“es-Sahîfetu’s-sâdıka” sahifesinin yazarı kimdir?
Abdullah b. Amr b. el-Âs, Hz. Peygamber’den bizzat duymuş olduğu hadislerden bir sahîfe meydana getirmiş ve ona “es-Sahîfetu’s-sâdıka” adını vermiştir. Enes b. Mâlik, on yıl Hz. Peygamber’in hizmetinde bulunmuş ve ondan duyup yazdığı, sonra da huzurunda okuduğu bazı kitaplara yani yazılı evraka sahipti. Mısır kökenli bir sahâbî ve Hz. Peygamber’in azâdlısı olan Ebû Râfi de Hz. Peygamber’den hadis yazımı için izin istemiş ve kendisine izin verilmişti. Hz. Ali’nin, içinde bazı hadislerin yazılı olduğu bir sahîfesi vardı ve bunu, kılıcına takılı olarak yanında taşırdı. Ömer b. Abdülazîz ise Medîne valisine gönderdiği meşhur mektubunda, Amr b. Hazm’dan rivayet edilen sadakât hadîslerini özellikle zikretmiş ve onların istinsah edilmesini istemişti.
Hangisi İslam Dinini konu edinen Nakli/Şer’i İlimlerindendi?
İslam Dinini konu edinen Nakli/Şer’i İlimler, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam ve Tasavvuf ’tur. Tezkiye Peygamber’in insanların kötü huylardan, günahlardan, kötülüklerden temizlenmesidir.
Aşağıdakilerden hangisi Etraf türü eserler ile Müsned türü eserler arasındaki farklardan biridir?
Hadislerin baş tarafından bir kısmı zikredilmek suretiyle sahâbe adına veya hadis metinlerine göre alfabetik olarak düzenlenen eserler etrâf diye isimlendirilmektedir. Etrâf türü eserler, hadisin baş tarafından tamamını hatırlatan bir kısmını verip, ardından hadisin bütün senedlerini veya belirli bazı kitaplara bağlı kalarak onlarda geçtiği yerlerini bildiren kitaplardır. Bu eserler genellikle bir çeşit müsned özelliği arzeder. Ancak müsned türü eserlerde bir hadisin tamamı verildiği halde etrâf kitaplarında hadisin sadece baş tarafı zikredilir. Etrâf kitaplarında bir sahâbînin esas alınan kitaplardaki bütün rivâyetleri ve bu rivâyetlerin bütün senedleri bir araya toplanarak eserlerin hangi bölümlerinde geçtiği belirtilir. Bu tür çalışmaların da Sahîhayn ve Kütüb-i sitte merkezli olduğu görülmektedir.
I. Yazılanlara güvenilip ezberlemenin meydana geleceği endişesiII. Bazı vahiy kâtiplerinin kendilerine kâtiplik yaptıkları sürece konmuş olan hadis yazma yasağını bir süre devam edecek bir yasak olarak değerlendirmeleri ve bu doğrultuda kanaat belirtmemeleriIII. Kur’ân-ı Kerîm dışındaki şeylerle meşgul olunup Kur’ân-ı Kerîm’in ihmal edileceği endişesiIV. O günkü toplumun sahip olduğu ilim zihniyetiV. Yazılan hadislerin, ehli olmayan kimselerin eline ulaşıp onlarda yanlışlıklar, tahrifler, ekleme ve çıkarmalar yapılacağı endişesi
Yukarıda verilen ifadelerden hangisi ya da hangileri hadis yazımını yasaklayan tespitler arasında yer alır?
Hz. Peygamber’den sonra uzun yıllar hadislerin yazılamayacağı kanaati devam etmiş, ilgili haberler incelendiğinde görünen o ki, bu kanaat Hz. Peygamber’in yasağına dayandırılmıştır. Ancak söz konusu kanaatin asıl sebepleri:Bazı vahiy kâtiplerinin kendilerine kâtiplik yaptıkları sürece konmuş olan hadis yazma yasağını ömür boyu sürecek bir yasak olarak değerlendirmeleri ve bu doğrultuda kanaat belirtmeleri.Kur’ân-ı Kerîm dışındaki şeylerle meşgul olunup Kur’ân-ı Kerîm’in ihmal edileceği endişesi.O günkü toplumun sahip olduğu ilim zihniyeti.Yazılanlara güvenilip ezberlemenin terk edileceği endişesi.Yazılan hadislerin, ehli olmayan kimselerin eline ulaşıp onlarda yanlışlıklar, tahrifler, ekleme ve çıkarmalar yapılacağı endişesi olarak sıralanmaktadır.
