Istılah nedir?
Kavram bir şeyin dilden bağımsız varlığıdır. Bu varlık duruma göre dış dünyada ve ona bağlı olarak zihinde bulunmaktadır. Mesela kütüphane, dış dünyada mevcut olan bir binada etkin olan bir kurumdur. Bu kurumun zihindeki varlığı ve bir anlamda, kütüphane nedir? Sorusuna verilen cevap, onun kavramıdır. Buna karşılık terim, bu kavramın dilde ifade edilmiş şeklidir. Terime, ıstılah da denilmektedir. Doğru cevap C'dir.
Kitab'uz-Zühd kimin eseridir?
Söz konusu eser Abdullah b. Mübarek'e aittir.
İnsanların iyi ya da kötü davranışları ilk olarak öğrendikleri birim aşağıdakilerden hangisidir?
İnsanın doğumundan itibaren nasıl yetiştiğini ve elde ettiği bilgileri, -buna iyi ve kötü davranışların bilgisi de dahildir-, nasıl elde ettiğine bakacak olursak, insanın iyi ve kötü hakkındaki bilgilerini esas itibariyle naklen elde ettiğini fark ederiz. İnsan iyi ve kötü hakkındaki bilgilerini önce ailesinden sonra da ait olduğu toplumdan ve toplumsal eğitim kurumlarından elde eder. Ancak sadece burada kalmaz; öğrenirken ve öğrendikten sonra kendisi de elde ettiği bu malumat üzerinde düşünür ve bununla ilgili olarak kendi kanaatini ve tavrını geliştirir. Doğru cevap A'dır.
Herhangi bir şeyi almak sahibinin rızasıyla veya ücretini ödeyerek gerçekleşiyorsa bu durum için hangisi söylenemez?
Herhangi bir şeyi almak sahibinin rızasıyla veya ücretini ödeyerek gerçekleşiyorsa bu durum için mekruh söylenemez.
Ahlaki fitleri kendinden iyi ve kötü olanlar ve bir ihtiyaca, duruma, başlangıç veya sonuca göre iyi veya kötü olanlar diye ikiye ayıran kimdir?
söz konusu görüşün sahibi Maturidi'dir.
"Kur’a^n’ın anlam bütünlüğünde iman (inanç-varlık) kavramı, ‘__________, ve _____________ kavramları birbirine bağlıdır." Boşluklara gelmesi gereken ifadeler hangileridir?
İsla^m düşüncesi dindarlık ile ahlak arasındaki irtibatı keşfederken, varlık- bilgi-değer düzlemlerinde son derece tutarlı ve dayanıklı algılama biçimi ortaya koymuştur. Bir başka ifadeyle Kur’a^n’ın anlam bütünlüğünde iman (inanç-varlık) kavramı, ‘ilm (bilgi), ve salih amel (ahla^k-eylem) kavramları öylesine birbirine bağlıdır ki, bunlar birbirini hem besleyen hem de gerektiren boyutlardır. O¨yle ki bu düşünce modunda bilgi (‘ilm), hikmet, adalet ve hakikati içinde barındıran, çok katmanlı bir kavramdır. Bu çerçevede adaletin bilgi ile ilişkisi şu şekilde ifade edilebilir: İnsanın yaratıklar aleminde doğru ve bu yüzden uygun yerini ve yaratıcısı ile olan doğru irtibatını bilmesi adalettir. Adalet, insanın ka^inattaki konumu ile ilgili bilgisinden kopuk değildir. Doğru cevap E'dir.
“Akıl sahiplerini hüsn-i ihtiyarları ile bizzat hayırlara sevk eden ilahi vaz" tanımı aşağıdakilerden hangisine aittir?
Dinin klasik tanımı, “akıl sahiplerini hüsn-i ihtiyarları ile bizzat hayırlara sevk eden ilahi vaz” şeklindedir. Ahlâk ve ahlâkilik ile ilgili bütün tanımlarda ve tanımlamalarda irade ve hayr vazgeçilmez unsurlardır. Doğru cevap B'dir.
Zenaatte “himmet”, ticarette “sıdk”, yönetimde ve yargıda “adalet”in ön plana çıkması düsturu ne ile alakalıdır?
Meslek hayatının gerektirdiği hassasiyetleri daha fazla ön plana çıkartma ihtiyacını ortaya çıkarabilir. Zenaatte “himmet”, ticarette “sıdk”, yönetimde ve yargıda “adalet”in ön plana çıkması, bu alanların öncelikleri ile doğrudan alakalıdır.
Aşağıdakilerden hangisi cesaret erdeminin ifrat halidir?
