Aşağıdaki dini metinlerin farklı anlaşılması sonucu ortaya çıkan gruplardan hangisi evrenin zamanın eseri olduğu görüşüne sahiptir?
Dehriyye olarak anılan gruplar evrenin zamanın eseri olduğu şeklinde bir görüşe sahiptirler.
İslâm düşünce tarihçileri tarafından ilk İslâm filozofu olarak kabul edilen kişi Yakup İbn İshak el-Kindî'dir. Kindî’nin birçok klasik ve modern felsefe tarihçisi tarafından “ilk İslâm Filozofu” olarak kabul edilmesinde şüphesiz O’nun döneminin tabii ve insani bilimlerindeki üstün kavrayışı, fizikten metafiziğe, astronomiden matematiğe, tıptan kimyaya, döneminin hemen bütün bilimlerinde yazdığı eserlerin çeşitliliği ve yetkinliği etkili olmuştur. Doğru cevap A'dır.
Tasavvufun ilk dönem temel kavramları da Allah karşısında bireyin ruhunun dalgalanmalarını, duygularını ifade eden kavramlarda kendisini bulmuştur. Aşağıdakilerden hangisi bu kavramlardandır?
Tasavvufun ilk dönem temel kavramları da Allah karşısında bireyin ruhunun dalgalanmalarını, duygularını ifade eden kavramlarda kendisini bulmuştur. Korku, hüzn, ümit, sevgi, ihlas, kabz, bast ve benzeri kavramsallaştırmalar bunun örneğidir. Doğru cevap E şıkkıdır.
İslâm âleminde “şârih”, Latin dünyasında “commentator” unvanıyla tanınan düşünür kimdir?
Endülüs’ün üçüncü en önemli filozofu İbn Rüşd’dür (ö. 595/1198). İleri gelen bir ailenin çocuğu olan İbn Rüşd Meşşâî okulunun son temsilcisi, filozof, fakih ve hekimdir. Aristo'nun felsefî doktrinine sadık kalarak eserlerini şerh ettiğinden İslâm âleminde “şârih”, Latin dünyasında “commentator” unvanıyla tanınmıştır. İbn Tufeyl onu dönemin emiriyle tanıştırır ve tanışmadan sonra emirin isteği üzerine ibn Rüşd Aristo’nun eserlerini şerh etmeye başlar. İbn Rüşd fıkıhla da ilgilenmiş ve İşbîliye ile Kurtuba gibi dönemin ilim ve kültür merkezlerinde kadılık yapmış, fıkıh alanında oldukça seviyeli iki eser bırakmıştır. Ancak çağdaşları ve sonrakiler tarafından bir fakih olarak hak ettiği ilgiyi görememiştir.
‘Kıyas’ yoluyla dini metinlerle kültürel gelenekleri (dilleri) ortak bir rasyonel düşünme konusu haline getirmek isteyen Hanefi, Maliki, Şafi gibi yaygın fıkıh mezheplerine mensup İslâm düşünürlerine tepki göstermiş olan, dinin direk Kurân ve hadislerde yer alan din dilinin açıkça bilinebilir anlamlarına göre varlık ve şekil kazanması gerektiğini düşünen düşünür kimdir?
Soruda ifade edilen düşünür zahirilik mezhebine mensup olan İbn Hazm’dır.
İşraki Okul Şehâbeddin es-Sühreverdî (ö. 587/1191) tarafından kurulmuştur. Doğru cevap D şıkkıdır.
"Doğruluk ve yanlışlık insanın dilini kullanmasına bağlıdır." görüşünü savunan felsefe aşağıdakilerden hangisidir?
"Hayatta doğruluk ve yanlışlık insanın dilini kullanmasına bağlıdır." görüşünü savunan felsefe akımı "Realizm"dir.
Hangi hareketin Peygamberliğin imkân ve gerekliliğine yönelik eleştirileri vardı?
Hint kökenli Brahmanların –ki Berahime olarak anılmaktaydı- Peygamberliğin imkân ve gerekliliğine yönelik eleştirileri vardı. Peygamberliğin Allah’ın mutlak adaletine aykırı olduğunu ileri sürüyorlardı. Görüşlerine göre hem peygamber hem de kavmi seçilmiş hale geliyordu. Bu ise Allah’ın mutlak adaletine aykırıydı. Allah eşit davranmalıydı. Tüm insanlarda bulunan akıl onların mutluluğa ulaşması için tek başına yeterliydi.
İbn Bacce Batı literatüründe ne şekilde anılır?
İbnü's-Sâiğ olarak da tanınan İbn Bâcce Batı literatüründe genellikle Avempace diye anılır.
El-Munkiz adlı eserinin sonuna doğru Kur’an’ı gerçek şekilde anlamanın tefsirden ziyade yorumlamakla mümkün olduğunu söyleyen İslam düşünürü kimdir?
