Hadisler ilgili âyetlerin bir ………… anlamına gelmektedir. Yukarıdaki cümlede boşluk bırakılan yere aşağıdaki ifadelerden hangisi gelemez?
Kur’ân-ı Kerîm’de sünnetin dindeki yeri kesin biçimde ifade edilmiş olmasına rağmen sahîh rivayetlerden hareketle de aynı hususa işaret etmek iki temel kaynak arasındaki birlikteliği ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Ayrıca, zikredilen hadisler ilgili âyetlerin bir tefsiri, açıklaması, te’yidi ve te’kidi anlamına gelmektedir.
“Nitekim size içinizden âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten ve bilmediklerinizi bildiren bir peygamber gönderdik" (Bakara, 2/151) ayeti Hz. Peygamber’e ve onun sünnetine uyulması gerektiğine dair âyetlerden hangi gruba girmektedir?
Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamber’e ve onun sünnetine uyulması gerektiğine dair birçok âyet bulunmaktadır. Bu âyetler genel olarak; (a) Allah Resûlü’nün Kur’ân’ı açıkladığını belirten âyetler, (b) Hz. Peygamber’e itaat etmenin zorunlu olduğunu söyleyen âyetler, (c) Hz. Peygamber’i örnek almayı emreden âyetler, (d). Allah’ın Resûlü’ne helâl ve haram kılma yetkisi verdiğini belirten âyetler şeklinde dört grupta incelenibilir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) risâlet görevinin sadece Kur’ân’ı insanlara ulaştırmak, yani bir anlamda postacılık olmadığını gösteren ve Kur’ân’ın yanı sıra hikmetin de verildiğini söyleyen âyetler bulunmaktadır. Bu âyetlerden birinde Allah, "/Nitekim size içinizden âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten ve bilmediklerinizi bildiren bir peygamber gönderdik" (Bakara, 2/151) buyurmuştur. Âyet-i kerîmede geçen hikmet kelimesine birçok anlam verilebilir. Ancak kitap ile kullanılan yerlerde âlimler genel olarak hikmete sünnet manasını vermeyi tercih etmişlerdir. Nitekim şu âyette bu mana daha fazla hissedilmektedir: " /(Ey Peygamber eşleri) evlerinizde okunmakta olan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın." (Ahzâb, 33/34).
Bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuşlardır: “Allah katında amellerin en üstünü, içinde hiçbir ……………………….”.
Boşluğa gelecek ifade hangisidir?
Ebû Hureyre radiyallâhü anh’ın rivâyet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır: “Allah katında amellerin en üstünü, içinde hiçbir şüphe bulunmayan imandır”.(Dârimî, Rikâk 28, hadis no: 2739).
Hangisi “Allah’a ve elçisine iman ettikten sonra, O’nun rızası gözetilerek yapılan, her doğru, güzel, faydalı, hayırlı iş ve davranış” anlamı taşıyan kavramdır?
“Sâlih amel”; “Allah’a ve elçisine iman ettikten sonra, O’nun rızası gözetilerek yapılan, her doğru, güzel, faydalı, hayırlı iş ve davranış” anlamı taşır. İman, amel’in kabul ve geçerliliği için öylesine vazgeçilmez bir şarttır ki, Kur’ân âyetlerinde Cennet ve Mağfiret müjdesi, tam 68 kez “inanan ve sâlih amel işleyenler”kaydıyla karşımıza çıkar.
''Hz. Peygamber bize sünen-i hüdâyı öğretti” sözü kime aittir?
''Hz. Peygamber bize sünen-i hüdâyı öğretti” sözü Abdullâh b. Mes‘ûd'a aittir.
Yukarıdaki ifadelerden hangileri hadislerin anlaşılması ve yorumlanmasına dair birer öneri olarak değerlendirilebilir?
Hadis okuyucusu, sahip olduğu zihniyet ve düşünceyi onaylatma arayışıyla yola çıkmamalı, aksine hadis metinleriyle yapıcı ve olumlu bir ilişki kurarak onlara objektif ve istifade amaçlı yaklaşmalı, “zihin ve fikir dindarlığı” göstermelidir. Ayrıca, hadislerin aceleye getirilmeden dikkatle okunması ve araştırılması son derece önemlidir. Hadislerin anlaşılmasında ve anlatılmasında muhâtabın idrak seviyesinin göz önünde bulundurulması önemli bir ilkedir. Hz. Ali diyor ki: “İnsanlara idrak edecekleri şeyleri rivâyet edin! Allah ve Resûlü’nün yalanlanmasını ister misiniz?” (Buhârî, İlim, 49, hadis no: 127). Bazı hadis metinlerinde ortaya çıkan anlama zorluğunun ve probleminin aşılmasında, acele davranarak onu reddetmeyip sükûtu tercih etmek, haddini bilmek, çözüm yolu için imkân/zaman kollamak, önemsenmesi gereken bir araştırma yöntemidir. Bazı âlimler, münâzara ile cedeli eşanlamlı görürken, bazıları ikisi arasında fark gözetir. Onlara göre münâzarada objektif olarak hakikatin ortaya çıkarılması, cedelde ise sübjektif olarak doğru veya yanlış salt bir düşüncenin galebe çalması hedeflenir. Şu selef sözü, cedel ve yersiz tartışmaya giren kimsenin nasipsiz olduğunu öğretir: “Allah bir kuluna hayır dilediğinde ona amel kapısını açar ve cedel kapısını kapatır. Allah bir kuluna şer dilediğinde de ona amel kapısını kapatır ve cedel kapısını açar”.
Aşağıdakilerden hangisi Hadis ile ilgili çalışmalar yapan birinin uyması gereken âdâp kurallarından biri değildir?
Hadis okuyan kişinin, hadis öğrenirken veya mütalâa ederken meşguliyeti hâlis bir niyete sâhip olmalı, hadis tahsilinden önce Kur’ân’ı ezberlemelidir. Hadisin şanına yakışır bir biçimde, abdestli olarak hadisleri okumalı, tartışma veya mevcut hâlini meşrulaştırma düşüncesiyle değil, öğrenip uygulamak maksadıyla, hadislerle yapıcı ve müspet bir ilişki kurmalıdır. Hadisle meşguliyeti rızık kapısı gibi görmemeli, kendisinin ve ailesinin rızkını temin için ayrı bir meslek edinmelidir. Hadislerin gereği ile amel etmek öncelikle hadis ehlinin işidir. Zira hadis ehli, her ne kadar Allah Resûlü’ne sahâbî olamamışlarsa da nefeslerinin (sözlerinin) sahâbîsidirler. Hadis okuyanın yaşantısında, Kur’ân ve Sünnetin tesiri görülmeli, dinin yasakladığı hususlardan dikkatle kaçınmalı, emrettiklerini gücü nisbetinde yapmaya çalışmalı, bu konuda topluma örnek olmalıdır.
Bazı hadis metinlerinde ortaya çıkan anlama zorluğunun ve probleminin aşılmasında, acele davranarak onu reddetmeyip sükûtu tercih etmek, haddini bilmek, çözüm yolu için imkân/zaman kollamak şeklindeki yönteme ne ad verilmektedir?
Bazı hadis metinlerinde ortaya çıkan anlama zorluğunun ve probleminin aşılmasında, acele davranarak onu reddetmeyip sükûtu tercih etmek, haddini bilmek, çözüm yolu için imkân/zaman kollamak, önemsenmesi gereken bir araştırma yöntemidir. Tevakkuf adı verilen bu yöntem, müşkil bir meselede tercihi zorunlu kılan sebepler; naklî ve aklî deliller olmadıkça hemen sonuca ulaşma yerine, başka delil ve karine aramak, bulunmaması hâlinde de durmak, çekimser kalmak, beklemek, görüş beyan etmemek ve kesin hükme varmamak, onun anlaşılmasını ve yorumlanmasını erteleyip zamana bırakmak demektir.
"Ey kardeşim biz hiç bir şey bilmiyorken Allah bize Muhammed'i gönderdi. O ne yaptıysa biz de aynısını yapıyoruz." sözü hangi sahabeye aittir?
bu söz Hz Ömer'in oğlu çokça hadis rivayet eden Abdullah'a aittir.
Enes b. Mâlik (r.a.)’in Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte, kıyâmetin öncüsü olan alâmetlerden ilk ikisi olarak neyi aktarmıştır?
Enes b. Mâlik (r.a.)’in Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte, kıyâmetin öncüsü olan alâmetlerden ilk ikisi; “ilmin azalması/kaldırılması” ve “cehâletin yerleşmesi/yayılması” olarak bildirilir.
Hangisi “Muksirûn” yani binden fazla hadis rivâyet eden sahabilerden değildir?
Hadis kaynakları, sahâbenin hadis öğrenme iştiyâkını delilleriyle ispat eden çok sayıda sahîh hadis içermekte, yaşça küçük ashâbın dahi aynı hassasiyete sahip olduğunu göstermektedir. Ashâb-ı kirâmın gençlerinin söz konusu hassasiyeti, hadislerin naklinde çok önemli rol oynamış, Hz. Peygamber’e çeşitli vesilelerle yakınlıkları, sünnet bilgilerini artırmış, onun vefatından sonra uzun yıllar yaşamaları ve çok sayıda öğrenci yetiştirmeleri nedeniyle hadislerin büyük bir yekûnu kendileri vasıtasıyla nakledilmiştir. Nitekim Muksirûn yani binden fazla hadis rivâyet eden yedi sahâbeye (rivâyet ettikleri hadis sayısına göre: Ebû Hüreyre, Abdullâh b. Ömer, Enes b. Mâlik, Hz. Âişe, Abdullah b. Abbâs, Câbir b. Abdillâh, Ebû Sa‘îd el-Hudrî –r.anhüm–) bakıldığında hepsinin işaret edilen özellikleri haiz olduğu görülmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi beşer cinsinden birine uymayı ifade eder?
Allah Resûlü söz konusu olduğunda Kur’ân’da emredilen hususlardan birisi de ittibâdır. İttiba, ancak beşer cinsinden birine uymayı ifade etmekte olup, bu yönüyle itaatten ayrılmaktadır.
Yüce Allah’ın bir kimseyi sevdiğinin göstergesi ve ilk belirtisi aşağıdakilerden hangisidir?
İslâm dininin insanlığı ulaştırmak istediği en yüce hedef, Allah Teâlâ’nın rızâsını ve sevgisini kazanmaktır. Bunun da yolu Allah Resûlü’nü sevmekten ve onun yoluna uymaktan geçer. Yüce Allah’ın bir kimseyi sevdiğinin göstergesi ve ilk belirtisi, o kişinin, Hz. Peygamber’e uyması ve onun izini takip etmesi, inanç ve davranışında Nebevî çizgiden hiç şaşmamasıdır.
Meleklerin gelip kendisini bir çocukla müjdelediği ve Lut kavminin de helak olacağını bildirdiği peygamber hangisidir?
Ankebut 31 ve 32 ile Hicr 52. ayetlerde geçtiği üzere bu paygamber İbrahimin (a.s)'dır.
Hadis metinlerinin doğru anlaşılmasında ve yorumlanmasında nakil-akıl veya hâfıza-muhâkeme işbirliği nasıl ifade edilmektedir?
Hadis ilminde rivâyet, nakil ve hâfıza faktörüyle birlikte dirâyet, akıl ve muhâkeme imkânı çok önemlidir. Hadis metinlerinin doğru anlaşılmasında ve yorumlanmasında rivâyet-dirâyet bütünlüğü, nakil-akıl veya hâfıza-muhâkeme işbirliği, hadisle birlikte fıkıh; mana ve maksadı kavrama melekesi ve hüküm çıkarma yeteneği gereklidir. Rivâyet dirâyet bütünlüğünün bozulması durumunda, yanlış veya eksik anlaşılacağından hadis metinlerinde problemlerin yaşanması kaçınılmazdır. Bu yüzden, rivâyetten uzak salt bir dirâyet veya dirâyetten kopuk bir rivâyet anlayışı eksik bir yöntemdir.
Hadis metinlerinin mana ve maksatlarının anlaşılması (fehm), hüküm ve hikmetlerinin çıkarılması (istinbat) söz konusu edilen ilme ne ad verilir?
Hadislerin Hz. Peygamber’e –sallallâhü aleyhi ve sellem- âidiyeti meselesi ile onların doğru anlaşılması ve yorumlanması, hadis ilminin iki temel unsurudur. Bu iki unsurun birincisi rivâyetü’l-hadîs, ikincisi ise dirâyetü’l-hadîs ilmi adını alır. Rivâyetü’l-hadis ilminde, isnad zincirleri tetkik edilerek hadislerin Hz. Peygamber’e ulaşması ele alınır. Dirâyetü’l-hadîs ilminde ise hadis metinlerinin mana ve maksatlarının anlaşılması (fehm), hüküm ve hikmetlerinin çıkarılması (istinbat) söz konusu edilir.
Hangisi Hz. Peygamber “Şunlar, mü’mine öldükten sonra da ulaşan ameli ve hasenâtındandırlar:” diyerek saydığı hususlardan biri değildir?
Peygamber Efendimiz şöyle buyururlar: “Şunlar, mü’mine öldükten sonra da ulaşan ameli ve hasenâtındandırlar: Öğretip yaydığı ilim, geride bıraktığı sâlih evlat, miras olarak devrettiği Mushaf, yaptırdığı mescid, yolcular için inşa ettirdiği ev, akıttığı su, hayatta ve sağlıklı iken malından çıkardığı, tesiri ölümünden sonra da kendisine ulaşan sadaka”.
Hadis okuma usulüne göre Hoca dersinin başında hadisin bulunduğu hangi unsurlar hakkında bilgi vermelidir?
Hoca, dersinin başında okunacak hadisin bulunduğu ‘Kitâb’ ve ‘Bâb’ hakkında kısa bilgi vermeli, böylelikle rivâyetin Kur’ân ile irtibatını kurmanın yanında ilgili hadis kitabının iç bütünlüğü içerisindeki yeri ve ‘Kitâb’ ve ‘Bâb’ başlığı ile ilgisi hakkında bir kanaat edinilmelidir.
Aşağıdakilerden hangisi Kur'an-ı Kerim'de Hz. Peygamber'e itaat edilmesini emreden ayetlerden değildir?
C şıkkındaki ayette direk Allah'a itaat edilmesi emredilir.
Mutlak anlamda haram helâl kılma yetkisi kime aittir?
Allah Resûlü’ne haram ve helâl kılma yetkisinin verilmiş olması onun tek başına bağımsız olarak söz konusu yetkiyi kullandığı şeklinde anlaşılmamalıdır. Çünkü mutlak anlamda haram helâl kılma yetkisi sadece Allah’a aittir. O halde Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bu yetkiyi kullanıyor olması ancak Allah’ın izniyle gerçekleşir.