İbn Bacce’nin ahlak ve siyaset konusundaki fikirleri hangi Müslüman filozofla benzerlik gösterir?
İbn Bâcce’nin ahlak ve siyaset konusundaki görüşleri özellikle Fârâbî’ye oldukça benzerdir.
Aşağıdakilerden hangisi İşraki okulların temsilcilerinden birisi değildir?
İbni Sina Meşşaidir, geri kalanlar İşrakidir. Doğru cevap E'dir.
Aşağıdakilerden hangisi inanma eyleminin temel özelliklerinden biri değildir?
İnanma ve düşünme eylemlerinin kendilerine özgü karakterlerini ana hatlarıyla tanımlamak gerekirse; inanma eylemi daha çok dinî metinlerin anlaşılmasına bağlı iken düşünme eylemi daha çok sebep-sonuç ilişkilerini dikkate alarak olayları açıklamayı amaçlar. Böylece inanma eylemi daha çok dini metinlerin otoritesine dayalı bir itaat şeklinde ortaya çıkarken, düşünme eylemi soru sorarak gerçekliği tüm açıklığıyla kavramak ister. İnanma eylemi, Allah’ın müminlerden talep ettiği hususlar bağlamında olması gerekene yönelirken, düşünme eylemi olan-bitenin nedenlerine ve muhtemel sonuçlarına dikkat kesilir. Sözgelimi Cebriyye mezhebi mensuplarının ‘Allah’ın kâinatta olup biten her şeyi ezelde belirlediği ve insanın adeta rüzgar önündeki yaprak gibi hareket etmek zorunda olduğu’ şeklindeki inanma eylemleri aynı zamanda her şeyi açıklama iddiasında olabilmektedir.
İbn Bacce, tabiat bilimleri ve matematiksel bilimlerle uğraşan kişilere ne ad vermiştir?
İbn Bâcce insanları aklî suretleri elde etmelerine ve buna bağlı olarak oluşan akli yetkinliklerine göre derecelendirir. 1. Cumhûr (sıradan insanlar) mertebesi: Bu seviyede olan insanlar aklın konusu olan şeyleri ancak “maddî sûretler aracılığıyla idrak edebilmektedir. Yetkin bir soyutlama yapamadıkları için eşyanın zihinlerindeki karşılıkları tam oluşmamıştır. 2. Nuzzâr: Bu sınıf tabiat bilimleri ve matematiksel bilimlerle uğraşan kimselerdir. Soyut sûretleri cisimlerin idrakleri olarak değil de kendinde varlığı olan ma‘kûller olarak idrak edebilmektedirler. 3. Su‘edâ (mutlu insanlar): İbn Bâcce’ye göre bu son grup filozoflardır. Tabiat âlimi maddî ve manevi suretleri yani ma‘kûlleri elde ettikten sonra yetkinleşmesine devam eder. Doğru cevap C’dir.
El-Esfarü’l-erba’a adlı ansiklopedik mahiyetteki eser kime aittir?
Molla Sadra, ansiklopedik mahiyetteki el-Esfârü'l-erba‘a adlı eserinde yer yer üstadını da eleştirerek bu akıma yeni bir yön ve dinamizm kazandırmıştır.
Hermes geleneğinde Kuran‘ı anlama ve yorumlamaya yönelik Aristonun hangi kitabı arapçaya çevrilmiştir ?
Aristo’nun mantık yazılarının toplandığı Organon’un bir kitabı “Hermenötik” adını taşımaktadır. Dil ve mantık yoluyla hakikati anlama ve yorumlama şeklinde ortaya çıkan bu disiplin, yani hermenötik,. Aristo’nun Hermenötik kitabı, Arapça’ya “Kitâbül-İbâre” veya “Kitâbü’t-Tefsîr” olarak çevrilmiştir.
Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Eski ve çağdaş kültürler içinde yer alan mitolojiler, anlatılar, kıssalar, entelektüel ve bilimsel birikimler, tarihsel tecrübeler vs. içinde dile geldikleri dillerin önyargılarını oluştururlar. Düşünme eylemi, kaçınılmaz olarak mevcut kültürel diller içinde ortaya çıktığı için, dillerin ön-yargılarını da tevarüs eder. Düşünme eylemini ayrıcalıklı kılan şey, yukarıda kısmen değindiğimiz üzere soru sorma ve sorgulama yoluyla ilerlemektir. Müslüman düşünürlerin, her zaman içinde bulundukları kültürel gelenekleri (en başta dili) İslâm inancına uygun olup olmaması, rasyonel düşüncenin taleplerine uygun düşüp düşmemesi, ahlaki ilkelerle çelişip çelişmemesi, kozmik gerçeklere uyum sağlayıp sağlamaması gibi hususlarla bir analize ve eleştiriye tabi tuttuklarını görmekteyiz. İbn Hazm, mensubu olduğu mezhebin (Zahirilik) adından da anlaşılacağı üzere, İslâm düşüncesinin içinde yeşermekte olduğu tüm kültürel gelenekleri Kur’an ve hadislerin zahiri (görünür, açıkça bilinebilir, fenomenal) anlamına nispetle eleştiriye tabi tutmaktadır.
