İslam Düşünce Tarihi
Deneme Final Sınavı 25
1.

Tehâfüt geleneği içinde ikinci eseri yazan aşağıdakilerden hangisidir?

 

Doğru Cevap: "B" İbn Rüşd  
Soru Açıklaması

Her ne kadar Gazzâlî’nin Tehâfüt’ünü yazmasındaki gayesinin ne olduğu konusunda bunlardan başka farklı görüşler olsa da genel anlamda, onun gayesi bir takım filozofların bazı görüşlerinin yanlışlığını açığa çıkarmak için güçlü bir tez – antitez ortaya koymak suretiyle konuyu çözümlemek olduğu söylenebilir. Nitekim tehâfüt geleneği içinde ikinci eseri yazan İbn Rüşd’ün gayesi de Gazzâlî’de olduğu gibi hakikate, gerçeğe ulaşabilmektir. Yani iki düşünürün de Tehâfüt’lerini yazmadaki gayeleri genel anlamda aynıdır.

2.

Gazzali’den sonra gelen ve felsefe ile kelâmı birleştiren düşünür aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: "D" Fahreddin Razî
Soru Açıklaması

Gazzâlî’den sonra gelen Fahreddin Razî (ö.1209), felsefe ile kelâmı birleştirmiştir. Felsefeyi kelâma katarak, kelâmın meşruluğundan hareketle felsefi konuları kelam içinde okumak da bir ölçüde meşrulaşmıştır.

3.

İkinci Tehafüt’ü yazan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: "B" İbn Rüşd
Soru Açıklaması

 İkinci Tehafüt’ü yazan İbn Rüşd’tür.

4.

10. ve 11. yüzyıllarda İslâm tarih yazıcılığında hangi anlayış hâkimdir?

Doğru Cevap: "E" Rivayetçi
Soru Açıklaması

10. ve 11. yüzyıllarda İslâm tarih yazıcılığında rivayetçi anlayış hâkimdir. Hadis metinlerinin nakledilişindeki gibi, tarih rivayetleri ravi zinciri ile beraber nakledilmekteydi. Tarihçilerin ana ilgisi de metinden ziyade ravi zinciri üzerine odaklanmıştı.

5.
Pertevname adlı eserinde, Aristo'nun kategori anlayışını eleştiren filozof kimdir?
Doğru Cevap: "C" Suhreverdi
Soru Açıklaması
6.

Aşağıdakilerden hangisi gözlem ve deneye önem vermesiyle tanınan ve bunları matematik diliyle açıklama çabasıyla farklı olan bir düşünürdür?

Doğru Cevap: "C" Biruni
Soru Açıklaması

Bîrûnî matematik ve fizik ilimlere çok fazla önem vermiştir. Bîrûnî gözlem ve deneye önem vermesiyle ve bunların matematik diliyle açıklama çabasıyla farklı bir düşünürdür. Ayrıca ilmî metodolojiye verdiği önem de dikkatle kaydedilmelidir. Bîrûnî, Ebû Bekir er-Râzî'nin klinik gözlem ve deneye dayalı tecrübî yaklaşımını kendisine daha yakın bulmuştur. Birunî’nin gözlem, deney ve ilmi objektifliğe verdiği önem onun tarih anlayışında da etkili olmuştur. Tabiatı anlamak için kullandığı yöntemleri, yani, gözlem, deney, tefekkür ve akıl yürütmeyi ve bunlardan edindiği aklî yetkinliği tarihi olayları ve tarihi anlamaya da uyguladığı görülmektedir.

7.

10. ve 11. yüzyıllarda İslâm tarih yazıcılığında hangi anlayış hâkimdir?

Doğru Cevap: "E" Rivayetçi
Soru Açıklaması

10. ve 11. yüzyıllarda İslâm tarih yazıcılığında rivayetçi anlayış hâkimdir. Hadis metinlerinin nakledilişindeki gibi, tarih rivayetleri ravi zinciri ile beraber nakledilmekteydi. Tarihçilerin ana ilgisi de metinden ziyade ravi zinciri üzerine odaklanmıştı.

