Mahmut Kaya’nın Kindî’nin Risaleleri isimli eserinde onun eserleriyle ilgili çeşitli araştırmacıların yaptığı dökümler sonucunda Kindî'nin yaklaşık olarak kaç eseri vardır?
Filozoflar ve eserleri hakkında bilgi veren klasik kaynaklar bize onun yaklaşık 277 eseri olduğundan bahsederler.
Felsefe ve hikmet kelimeleri, İslâm düşünce tarihinde çoğu zaman tamamen aynı anlamda kullanılmıştır. Eserlerinde daha çok felsefe kelimesini kullanmayı tercih eden Müslüman filozof kimdir?
9. yüzyılda Kindî, önemli eserlerinin birinin adını “Risâle fî Felsefeti’l-Ûlâ” olarak koyup felsefe kelimesini tercih etmişken, İbn Sinâ, daha çok hikmet kelimesini tercih etmiştir. Örneğin, “Uyûn’ul-Hikme” ve “Hikmetu’l-Maşrıkiyyîn” adlı eserlerinin başlığında olduğu gibi.Bunun sebebini düşündüğümüzde ilk aklımıza gelen şey, daha erken devirlerde başlayan felsefe aleyhtarlığını, felsefe kelimesi yerine, Kur’an’da da sık sık geçen bu hikmet kelimesinin kullanılmak suretiyle, azaltmak veya başka bir ifadeyle, felsefeyi daha İslâmî bir terminolojiyle İslâmîleştirmek gibi bir gaye olabilir. Doğru cevap A şıkkıdır.
İkinci Tehafüt’ü yazan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
İkinci Tehafüt’ü yazan İbn Rüşd’tür.
İslam düşüncesinin asıl rasyonalitesini nerede aramak gerekmektedir?
Farabi ve İbn Sina gibi filozofların bu noktada yaklaşımları daha farklıdır. Onlara göre, İsla^m’ın kutsal metinleri felsefi düzeyde anlaşılabilecek metafiziksel hakikatlere insanların çoğunluğunun anlayacağı sembolik ve metaforik bir söylemle işaret ettiği için, İsla^m düşüncesinin asıl rasyonalitesini felsefi düşünme tarzı içinde aramak gerekmektedir.
Gazzâlî sonrası yapılan felsefenin kelami düzeyde kalmasının sebebi ne olabilir?
Gazzali’nin Tehâfüt’ünde en dikkat çekici nokta filozofları küfürle itham etmesidir. Bu şekilde konuyu iman meselesi haline getirmiş olması bu konudaki tartışmaların yüzyıllar boyunca gündemde olmasının sebeplerinden biri olmuştur. Bu anlayış, aynı zamanda Gazzâli sonrası felsefe ile uğraşmak, yeni fikirler üretmek yerine kelamî görüşlerin yaygınlaşmasına da neden olmuştur. Doğru yanıt A'dır.
Aşağıdakilerden hangisi İbn Haldun’a göre rivayetçi tarihçinin özelliklerinden biridir?
İbn Haldun’a göre rivayetçi tarihçinin özelliklerinden biri, Tarihi olaylarda sebep sonuç ilişkisi kurmamasıdır.
Aşağıdaki seçeneklerden hangisi mizahi yolla ahlak eleştiri düşüncesini sağlayan eserin adıdır?
Molla Lütfi’nin Harnâmesi mizahi yolla ahlaki eleştiri düşüncesini pekiştirirken, Kınalızade’nin Ahlak ile ilgili felsefi eseri Ahlak-ı Alâ’î, Güşenî’nin Ahlak-ı Kebîr’i ve Taşköprülüzade’nin Mevzûât-ı Ulûm’u (aslı Arapça olarak Miftahu’s-Saâde ve Misbahu’s- Siyâde adıyla yazılmış ve sonra oğlu tarafından yukarıdaki başlıkla Türkçeye çevrilmiştir) ahlak ve siyaseti kuramsal ve pratik yönleriyle ele alırlar.
Aşağıdakilerden hangisi Gazzâlî’nin filozoflara yönelttiği eleştirilere ilk ciddi karşı koyuşu gerçekleştiren kişidir?
Gazzâlî’nin filozoflara yönelttiği eleştirilere ilk ciddi karşı koyuş, Endülüslü filozof ve fakîh İbn Rüşd’den (ö.1198) gelmiştir. İbn Rüşd, Tehâfütü’tTehâfût adlı eseriyle, Gazzâlî’nin filozofları eleştirdiği yirmi ayrı meselenin her birini ayrı ayrı ele alarak, kendine göre onun eleştirilerinde haksız olduğu noktaları ortaya koymuştur.
İslâm dünyasında evren ve insanı, dinin temel öğretilerini dikkate alarak felsefi ve bilimsel bir bakış açısı ile ilk ele alan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Felsefeyi ve metafizik bilgiyi tanımlaması ve felsefeyi metod açısından diğer ilimlerden ayıran yaklaşımıyla Kindî’nin, İslâm dünyasında evren ve insanı, dinin temel öğretilerini de dikkate almak suretiyle felsefi ve bilimsel bir bakış açısı ile ilk ele alan düşünür olduğu söylenebilir.
İslâm düşüncesine, eserlerinin Arapça çevirileriyle doğrudan kaynaklık eden filozoflar şunlardır:Eflâtun (Platon), Aristo (Aristoteles), Plotinus, Proclus, Galen, Alexandre d’Afrodise.