Gazzâlî’nin tasavvufun ehli olma noktasında bir model olduğunu belirten, müşahede ve huzur hallerini yaşadığını ve böylece en yüce mutluluğa erip, kutsî mertebelere ulaştığını söyleyen Batı Endülüs filozofu kimdir?
İbn Tufeyl kesin hakikate ve mutluluğa ulaşmada tasavvuf ehlinin vurguladığı yöntemi öne çıkarır. Gazzâlî’nin bu noktada model olduğunu belirtir. Ona göre Gazzâlî müşahede ve huzur hallerini yaşamış ve böylece en yüce mutluluğa erip, kutsî mertebelere ulaşmıştır (İbn Tufeyl, 1975, s. 79-82).
Mutluluğa akli bilgi olmaksızın ulaşmanın imkânsız olduğunu düşünen İbn Bâcce’nin bu bağlamda ciddi bir şekilde eleştirdiği düşünür kimdir?
İbn Bâcce’ye göre mutluluğa akli bilgi olmaksızın ulaşmak imkânsızdır. İbn Bâcce bu bağlamda Gazzâli’yi de ciddi bir şekilde eleştirir.
Hz. Ali’nin sonraki taraftarları, halifenin kimin olacağının dinen, vahiy yoluyla belirlendigini iddia etmişlerdir. Hilafet meselesi etrafında Hariciler, Şia ve Mürcie grupları ortaya çıkmıştır. Doğru cevap A'dır.
İslâm düşünce tarihinde nefsin mâhiyet ve işlevlerini, arınmasının yol ve yöntemlerini, ölümden sonraki durumunu felsefî açıdan irdeleyip temellendiren ilk filozof aşağıdakilerden hangisidir?
İslâm düşünce tarihinde nefsin mâhiyet ve işlevlerini, arınmasının yol ve yöntemlerini, ölümden sonraki durumunu felsefî açıdan irdeleyip temellendiren ilk filozof Kındi’dir.
İbn Bâcce'ye göre; Mütevahhid kişi nasıl biridir?
Mütevahhid, yalnız adam, toplumun geneli gibi yaşamayan aykırı ve sıra dışı kişidir. İbn Bâcce bu tür insanlar için nevabıt “ayrık otu” kavramını kullanır.
Aşağıdakilerden hangisi sembolik dil aracılığıyla kendi düşüncelerini halkın dikkatine sunmaya çalışmıştır?
Kavramsal dilin anlaşılması, ilgili alanda yeterli birikime sahip olmayanlara zor geldiği kadar yanlış anlamaya da yol açmaktadır. Filozoflar, İslâm toplumlarında felsefenin genel olarak sevilmemesinin en büyük nedenini felsefi dilin soyut kavramsal yapısına bağlarlar. Bu yüzden İbn Sina ve İbn Tufeyl gibi bazı filozoflar sembolik dil aracılığıyla kendi düşüncelerini halkın dikkatine sunmaya çalışmışlardır.
Batı İslâm dünyasında yetişen ilk Müslüman filozof kimdir?
İbn Bâcce, Batı İslâm dünyasında yetişen ilk Müslüman filozoftur. Endülüs'ün kuzeyindeki Sarakusta (Saragossa) şehrinde muhtemelen 470'te dünyaya geldi. İyi bir eğitim aldığı ve felsefenin tüm alanlarında donanımlı olduğu eserlerinden ve tarihsel anektotlardan anlaşılmaktadır. Döneminin klasik eğitimine uygun olarak Kuranı Kerimi ezberlediği ve dini eğitim aldığı bilinmektedir. Doğru cevap A’dır.
Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
İslâm düşüncesi, diğer dünya düşünce gelenekleri gibi, kendisine zemin teşkil eden kültürel gelenekler aracılığı ile varlık kazanmıştır. Öncelikle Arapça ve daha sonra İslâm’ın yayıldığı ortamlarda kullanılan diller İslâm düşüncesini hem mümkün kılmış hem de düşünme alanının şekillenmesinde belirleyici olmuştur. Dilin gerçekliği açığa çıkarabilme gücü kadar bazı gerçekliklerin üstünü örtme (bazı gerçekleri fark edebilecek veya onu gösterebilecek kapasiteye erişmemiş olma) özelliği ister isteme düşünme eyleminin yön bulmasında etkin rol oynamaktadır. Özellikle mitolojiler gibi, bir anlamda dillerin tarihsel klasik hafızaları olan anlatılarda, dillerin bir şeyleri söyleyebilme noktasındaki imkan ve kapasiteleri açıkça gözlemlenebilir durumdadır. Gerçekte aynı anda ortaya çıkan bu hususları yalnızca daha rahat anlaşılabilmesi için belli bir sıra düzeni içinde ele almakta yarar vardır.