Hangi kelime Arapçada bir araya getiren, toplayan anlamında kullanılmıştır?
Sünen sünnetler anlamına gelir. Muvatta üzerinde çok yürünmüş yoldur. Musannef tasnif edilmiş demektir. Mu’cem ise alfabetik olarak sıralanmış anlamına gelir .
Hadis çalışmalarında Tesbît Dönemi ne zamana kadar devam etmiştir?
Tesbît, sabitleme, kaydetme, bağlama, sağlama alma anlamlarına gelir. Bu dönemde hadislerin sözlü ve yazılı olarak öğretilmesi, öğrenilmesi, halk arasında yayılması, böylece hafızalarda ve değişik yazı malzemeleri üzerine kaydedilip koruma altına alınması söz konusudur. Bu dönem aşağı yukarı hicri 1. yüzyılın sonlarına kadar devam etmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı âlimlerindendir?
Osmanlı’nın son döneminde yetişip yazdığı Arapça eserlerle ünü bütün İslâm dünyasına yayılmış en önemli âlimlerden birisi ise hiç kuşkusuz Muhammed Zâhid el-Kevserî’dir.
Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî Doksan üç harbine müritleriyle birlikte fiilen iştirak etmiştir. İlk tahsilini Trabzon’da yapmıştır. “Te’nîbü’l-Hatîb” i kaleme alan Muhammed Zâhid el-Kevserî’dir. “Hadîs-i Erbaîn” adında kırk hadis derlemesi vardır. Ahmed el-Ervâdî’ye intisap etmiştir
Sünnet karşıtlarına veya sünnetten sapanlara ne isim verilmektedir?
Ehlü’s-Sünne, Ehlü’l-Hadîs diye isimlendiren hadisçiler kendilerini İslam toplumunun sünnet çizgisinde devamından sorumlu bir grup olarak görüyorlardı. Gerek yazdıkları müstakil konulu reddiyelerde ve tartışma kitaplarında gerekse çok konulu büyük kitapların ilgili bölümlerinde, iman amel ilişkisi, Allah’ın sıfatları, kader gibi ilmî ve fikrî tartışma konularında Ehlü’l-Bid‘a dedikleri sünnet karşıtlarına ve sünnetten sapanlara karşı, derledikleri ve tasnif ettikleri hadislerle cevaplar vermeyi dahası onların etkinliklerini zayıflatarak Sünnet’in etkinliğini artırmayı
Oryantalizmin ilk ortaya çıkışındaki en önemli etken nedir?
Oryantalizmin ilk ortaya çıkışındaki en önemli etken Dinler arası diyalog çalışmalarına hazırlık yapmaktır.
Hadisin onu rivayet eden kimsenin isimlerinin sırayla zikredildiği kısmına ne ad verilir?
Muttasılın ilk kaynağa varan anlamı vardır. Tefsir, Fıkıh ve Kelam İslam Dinini konu edinen Nakli/Şer’i İlimlerdendir.
Yukardakilerden hangileri hadislerin koruma ve kayıt altına alınmasının sebeplerindendir?
İslam coğrafyasının fetihler sonucu genişlemesi, sahabîlerin bu geniş coğrafyaya dağılmaları, vefatları sonucu sayılarının gittikçe azalması, yabancı kültürlerin İslam geleneğinin saflığını bozma riski, Müslümanlar arasında meydana gelen gruplaşmalar sonucu ortaya çıkan mezhep mücadelelerinde, tarafların görüşlerine uygun hadis uydurmaya başlaması ileri görüşlü¨ kişileri hadisleri koruma ve kayıt altına almaya yöneltti.
Fakih-muhaddis sıfatını kendisinde birleştiren, hadisin fıkhına ve ruhuna nüfuz etmesini de başaran Osmanlı’nın son döneminde yaşamış ünlü âlim aşağıdakilerden hangisidir?
