Farabi’nin her bir ilimin teorik ve pratik açıdan değerini belirtekek eğitim ve öğretimdeki önemine işaret ettiği eser hangisidir?
Fârâbî Aristo ve Kindî’den daha kapsamlı bir tasnif yapmış, İhsâu’l-ulum isimli eserinde her bir ilimin teorik ve pratik açıdan değerini belirtekek eğitim ve öğretimdeki önemine işaret etmiştir.
İslâm Düşünce tarihinde ilk bilim tasnifi yapan kişi kimdir?
Kindi İslâm Düşünce tarihinde ilk bilim tasnifi yapanlardandır. Kindi ilimleri öncelikle dini ve insani olmak üzere ikiye ayırır. Dini (ilahî) ilimlerin kaynağı vahiydir. Vahiy, istek ve iradeye gerek kalmadan, çaba harcamadan, mantık ve matematik yöntemlere başvurmadan Allah'ın peygamberlerin temiz ruhlarını aydınlatmasıyla oluşan bir bilgidir. İnsanî ilimler felsefenin çatısı altında toplanmış olup biri doğrudan ilim, diğeri başka ilimler için bir alet ve bir başlangıç sayılmak üzere başlıca İkiye ayrılır.
Rönesans ve Reform hareketlerinin ortaya çıkmasında Müslüman filozof ve bilginlerinin etkisi büyüktür. XI. yüzyıldan itibaren Batı’da ortaya çıkan fikirlerin temelinde İslâm felsefesi yatar. Bu açıdan, Ortaçağ ve hatta modern dönem Batı Felsefesini, anlamak ve değerlendirebilmek için İslâm felsefesini de iyi bilmek gerekir.Bu nedenle doğru cevap E seçeneğidir.
Felsefe kelimesinin karşılığı olan “filosofia”nın kelime manası nedir?
Yunanca “filosofia” kelimesi, “sevgi” anlamına gelen “filo” ve “hikmet” anlamına gelen “sofia” gibi iki kelimeden müşekekkildir. Dolayısıyla, felsefe kelimesinin karşılığı olan “filosofia”nın kelime manası “hikmet sevgisi” demektir.
İbn Bâcce'nin felsefesinin temel konusu nedir?
İbn Bâcce'nin felsefesinin temel konusu insan ve insan mutluluğudur. İnsan, yapısı itibariyle evrene benzer. Onda üç boyut bulunur: 1) Tabiî, 2) duyusal ve 3) aklî boyut.
Aşağıdaki düşünürlerden hangisi tasavvuf düşüncesini temsil eden düşünürler arasında sayılmaktadır?
İslâm Düşünce okullarından tasavvuf ise tarihsel olarak ilk ortaya çıkışı ekonomik zenginleşmeye tepki olarak ortaya çıkmıştır. Fetihler sonrası İslâm toplumun geçirmiş olduğu zenginleşme ve dünyevileşme eğilimleri dinin, insanın, dünyanın ve yaşamım anlamına dair sorular uyandırmıştır. Sufiler hem bu soruları sormuşlar hem de buna insanın kendi iç dünyası merkezli bir cevap vermişlerdir. Tasavvufun ilk dönem temel kavramları da Allah karşısında bireyin ruhunun dalgalanmalarını, duygularını ifade eden kavramlarda kendisini bulmuştur. Korku, hüzn, ümit, sevgi, ihlas, kabz, bast ve benzeri kavramsallaştırmalar bunun örneğidir. Aynı zamanda ilk dönem tasavvufuna zühd dönemi denmesi de dünyevileşmeye gösterilen tepkinin başka bir ifadesiydi. Daha sonra özellikle Gazzâlî ve İbn Arabi sonrası felsefeyle de derin etkileşimi sonucu Allah, âlem ve insan hakkında manevî tecrübeye dayalı bir metafizik düşünce sistemi sunmuştur. Tarih tasavvufun kendi içerisinde geçirdiği evreler oldukça farklıdır. Amacımız İslâm düşünce okullarının oluşum sebeplerini açıklamak olduğu için bu kadarla yetiniyoruz. Diğer süreçler ve detaylar tasavvuf derslerinde işlenecektir.
İnsanlık tarihinin bilinen en eski düşünce geleneği olan Hermes’in geleneği, aşağıdaki medeniyetlerden hangisinin geleneğidir?
İnsanlık tarihinin bilinen en eski düşünce geleneği, Hermes’in geleneğidir ki,Mezopotamya ve Akdeniz havzası medeniyetlerinin temelini oluşturur.
İslâm düşünce tarihinde Dehriyye akımının temsilcisi kabul edilen filozof kimdir?
İslâm düşünce tarihinde Dehriyye materyalist felsefe akımının temsilcisi olarak İbnü'r-Râvendî kabul edilir. Doğru cevap E şıkkıdır.
Evrenin başlangıcı ile sonu olmadığını ve yaratılmadığını iddia eden islam felsefe okulu hangisidir?
Dehriyye şeklinde anılan okul evrenin başlangıcı ile sonu olmadığını ve yaratılmadığını iddia etmektedir. Okulun isminde bulunan “dehr” kelimesi başlangıcı ve sonu olmayan zaman anlamındadır. Bu kavram zaman zaman İslâm toplumunda ortaya çıkan tüm din dışı fikirlere isim olarak da kullanılmıştır. Bu durum, İslâm öncesi Arap toplumunun bazı kesimleri arasında dehriyye anlamında ateist bir dünya görüşü vardı. Bu akıma Maniheist inançları yaşatmak isteyen eski İran kültürüne bağlı entellektüeller (kâtipler) arasında rastlanmaktaydı. Yine Brahmanizm'in ve Yunan materyalizmine ilgi duyan tabipler ve bilginler arasında da rastlanabilmekteydi. İslâm düşünce tarihinde bu materyalist felsefe akımının temsilcisi olarak İbnü'r-Râvendî kabul edilir.
İslam düşüncesinin en temel alanı ve sorunu aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
S¸ehir (Medine), belki İsla^m düşüncesinin en temel alanı ve de sorunudur. Zira İsla^m düşüncesini mümkün kılan dil, her şeyden önce şehir dilidir. S¸ehrin sınırlarının dışı, yani kırsal, köy, çöl, vs. sınırlı sayıda kelime hazinesi ile hayatın temel pratik ihtiyaçlarının karşılanmasını mümkün kılar. Ancak köklü bir entelektüel hayat ve bilimsel araştırmalar için gerekli dil zenginliğine sahip değildir. Dilin sürekli zenginleştiği ve derinleştiği yer şehirlerdir. Bu yüzden İsla^m dininin kendisi gibi İsla^m düşüncesi de şehirlidir, şehre aittir.
Meşşâî filozoflara göre aklın istek gücü üzerinde etkili olması durumuna ne ad verilir?
Meşşâî filozoflar istek gücünü, eyleme ve davranışa yönelik olarak insanın içindeki bir tür enerji ve bir tür potansiyel olarak anlarlar. İstek gücü ise şehvet, öfke ve aklın etkilerine açıktır. İnsan davranışlarındaki çatışma ve giriftliğin sebebi de budur. Aklın istek gücü üzerinde etkili olması durumuna ihtiyar adı verilir. Doğru cevap A şıkkıdır.
Sudur teorisi hangi bilgine aittir?
Fârâbî Tanrı’dan yukarıdaki sıraya göre evrendeki varlıkların meydana gelişini de Sudûr teorisi adı verilen bir teori ile açıklar.
Felsefe (hikmet), bizâtihî Vâcibi Vücûd olan Hakk’ın vücûdunun, vücûd (varlık) olarak bilinmesidir. Bu felsefe tarifi hangi filozofa aittir?
Fârâbî: “Felsefe (hikmet), bizâtihî Vâcibi Vücûd olan Hakk’ın vücûdunun, vücûd (varlık) olarak bilinmesidir. Bu tarifte felsefe, zorunlu varlığın ve genel olanağın bilgisi olduğu söylenmektedir. Doğru cevap B şıkkıdır.
Aşağıdakilerden hangisi Aristo’yu lafzen ve plan olarak adım adım takip eden şerh türüdür?
İbn Rüşd’ün genel olarak bütün bir felsefe tarihini derinden etkileyen en önemli özelliği felsefi şerh yazmasıdır. Ayrıca Osmanlı düşüncesi de büyük ölçüde şerh yazım teknikleriyle eser ürettiği için İbn Rüşd’ün şerhçiliğine yakından incelenmesi yararlı olacaktır. Bilindiği üzere İbn Rüşd tarz ve boyut olarak üç tür şerh yazar. Bunlar Büyük, Orta ve Küçük şerhlerdir Küçük Şerhler diğer iki şerhte olduğu gibi Aristo metnine doğrudan bağımlı değildir. Kullanılan dil ve uslup İbn Rüşd’ün bizzat kendisinindir. Orta Şerhler ise yapı ve üslup bakımından Küçük Şerhler’den farklılık arz ederler. Aristo’yu lafzen ve plan olarak adım adım takip ederler. Ayrıca Orta Şerhler konuları Aristo’yu daha yakından takip ettiği için, Aristo’nun düzensizlik ve dağınıklığından nasipdardır. İbn Rüşd’ün Büyük Şerhlerde konuları ele alış tarzı daha farklıdır. Bu metinlerde Aristo’dan doğrudan alıntılar yapar ve daha sonra Aristo metnini şerh eder.
Akıllar konusunda İbn Sînâ’nın geliştirdiği teoriye göre gözlem ve deneyle, nesnel dünyanın bilgilerinin kazanılması hangi akıl türüne girmektedir?
Akıllar konusunda İbn Sînâ Kindî ve Fârâbî’den farklılaşan bir teori geliştirmiştir. Buna göre insanın sahip olduğu bilme yeteneği kuvve halinde akıl, bu yetenekle düşüncenin ilkelerinin kazanılması meleke halinde akıl, bu ilkelere dayanarak gözlem ve deneyle nesnel dünyanın bilgilerinin kazanılması fiil halinde akıl, faal aklın etkisiyle zihnin bu aşamalardan geçerek mükemmellik düzeyine ulaşması müstefâd akıl adını alır. Ancak üstün yeteneklere sahip olan peygamberlerin mazhar oldukları vasıtasız bilgi onların kutsî aklı tarafından algılanır. Fakat genel anlamda bilme nazarî akıl gücünün bir işlevidir.
Farabinin müzik alanında yazdığı Mûsîka’l-kebîr isimli eseri onun müzik bilgisinin ne kadar kapsamlı olduğunun ve güçlü bir müzik kuramcısı olduğunun en güzel göstergesidir. Doğru cevap B'dir.
Aşağıdakilerden hangisi Kındi’nin Hristiyanlıktaki teslis akidesini eleştiren risalesidir?
Makale fi’r-red ale’n-nasâra Hristiyanlıktaki teslis akidesini eleştiren bir risaledir.
Aşağıdakilerden hangisi insanlık tarihinin bilinen en eski düşünce geleneğidir?
İnsanlık tarihinin bilinen en eski düşünce geleneği "Hermes düşünce" geleneğidir. Doğru yanıt: E'dir.
Aşağıdaki İbn Rüşd eserlerinin hangisinde vahiy ile aklın, dinle felsefenin uzlaştırılması ve tevil konularında kaleme almaktadır?
Faslul-makâl fî-ma beyne'ş-şer’ia ve'1-hikme mine'l-ittişâl, İbn Rüşd'ün vahiy ile aklın, dinle felsefenin uzlaştırılması ve tevil konularında kaleme aldığı eserdir. Din-felsefe ilişkilerinde özgün ve analitik bir eserdir.
Tabî’îyyun: Tabiatçı ve natüralist düşünürler. Bunlar bugünkü tabirler “Deist” düşünürlerdir. Metafizik düşüncelere önem vermezler. Bilimin sadece deney ve tecrübeye dayanması gerektiğini söylemektedirler.