Muhammed Abduh’un fikir olarak en çok etkilendiği ve örnek aldığı düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Muhammed Abduh’un fikir olarak en çok etkilendiği, derin etkiler bıraktığı ve örnek aldığı düşünür Cemaleddin Afgani’dir.
İbn Haldun fıkıh literatüründen de istifade ederek insanların ihtiyaçlarını üçe ayırır. Bunlar 1) zarurî, 2) hâcî ve 3) kemali ihtiyaçlardır. Zarurî ihtiyaçlar insanın yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu yiyecek, giyecek, barınma ve korunmadan ibarettir. Hâcî ihtiyaçlar ise insanın yaşamı için zorunlu olmayan fakat insanın varlığını kolaylaştıran ve insanın gelecek ihtiyaçları bakımından önemli olan ihtiyaçlardır. Kemalî ihtiyaçlar ise gelecekteki ihtiyaçlarını karşılama konusunda belli bir noktaya gelmiş olan insanların estetik ve başka kaygılarla geliştirdiği hususlardır.
Aşağıdakilerden hangisi Gazzali’nin siyasi danışman görevlerinden değildir?
Gazzali, Nizâmülmülk’ün sarayında henüz 28 yaşında iken siyasî danışman olarak görevlendirilmiştir. Bu görevinin amaçları şunlardır: 1. Hasan Sabbah’ın başkanlığını yaptığı, siyasi cinayetler işleyen batıniliği düşünce düzeyinde durdurmak. 2. Mısır’da el-Ezher’i kuran Ezher Şiası’nın kültürel gelişmesiyle rekabet etmek. 3. Nişabur’da insanlara inançlarından dolayı zulmeden Mutezile’ye cevap vermek. Bu görevleriyle birlikte Gazzâlî 1091 yılında vezir Nizamülmülk tarafından Bağdat Nizamiye Medresesi’ne müderris olarak tayin edilmiştir.
G.Cardano’nun hangi eserinde Kindi’nin kendi devrine kadar gelip geçen dünyanın en meşhur oniki harikasından biri olduğunu zikredilir?
İlk Müslüman filozof ve bilim adamı Kindî’nin bilimci ve filozof olarak Batı düşüncesine ve bilimine o kadar etkisi olmuştur ki, büyük Latin düşünce tarihçisi G. Cardano, De Subtilitate adlı eserinde onun kendi devrine kadar gelip geçen dünyanın en meşhur oniki harikasından biri olduğunu zikreder. Batı’da Latinler arasında Alkindus olarak meşhurdur.
Ümran ilmine sahip olan tarihçilerin özellikleri bunlardır:
Rivayetleri Ümran ilmi zemininde tahkik eder.
Tarihi olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurar.
Tarihi hikemi ilimler içerisinde değerlendirir.
Tarihi olaylardaki genel ilkeleri tespit etmeye çalışır.
Tales’ten Empedokles’e kadar süregelen ve doğa felsefesiyle ilgilenen filozoflara ne isim verilir?
Bu devirde yetişen düşünürler, Sokrat merkez alınmak suretiyle iki kısma ayrılır: Sokrat Öncesi Filozoflar ve Sokrat Sonrası Filozoflar. Tales’ten, Fisagor ve Empedokles’e kadar Sokrat öncesi filozoflar doğa felsefesiyle ilgilendikleri için kendilerine Fizikçiler adı verilir. Doğru cevap A şıkkıdır.
“Benim amacım varlıkların hakikatini bilmektir. Bunun için öncelikle bilginin hakikatini, onun ne olduğunu araştırmak gerekir.” ifadesi aşağıdakilerden hangisine aittir?
Felsefenin de hakikatin peşine düşmek olduğunu hatırlarsak, tehâfütlerle felsefe arasında gaye bakımından bir ilişkinin olduğu açığa çıkacaktır. Nitekim Gazzâlî bu gayesini şöyle ifade etmiştir. “Benim amacım varlıkların hakikatini bilmektir. Bunun için öncelikle bilginin hakikatini, onun ne olduğunu araştırmak gerekir.”
Hangi akım ahiret hayatına yönelik olarak tenasüh inancını ileri sürmekteydi?
Brahmanlar ahiret hayatına yönelik olarak tenasüh inancını ileri sürmekteydiler. Ayrıca onlar sıradan insanların da mucize gösterebileceklerini iddia ediyorlardı. Brahmanların bu iddiaları Allah’ın adaleti, peygamberlik, ahiret hayatı ve mucize konularının daha derinden tartışılmasını gerektirdi. Tüm bu eleştiri ve iddialar cevaplanmalıydı.
Fiil alanına çıkan müstefad akıl aşamasında akıl ile kavram (akıl ve ma‘kûl) birleşip özdeşleşir. İstediği her an bilgi üretebilen bu aklın en belirgin özelliği, önsel bilgileri, tümelleri yani varlığa ait tür ve cinsleri algılamasıdır. Doğru cevap C seçeneğidir.