Muhammed Zâhid el-Kevserî, İmam Şâfiî’nin en zor olarak nitelendirdiği fakih-muhaddis sıfatını kendisinde birleştirmiş bir âlimdi. O, sırf nakilcilikle yetinmemiş, hadisin fıkhına ve ruhuna nüfuz etmesini de başarmıştır. Rivayetleri incelerken, seneddeki râvîlerden tutun da, dönemin sosyal, siyasi hadiseleri, râvîlerin kişisel ve mezhebî konumları ve hatta psikolojik yönlerine kadar dikkat etmiştir. En girift kelâmî meselelerden bahsederken, hadis ilminin en can alıcı konularına değinmiş, râvîlerin cerh ve ta‘dîl bakımından durumlarına işaret etmeyi ihmal etmemiştir. Herhangi bir hadisin değerlendirmesini yaparken, onu, sadece hadis tekniği bakımından değil, kapsamına giren itikadî ve fıkhî konular yönünden de incelemiştir.
Aşağıdakilerden hangisi hadis rivayetinde güvenirliği sağlamak için Hz. Ali tarafından uygulanan yöntemdir?
Hz. Ali’nin, kendisine hadis rivayet eden kimseye, doğru söylediğine dair yemin ettirdiği nakledilmektedir (Zehebî, Tezkiratü’l-huffâz, I, 10).
Sünnet karşıtları ve sünnetten sapanlar için kullanılan ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Ehlü’s-Sünne, Ehlü’l-Hadîs diye isimlendiren hadisçiler kendilerini İslam toplumunun sünnet çizgisinde devamından sorumlu bir grup olarak görüyorlardı. Gerek yazdıkları müstakil konulu reddiyelerde ve tartışma kitaplarında gerekse çok konulu büyük kitapların ilgili bölümlerinde, iman amel ilişkisi, Allah’ın sıfatları, kader gibi ilmî ve fikrî tartışma konularında Ehlü’l-Bid‘a dedikleri sünnet karşıtlarına ve sünnetten sapanlara karşı, derledikleri ve tasnif ettikleri hadislerle cevaplar vermeyi dahası onların etkinliklerini zayıflatarak Sünnet’in etkinliğini artırmayı amaçlamışlardır.
Râvîlerine göre düzenlenmiş hadis kitaplarına ne ad verilir?
Ricâl, Arapça’da adam, kişi anlamlarına gelen racül kelimesinin çoğuludur. Burada adamdan maksat hadis râvîleridir.
Aşağıdakilerden hangisi derleme niteliği taşıyan hadis çalışmalarındandır?
A,B,C,D seçeneklerinde verilen kitaplar tamamlayıcı nitelikte eserler olup Müstedrek ve /veya Müstahrec türündedir. E seçeneğinde yer alan el-Cem’ beyne’l-usûli’s-sitte isimli çalışma ise 6 kitabın bir araya getirilmesiyle oluşmuş derleme niteliği taşıyan bir çalışmadır.
Hadis öğrenme, nakletme, derleme, hadisleri içeren kitaplar telif etme gibi faaliyetleri kapsayan terim aşağıdakilerden hangisidir?
Hadis İlmi ve hadisle ilgili faaliyetler rivâyet ve dirâyet olmak üzere ikiye ayrılır. Rivayet daha çok hadis öğrenme, nakletme, derleme, hadisleri içeren kitaplar telif etme gibi faaliyetlerini kapsar.
Müstedrek ale’s-Sahîhayn türün en tanınmış çalışması el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn isimli eseri hangi âlimdir?
Bu türün en tanınmış çalışması Hâkim en-Nîsâbûrî’nin (ö. 405/1014) el- Müstedrek ale’s-Sahîhayn isimli eseridir. Hâkim en-Nîsâbûrî bu eserinde Sahîhayn’da yer almamakla birlikte ikisinin ya da ikisinden birinin şartlarına uyan hadisleri toplamaya çalışmıştır. Eser Sahîhayn’in müşterek planına göre tertip edilmiş, “Kitâbü’l-îmân” ile başlayıp “Kitâbü’l-ehvâl” ile sona eren elli iki kitaptan oluşmuştur. Eserde sahâbe ve tâbiîn görüşleriyle birlikte 8803 rivâyet mevcuttur.
Hadisler önce yazılı ve sözlü olarak koruma ve kayıt altına alınmaya çalışılmış, sonra bunlar belli kitaplar içinde bir ayaya toplanmış ardından da bu kitaplardaki hadislerin sınıflandırılması yoluna gidilmiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisinde tarihsel sıralama doğru biçimde verilmiştir?
A seçeneğinde tarihsel sıralama doğru biçimde verilmiştir.