Cesaret erdeminin ifratı yani aşırılığı bakımından adaletten taşmış hali saldırganlıktır
İslam ahlakında vazifeye dair verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
İsla^m ahla^kında vazife çok önemlidir. Ancak vazife dışarıdan insana yüklenen bir “mecburiyet” değil, insanın kendisinde bulunan hayr hissinin etkinleşmesi ve insanın kendisini gerçekleştirmesi yönünde bir görev üstlenmesidir. C¸ünkü hürriyet, Müslüman olmanın, daha doğrusu insanın gerçekleştirdiği fiillerin ahla^ki değer taşıması ve sorumluluğu için zorunludur. İsla^m ahla^kında vazife, hürriyeti nefy etmeden (olumsuzlamadan), hürriyet de vazifeyi nefy etmeden muhafaza edilmiştir. Amaç vazifeyi kendi iradesiyle, özgür iradesiyle üstlenen insanların yetişmesidir. Klasik ahla^k eserlerinin amacı, sadece iyi ve kötü hakkında malumat vermek değil, iyi ve kötünün bilgisini insanlara ulaştırarak, insanların kendi iradeleri ile iyi davranışları gerçekleştirmeleri ve kötü davranışlardan da uzak durmalarına yardımcı olmak, insanları ahla^ki cihetten yetiştirmek, onların ahla^kını güzelleştirmektir. Buna göre doğru cevap A'dır.
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Hz. Peygamberin fiili hakkında hüküm vermek için o fiile bir değer katan, ona ahlâki bir statü, bir konum veren durumlardandır?
O fiile bir değer katan, ona ahlâki bir statü, bir konum veren, Hz. Peygamber’in o fiili gerçekleştirmesi, o tavsiyeyi yapması veya o fiilin yapılmasını uygun görmemesi ve yasaklamasıdır.
Aşağıdakilerden hangisi mekasidu'ş-şeria olarak bilinen beş maksaddan biri değildir?
sağlığı muhafaza mekasidu'ş-şeria olarak bilinen beş maksaddan biri değildir.
"havas-ı selime" aşağıdakilerden hangisine karşılık gelmektedir?
İnsanın sahip olduğu havas-ı selime (beş duyu) ile, bütün insanlarda müşterek olan bir cisim algısına sahip olması ve bu algı üzerinden diğerleri ile irtibatını ve iletişimini sağlayıp muhafaza etmesi gibi, doğruluk, insanların dokunulmazlığı, mülkiyete saygı gibi temel ahlâki kuralların da, insan topluluklarının devamı için ve devamı sebebiyle, ahlâki makuliyetin esasını teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Doğru cevap D'dir.
Herhangi bir davranışı "iyi" veya "kötü" kılan temel unsur aşağıdakilerden hangisidir?
Bir davranış düzenini veya herhangi bir davranışı “iyi” veya “kötü” kılan, o düzenin veya fiilin öncelikle insani varoluş üzerindeki tesiridir. İnsani varoluş, diğer insanlarla birlikte var olmayı zorunlu kıldığı için, bu aynı zamanda diğer insanları kendi varoluşları cihetinden dikkate almak demektir. İyi bir davranış düzeni, fiilleri gerçekleştireni ve fiilleri ilgilendiren diğer insanları, önce ne ise o olarak muhafaza eder; sonra da mevcudu içinde taşıdığı kabiliyetleri cihetinde geliştirir. Doğru cevap A'dır.
Aşağıdakilerden hangisi zulüm ile ilgili yanlıştır?
Kur'an-ı Kerim’de Cenab-ı Hakk’ın insanlara zulmetmediği, insanların kendi verdikleri kararlar ve yaptıkları neticesinde kendilerine ve birbirlerine zulüm ettikleri sıklıkla vurgulanmıştır. Pek çok ayet-i kerimede nefse zulüm, insanların büyük ve küçük günah işlemesi ile irtibatlı olarak kullanılmıştır. Bunlar arasında kendisine put edinerek, ona tapınmak, insanları haksız yere öldürmek, gibi kötü fiiller insanın kendisine zulmetmesinin örnekleri olarak zikredilmiştir. İnsanların kendi kendilerine zulmetmesinin sebebi de Kur'an'da dile getirilmiştir: “Ayetlerimizi yalan sayarak sırf kendi kendilerine zulmeden o kimselerin hali, ne çirkin bir ibret levhasıdır!” (Araf/7: 177). Doğru cevap A'dır.
Aşağıdakilerden hangisi Mutezilenin ahlak teorisine göre büyük günah işleyenlerin karşılaşacağı sonuçtur?
Büyük günah işleyenler neMüslüman ne de kâfir sayılırlar, bu ikisi arasında bir konumdadırlar. Bunun için ahirette ne cennet ne de cehenneme giderler; bu ikisinin arasında A’raf denilen yerde tutulurlar.