Sevgiyi adaletten üstün gören ahlakçı filozof kimdir?
Nasırüddin Tusi’ye göre de sevgi adaletten üstündür. Hatta adalete ihtiyaç, insanlar arasındaki sevgi yoksunluğundandır. Eğer bireyler arasında yeterince sevgi olsaydı, ne hakkını verme ne de hakkını almaya ihtiyaç olurdu
Aşağıdakilerden hangisi sorumluluk kuramı ile ilgili öne çıkan ilkelerden biridir?
Sorumluluk kuramı ile ilgili olarak da iki temel ilke dikkati çekmekte veya öne çıkmaktadır. Bunlara, “emanet ilkesi” ve “hilafet ilkesi” demek mümkündür.
Nazarî hikmette eksikliği olan kişilere verilen isim, aşağıdakilerden hangisidir?
Nazarî hikmetteki eksiklik, düşüncenin gerekli olan dereceden eksik olmasıdır. Buna dar kafalılık denilir. Doğru cevap D seçeneğidir.
Aşağıdakilerden hangisi ahlaklı bir işverende bulunması gereken bir özellik değildir?
İşveren veya yönetici, işçi veya memur alırken liyakati esas almalı, işi bir takım kişisel tarafgirliklerinden dolayı tercih ettiği liyakatsiz kişiye değil, hak eden kişiye, ehline vermelidir. Doğru cevap E'dir.
“Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.” özlü sözü kime aittir?
“Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.” özlü sözü Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye aittir.
Eş seçimi yaparken iyi bir eşte aranması gereken özellikler ele alındığında, aşağıdaki seçeneklerden hangisi diğerlerine göre daha çok ön planda bulundurulması gerekmektedir?
Maddî zenginlik, asalet ve güzellik elbet önemli niteliklerdir. Ama bunlara sahip olan bir şahısta eğer dindarlık ve ahlâk güzelliği yoksa, bu artılar kolaylıkla eksiye dönüşebilir.
Aşağıdakilerden hangisinin evlilikte en önemli unsur olduğu söylenebilir?
Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir aile için evlilikte doğru eş seçimi sonderece önemlidir. Dinimiz de evlenmeyi ve mutlu bir yuva kurmayı, hayırlıevlat yetiştirmeyi teşvik etmiştir. İnsan neslinin sağlıklı ve temiz bir şekildedevam etmesi, ancak evlilik sayesinde mümkün olabilir. Evlilik, insanındinini ve namusunu korumada adeta bir kalkan görevi görür. Evlilikten amaç,sadece cinsel arzuların tatmini değil, hayırlı nesil yetiştirmek ve Allah’ayakınlaşmaktır. Kur’an-ı Kerîm evliliğin de amacının “takvâ” olduğunu ifadeeder. Buna göre cevap C seçeneğidir.
İslam ahlakında korkaklık rezileti aşağıdaki hangi insani nefsin emrindedir?
Cehalet, nazari ve meleki nefs; zulüm, ameli nefs, ölçüsüzlük, hayvani nefs, korkaklık ise saldırgan nefs şeklinde ele alınır.
“O¨deme gücü bulunan kimsenin borcunu geciktirmesi zulümdür” hadisini İslam iş ahlakı esaslarından hangisini anlatırken örnek vermemiz yerinde olur?
Rasulullah şöyle buyurmuştur: “O¨deme gücü bulunan kimsenin borcunu geciktirmesi zulümdür” (Buhari, 2008, 563). Müslüman, işin hangi sektöründe ve hangi düzeyinde çalışırsa çalışsın, işten, üründen, hizmette etkilenen herhangi bir kişiye en küçük bir haksızlık ve adaletsizlik yapılmadığının farkında olmalı; böylece kendi kursağından geçen ve canı kadar sevdiği çocuklarına yedirdiği lokmanın tam anlamıyla helal olduğundan emin olmalıdır. Buna göre doğru cevap A'dır.
Küresel ısınma tehlikesinden ilk kez ne zaman haberdar olunmuştur?
Küresel ısınma tehlikesinden ilk kez 1988'de haberdar olunmuştur.
