Risale fi Tahkiki Vücudi’l-Vacib kimin eseridir?
Molla Lütfi’nin Risale fi Tahkiki Vücudi’l-Vacib adlı eseri, İbn Sina’nın görüşlerini özetlemesi ve bu bağlamda eski ve yeni kelamcıların filozofları yanlış anladığını ileri sürmesi dolaylı da olsa Tehafüt geleneğine bir katkı olarak görülebilir.
Batılılarca ismi, Averroes, Averroys, Aben-Rassad, Avenryz, Adveroys, Aben-Rois, Aben-Rust ve benzer şekillerde Latinceleştirilen ve batı felsefesinin oluşumunda en çok payı olan İslam filozofu kimdir?
Batılılarca ismi, Averroes, Averroys, Aben-Rassad, Avenryz, Adveroys, Aben-Rois, Aben-Rust ve benzer şekillerde Latinceleştirilen İbn Rüşd, Batı felsefesinin oluşumunda en çok payı olan İslâm filozofudur.
Aşağıdakilerden hangisi İbn Haldun’a göre göçebe yaşamın temel özelliklerinden biridir?
İhtiyaçlarını karşılamalarına bağlı olarak oluşan yaşam şartlarının göçebelerde oluşturduğu temel özellikler şunlardır: 1) Özgürlüğe düşkünlük, 2) güçlü asabiyet, 3) doğal ve dayanıklı olmaları 4) işlerini kendileri görmeleri, 5) cesaret, 6) iyiliğe daha meyyal olmaları.
İbn Haldun felsefi bilimleri kaç kısımda toplamıştır?
İbn Haldun Meşşâî filozofların taksimini takip ederek, felsefi ilimleri dört ana kısma ayırır. İlki akıl yürütme ile bilinenlerden bilinmeyenleri çıkarırken zihni yanlış yapmaktan koruyan mantık ilmidir. Mantığın yararı şudur; araştırma yapan kişi hangi kavram ve sonuçların zorunlu veya arazî olduğunu bilerek araştırmasında yanlışı doğrudan kolayca ayırır. Sonuç olarak filozof araştırma ve düşüncelerini son sınırına kadar kullanarak olumlu veya olumsuz evrenin gerçekliğine ve mahiyetine ulaşır. İbn Haldun aklî ilimlerden ikinci olarak fizik bilimlerini zikreder. Fizik bilimler konu olarak, temel elementleri, bunlardan oluşan, maden, bitki, hayvan, gök cisimleri, doğal hareketleri ve kendiliğinden hareket eden hayat (nefis) sahibi varlıkları inceler. Düşünürümüz üçüncü olarak duyu ötesi manevî hususları inceleyen disiplini, ilm-i ilâhi, ilahiyat şeklinde isimlendirir. İbn Haldun’un burada vurguladığı şekliyle ilm-i ilâhi Aristo’nun ve nispeten de İslâm Meşşâî filozoflarının metafiziğinden farklılaşmaktadır. Aristo’nun sunduğu şekliyle metafizik yalnızca duyu ötesi, yani oluş ve bozuluşun olmadığı ay üstü varlıkları değil, aynı zamanda fizikte kullanılan kavram ve teorilerin de genel bir değerlendirmesi ve savunmasını içerir. Fizikte kullanılan kavram ve teorileri incelemesiyle, Aristo’nun da belirttiği gibi en genel anlamda varlığı inceleyen bir ilim dalı olur. İbn Haldun’un burada sunmuş olduğu yaklaşım daha ziyade İslâm Kelâmcılarının yaklaşımına denk düşmektedir. Son olarak andığı ise nicelikleri kendisine konu edinen matematik ilimlerdir. İbn Haldun matematik ilimlerini i) çizgi, yüzey ve geometrik cisim gibi sürekli nicelikleri ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen geometri, ii) sayılardan ibaret olan süreksiz nicelikleri değerlendiren aritmetik, iii) ses ve nağmelerin birbirleriyle olan oranlarını sayısal olarak açıklayan musiki ve iv) gök cisimlerinin sayısını ve hareketlerini araştıran astronomi olmak üzere dört kısma ayrıldığını belirtir.
