I. Resûlüllah’ın (s.a.v.) yalnızca fiili hadisleri yer almaktadır
II. Efendimizin sözleri ilk bir ya da iki kelimesini zikredilerek sıralanmıştır
III. Eserde, hadis alınan kitaplar için genel olarak rumuzlar kullanılmıştır
IV. Cem‘ü’l-Cevâmî adındaki eserin özeti olarak oluşturulmuştur
Celaleddîn es-Suyûtî'nin "el-Cami‘u’s-sağîr min hadîsi’l-beşîr’in-nezîr" adlı eseri için yukarıdakilerden hangileri doğrudur?
Celaleddîn es-Suyûtî bütün hadis kaynaklarını bir araya toplama gayesiyle telif etmeye başladığı Cem‘ü’l-Cevâmî adındaki kitabı özetleyerek el-Câmi‘u’s-sağîr’ini oluşturdu. Bu eserin tam adı ise el-Cami‘u’s-sağîr min hadîsi’l-beşîr’in-nezîr’dir. Muellif bu kitabında genel olarak kavlî hadisleri, yani Efendimizin sözlerini ilk bir ya da iki kelimesini zikrederek sıralamıştır. Bununla birlikte kitapta Resûlüllah’ın (s.a.v.) fiili hadisleri de yer almaktadır. Hz. Peygamber’in yasakladıkları için de "Bâbü’l-menâhî" adında bir bölüm açılmıştır. Buradaki bütün hadisler de ilk kelimelerine göre sıralanmıştır. Suyûtî birçok kaynaktan oluşturduğu bu eserinde, esas aldığı kitaplar için genel olarak rumuzlar kullanmaktadır. Müellif bu rumuzlardan hangi kitabın kastedildiğini eserinin başında zikretmiştir (el-Camiü’s-sağîr, s. 5–6). Sıkkullanılmayan kitaplarda ise eserin ve yazarının ismi doğrudan kaydedilmektedir.
Aşağıdakilerden hangileri hadis kapsamındaki bilgi türlerindendir?
Peygamber fiili Peygamber sözü Peygamber takririHadis, Hz. Peygamberin sözü, fiili, takriri yani, sahâbenin yaptığını görüp de reddetmediği tutum ve davranışları, yaratılışı (fıtrî-fizyolojik özellikleri) veya ahlâkı ile ilgili intikal eden her türlü bilgi demektir..
Aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
Metin tenkidi temelde bir karşılaştırma yöntemidir. Aynı anlamda olmak üzere arz, muaraza ve mukayese tabirleri de kullanılmaktadır. Kısaca sened açısından sahih görünen bir hadisin metninin doğruluğunu kontrol etmek için doğruluğundan emin olduğumuz diğer delil ve bilgilerle karşılaştırılmasına metin tenkidi demekteyiz. Bu çerçevede bir hadis; (a) muhteva ve (b) dil ve üslup itibariyle başlıca iki yönden metin tenkidine tabi tutulur. Bir hadis metni tevil edilemeyecek ölçüde Kur’ân-ı Kerîm’e aykırı olamaz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Kur’ân’a aykırı görünen bir hadisi reddetmekte acele etmemektir. Öncelikle her ikisinin muhtevasının iyi kavranması, aralarında gerçekten bir çelişki bulunup bulunmadığının ayrıntılı olarak incelenmesi gerekmektedir.
Hz. Peygamber’in hadislerine atıfta bulunan ve Türk devlet felsefesini anlatan ilk eser olarak tarihe geçen eser aşağıdakilerden hangisidir?
641-642/1069-1070 yıllarında Kaşgar’da (Uygur ve Arap harfleriyle) kaleme alınıp Karahanlı hükümdarına hediye edilen ve Türk devletfelsefesini anlatan ilk eser olarak tarihe geçen “Kutadğu Bilig” (Kutsal Bilgiler)’de, 6645 beyit içerisinde Hz. Peygamber’in hadislerine atıftabulunan bazı ifadelere rastlanmaktadır.
I. Modern sorunlara çözüm sunmazlar.
II. İman, ibadet, ahlâk kitaplarıdır.
III. Sosyal içerikli bilimsel kaynaklardır.
IV. Toplumun sağlık reçetesidir.
Konulu hadis literatürüyle ilgili yukarıdaki yargılardan hangileri doğrudur?
İslâm, rûhî arınmadan beden temizliğine, devlet yönetiminden aile düzenine, ibadetten alışverişe, eğitimden sağlığa, hukuktaniktisata, mîmârîden estetiğe kadar sosyal hayata dair ne varsa, Allah Resûlü ve arkadaşlarının tecrübesinden geçmiş, pratiğe geçirilmiş son derece önemli prensipler bütünüdür.
Aşağıdakilerin hangisi İslâm toplumunu ortaya çıkaran ana ilkedir?
Şu durumda İslâm toplumunu ortaya çıkaran ana ilkenin “Peygamber’in Sünnetine ittibâ” olduğunu reddetmeye imkân yoktur. Tarih boyu müslümanların içinde yaşadığı müşterek dünya algısı ve toplumsal düzen, Hz. Peygamber’in tebliğ ve beyânıyla başlayıp günümüze kadar uzanan bir sürecin tezâhürüdür. Kısacası Nebevî Sünnet’in ürünüdür. Sünnet, bir taraftan ferdî-insânî farklılıkları dikkate alacak kadar kapsamlı, diğer taraftan bütün farklılıkları bir esasta toplayacak kadar birleştiricidir. Bu nedenledir ki, İslâm dîninin mensupları tarafından oluşturulmuş ve zaman içinde gelişip özel akım veya disiplin niteliğini kazanmış her önemli hareket, kendisine Kur’ân-ı Kerîm yanında Hz. Peygamber ve ashâbının tatbikatına sahne olan Asr-ı Saâdet’ten de bir dayanak bulma ihtiyacını hissetmiştir.
Aşağıdakilerin hangisi hadisleri/sünneti hafife alan yaklaşımların yol açtığı sonuçlardan biri olarak değerlendirilemez?
Bu tür kendisi de zannî ve indî olan ve hadisleri/sünneti hafife alan yaklaşımlar dinî düşüncede seviye kaybına, bilginin değersiz görülmesine, dindarlaşma duygusunun yozlaşmasına ve gündelik hayatta dinin yaşanırlığının sona ermesine sebebiyet vermiştir. Ayrıca bu eleştiriler, sünnetin Kur’ân’dan ayrı ve ikinci plânda yer alan bir kaynak olduğu düşüncesinden hareketle dile getirilen hususlardır. Oysa sünnet ve onun ifadesi olan hadisler Hz. Peygamber ve ashâbının Kur’ân’dan anlayıp uyguladığı Kur’ân-ı Kerîm’in yaşantıya dönüşmüş biçimidir. Yenilikçi yaklaşımlar sünnetin bu yönünü göz ardı ederek yaşanan geleneği dikkate almadan, sünneti tarihî bağlamından kopartarak zihinsel bir din algısı şekillendirmeye çalışmışlardır.
Kur’ân, usûlüne göre boğazlanmamış hayvanların etlerini yemeyi haram kılmış, Allah Resûlü bu genel haram kılma emrinden denizdeki ölmüş balığı hâriç tutmuştur. Bu durum Hz. Peygamber’in hangi fiilini açıklar?
Bazı âyetlerde genel olarak ifade edilen ve kelimenin içeriğine dâhil bütün mânâları ifade eden bir husus, gerek âyetle gerekse hadisle tahsis edilip anlam çerçevesi daraltılabilir. Bu tür tahsisler de Allah Resûlü’nün beyan etme sorumluluğuna dâhildir. Bütün dinî konulardaki açıklamaları vahiy ve ilhâmla desteklendiği için Sünnetin Kur’ân’ı tahsis etmesi mümkündür. Sözgelimi, Kur’ân, usûlüne göre boğazlanmamış hayvanların etlerini yemeyi haram kılmış (Bakara 2/173; Mâide 5/3), Allah Resûlü bu genel haram kılma emrinden denizdeki ölmüş balığı hâriç tutmuştur. Deniz suyunu kastederek söylediği: “Onun suyu temiz, içindeki ölü balık helâldir (Ebû Dâvûd, Tahâret 41, hadis no: 83; Tirmizî, Tahâret 52, hadis no: 69) şeklindeki meşhur hadis bunu gösterir. Bunun örneği hadis ve fıkıh kitaplarında yer almaktadır.
Müsteşrikler yukarıda ifade edilen eylemlerden hangisi veya hangilerini hadisleri tasfiye etmek için kullanmışlardır?
Bunun neticesinde, İslâm medeniyetin hayatiyetini güçlü bir şekilde sürdürmesiyle doğrudan alâkalı olarak, dinî ilimlerin usûlleri de söz konusu dönemde etkisini yitirme sürecine girmiştir. Oysa dinî ilimlerin usulleri, dinin ana kaynaklarıyla hayat arasındaki irtibatı kurmanın yöntemle alâkalı kısmını temsil eden en önemli parçasıydı. Öte yandan, sistemli bir hadis tenkidi için öncelikle tenkitlerin kendisine dayanacağı bir usûle ihtiyaç vardır. Hadis usûlünün, hadisleri tasfiye etmek için elverişli vasıtaları sağlamayacağını gören müsteşrikler, Batı’nın eleştirel geleneklerine başvurmuş ve kendi kutsal kitaplarına uyguladıkları Kitâb-ı mukaddes tenkidi ve tarihî tenkit metotlarını hadislere uygulamaya başlamışlardır. Bu tenkitler sırasında hadis usûlünün prensiplerini ve isnâdların bir kısmını veya tamamını göz ardı ederek, metinlerden hareketle neticelere ulaşmaya çalışmışlar, hadis tenkidini bu mecrada sürdürürken bir taraftan da sünnetin bağlayıcılığı konusundaki fikirlerini inşa etmişlerdir. Hadislerin Hz. Peygamber’le irtibatının bulunmadığına dair vehimlerini, Hz. Peygamber’in sünnetinin tespit edilemeyeceği ve bu nedenle bir ittibâın söz konusu olamayacağı hükmüne ulaşmada kullanmışlardır.
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hz. Peygamberin hadislerinin Türklere Müslümanlığı ve İslam’ı anlatması açısından büyük öneme sahip eserlerden birine rastlanmamaktadır?
Hz. Peygamber’in hadisleri, Türklerin müslüman olmasıyla birlikte ortaya konan ilk edebî eserlerden itibaren karşımıza çıkar. Yusuf Has Hâcib’in (v. 1070-) Kutadğu Bilig’i, Edip Ahmed Yüknekî’nin (v. 1100) Atebetü’l- Hakâyık’ı, Ahmed Yesevî’nin (v. 1166) Dîvân-ı Hikmet’i ve Rabguzî’nin (v. 1310) Kısas-ı Enbiyâ’sı, Türklere müslümanlığı ve İslâm peygamberini anlatan ilk eserler sayılır.
Hadisleri sistemli bir şekilde konu edinmesi nedeniyle Batı’da hadis çalışmalarının kurucusu kabul edilebilecek müsteşrik aşağıdakilerden hangisidir?
İslâm tarihi ve kültürü ile ilgili çeşitli çalışmaların yanı sıra Aloys Sprenger (ö. 1893), Reinhart Dozy (ö. 1883), William Muir (ö. 1905) gibi şarkiyatçılar Hz. Peygamber’in hayatını anlatan kitaplar yazmışlardır. Her ne kadar hadisin müstakil makalelerde ele alınması kendisinden önce gerçekleşmişse de hadisleri sistemli bir şekilde konu edinmesi nedeniyle Batı’da hadis çalışmalarının kurucusu kabul edilebilecek müsteşrik, Macar asıllı Ignaz Goldziher’dir (ö. 1921). Goldziher, kendinden sonra gelecek müsteşrikleri derinden etkileyecek çalışması Muhammedanische Studien’de (I-II, Halle 1889–1890) Hz. Peygamber’in sünnetinin bağlayıcılığının zaman içerisinde arttığı şeklindeki kanaatini dile getirmekle birlikte, daha ziyade hadis kaynaklarının sıhhati meselesi üzerinde durmuştur.
Hangisi Kütüb-i Tis’a (Dokuz Kitap) içinde bulunan kitap-müellif eşleştirmesinden biri değildir?
Kütüb i Tis'a İslam ilmi dünyasında sağlam bir hadis kaynağı olan Kütüb-i Sitteye üç eser ilavesiyle anılan meşhur dokuz hadis kitabına verilen ortak isimdir. İlave edilen eserleri ise şöyle sıralaya biliriz;
Darimi (ö. 255/868)'nin es-Sünen'i. İmam Malik (ö. 179/795)'in Muvatta'ı. Ahmed ibni Hanbel (ö. 241/855)'in el-Müsnedi'dir.Şimdi ise Kütüb i Sittede yer alan altı büyük Hadis i şerif kaynağının Müelliflerini, yani yazarlarını ve bu eserlerim isimlerini zikredelim.
Buhârî (ö. 256/869). Müslim (ö. 216/831)'in el-Câmi'u's-Sahih'i. Ebû Dâvûd (ö. 275/888) Nesâî (ö. 303/915) Tirmizî (ö. 279/892) İbn Mâce (V. 273/886)' nin es-Sünen'leri.“Kadınlarınız sizin için birer elbise siz de onlar için birer elbisesiniz” (Bakara 2/187) âyeti aile kurumunun hangi özelliğine vurgu yapmaktadır?
Aile kurumu içinde, “Erkekler, Allah’ın kendilerine daha fazla bağışladığı nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla kadınların sorumlu yöneticisi ve koruyucusudur” (Nisâ 34) âyeti, eşler arası ilişkileri düzenleyen âyetlerden birisidir. Erkeğin, aile fertlerinin maddî-manevî ihtiyaçlarını karşılamak üzere ekonomik bakımdan üstlendiği külfet, sabır, metanet, fiziki güç, cesaret gibi meziyetleri, bunun doğal bir sonuç olduğunu gösterir. Âyetteki sorumlu yöneticilik ve koruyuculuk, soğuk ve mesafeli bir duruş değil, sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma ve danışmaya dayalı bir düzenlemedir. Ayrıca, “Kadınlarınız sizin için birer elbise siz de onlar için birer elbisesiniz” (Bakara 2/187) âyeti, eşlerin birbirlerine olan ihtiyacını edebî bir ifadeyle dile getirir.
Hadisin sened veya metninde bulunan ve ancak hadis ilminde uzman olanların görebileceği gizli kusur anlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir?
İllet hadisin sened veya metninde bulunan ve ancak hadis ilminde uzman olanların görebileceği gizli bir kusurdur.
Yukarıkilerden kaç tanesi Şarkiyatçılık düşüncesini İslâm toplumlarına intikal ettirmede bir araç olarak kullanmıştır?
İslâm’ın bir arada yaşama tecrübesi hariç diğer şıkların dört tanesi Şarkiiyatçı düşüncenin İslâm toplumlarına intikal ettirmede bir araç olarak kullanılmıştır.
"Hz. Peygamber ve Örnekliğinin Mahiyeti" başlıklı makalenin yazarı kimdir?
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) örnekliği konusunda daha ayrıntılı bilgi için Prof Dr.Râşit Küçük’ün "Hz. Peygamber ve Örnekliğinin Mahiyeti" başlıklı makalesinebakabilirsiniz.
el-Mektebetü’ş-Şâmile nedir?
Bu gün hadis bulmada en çok kullanılan programlardan birisi elMektebetü’ş-Şâmile’dir. Birçok sürümü çıkartılan bu program binlerle ifade edilen kitaba sahiptir. Örneğin el-Mektebetü’ş-şâmîle’nin ikinci sürümünde 5517 kitabın olduğu belirtilmekte; daha sonraki bir sürümde ise bu sayı 10183 olarak açıklanmaktadır.
I. Temel hadis kaynaklarında zikredilen hadisleri bulmaya yardımcı olan eserler hadis bulma işlemini kolaylaştırmıştır
II. Temel hadis kaynaklarındaki hadisleri bulmak için temel düzeyde Arapça bilmek gerekir
III. Hadis bulma işlemi sanal ortamda daha da kolaylaşmıştır
IV. Arama yaparken, kitapların ya da programların amacını ve metodunu dikkate almak gerekir
Temel hadis kaynaklarındaki hadisleri bulmak ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?
On dört asır boyunca Hindistan’dan Endülüs’e, Yemen’den Buhârâ’ya pek çok âlim çeşitli şekillerde hadisleri bir araya getirmiş veya hadis kitapları üzerinde yeni çalışmalar yapmışlardır. Bu gayretler günümüzde de belirli ölçüde devam etmektedir. Oldukça çeşitli olan bu çalışmalardan biri de temel hadis kaynaklarında zikredilen hadisleri bulmaya yardımcı olan eserlerdir. Bu tür çalışmalar, tarihte olduğu gibi n günümüzde de devam etmekte, hadis bulma işlemi sanal ortamda daha da kolaylaştırılarak okuyucuların istifadesine sunulmaktadır. Temel hadis kaynaklarındaki hadisleri bulmak için yazılan bu tür eserlerden faydalanabilmek için en azından temel düzeyde Arapça bilmek gerekir. ikinci önemli nokta ise, söz konusu eserlerden nasıl faydalanılacağının bilinmesidir. Başka bir deyişle, arama yaparken, kitapların ya da programların amacını ve metodunu dikkate almak gerekir.