İbn Haldun tarafından oluşturulan “devletin geçirdiği döngüsel aşamalarının” hangisinde siyasi istikrar sağlanmaktadır?
İmar dönemi: Bu aşamada siyasi istikrar sağlanır. Vergiler düzenli olarak toplanır. Asker sınıfına ve ülkenin imarına odaklanılır. Yönetimde görev alanlar büyük bağış ve hediyelerle mükâfatlandırılır. İnsanlar servet edinmeye başlar. Ülkede yüksek binalar ve prestijli yapılar yapılmaya başlar. İbn Haldun dönemi devletin en yetkin noktası olarak görür. Fakat diğer taraftan bu dönem aynı zamanda düşüşün de başladığı dönemdir.
Mısırlı bir çiftçinin oğluydu. Bahire ilinin küçük bir köyü olan Mahalletü'n-Nasr'da dünyaya geldi. İslâmi ilimlerin geleneksel merkezi olan Ezher Üniversitesi'ne 1866 yılında kaydoldu. Muhammed Abduh, fakirlere maddî-manevî yardım yapmak ve eğitim seviyelerini yükseltmek amacıyla kurulmuş olan "Müslüman Hayırseverler Cemiyeti"nin kurucularından biriydi. Kur'an tefsiri alanında çalışmalar yapmıştır.
Yukarıda hakkında bilgi verilen kişi kimdir?
Yukarıda hakkında bilgi verilen kişi Muhammed Abduh'tur.
Havadis Alemini araştırmak hangi ilmin görevidir?
Tarihte ve bugün ortaya çıkan topluluklar, insanların ihtiyaçlarını giderme yolları, siyasal yönetimler, bunların yükseliş ve düşüşleri, şehirler, şehirlerde üretilen zanaat ve sanatlar, ilimler ve benzeri bir çok konu havadis alemini oluşturmaktadır. Bu alanı araştırma ümran ilminin görevidir.
Metni içinde yer alan inanma ve düşünme eylemlerine aynı anda işaret eden ve yukarıda kısmen dile getirdiğimiz soruları kendisinde barındıran tabir aşağıdakilerden hangisidir?
Bizzat İslâm düşüncesi tabiri, zaten Kur’an metni içinde yer alan inanma ve düşünme eylemlerine aynı anda işaret eden ve yukarıda kısmen dile getirdiğimiz soruları kendisinde barındıran bir tabirdir. Doğru cevap E şıkkıdır.
Aşağıdakilerden hangisi Biruni’nin kültürünü detaylı incelediği ülkedir?
Yaşam tecrübesi bakımından Bîrûnî’nin Hindistan’la, diğer din ve kültürlerle ilgisi de önemlidir. Bîrûnî çok çeşitli dinler ve felsefelerle mukayeseli olarak uğraşmıştır. Grek, İran ve Hint kültürlerinin belli başlı klasiklerini derinden incelemiş ve çeşitli pozitif bilim dallarında çağının standartlarının çok üstünde bir bilgi seviyesine ulaşmıştır. Kendisi Gazne'de bulunan Hintli bilginlerle tanışmış ve onlardan Sanskritçe'yi bir ölçüde öğrenmişti. Bu sürecin sonucunda Hindistan hakkındaki bilgisi artmıştı. Bîrûnî, zamanındaki Sûmenât ve Mültan seferlerinde bulunup Kuzey Hindistan, Keşmir ve Pencap bölgelerini incelemiştir. Pencap'taki Hint bilginleriyle görüşmelerde bulunmuştur. Bütün bu tecrübeleriyle tarih, devlet, toplum, değişim gibi tarih düşüncesinin temel olguları hakkında derinlemesine ve mukayeseli bilgi ve düşünceler üretebilmiştir. Bu birikimin analitik ve eleştirel bir zihin oluşturduğu veya bilgelik kazandırdığı açıktır.
Ben-Sen veya Ben - Öteki ilişkisi modern düşüncenin, özellikle Alman filozofu Hegel’den itibaren en tartışmalı sorunlarından birini teşkil eder. Bugün dinler arası diyalog, kültürler arası ilişkiler ve birlikte yaşama sorunu diye adlandırılan konular, Ben-Sen ilişkisinin farklı alanlardaki tezahürleri olarak görülürler. Doğru cevap D'dir.
İnsan kendi içindeki özgürlüğe, ancak davranışlarının ortaya çıkışında şehvet ve öfke güçlerinin düşünme/akıl gücü tarafından kontrol altında tutulmasıyla ulaşabilir görüşünü savunan felsefeye ne ad verilir?
Aklın istek gücü üzerinde etkili olması durumuna ihtiyar adı verilir. Bu durumda insanın davranışı aklın yönlendirmesiyle ortaya çıkmış olur. İnsan kendi içinde bu güçlerin çatışmasını yaşar. Ama aynı zamanda seçim gücü de bulunmaktadır. Meşşâî filozoflara göre insanın kendi içindeki özgürlüğü, davranışlarının ortaya çıkışında şehvet ve öfke güçlerinin düşünme/akıl gücü tarafından kontrol altında tutulmasıyla açıklanır. Diğer bir ifadeyle onlara göre psikoloji bağlamında özgürlük, insanın aklı aracılığıyla tutku ve kızgınlıklarının tutsaklığından kurtuluşudur. Doğru cevap B şıkkıdır.