“Matematik ve geometri olup, bunların akıl ve dinle çelişen hiçbir yönleri yoktur. Bunların inkârı imkânsızdır” şeklinde tanımlanan felsefi ilim aşağıdakilerden hangisidir?
Riyaziyât: Matematik ve geometri olup, bunların akıl ve dinle çelişen hiçbir yönleri yoktur. Bunların inkârı imkânsızdır.
Müslüman düşünürlerin Yunanca, Süryanice, Farsça gibi diğer kültürel dillerden yapılan çeviriler sayesinde yepyeni ve çok farklı bir kavram dünyasına sahip olmaları, her şeyden önce Arapçanın kendisini yenileyebilme ve farklı şeyleri söyleyebilme imkânının kullanılmasına işaret etmektedir. Günümüzde özellikle Batı dünyasında ortaya çıkan bilimsel ve kültürel birikimlerin kısmen çeviriler ve bazen doğrudan Türkçe içinde kendisine yer bulabilmesi, kavram yabancılaşması kadar Türkçenin kendi imkânlarının keşfedilmesine de yol açabilmektedir. Bir dilde ortaya çıkan orijinal ilmi veya felsefi kavram, bir şiirsel söz, atasözü bir başka dile aynı söyleme gücü ile çevrilememektedir. Çoğu kez diller orijinal kelimeleri veya söyleyişleri başka dillerden ödünç almak durumunda kalmaktadırlar. Dilin söyleyebilme gücü kendisini ilmi, felsefi, edebi, hikemi ve hatta argolarda hissettirmemektedir.
Aşağıdakilerden hangisi İbn Bacce’nin İbraniceye çevrilen eserlerindendir?
Kitâb Tedbiri’l-Mutavahhid İbn Bacce’nin İbraniceye çevrilen eserlerindendir.
Aşağıdaki düşünürlerden hangisi ruh hakkındaki görüşlerini Kindî’ye borçludur?
Kindî birçok Yahudi filozofuna da çeşitli konularda tesir etmiştir. Mesela Isaac ben Solaman İsraeli (ö.932), The Boks of Definitions adlı eserinde ve Ebû Süleyman Rabi Yahya, Aritmetic of Nicomadius of Gerasa adlı eserinde birçok felsefî deyimin tarifini Kindî’nin Risâle fi Hududi’l-Eşyâ ve Rusumiha adlı eserinden aynen aktarmıştır; adeta Kindî’nin sözkonusu eserini kopya etmiştir. Kindî’nin talebesi durumunda olan Ebû Süleyman Rabbi b. Yahya,ruh hakkındaki görüşlerini ona borçludur.
İslâm düşünce tarihinde nefsin mâhiyet ve işlevlerini, arınmasının yol ve yöntemlerini, ölümden sonraki durumunu felsefî açıdan irdeleyip temellendiren ilk filozof aşağıdakilerden hangisidir?
İslâm düşünce tarihinde nefsin mâhiyet ve işlevlerini, arınmasının yol ve yöntemlerini, ölümden sonraki durumunu felsefî açıdan irdeleyip temellendiren ilk filozof Kındi’dir.
İslâm düşüncesinin en önemli yabancı kaynağını teşkil eden Antik Yunan ve Hellenistik düşüncesi aşağıdakilerden hangi yüzyıldan itibaren oluşmuştur?
İslâm düşüncesinin en önemli yabancı kaynağını Antik Yunan ve Hellenistikdüşüncesi teşkil eder. Antik Yunan düşüncesi, M.Ö.6. yüzyıldan, yani Thalesve Yedi-Hakîm zamanından, Aristo’nun ölüm yılı olan M.Ö.324 yılına kadarsüren devrede oluşan düşüncedir.