Yukarıda verilen ifadelerin hangisi yada hangileri Kur’an’da çirkin ahlak sergileyenleri tanımlamak için kullanılır?
Nitekim Kur’an’da çirkin ahlâk sergileyenleri, mühürlü kalp, akletmeyen akıl, sufli (aşağılık) nefs ve kirli ruh ifaderiyle tanımlamıştır. Öte yandan fazileti anlatmak için de yine, yumuşak kalp, akletmek, görmek, temiz ruh ve neftsen bahsetmekteir.
Gazali iş hayatında yapılmaması gerekenleri dört esasta toplar. Aşağıdakilerden hangisi bu dört esastan biri değildir?
Gazali, iş hayatında başkalarının zarar görmesi ile sonuçlanan haksızlıkları iki kısma ayırır: Zararı genele yansıyan haksızlıklar ve zararı sadece müşteri ile sınırlı kalan haksızlıklar. “Zararı genel olan ticari zulümler” başlığı altında o, karaborsacılık ve kalpazanlığı irdeler. “Zararı yalnız müşteriyi ilgilendiren ticari zulümler” başlığı altında ise çok daha fazla sayıda ticari haksızlık konusunu ele alır. Ona göre, alış-veriş yapan kimsenin zarar görmesine sebebiyet veren her şey zulümdür. Bu konularda adalet ise kişinin Müslüman kardeşini zarara sokmamasıyla sağlanır. Burada genel kaide şudur: “Kişi, kendisi için istediği şeyleri müslüman kardeşi için de istemeli; kendisine yapıldığı taktirde ağırına gidecek ve canını sıkacak bir muameleyi başkalarına yapmamalıdır.” Bu kaide bağlamında, yapılmaması gerekenleri o, şu dört esasta toplar: 1) malda bulunmayan bir özellikle malı övmemek, 2) malın gizli ve açık bütün kusurlarını açıklayıp, hiçbirini gizlememek, 3) ölçü ve tartıda hile yapmamak, 4) Müşterinin bildiği taktirde almayacağı fiyatı gizlememek, başka bir deyişle, alıcı veya satıcıya piyasa fiyatını gizlememek. Bu dört esasın birincisi bağlamında o, ticaret için dini duyguları istismar etmemek gerektiğini de örneklerle birlikte ısrarla vurgular (1998, 170-85). Buna göre doğru cevap C'dir.
Kuran'a göre, en tehlikeli çevre felaketlerinin başında hangisi gelmektedir?
En önemli nimetlerin başında suyun geldiği aşikardır. En tehlikeli çevre felaketlerinin başında da susuzluğun geleceği Kur’an’ın da belirttiği bir gerçektir.
İnsanı diğer canlılardan ayıran temel özellik aşağıdakilerden hangisidir?
İnsan akıllı bir varlıktır. İnsanı bütün varlıklardan ayıran asıl özelliği onun yaratılış sebebi de olan aklı ve hakikatleri idrak gücüdür. Canlı varlık olmaları açısından bütün insanlar aynıdır ve herkes fıtraten eşyanın gerçeklerini tanıma kabiliyetindedir (istidad). İnsan cismani tarafıyla hayvanlara, ruhani tarafıyla da meleklere benzetilir. İnsan aklını ve iradesini “doğru bilgi” ve “salih amel” için kullanırsa ruhi ve ahlâki yüceliğe ulaşır ve insan olarak değer kazanır. Doğru cevap D'dir.
İnsanın varlık yapısı ile ilgili yukarıda verilenlerden hangi veya hangileri doğrudur?
Onu salt bedenî bir varlık olarak görmek, materyalist bir yaklaşımla hayvanî düzeye indirmek demektir. Salt ruhî bir varlık olarak algılamak ise, onu bir manastıra kapatarak keşişler gibi sürekli ibadet etmesini istemek demektir. Oysa insan ruh-beden bütünlüğünden oluşan bir varlıktır. İki kanatlı bir kuş gibi, o, bu iki yönüyle bir bütündür. Doğru cevap E'dir.