Yukarıdaki, seçeneklerden hangisi /hangileri Müstahrec türü eserlerin hadisler açısından sağladığı önemli faydalar arasındadır?
Üçü de Müstahrec türü eserlerin hadisler açısından sağladığı önemli faydalar arasındadır.
Aşağıdakilerden zayıf hadisin çok çeşitli olmasının nedenleri arasında sayılamaz?
Zayıf hadisin çok çeşitli olmasının nedenleri arasında şunlar sayılabilir: 1. Râvînin tenkid edilmesindeki sebeplerin farklılığı 2. Senedde râvî düşmesinin az veya çok olması 3. Râvî eksikliğinin senedin değişik yerlerinde olması 4. Hadisin metnindeki kusurun onun sahihliğine zarar verme derecesindeki değişiklikler.
Aşağıda zayıf hadislerle ilgili olarak verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
Zayıf hadislerle ilgili olarak verilen bilgilerden yanlış olan zayıf hadis çeşitlerinin sayısı konusunda alimler arasında görüş birliği olduğu bilgisidir. Bu konuda alimler arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Zayıf hadis çeşitlerinin sayısı konusunda farklı rakamlar verilmiştir. Mesela İbn Hibbân 49, İbnü’s-Salâh 42, Münâvî 81 çeşit zayıf hadis olduğunu belirtmiştir. Bu rakamlardaki değişiklikler, mu‘llak ve mevkuf gibi bazı hadis çeşitlerinin zayıf hadis sayılıp sayılmayacağına bağlıdır. Genellikle de aynı kategoriye girebilen zayıf hadislerin daha da ayrıştırılarak yeni isimlerle zikredilmesi sebebiyle rakamlar farklılık göstermektedir.
İslam’ın ilk merkezi neresidir?
Eski adı Yesrib iken Hz. Peygamber’in hicretiyle birlikte yeniden imar ve inşa edilerek bir medeniyet merkezi haline dönüşen ve Medine adını alan bu şehir, genel anlamda İslam’ın ilk merkezidir.
Hocanın, talebesine rivâyetlerinin yazılı olduğu belli bir kitabı rivâyet etmesi için izin vermesi şeklinde olan icâzet aşağıdakilerden hangisidir?
Muayyen (belirli) icâzet: Hocanın, talebesine rivâyetlerinin yazılı olduğu belli bir kitabı rivâyet etmesi için izin vermesidir. İslâm âlimlerinin büyük çoğunluğu bu tür icâzeti kabul etmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi “Za‘îfü Sünen-i Ebû Davûd” adlı kitabın yazarıdır?
Soruda bahsi geçen kitabın yazarı C seçeneğindeki Nâsıruddîn el-Elbânî’dir. Nâsıruddîn el-Elbânî, kendince zayıf saydığı Ebû Davûd’un Sünen’inde bulunan hadislere dair “Za‘îfü Sünen-i Ebû Davûd” adlı kitabı yazmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi zayıf olduğu hakkında hadis âlimleri arasında ittifak bulunmayan, bazılarına göre zayıf ve bazılarına göre de zayıf olmayan olarak ifade edilen hadis türüdür?
Soruda tanımı yapılan hadis, D seçeneğindeki Muza‘af hadistir. A seçeneğinde Garîb, herhangi bir yönden farklılık gösteren veya tek kalan hadis demektir. B seçeneğindeki Ferd, senedinin bir veya birkaç yerinde (tabakasında) râvî sayısı bire düşen hadis demektir. C seçeneğindeki Azîz, her nesilde (tabakada) en az iki râvî tarafından rivayet edilmiş olan hadis demektir. E seçeneğindeki Muennen, senedindeki iki veya daha çok râvî arasında bulunan hadistir.
Bir hadisin söz konusu özellikleri bizzat taşımasına veya dolaylı olarak taşıdığının kabul edilmesine göre sahîh hadisler kaç kısma ayrılır?
Yukarıdaki açıklamaya göre sahîh hadisler, Sahîh li-zâtihi ve Sahih li-gayrih olmak üzere toplamda, B seçeneğinde belirtildiği gibi iki kısma ayrılır.
I. Ebû DâvûdII. BuhârîIII. TirmizîIV. AclûnîYukardakilerden hangisi yada hangileri üzerine şerh çalışması yapılmıştır?
Ebû Dâvûd, Buhârî ve Tirmizî üzerine şerh çalışması yapılmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi hocanın bir hadisi talebelerine doğrudan yazdırması yönteminin adıdır?
İmla sözlükte, yazdırma demektir. Hadis terimi olarak, hocanın hadisi talebeye yazdırmasıdır. Bu yöntemde hoca ezberinden veya kitaptan okumakta, talebe ise okunan metni yazmaktadır. İmlâ’da hoca yazdıracağı şeyi dikkatli bir şekilde yazdırmakta, talebe de aynı şekilde söylenenleri dikkatle yazmaktadır. Bu durum yanılma ihtimalini azaltmaktaydı. Ayrıca gerektiğinde açıklama yapılabilmekte ve soru sorulabilmekteydi. Bu ise, hadisi anlama ve aslına uygun tespit etme imkânını artırmaktaydı. Bu sebeple imlâ’ hadis almanın en güvenilir usûlü kabul edilmiştir. Bu yöntemle yazılan esere imlâ’ veya çoğul şekliyle emâlî denilirdi. Talebeye hadisleri yazdıran hocaya mümlî, onun söylediklerini yazan öğrenciye de müstemlî denilirdi. Yazan kimselerin kalabalık olması halinde hocanın söylediklerini uzaktakilere yüksek sesle nakledenlere de müstemlî veya mübelliğ denilirdi. Hocaların hadisi imlâ’ yöntemiyle naklettikleri toplantılara da imlâ’ meclisi adı verilirdi. Hadis tarihinin belli dönemlerinde imlâ meclisleri çok meşhur ve yaygındı. Kaynaklarda meşhur hocaların imlâ’ meclislerinde olağanüstü sayıda kalabalıklar bulunduğuna dair çok sayıda bilgi vardır.
