“Hz. Peygamber’in -sallellahu aleyhi ve sellem- sahâbîleri arasında benden daha çok hadis bilen hiç kimse yoktu, Abdullah b. Amr hariç. Çünkü o yazdı, ben yazmadım” diyerek hadislerin yazılabileceğini gösteren sözü hangi sahâbî söylemiştir?
Abdullah b. Amr’ın bu haberini Ebû Hüreyre’nin şu sözü doğrular mahiyettedir: “Hz. Peygamber’in -sallellahu aleyhi ve sellem- sahâbîleri arasında benden daha çok hadis bilen hiç kimse yoktu, Abdullah b. Amr hariç. Çünkü o yazdı, ben yazmadım”..
Aşağıdaki alimlerden hangisi Buhari ve Müslimin Sahihlerini eleştirmiştir?
Hicri dördüncü ve beşinci asırlarda bazı alimler Buhari ve Müslimin ravileri hakkında müstakil eserler yazmışlar bazıları müstedrek ve müstahrec telif etmişlerdir. Fakat Darekutni ve İbn Hazm gibi alimler ise Buhari ve Müslimin Sahihlerini eleştirmişlerdir.
Hadislerin öğrenim ve öğretiminde hanım sahabelerinde payı büyüktür. Aşağıdakilerden hangisi bu hanım sahabelerdendir?
Hadislerin öğrenim ve öğretiminde Hz. Peygamber’in hanımlarının payı büyüktür.
Hangisi tefsirle ilgili rivayetleri bir araya getirenlerdendir?
Zâide b. Kudâme, tefsirle ilgili rivayetleri bir araya getirenlerdendir. Harâitî, ahlâk ve âdâb kitapları yazmıştır. Ebu Bekr b. Ebû Şeybe, imanla ilgili kitaplar yazmıştır. Abdullah b. el-Mübârek, zühd kitapları yazmıştır. Muhammed b. Eyyûb el-Becelî ise fedâil kitapları kaleme almıştır.
Aşağıdakierden hangisi Muvatta Şerhleri arasında yer almaz?
E-Câmiu’s-sahîh Buhari tarafından yazılmıştır ve Buhari şerhleri arasındadır.
Hz. Peygamber’e Allah tarafından verilen görevlerin nihai amacı aşağıdakilerden hangisidir?
Sünnet kavramının, Hz. Peygamber’e Allah tarafından verilen görevler doğrultusunda değerlendirilmesi gerekir. Kur’an’ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber’in temel görevleri; tebliğ, beyân ve tezkiyedir. Bu üç görev birbirinin devamı ve tamamlayıcısı niteliğindedir. Üçünün de en son amacı insanların arındırılmasıdır.
19520-1950 arasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Murtezâ ez-Zebîdî’nin “Sahîh-i Buhârî Muhasarı” nı tercüme ve şerh ettirmekle görevlendirilen kişi kimdir?
Babanzâde Ahmed Naim, 19520-1950 arasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Murtezâ ez-Zebîdî’nin “Sahîh-i Buhârî Muhasarı” nı tercüme ve şerh ettirmekle görevlendirilmiştir. Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî 1893’de vefat etmiştir. Muhammed Zâhid el-Kevserî, İstanbul’daki Kadıasker Hasan Efendi Dârulhadîs’inde ders görmüştür ve Fatih Camii’nde Eğinli İbrahim Hakkı, Alasonyalı Ali Zeynelâbidin gibi hocalardan ders almıştır.
Yukarıdaki özelliklerden hangileri peygamber özelliklerindendir?
Cevap A'dır.
“Tasnîf” kelimesinin kelime anlamı nedir?
Arapça kökenli bu kelime sınıflandırma, gruplandırma anlamına gelir.
Kavli Sünnet Nedir?
Kavli Sünnet Hz. Peygamber’in Sözleridir.
Hangisi müze Peygamberimiz konu eden diğer ilimler arasındadır?
Talip Hadis öğrenen öğrencilere, hadis ilminde yolun başında olanlara denir. Talep eden, isteyen anlamına gelir.
Sahih, zayıf, hatta mevzû olmakla beraber halk arasında meşhur olan haberlerin bir araya getirilerek derlendiği en önemli kaynaktır. Halk arasında hadis diye meşhur olan 1356 söz alfabetik olarak incelenmektedir. Eserde her rivâyet, baş taraftaki sıra rakamını takip eden “hadis” kelimesiyle başlamaktadır.Yukarıda bilgileri verilen halk arasındaki yaygın hadisleri toplayan eser aşağıdakilerden hangisidir?
Tam adı el-Makâsıdü’l-hasene fî beyâni kesîrin mine’l-ehâdîsi’l-müştehire ale’l-elsine’dir. Sahih, zayıf, hatta mevzû olmakla beraber halk arasında meşhur olan haberlerin bir araya getirilerek derlendiği en önemli kaynaklardan biridir. Eserde halk arasında hadis diye meşhur olan 1356 söz alfabetik olarak incelenmektedir. Eserde her rivâyet, baş taraftaki sıra rakamını takip eden “hadis” kelimesiyle başlamaktadır. Rivâyetin baş tarafından kısa bir bölüm alınmakta, metnin peşinden kaynakları zikredilmekte ve haberin durumu ile ilgili açıklamalar yapılmaktadır.
İkinci nesil Müslümanlar Hz. Peygamber’i görmüş olan ilk Müslümanlardan bilgi almak için onların bulunduğu yerlere gitmiş ve gördüklerini, duyduklarını yazılı ve sözlü olarak tespit etmeye gayret etmişlerdi. Aşağıdakilerden hangisi bu hadisçilerden biri değildir?
Sahâbîler Hz. Peygamber’in vefatından sonra her yerde ve her fırsatta doğal olarak ondan bahsetmiş, onun söz ve işlerini nakletmeye çalışmışlardı. Onların içinde, Abdullah b. Abbas ve Ebû Hüreyre gibi, kendisini sadece bu işe verenler vardı. Diğer taraftan Hz. Peygamber’i görememiş olan Müslümanlar da onun hakkında bilgi almak için büyük bir arzu içinde idiler. Bu durum hadislerin öğrenilip öğretilmesi ve yayılması yönünde olağanüstü bir hareketliliğe yol açmıştı. İkinci nesil Müslümanlar Hz. Peygamber’i görmüş olan ilk Müslümanlardan bilgi almak için onların bulunduğu yerlere gitmiş ve gördüklerini, duyduklarını yazılı ve sözlü olarak tespit etmeye gayret etmişlerdi. Bu nesil içinde bu yöndeki çalışmalarıyla tarihe geçen yüzlerce hadisçi arasından örnek olarak şu isimler zikredilebilir: Alkame b. Kays, Abîde es-Selmânî, Şakîk b. Seleme, Mu‘âze el-Adeviyye, Ümmü’d-Derdâ ed-Dımeşkıyye, Urve b. Zübeyr, Sa‘îd b. el-Müseyyeb, İbrâhim en-Nehaî, Amra bt. Abdurrahman, Tâvûs b. Keysân, Hind bt. el-Hâris, Mücâhid b. Cebr, Şa‘bî, İkrime, Ebû Kılâbe el-Basrî, Muhammed b. Sîrîn, Hasan el- Basrî, Nâfî.
Hayber savaşında hangi hüküm halka duyurulmuştu?
Hayber Savaşı’nda mut‘a nikâhı ile bazı hayvan etlerinin haramlığı, Mekke’nin fethinde cahiliye imtiyazlarının geçersizliği ve Mekke’nin harem oluşu gibi hükümler halka duyurulmuştu.
Hadis İlmindeki anlamı ele alındığında aşağıdakilerden hangisi sünnet kavramıyla örnek olabilir?
Halis ilmine göre sünnet Hz. Peygamberin sözleri, davranışları ve onaylarıdır. Yani onun yolu, hayat tarzı, sürekli ve devamlı davranışlarıdır. Diğer seçenekler farzları oluşturur.
Buhârî’nin el-Edebü’l-müfred isimli kitabı Tasnif dönemi kitaplarından hangi gruba en güzel örnektir?
Buhârî’nin el-Edebü’l-müfred isimli ahlâk hadislerini topladığı kitabı bu türün en güzel örneğidir. İbn Ebü’d-Dünyâ (ö.282/894), Harâitî (ö.327/938) ve Süleyman b. Ahmed et-Taberânî (ö.360/971) Mekârimü’l-ahlâk isimli kitaplar yazmışlardır. İbn Ebû Şeybe’nin de Kitabü’l-edeb isimli bir kitabı vardır.