8.
“Bu alanda hak batıla, doğru yanlışa karışmıştır. Üstün gelenle üstün gelinen (galip ile mağlup) hakkında hüküm vermek mümkün değildir.” Yukarıdaki açıklama Gazzâlî’nin Makâsıt’ta ele aldığı dört felsefi ilimden hangisini işaret eder?
Doğru Cevap: "E" Tabiîyât
Soru Açıklaması

Gazzâlî’nin Makâsıt’ta ele aldığı dört felsefi ilimden olan Tabiîyât hak ve batılın, doğru ve yanlışın birbirine karıştığı, üstün gelenle üstün gelinen (galip ile mağlup) hakkında hüküm vermenin mümkün olmadığı bir alan olarak ele alınmaktadır. 

9.
İbn Rüşd’e göre nefsin aklî kısmının kendisiyle özdeşleştirildiği erdem aşağıdakilerden hangisidir?
Doğru Cevap: "A" Hikmet
Soru Açıklaması
İbn Rüşd’e göre nefsin aklî kısmı hikmetle özdeşleştiğinden sorunun doğru cevabı a şıkkıdır.
10.

Aşağıdakilerden hangisi Hristiyan dogmasına ağır darbe indirmiştir?

Doğru Cevap: "E" İbn Rüşdçülük
Soru Açıklaması

Hıristiyan kelamcılarından Fransiskenler daha çok İslâm Yeni-Eflâtunculuğuyla Augustinciliği birleştirirken, Dominikenler Fârâbî ve İbn Sînâ’yı ve onların Aristoculuğunu benimsiyorlardı. Bu arada bazı Hıristiyanlar ve Batı’da yaşayan Yahudilerin çoğu da, İbn Rüşdçülüğe eğildiler. Kısa zamanda beklenmedik bir inkişaf gösteren İbn Rüşdçülük özellikle kilise çevrelerinin dışında etkili olmaya ve Hıristiyan dogmasına ağır bir darbe indirmeye başladı.

11.

Aşağıdakilerden hangisi Ümran ilmine sahip tarihçilerin özelliklerinden değildir?

Doğru Cevap: "D" Tarihi rivayet ilimleri içerisinde ele alan
Soru Açıklaması

Ümran ilmine sahip olan tarihçilerin özellikleri bunlardır: Rivayetleri Ümran ilmi zemininde tahkik eder, Tarihi olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurar, Tarihi hikemi ilimler içerisinde değerlendirir, Tarihi olaylardaki genel ilkeleri tespit etmeye çalışır.

12.

Atalardan devralınan gelenek ve kurumların muhafaza edilmeye çalışıldığı dönem aşağıdakilerden hangisidir?

 

Doğru Cevap: "D" Sulh ve istikrar dönemi
Soru Açıklaması

Atalardan devralınan gelenek ve kurumların muhafaza edilmeye çalışıldığı dönem, Sulh ve istikrar dönemidir.

13.

Kayserili Davud zaman anlayışını hangi eserinde dile getirmiştir?

Doğru Cevap: "E" Nihayetü’l-Beyan fi Dirayeti’z-Zaman
Soru Açıklaması

Kayserili Davud, zaman anlayışını Nihayetü’l-Beyan fi Dirayeti’z-Zaman adlı eserinde dile getirmiştir.

14.

Aşağıdakilerden hangisi şehirli yaşamın temel özelliklerinden biridir?

Doğru Cevap: "A" Rahat yaşama alışmışlık
Soru Açıklaması

Rahat yaşama alışmışlık, şehirli yaşamın temel özelliklerinden biridir.

15.

“İslam Felsefesi Tarihi” isimli eseri kaleme alan yazar kimdir?

Doğru Cevap: "D" Henry Corbin
Soru Açıklaması

Henry Corbin’in İslâm Felsefesi Tarihi adlı eseri ile Macit Fahri’nin İslâm Felsefesi Kelâmı ve Tasavvufuna Giriş adlı eserine bakınız. 

16.
Aşağıdakilerden hangisi İslâm Milletinin içine düştüğü problemlerden biri değildir?
Doğru Cevap: "C" Aşırı doğu taklitçiliği
Soru Açıklaması

Ahmet Naim İslâm Milletinin içine düştüğü problemleri şöyle sıralar; Kuvvet hazırlamada kusur yapma yani teknik yetersizlik. İlerlemeye ayak uyduramama. Ruh ve beden olarak gevşeklik ve tembellik gösterme. Bilgisizlik ve ilme gereken önemin verilmemesi. İslâm kardeşlik ve dayanışmasının bozulması. İdarecilerin yetersizliği ve sırf iktidar ihtirası, aşırı batı taklitçiliği. Bütün bu sorunlara çözüm ise yeniden yenilenerek İslâm’ın ilkelerine sarılmaktır.

