İbn Tufeyl’in felsefesi hakkında bilgi edindiğimiz tek eser hangisidir?
İbn Tufeyl’in felsefesi hakkında bilgi edindiğimiz tek eser Hay b. Yakzân’dır. Bu eserde İbn Tufeyl Fârâbî, İbn Bâcce ve kısmen İbn Sînâ’yı eleştirir. Kendi meşrikî hikmet tasavvurunu sunar. Sunduğu hikâye çerçevesinde din-felsefe ilişkilerini ve insanın mutluluğa nasıl ulaşacağını tartışır.
Aşağıdakilerden hangisi Farabi’nin eğitim almak üzere bulunduğu bölgelerden değildir?
Fârâbî Mısır, Suriye, Irak ve Harran bölgesi gibi antik bilim ve düşüncenin bütün merkezlerine gidip eğitim almıştır.
İslâm düşünce tarihçileri tarafından ilk İslâm filozofu olarak kabul edilen kişi kimdir?
Yakup İbn İshak el-Kindî, İslâm düşünce tarihçileri tarafından ilk İslâm filozofu olarak kabul edilir.
Gazzâlî’den sonra bazı nedenlerden dolayı saf bir felsefenin duraklamaya geçtiğini söyleyebiliriz. Bu nedenlerin başında, Gazzâlî ve sonrası dönemlerde felsefenin kelâm ve tasavvuf ile iç içe sokulması gelir.Oysa C seçeneğinde verilen bu kavramların ayrıştırılması olduğundan cevap C seçeneğidir. Diğer seçenekler İslam dünyasında felsefenin gerilemesinin nedenleri arasında sayılabilir.
Aşağıdakilerden hangisi Fârâbî'nin yaptığı ilim tasnifinden biri değildir?
Fârâbî önce ilimleri beş ana başlık altında sınıflandırır, sonra da aşağıda görüldüğü gibi her ilmin kapsamındaki diğer ilimleri sıralar: 1. Dil: Sarf, nahiv, 2. Mantık: Organondaki sekiz kitap. 3. Matematik: Aritmetik, geometri, optik, astronomi, müzik, mekanik. 4. Fizik ve Metafizik: Fizikten maksat Aristo’nun tabiat ilimleri alanındaki sekiz kitaptır. 5. Medeni İlimler: Ahlak, siyaset, fıkıh, kelam.
“İnsanın gücü ölçüsünde varlığın hakikatini bilmesi” aşağıdakilerden hangisini ifade etmektedir?
İnsan sanatlarının değer ve mertebe bakımından en üstünü felsefedir. Felsefe ‘İnsanın gücü ölçüsünde varlığın hakikatini bilmesidir’. Çünkü filozofun bilgiden amacı gerçeğin bilgisini yakalamak, davranışının amacı ise sadece eylemde değil, gerçeğe uygun olarak davranmaktır. İnsan sanatlarının en üstünü ve en değerlisi felsefedir”.
Aşağıdakilerden hangisi İşraki okulunda varlığın en yüksek cinsleri arasında sayılmaz?
İşrâkilik felsefî görüşlerini temellendirirken Meşşâî felsefenin problemleri üzerinde yürür; bunlardan bazısını değiştirerek sistemine alır, bazısını da eleştirir. Mesela Meşşâilerde varlığın en yüksek cinsleri sayılan on kategoriyi cevher, hareket, izafet, nicelik ve nitelik olmak üzere beşe indirir. Bir varlığı diğerinden ayırıp tanımada bu beş kategori yeterlidir.
Felsefe, “Sanat eseri olarak varlıklar üzerine düşünme ve Yapıcı (es-Sânî)yı tanımadır.” diyen felsefe Allah’ı ve O’nun sanatını bilmektir diye savunan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
İbn Rüşd: Felsefe, “Sanat eseri olarak varlıklar üzerine düşünme ve Yapıcı (es-Sânî)yı tanımadır.” İbn Rüşde’e göre felsefe o halde, Allah’ı ve O’nun sanatını bilmektir. Bu nedenledoğru cevap C seçeneğidir.
Konstantius kaç yılında İznik’te Hıristiyanların kilise kurmalarına izin verdi?
İslâm’ın diğer iki semavi din geleneğinden önemli bir farkı vardır. İslâm, tarihi bir gerçeklik olarak devletle beraber var olmuştur. Yahudilik ve Hıristiyanlık ise doğuşları itibariyle devletle beraber ortaya çıkmamışlardır. Aksine mevcut devletlerin yöneticilerinden saklanmak zorunda kalmışlardır. Yahudiler modern İsrail devleti kurulana kadar uzun bir dönem devletle beraber var olamamıştır. Göreli olarak güvenliğe ulaştıkları zaman dilimi Müslüman idaresi altında geçirdiği dönemdir. Hıristiyanlar ise Romanın Hıristiyanlığı resmen kabul eden döneme kadar Roma krallarının takibine uğradı. Konstantius 325 İznik’te Hıristiyanların kilise kurmalarına izin verdi. Kendisini de kilise dışından piskopos ilan etti. Daha sonra imparator Theodosius (375-395) -herkesin önünde- kilise yetkilisi Milanolu Ambrosius karşısında günah çıkardı. Böylece Hıristiyanlık devletle beraber var olma imkânını elde etti. Öncesi ve sonrası mukayeseli düşünüldüğünde, Hıristiyanlığın aklî mirasla ilişkisi farklılaşmaktadır. İslâm dinin durumu ise tarihsel bir tespit olarak farklı olmuştur. İslâm’ın doğuşundan itibaren devletle beraber varlığını devam ettirmesi, İslâm dininin düşünce okullarının oluşum sürecini ve mahiyetlerini etkilemiştir.
