İslâm düşünce tarihçileri tarafından ilk İslâm filozofu olarak kabul edilen kişi kimdir?
Kindî’nin birçok klasik ve modern felsefe tarihçisi tarafından “ilk İslâm Filozofu” olarak kabul edilmesinde şüphesiz O’nun döneminin tabii ve insani bilimlerindeki üstün kavrayışı, fizikten metafiziğe, astronomiden matematiğe, tıptan kimyaya, döneminin hemen bütün bilimlerinde yazdığı eserlerin çeşitliliği ve yetkinliği etkili olmuştur.
Damad İbrahim Paşa’nın dokuz kişiden oluşan tercüme heyetinin başında bulunan ilim adamı kimdir?
Lâle devrinde özellikle bizzat Damad İbrahim Paşa’nın girişimleriyle felsefî ve aklî ilimlere yeniden bir merak uyanmıştır. Söz konusu Paşa’nın dokuz kişiden oluşan bir tercüme heyeti kurarak, Grekçe’den (Yunanca), Arapça’dan ve Farsça’dan bir kısım felsefî eserlerin Türkçe’ye tercümesini sağlamıştır. Bu heyetin başında ünlü ilim adamı Yanyalı Esad Efendi vardı.
Fasl'ul-Makal İbn Rüşd’in din-felsefe ilişkisini ele aldığı eseridir. Doğru cevap B şıkkıdır.
I. Hz. Peygamberin vefatı
II. Kuran ve sünnetin anlaşılma çabaları
III. Hz. Ali ve Mu'aviye arasındaki hilafet yüzünden ortaya çıkan olaylar
IV. İç savaşlar
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri İslam düşüncesinin ortaya çıkış aşamasında etkili olmuştur?
Öncülerin tamamı İslam düşüncesinin ortaya çıkış aşamasında etkili olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi İbn Tufeyl’in eserlerindendir?
İbn Tufeyl’in felsefesi hakkında bilgi edindiğimiz tek eser Hay b. Yakzân’dır. Bu eserde İbn Tufeyl Fârâbî, İbn Bâcce ve kısmen İbn Sînâ’yı eleştirir. Kendi meşrikî hikmet tasavvurunu sunar. Sunduğu hikâye çerçevesinde din-felsefe ilişkilerini ve insanın mutluluğa nasıl ulaşacağını tartışır. Doğru cevap E şıkkıdır.
Tabiatçı filozof ve ünlü hekim Ebû Bekir Zekeriyya erRâzî, varlığın meydana gelişini beş ezelî ilke ile açıklamaktadır. Bunlar yaratıcı Tanrı, ruh, madde, mekân ve zaman’dır. Doğru cevap D şıkkıdır.
“İnsan sanatlarının değer ve mertebe bakımından en üstünü felsefedir.” diyen İslam düşünürü kimdir?
Kindî, felsefenin tarifini verip değerini açıkladığı bir ifadesinde şöyle demektedir: “İnsan sanatlarının değer ve mertebe bakımından en üstünü felsefedir.
Aşağıdakilerden hangisi İslam düşünce okullarından biridir?
“İnsan sanatlarının değer ve mertebe bakımından en üstünü felsefedir.” diyen İslam düşünürü kimdir?
Kindî, felsefenin tarifini verip değerini açıkladığı bir ifadesinde şöyle demektedir: “İnsan sanatlarının değer ve mertebe bakımından en üstünü felsefedir.
Aşağıdakilerden hangisi inanma eyleminin temel özelliklerinden biri değildir?
İnanma ve düşünme eylemlerinin kendilerine özgü karakterlerini ana hatlarıyla tanımlamak gerekirse; inanma eylemi daha çok dinî metinlerin anlaşılmasına bağlı iken düşünme eylemi daha çok sebep-sonuç ilişkilerini dikkate alarak olayları açıklamayı amaçlar. Böylece inanma eylemi daha çok dini metinlerin otoritesine dayalı bir itaat şeklinde ortaya çıkarken, düşünme eylemi soru sorarak gerçekliği tüm açıklığıyla kavramak ister. İnanma eylemi, Allah’ın müminlerden talep ettiği hususlar bağlamında olması gerekene yönelirken, düşünme eylemi olan-bitenin nedenlerine ve muhtemel sonuçlarına dikkat kesilir. Sözgelimi Cebriyye mezhebi mensuplarının ‘Allah’ın kâinatta olup biten her şeyi ezelde belirlediği ve insanın adeta rüzgar önündeki yaprak gibi hareket etmek zorunda olduğu’ şeklindeki inanma eylemleri aynı zamanda her şeyi açıklama iddiasında olabilmektedir.