İbn Sina’nın La Logique d’Avicenne adıyla Fransızcaya çevrilen eseri aşağıdakilerden hangisidir?
Kitâbu’ş-Şifâ İbn Sina’nın La Logique d’Avicenne adıyla Fransızcaya çevrilen eseridir.
Batılılar tarafından en çok tanınan görüşü, ruhların ittisali teorisi olan İslam düşünürü kimdir?
İbn Bâcce’nin Batılı Hıristiyan ve Yahudi filozoflara tesiri, diğer İslâm filozoflarına nazaran daha çok bir sahada olmuştur. En çok tanınan görüşü, ruhların ittisali teorisidir.
Aşağıdakilerden hangisi Kındi’nin İbraniceye çevrilen eseridir?
Kiâbu’t-Tuffâha Kındi’nin İbraniceye çevrilen eseridir.
Gazzâlî Makâsıt adlı eserinde ilimleri dört başlıkta ele almıştır. Bu ilimlerden hangisi matematik ile doğrudan ilgilidir?
Bu eserin birinci bölümü Riyaziyât, yani matematik ve geometri oluşturur. Doğru cevap E'dir.
Gazzâlî'nin Tehâüt’ü yazmaktaki temel sebebi hangisidir?
İlk Tehâfüt yazarı Gazzâlî, eserini yazmadaki gayesini; hakikati, bilmek ve bildirmek olduğunu, kendisinin de bir hakikat arayıcısı olduğuna işaret ederek belirtmiştir. Doğru cevap E'dir.
İslâm âleminde “şârih”, Latin dünyasında “commentator” unvanıyla tanınan düşünür kimdir?
Endülüs’ün üçüncü en önemli filozofu İbn Rüşd’dür (ö. 595/1198). İleri gelen bir ailenin çocuğu olan İbn Rüşd Meşşâî okulunun son temsilcisi, filozof, fakih ve hekimdir. Aristo'nun felsefî doktrinine sadık kalarak eserlerini şerh ettiğinden İslâm âleminde “şârih”, Latin dünyasında “commentator” unvanıyla tanınmıştır. İbn Tufeyl onu dönemin emiriyle tanıştırır ve tanışmadan sonra emirin isteği üzerine ibn Rüşd Aristo’nun eserlerini şerh etmeye başlar. İbn Rüşd fıkıhla da ilgilenmiş ve İşbîliye ile Kurtuba gibi dönemin ilim ve kültür merkezlerinde kadılık yapmış, fıkıh alanında oldukça seviyeli iki eser bırakmıştır. Ancak çağdaşları ve sonrakiler tarafından bir fakih olarak hak ettiği ilgiyi görememiştir.
İnsanın yaşamı için zorunlu olmayan fakat insanın varlığını kolaylaştıran ihtiyaçlar aşağıdakilerden hangisidir?
Hâcî ihtiyaçlar, insanın yaşamı için zorunlu olmayan fakat insanın varlığını kolaylaştıran ve insanın gelecek ihtiyaçları bakımından önemli olan ihtiyaçlardır.
Geldiğimiz noktada Osmanlı düşünürlerinin temelde bir mimar anlayışıyla hareket ettiklerini görebiliriz. Bu anlayışın en önemli kaygısı ‘estetik’tir. Osmanlı düşünürleri için ihtiyaç duydukları estetik ahenk eşleştirmelerinden hangisi doğrudur?
Osmanlı düşünürlerinin zihnin estetik ahengi için felsefeye, ruhun estetik ahengi için tasavvufa, inancın estetik ahengi için kelama, sözün estetik ahengi için şiire, kulağın estetik ahengi için musikiye, eylemlerin estetik ahengi için ahlaka, toplumun estetik ahengi için siyaset, ekonomi ve hukuka, maddi yapıların estetik ahengi için mimariye vs. aynı mantık kuralları ile yaklaştığını görmekteyiz.