İbn Bâcce (ö. 533/1139) Batı İslâm dünyasında yetişen ilk Müslüman filozoftur. Endülüs'ün kuzeyindeki Sarakusta (Saragossa) şehrinde muhtemelen 470'te (1077) dünyaya geldi. İbnü's-Sâiğ olarak da tanınan İbn Bâcce Batı literatüründe genellikle Avempace diye anılır.
Kur’an, Allah’a kesin bir iman ile bağlanmaya ve iman ederken Allah’a verilen sözleri tutmaya davet etmektedir. Kısacası Kur’an insanlardan aynı anda hem inanma hem de düşünme eylemini gerçekleştirmelerini istemektedir. İslâm düşüncesi tabiri, İslâm toplumlarında tarihsel olarak ortaya çıkan tüm düşünce hareketlerine işaret etmeden önce, kendisinin bir anlama ve tartışma konusu olduğunu açığa çıkarır. İslâm düşünce tarihinde bu tür sorulara verilen cevaplar ile bizlerin bu sorulara vermemiz gereken cevaplar arasında benzerlikler kadar farklılıklar da olabilir.
Meşrikî hikmet teorik akıl yürütmeyle yetinmez fikri kime aittir?
İbn Tufeyl’e göre meşrikî hikmet teorik akıl yürütmeyle yetinmez. Sadece akıl yürütme ve araştırma en yüksek yetkinlik derecesine ulaşmak için yeterli değildir. İnsanın duygu dünyasında yaşamış olduğu manevi tecrübeleri ihmal edilmemelidir. Doğru cevap B şıkkıdır.
İslam düşünürlerine göre; gerçekliğin ilkine (dış dünyadaki haline) ne isim verilir?
İslâm düşünürleri, varlığın dış dünyada kendi başına bir gerçeklik olarak bulunması ile bu varlığın zihnimizde bir kavram ve imge aracılığı ile farklı bir gerçeklik olarak yer alması arasında ayrım yapmışlardır. Biz bu gerçekliğin ilkine (dış dünyadaki haline) ontik, zihnimizde kendisini açmışlık durumuna ontolojik adını vermekteyiz. Doğru cevap A şıkkıdr.
İbn Bâcce'nin felsefesine göre insanda üç boyut bulunur: 1) Tabiî, 2) duyusal ve 3) aklî boyut. Aşağıdakilerden hangisi duyusal boyuta ait bir özelliktir?
İbn Bâcce'nin felsefesinin temel konusu insan ve insan mutluluğudur. İnsan, yapısı itibariyle evrene benzer. Onda üç boyut bulunur: 1) Tabiî, 2) duyusal ve 3) aklî boyut. Fakat insanı diğer varlıklardan ayıran özelliği aklıdır. İbn Bâcce Aristocu çizgiyi takip ederek insanı bu doğanın bir parçası olarak kabul eder. (Köroğlu, 1996, s. 50) Tabiî boyut dediğimiz alan burasıdır. Bu boyutu itibariyle insan dört unsura, bunlardan oluşan mürekkep parçalara, beslenme, büyüme ve üreme güçlerine sahiptir. İkinci boyutuyla ise duyu güçlerine sahiptir. Bunlar ortak duyu, hayal ve hafıza güçleridir. Doğru cevap C şıkkıdır.
Meleke halindeki akıl: İnsan aklının yetkinleşmesindeki bir ileri safhayı temsil eder. Iİnsan aklettikçe soyutlama ve tümel yargılarda bulunmada yetkinleşir. Öyle ki bu durum onda bir meleke, alışkanlık haline gelir. Bundan dolayı insan aklının bu yetkinlik hali meleke şeklinde isimlendirmişlerdir. Doğru cevap D'dir.
Akıl, ittisal, mutluluk, sosyal ve siyasal yaşamla ilişkileri konuların merkezde olduğu filozof gurubu hangisidir?
Endülüslü Müslüman filozoflarda akıl, ittisal, mutluluk, sosyal ve siyasal yaşamla ilişkileri konularının merkezde olduğunu görmekteyiz. Bunun en önemli sebebi İbn Bâcce döneminde Endülüs’te yaşanan iç karışıklık ve siyasal birliğin bölünmüşlüğüdür. Ayrıca böylesi bir ortamda filozoflar çok sıkıntılı dönemler yaşamaktadır. Dini çevrelerin felsefe çalışmalarına hoşgörüsüz davrandığı anlaşılmaktadır. Bundan dolayı İbn Bâcce erdemsiz toplumda yalnız başına kalan filozofun mutluluğa nasıl ulaşabileceğini teorik olarak tartışmaktadır.
Meşşai okulun İslâm Dünyasındaki kurucusu kabul edilen Kindi de bilgi teorisinin klasik konuları olan bilginin kaynağı, bilginin değeri gibi meselelerle uğraşmış, duyu algıları, akıl, sezgi ve vahiy gibi meseleleri bilgi teorisi ile ilişkisi bağlamında ele almaya çalışmıştır. Bunlar akıl, sezgi, duyu algıları ve vahiydir. Doğru cevap B'dir.
İşrâkîlik, Sühreverdî’den önce İbn Sînânın bulunduğu bir akımdır. Farabi Meşaiyye ekolüne dahil edilir. İhvânu’s-Safâ, temelde Yeni-Fisagorcu, Eflatuncu, Yeni-Eflatuncu bir felsefî akımı temsil eder. Meşşâilik, İşrâkilik ve Rivâkiye gibi felsefe ekollerine doğrudan bağlantılı olmayan bazı Müslüman filozoflar vardır ki Ebu’l-Berekât el-Bağdâdî bağımsız olarak değerlendirilen önemli bir filozoftur. Bu yüzden cevap D seçeneğidir.