İslâm dünyasında 14. ve 15. yüzyıllarda Selefçilik yeniden canlanmıştır ve felsefenin gelişiminin duraklamasına neden olmuştur. Selefî ekolün en önde gelen temsilcisi kimdir?
Selefî ekolün 13. yüzyıldaki en önde gelen temsilcisi İbn Teymiyye’nin de Gazzâlî gibi İbn Sînâ, Fârâbî ve İbn Rüşd gibi filozofları eleştirmesi felsefenin gerilemesine bir neden teşkil etmiştir. Doğru cevap A şıkkıdır.
Varlığın zihnimizde kendisini aşmışlık durumuna ne ad verilir?
İslâm düşünürleri, varlığın dış dünyada kendi başına bir gerçeklik olarak bulunması ile bu varlığın zihnimizde bir kavram ve imge aracılığı ile farklı bir gerçeklik olarak yer alması arasında ayrım yapmışlardır. Biz bu gerçekliğin ilkine (dış dünyadaki haline) ontik, zihnimizde kendisini aşmışlık durumuna ontolojik adını vermekteyiz.
Bünyesinde “Hüküm yalnızca Allah’ındır” şeklinde özetlenebilecek yaklaşımlarının gerisinde ‘Allah’ın kelamının anlaşılması için gereken her şey yine kelamın kendisindedir’ şeklindeki bir varsayımı bulunduran en dikkat çekici grup aşağıdakilerden hangisidir?
İfade edilen grup haricilerdir. Kur’an ve hadislerin İsla^m düşüncesi için birer kaynak olduğu görüşü, kimilerini Kur’an’ın kendi başına anlaşılabileceği inancına sevk etmiştir. Bu bağlamda en fazla dikkat çeken grup Haricilerdir. “Hüküm yalnızca Allah’ ındır” şeklinde özetlenebilecek yaklaşımlarının gerisinde ‘Allah’ın kelamının anlaşılması için gereken her şey yine kelamın kendisindedir’ şeklindeki bir varsayım bulunmaktadır. İlahi sözün kendiliğinden apaçık olduğu ve rasyonalitesini kendi içinde taşıdığına dair bu kanaatleri nedeniyle Hariciler diğer dini düşüncelere yönelik sert eleştiriler yapmışlardır.
Aşağıdakilerden hangisi “el-Munkiz” adlı eserin yazarıdır?
El-Munkiz isimli eser Gazali’ye aittir.
Hangi hareketin Tanrı’yı dışlayarak evreni sadece tabiatın bir eseri olduğu iddiasında bulunmaktadır?
Yine tabiatçılar olarak isimlendirilen bir grubun Tanrı’yı dışlayarak evreni sadece tabiatın bir eseri olduğu iddiası da İslâm Düşünce okulları tarafından cevaplanması gerekiyordu. Bu eleştiri ise Tanrı’nın mutlak ezeliliğine ve varlığına yönelik bir meydan okumaydı.
Günümüz felsefi disiplinlerini göz önünde bulundurarak, İslam düşüncesinin kapsamını şöyle belirleyebiliriz: Kuramsal Felsefe (mantık ve metafizik); Pratik (Ameli) Felsefe (hukuk, siyaset, ahlak ve iktisat felsefeleri); Kelam; Tasavvuf; Bilim Felsefesi, Sanat Felsefesi; Din Felsefesi; Dil Felsefesi ve Tarih Felsefesi. Yaşam Felsefesi bunlar arasında yoktur. Doğru cevap E'dir.
Bu nedenle Hallac-ı Mansur’un Ene’l-Hak şeklindeki bir mistik sözü fıkhî dil oyunu içinde Allah’a şirk koşmak olarak ele alınabilmiştir. Buna karşılık fıkıhçıların din anlayışı, çoğu mutasavvıfın gözünde anlamın yüzeyinde dolaşmaktan başka bir şey değildir. Farabi ve İbn Sina’nın daha ziyade Aristocu felsefenin etkisinde sahip oldukları bazı anlayışlar (Allah’ın tek tek varlıkları bilmesi, öte dünyada bedenle dirilme konularındaki yaklaşımları), farklı dil oyunları içinde düşünen diğer İslâm düşünürleri açısından meşru değildir. Doğru cevap C'dir.