Bir hadisin mütevâtir kabul edilebilmesi için her nesilde râvî sayısının en az on olması gerektiği görüşünde olan âlim aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
Mütevâtir bölümü incelendiğinde İslam âlimlerinden Suyuti mütevâtir kabul edilebilmesi için her nesilde râvî sayısının en az on olması gerektiği görüşünde olmuştur.
Mevzû haberlere hadis denmesinin sebebi nedir?
Mevzû haberlere hadis denmesinin sebebi uyduranın onun hadis olduğu iddiası ile şeklen bir sened ve metninin olmasıdır.
Hadislerin Kur’an gibi tek kitap haline getirilmesine engel teşkil eden sebep nedir?
İslâm coğrafyasının genişlemesi, sahâbenin değişik bölgelere dağılmış bulunması ise hadislerin Kur’an gibi tek kitap haline getirilmesine engel teşkil etmiştir.
Bir kusuru veya ekseriya hoş görülmeyen bir özelliği gizlenerek onun bulunmadığını zannettirecek şekilde rivayet edilmiş olan hadîslere ne ad verilmektedir?
Müdelles Arapça’da alaca karanlık anlamına gelen d-l-s kökünden gelir. Karartılmış, kusuru gizlenmiş, üzeri örtülmüş gibi anlamlara gelir. Hadis ilminde, bir kusuru veya ekseriya hoş görülmeyen bir özelliği gizlenerek onun bulunmadığını zannettirecek şekilde rivayet edilmiş olan hadîs demektir. Hadisi bu şekilde rivayet etmeye ise tedlîs denir. Gizlenmek istenen kusur, senedde bir râvî atlanmış olduğu halde bunu belli etmemeye çalışma şeklinde olabilir. Buna tedlîsü’l-isnâd denir. Gizlenmek istenen husus, hocanın meşhurluğu veya zayıflığı ise bu duruma da tedlîsü’ş-şuyûh denir. Seneddeki zayıf bir râvîyi gizlemek şeklindeki tedlîsü’l-isnad ise şiddetle kınanmış ve bunu yapan râvîler adalet yönünden cerh edilmişlerdir. Tedlis yaptığı görülen râvînin, sika olsa da, kesinlik ifade etmeyen ifadeler kullanarak yaptığı rivayetler munkatı’, dolayısıyla zayıf sayılmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi hadis öğrenim ve öğretim yöntemlerinden değildir?
Semâ talebelerin de bizzat şeyhten işiterek hadisleri alması anlamındadır. İmlâ hocanın hadisi talebeye yazdırmasıdır. Talebeye hadisleri yazdıran hocaya mümli^ denir. Kırâat talebenin hadisleri bizzat hadis hocasına okuması veya başkasının okuduğunu işitmesi suretiyle hadisi almasıdır. Hadis âlimlerinin çoğu “bir şeyi bir kimseye sunmak, göstermek” mânasındaki arz terimini kırâatla eş anlamlı olarak kullanmışlardır.
İhlâs ve İyi NiyetÖğrendiğiyle Amel EtmekHadisi Ehlinden Almaya ÇalışmakHocaya Saygı GöstermekArkadaşlarıyla Bilgi Paylaşmakİlmî ve Tedricî Bir Metod Takip EtmekHadis Usulüne Önem VermekAşağıdakilerden hangisi edep kelimesinin anlamlarından birisi değildir?
Her ilimde olduğu gibi hadis ilminde de uyulması gereken bir takım kurallar vardır. Bu kuralların olmazsa olmazlarına rivâyet teknikleri, olmazsa onmazlarına rivâyet âdâbı denir. Güzel ahlâk, hayâ, nezâket, zerâfet, yol, yordam gibi anlamlara gelen edep kelimesinin çoğulu olan âdâb, hadis öğrenim ve öğretiminde ahlâk ve terbiye kurallarına göre uyulması gereken yerleşik esaslar, günümüz tabiriyle bilimsel etik kuralları demektir.
Hangisi Tedvin Dönemim özelliklerindendir?
Tedvin dönemi Hz. Peygamberin vefatından sonraki bir dönem kapsar. Yahudilerle yazışmalar ise bizzat Hz. Peygamber tarafından yapılmıştır.
Semâ’ ve kırâat olmaksızın hadis âliminin belirli şartlar dâhilinde bütün veya bir kısım rivayetlerini öğrencisinin rivayet etmesine izin vermesi aşağıdaki hadis terimlerinden hangisidir?
Semâ’ ve kıraât olmaksızın hadis âliminin belirli şartlar dâhilinde bütün veya bir kısım rivayetlerini öğrencisinin rivayet etmesine izin vermesine İcâzet denir.
Hasen hadisi olarak bilinen hadisi ilk olarak ortaya çıkaran ve tanınmasını sağlayan âlim aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
Makbûl Hadisler bölümünde de anlatıldığı gibi Hasen hadisi olarak bilinen hadisi ilk olarak ortaya çıkaran ve tanınmasını sağlayan âlim “Tirmizî”dır.
Bütün rivayetlerinde lafızları aynı olan yani, Hz. Peygamber’in ağzından çıktığı şekilde bize ulaşan hadislere ne ad verilir?
Bütün rivayetlerinde lafızları aynı olan yani, Hz. Peygamber’in ağzından çıktığı şekilde bize ulaşan hadislere Lafzî Mütevâtir