17.

İslam düşüncesinin batıya etki etmesini sağlayan en önemli gelişme aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: "E" Arapçadan yapılan tercüme hareketleri
Soru Açıklaması

İslâm düşüncesi Batı’ya birkaç yolla geçmiştir. Bunlardan en önemlisi Arapçadan yapılan tercüme hareketleridir. Kendisi gençliğinde Endülüs ve Kuzey Afrika’da Arapça öğrenerek Müslüman memleketlerde İslâm ilimlerini öğrenen Papa Slyvestre Saccy, papa seçildikten sonra Kuzey İspanya’nın Rippol şehrinde, aynen Beytü’l-Hikme gibi 910 yılı civarında bir tercüme okulu açtırdı. Burada Müslüman bilginlerin eserlerini Latinceye çevirtmeye başladı. Tercüme işi için önce Arapça bilen dönemin Yahudi asıllı bilginleri görevlendirildi. Arapça’dan Latinceye tercüme faaliyetleri Batı’da 18. yüzyıla kadar devam etti. XII. Ve XIII. yüzyıllardan itibaren Hıristiyan bilginler de Arapça, hatta Türkçe ve Farsça öğrenerek tercüme faaliyetlerine katıldılar. Ünlü İngiliz filozofu John Locke (1632-1704) bile Arapça öğrenme ihtiyacı duymuştur.

18.

İbn Bâcce şerh yazım tekniklerinde kimi model almaktadır?

Doğru Cevap: "C" Farabi
Soru Açıklaması

İbn Bâcce’nin felsefî eserlerinde gözümüze çarpan en önemli özellik Aristo’nun ve Fârâbî’nin eserlerine yazmış olduğu şerhlerdir. Bu aynı zamanda döneminin felsefe yapma tarzını da yansıtmaktadır. İbn Bâcce şerh yazım tekniklerinde Fârâbî’yi model almaktadır. İbn Bâcce’nin kendisi de şerh şeklinde yazım tarzında İbn Rüşd üzerinde çok etkili olacaktır.

19.

Cemâleddin Afgânî’nin materyalistlere karşı yazdığı en önemli eserin adı nedir?

Doğru Cevap: "B" er-Redd ale’d-Dehriyyîn
Soru Açıklaması

Cemâleddin Afgânî’nin en önemli eseri materyalistlere karşı yazdığı “er-Redd ale’d-Dehriyyîn” adlı kitabıdır. Bu eser sağlığında Türkçeye çevrilip bizzat kendisinin yazdığı bir mektup ile II. Abdülhamit’e takdim edilmişti. Cemâleddin materyalist tarih yorumunu savunan partizanların ancak kafa kurcalayıp yanıltmaya yönelik mantık hatalarıyla dolu kelime yığınlarından oluşan iddialarını ve onların icraatını daha Avrupa'da iyice tanımamışken sert bir dille kınamıştır.

20.

İranlılar tarafından 363 yılında kurulan mektep aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: "A" Urfa Mektebi
Soru Açıklaması

Cündişâpur, İran’ın Huzîstan bölgesinde Sasânî hükümdarı I. Şâpur (241272) tarafından kuruldu. Antakya Mektebi M.S. 3. yüzyılda, Hıristiyanlık, özellikle de Nasturîlik eğitimi için Antakya’da açılmıştı.Harran mektebi, Büyük İskender’in Harran bölgesini işgal etmesiyle ortaya çıkmıştır.İskenderiye mektebi Makedonyalı İskender (Büyük İskender, M.Ö.356-323) tarafından kurulmuştur.Urfa mektebi, İranlılar tarafından 363 yılında kuruldu.Nusaybin mektebi ise bu mektebin kapatılması ve başta Urfa mektebinin son idarecisi Nersî’nin bazı hocalarla Nusaybin’e geçmesiyle açılmıştır. Bu nedenle  doğru cevap A seçeneğidir.

TEST BİTTİ.
CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ.