden birisi değildir?
Din sosyolojisi neredeyse 1980’li yıllara kadar tanınma sorunu yaşamış, hak ettiği ilgiyi görememiştir. Daha sonra İlahiyat Fakültelerinin çoğalması, çok sayıda akademisyenin tez çalışmaları ve lisansüstü (yüksek lisans – doktora) eğitim imkanının yaygınlaşması din sosyolojisi bilim dalında teorik ve deneysel araştırmalarda da göreceli bir artışa neden olmuş, önceki yıllara göre olağanüstü bir ilgi görmeye başlamıştır. Bu dönemde İlahiyat Fakültelerinde çok sayıda din sosyoloğu yetişmiştir.
I) İnançII) İbadetIII) CemaatYukarıdakilerden hangisi/leri dinin temel öğesi/leridir?
Dinin üç temel öğesi vardır. Bunlar: inanç, ibadet ve cemaattir.
Toplum içine (kamuya) çıkabilen manasında kullanılan kelime aşağıdakilerden hangisidir?
Toplum içine (kamuya) çıkabilen manasında bu yeni kozmopolit, ükemmel bir kamusal insan olarak tanımlanır.
“Kamusal alan, ahlaki ve siyasal büyüklüğün, kahramanlığın ve seçkinliğin açığa çıktığı, gösterildiği ve diğerleriyle paylaşıldığı bir görünümler alanıdır. İnsanların tanınmak, üstün olmak ve itibar görmek için birbirleriyle rekabet ettiği, insani diye nitelenen her şeyin geçici olmaması için güvence aranan yerdir” görüşünü ortaya koyan kamusal alan modeli hangisidir?
Agonistik görüş açısından kamusal alan, ahlaki ve siyasal büyüklüğün, kahramanlığın ve seçkinliğin açığa çıktığı, gösterildiği ve diğerleriyle paylaşıldığı bir görünümler alanıdır. İnsanların tanınmak, üstün olmak ve itibar görmek için birbirleriyle rekabet ettiği, insani diye nitelenen her şeyin geçici olmaması için güvence aranan yerdir.
I. Mahrumiyet
II. İlişki Ağları
III. Ahlaki ve Sosyal Belirsizlikler
Yukardakilerden hangisi ya da hangileri insanların yeni dini hareketlere yönelmesine ve bu hareketlerin çoğalmasına veya yaygınlaşmasına sebep olan faktörlerdendir?
Mahrumiyet, ilişki ağları, ahlaki ve sosyal belirsizlikler insanların yeni dini hareketlere yönelmesine ve bu hareketlerin çoğalmasına veya yaygınlaşmasına sebep olan faktörlerdir.