Hz. Peygamber’in sözlerini ifade eden kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Sünnet’in, Hadis İlmi’ndeki anlamı ise, Hz. Peygamberin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) sözleri, davranışları ve onaylarıdır. Sünnet, Hz. Peygamber’den gelmesi bakımından üçe ayrılır. Bunlardan biri, Hz. Peygamber’in sözlerini ifade eden Kavlî Sünnet’tir.
Hadisler arasındaki ihtilâfın giderilmesinde kullanılan ve “şer’î bir hükmün daha sonra gelen şer’î bir delille kaldırılması” şeklinde ifade edilen yöntem aşağıdakilerden hangisidir?
Hadisler arasındaki ihtilâfın giderilmesinde dört temel yöntem vardır: Bu yöntemlerden nesh; Arapça’da yok etmek, ortadan kaldırmak, nakletmek anlamlarına gelir. İslâmî ilimlerde nesh’in tanımı: “Şer’î bir hükmün daha sonra gelen şer’î bir delille kaldırılması” şeklindedir. Yürürlükten kaldırılan önceki hükme mensûh, öncekini yürürlükten kaldıran sonraki hükme nâsih denir. Nesh konusu değişik problemleri olan geniş bir konudur. Detaylarında âlimler arasında tartışmalar vardır. Sadece hadis ilmini değil, tefsir ve fıkıh ilmini de ilgilendirir. Hadiste nesh konusu muhaddisler tarafından müstakil kitapların yazıldığı çok önemli bir konudur. Bu nedenle hadis ilminin alt dalı sayılabilir. Fakat İhtilâfü’l-hadîs ilmi içinde değerlendirilmesi daha doğrudur.
Aşağıdakilerden hangisi oryantalistlerin hadis ilmine bakış açısını yansıtmaz?
Farklı görüşleri benimseyenler olmakla birlikte oryantalistlerin önemli bir kısmı, Hz. Peygamber’in hadisleri yazmayı yasaklaması sebebiyle sahâbîler tarafından pek az hadisin rivayet edildiğini ve hadis külliyatını dolduran rivayetlerin çoğunun Hz. Muhammed’le ilgisinin bulunmadığını ileri sürerler. Onlara göre hadisler, ortaya çıkan yeni meselelere çözüm getirmek için II (VII) ve III. (IX). yüzyıllarda İslâm hukukçuları tarafından uydurulmuştur. Ayrıca hadislerin farklı görüşlere mensup kimseler tarafından ortaya atılması yüzünden birbiriyle çeliştiğini, esasen bir kısmının Tevrat’tan, İncil’den ve eski hurafelerden derlendiğini iddia ederler. Özetle Müslümanların hadis kaynaklarına yaklaşımını ön yargılı bulmak ve onların otorite kabul ettikleri kaynaklara eleştirel yaklaşmak, cerh ve ta‘dîl kriterlerini yeterli görmemek, hadisleri değerlendirmede hadis dışı kaynakları kullanmak gibi hususlar oryantalist bakış açısının temel özelliklerindendir. Oryantalistler çoğu zaman yaptıkları çalışmalarda Arapça metinleri tam anlayamadıkları için hep menfi sonuçlara ulaşmışlardır. Bu nedenle de genelde olumsuz düşünme yoluna gitmişlerdir.
Orientalistlerin ve bazı Müslüman hadis araştırmacılarının tedvin ve tasnif süreçleriyle ilgili eleştirilerinin nedenidir?
Arapça’da müsteşrik, batı dillerinde orientalist isimiyle anılan batılı doğubilimciler tasnif sürecinin olgunluk dönemi eserlerini, hadislerin ilk defa derlendiği tedvin eserleri gibi algılayarak veya kasıtlı olarak öyle göstererek, hadislerin çok geç yazıya geçirildiğini savunmuşlardır. Tedvin ve tasnif iç içe süreçler olsa da bir önceki ünitede gördüğümüz gibi tedvînin başlangıcı kesinlikle tasniften öncedir. Müslüman hadis araştırmacıları tarafından öteden beri eleştirilen bu görüş son dönemlerde batıda yetişmiş bazı hadis araştırmacıları tarafından da eleştirilmeye başlanmıştır.