Tanrı zatı itibariyle bir olduğundan bütün varlıklardan farklıdır. Bundan dolayı varlıklar içerisinde sadece ilk varlık ismini ve anlamını O hak eder. İlk Varlık diğer bütün varlıkların ilk sebebidir. O bütün kusur ve eksikliklerden münezzehtir. Diğer bir ifadeyle Tanrı hem, akl, hem âkil, hem de makûldür.
Tanrı'yı yukarıdaki şekilde tanımlayan filozof kimdir?
Farabi Tanrı’yı şu şekilde tavsif eder: Tanrı zatı itibariyle bir olduğundan bütün varlıklardan farklıdır. Bundan dolayı varlıklar içerisinde sadece ilk varlık ismini ve anlamını O hak eder. İlk Varlık diğer bütün varlıkların ilk sebebidir. O bütün kusur ve eksikliklerden münezzehtir. O’nun varlığı en mükemmel varlık olup diğer bütün varlıkları önceler ve O’nda hiçbir şekilde kuvve olma hali yoktur. O var oluşu hususunda sebebin olmadığı biricik varlıktır. Tanrı sebepsiz ve saf fiildir. O’nda gerçekleşmemiş hiçbir potansiyel bulunmamaktadır. O Kendisi sebebiyle Zorunlu Varlıktır. Tanrı sürekli olarak bilfiil olup, tek bir şeyin zatını akleder. O’na has olan akletme kendi mahiyetinden ibaret olan aklı idrak etmektir. Diğer bir ifadeyle Tanrı hem, akl, hem âkil, hem de makûldür. Doğru cevap E şıkkıdır.
Aşağıdakilerden hangisi İşrak okulunun kaynakları arasında yer almaktadır?
İşrâkî okul hem Meşşâi felsefeyi eleştirmiş hem de ondan faydalanmıştır. Büyük ölçüde de Efalatunu kendilerine model olarak almışlardır. İşrak okulunun kaynakları arasında İbn Sînâ, Gazzâlî, İbn Tufeyl, tasavvuf geleneği, İran hikmetiyle, Hermetik geleneği sayılmalıdır.
İbn Rüşd’ün din karşısında felsefenin meşruiyetini ve gerekliliğini sorguladığı eserinin adı nedir?
İbn Rüşd din-felsefe ilişkilerini ele aldığı Fasl'ul-Makal'e din karşısında felsefenin meşruiyetini ve gerekliliğini sorgulamakla başlar. Temelde bilgi kaynağı vahiy olan din, bilgi kaynağı duyular ve akıl olan felsefeye karşı nasıl bir tavır sergiler? Dine göre felsefe mübah mı, yasaklanmış mı, yoksa emredilmiş mi, emredilmişse mendup olarak mı yoksa vacip olarak emredilip gerekliliği vurgulanmış mıdır? Bu bağlamda filozofumuz felsefeyi şöyle tarif eder; "Var olanlara bakmak ve varlıkların Sani', Tanrıya delaleti bakımından onları değerlendirmektir". Yani felsefe bütün varlığı Allah'ın varlığına hikmet ve kudretine delil teşkil etmesi bakımından inceleyen ve yorumlayan bir ilimdir. Doğru cevap C’dir.
Aşağıdakilerden hangisi düşünme eyleminin temel özelliklerinden biri değildir?
İslâm düşüncesi tabiri içinde yer alan dinden düşünceye ve düşünceden dine şeklindeki iki farklı hareketi yukarıdaki tabloda kabaca gösterilen kavramlar arasındaki iki yönlü hareket şeklinde ele almak mümkündür. Ancak bu tür bir kuramsal ayrıştırma ve gruplandırma bize tarihsel olarak inanma ve düşünme eylemlerinin her zaman bu tabloya uygun düşecek şekilde bir ilişki içinde olduklarını göstermez. Zaman zaman farklı dinî ve entelektüel yaklaşımlar kendi temel özelliklerini sergilemenin yanı sıra diğer gurupta yer alan özellikleri de kendilerinde temsil etmeye çalışabilirler.
İbn Bâcce’nin felsefenin tüm alanlarına dair eserleri bulunmaktadır. Tedbîrül-mütevahhid, Risâletü'l-vedâ, İttisâlü'l-‘akl bi'l-insân, el-Vukuf ile '-akli'l-fa'âl, Fi'l-gâyeti'l-insâniyye, isimli eserleri insanın mutluluğu, ahlak ile siyaset ilişkileri, bu bağlamda akli bilgiye ulaşmanın imkânı ve önemini tartışmaktadır. İbn Tufeyl’in felsefesi hakkında bilgi edindiğimiz tek eser Hay b. Yakzân’dır. Bu eserde İbn Tufeyl Fârâbî, İbn Bâcce ve kısmen İbn Sînâ’yı eleştirir. Kendi meşrikî hikmet tasavvurunu sunar. Sunduğu hikâye çerçevesinde din-felsefeilişkilerini ve insanın mutluluğa nasıl ulaşacağını tartışır. Doğru cevap E şıkkıdır.