Felsefeyi dinle savunanlar grubunu kimler temsil etmektedir?
Felsefeyi dinle savunanlar grubunu filozoflar temsil etmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi Harun Reşid’in ona mekanik bir çalar saat göndermesiyle Batı’da İslâm bilimine karşı hayranlık yaratılmasına yol açan kişidir?
Batı ile diplomatik ilişkilerde ilk olay Harun Reşid ile Şarlman arasında cereyan etmiştir. Bilindiği gibi Harun Reşid ona mekanik bir çalar saat göndermişti; bu olay Batı’da İslâm bilimine karşı hayranlık yaratmıştı.
Aşağıdakilerden hangisi İbrahim Müteferrika'nın eseridir?
İbrahim Müteferrika, zaten aslen Avrupalıdır ve çok sayıda Batı ve Doğu dilini bilen bir mühtedidir. Bu yüzden İbrahim Müteferrika, Kopernik devriminden haberdardır ve Batıdaki teknolojik gelişmeleri bir ölçüde yakından izleyebilmektedir. Osmanlı topraklarında ilmi zihniyetteki aksaklıkları Batı ile mukayeseli bilebilecek biri olduğu için, Osmanlı Devletinin toparlanmasının ancak yeni bir düşünme tarzı ile mümkün olacağına inanır. Bu düşünme tarzının adına da, Kanun-i Kadim’e nispetle, Nizam-ı Cedit (Yeni Düzen) adını verir. Bu düşünme tarzında fizik, astronomi ve coğrafya bilmenin, Amerika’nın keşfini fark etmenin büyük yeri vardır. Kendisi bir papazın oğlu iken daha sonra mühtedi olduğundan, Hıristiyanlık ve İslâm’ı karşılaştırabilecek biridir ve bu bağlamda özellikle dinler tarihi alanında değer taşıyan ve İslâm’ın üstünlüğünü savunan Risale-i İslâmiye bir eseri vardı.
Aşağıdakilerden hangisi Hristiyanlıktaki teslis akidesini eleştiren bir risaledir?
Reddiye: Makale fi’r-red ale’n-nasâra. Hristiyanlıktaki teslis akidesini eleştiren bir risaledir. Doğru cevap D şıkkıdır.
İbn Haldun bir grup tarihçiyi neden eleştirmiştir?
İbn Haldun’un yeni oluşturduğu tarih anlayışı taklitçi ve asalak tarihçiler diye betimlediği diğer bir grup tarihçiyi eleştirisinde de kendini gösterir Bu tip tarihçiler olayların ve ahvalin sebeplerine dikkat etmeyip yeterince incelemede bulunmamaktadırlar. Bundan dolayı da saçma ve anlamsız rivayetleri terk etmemektedirler.
Her ne kadar rasyonel (akılcı) bilincin kuramsal gelişimi doğrultusunda İslâm düşünürlerinin genel tutumu yukarıdaki gibi olsa da, sözgelimi İbn Tufeyl’in Hayy b. Yakzan adlı eserine baktığımızda farklı bir tabloyla karşılaşmaktayız. Bu eserde Hayy, ıssız bir adada büyür ve tabiatı gözlemleyerek kendi teorik ve ontolojik (varlık-bilimsel) rasyonel (akılcı) bilincini geliştirir. Doğru cevap E'dir.
Aşağıdakilerden hangisi Allah’ın varlıkları yaratma tarzının yani alemdeki düzenliliğin açığa çıkma tarzını ifade eder?
Osmanlı düşünürleri için mekan sorunu olmadığından mekanı sabit olarak algıladıklarından geriye kalan sorun bu mekanlar içinde farklı unsurların bir araya getirilerek yeni biçimlere kavuşturulması yani sentezlenmesidir. Bu sentezleme işlemi kural ya da ilkelerini mantıktan alır. Bu nedenle Osmanlı düşünce tarzında en fazla önem arz eden disiplinlerden biri mantıktır (Aristocu mantık geleneği). Mantık, her şeyden önce Allah’ın varlıkları yaratma tarzının yani alemdeki düzenliliğin açığa çıkma tarzıdır. İslâm’daki tek Tanrı inancı en büyük desteğini alemin düzenliliği fikrinden aldığı için, bu düzenliliğin tecellisini en fazla yakalama imkanını veren disiplin mantıktır.
Mukaddime isimli eser kime aittir?
Mukaddime isimli eser İbn Haldun’a aittir.
Bîrûnî’nin Sanskritçe’den Arapça'ya yaptığı çevirilerden günümüze ulaşan bir örnek aşağıdakilerden hangisidir?
Bîrûnî’nin Sanskritçe’den Arapça'ya yaptığı çevirilerden günümüze ulaşan bir örnek Tercümetü Kitabi Batencel’dir.