Gazali El-Munkiz adlı eserinde Kur’an’I gerçek şekilde anlamak için yorumlamak fiilinin önemini vurgulamıştır.
“İnsanın gücü ölçüsünde varlığın hakikatini bilmesi” aşağıdakilerden hangisini ifade etmektedir?
İnsan sanatlarının değer ve mertebe bakımından en üstünü felsefedir. Felsefe ‘İnsanın gücü ölçüsünde varlığın hakikatini bilmesidir’. Çünkü filozofun bilgiden amacı gerçeğin bilgisini yakalamak, davranışının amacı ise sadece eylemde değil, gerçeğe uygun olarak davranmaktır. İnsan sanatlarının en üstünü ve en değerlisi felsefedir”.
Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
İslâm düşüncesi, kaynak olarak her zaman Kur’an ve hadislere yönelmiş olmakla birlikte, içinde yeşerdiği kültürel dillerin söyleyebilme gücü ve imkânlarına göre kavramlaştırmalar yapabilmiştir. Kur’an’ın indiği tarihsel ortamda yaşayan insanlara hitap ederken kullandığı kelimeler ile daha sonra Müslümanların farklı kültürlerden edindikleri farklı kelimeler birbirine nispeten yabancıdır. Kur’an “zerre” kelimesini kullanırken, daha sonra Müslümanlar bu kelime karşılığında “atom” kelimesini kullanmışlardır. Türkçe içinde düşünen bir İslâm düşünürü, İslâm ile ilgili algısının Türkçenin kendi tarihsel geleneği (hazinesi) ile onun diğer kültürel dillerle olan etkileşimine dayandığını fark etmek durumundadır. Karakter yabancılık nedeniyle İslâm düşünürleri otantiklik (sahihlik, asla uygunluk) ve yenilik (anlamın güncellenmesi) arayışları arasında sürekli ikilem yaşamışlardır.
Aşağıdakilerden hangisi Farabi’nin eserlerinden değildir?
Nefis Üzerine Kısa Birkaç Söz Kındi’nin eseridir.
Aşağıdakilerden hangisi Batı İslam dünyasında yetişen ilk Müslümandır?
İbn Bâcce (ö. 533/1139) Batı İslâm dünyasında yetişen ilk Müslüman filozoftur. Endülüs'ün kuzeyindeki Sarakusta (Saragossa) şehrinde muhtemelen 470'te (1077) dünyaya geldi. İbnü's-Sâiğ olarak da tanınan İbn Bâcce Batı literatüründe genellikle Avempace diye anılır.
İbn Bâcce'ye göre; insanların aklın konusu olan şeyleri ancak maddî sûretler aracılığıyla idrak edebildiği mertebe aşağıdakilerden hangisidir?
Cumhûr (sıradan insanlar) mertebesi: Bu seviyede olan insanlar aklın konusu olan şeyleri ancak “maddî sûretler aracılığıyla idrak edebilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi 4 Halife Dönemi’inde İslâm topraklarına katılmamıştır?
Medine 4 Halife Dönemi’nden önce de İslâm topraklarında idi.
Aşağıdakilerden hangisi Kindî’ye göre tümel kavramları oluşturmamızı sağlar ve maddi olmayan varlıklar alanına ait bilgileri aracısız ve zorunlu olarak elde etmemizi sağlar?
Akıl: Kindî’ye göre akıl tümel kavramları oluşturmamızı sağlar. Ayrıca akılla maddi olmayan varlıklar alanına ait bilgileri aracısız ve zorunlu olarak elde edebiliriz. Kindî buradan hareketle, bir yandan aklın tikelden tümele yükselmek sûretiyle metafizik varlıkların, tümelden tikellere inerek fizikî nesnelerin bilgisini edinme güç ve yeteneğini vurgularken, diğer yandan ise aklî bilginin duyu bilgisi gibi sübjektif değil, objektif olduğunu göstermek istemektedir. Doğru cevap C şıkkıdır.
İbn Sina, Şifa adlı eserinin “Peygamberliğin Kanıtlanması” kısmında kutsal metinlerin ancak felsefi düşünmeye meyilli insanların fark edebileceği bir takım işaretler sunduğunu belirtir. Hakikati başkalarından aktarılan söylemlerle anlamaya yatkın insanlardan farklı olarak, felsefi zekâlar Kur’an ve hadislerde işaret edilen hakikati apaçık şekilde tecrübe etmeye çalışırlar. Doğru cevap A'dır.
İbn Bâcce’nin insanı akli yetkinliklerine göre derecelendirirken ifade ettiği, yetkinlik bakımından en düşük seviyede olan mertebe aşağıdakilerden hangisidir?
İbn Bâcce insanları aklî suretleri elde etmelerine ve buna bağlı olarak oluşan akli yetkinliklerine göre derecelendirir. Yetkinlik bakımından en düşük mertebe Cumhûr mertebesidir.