Aşağıdakilerden hangisi İslâm düşüncesinin Batı’ya geçiş yollarından birisi değildir?
İslâm eğitimcileri batıda ders vermemiş, aksine batılılar İslâm ülkelerine eğitim için gitmişlerdir. İtalya, İspanya ve Güney Fransa’dan XI. ve XII. yüzyıllarda zengin çocukların İslâm medreselerinde okumaya gittikleri bilinmektedir. Doğru yanıt A seçeneğidir.
Aşağıdakilerden hangisi Müslüman düşünürlerin girdiği kategorilerdendir?
Yunan felsefesinin tercümesiyle beraber, Müslümanlar tarafından tanınan felsefe, Müslüman düşünürleri üçe ayırdı: 1. Sırf felsefe yapanlar. 2. Felsefeyi dinle uzlaştıranlar 3. Felsefî metotla dini savunanlar.
Aşağıdakilerden hangisi Farabi’nin Hristiyan filozoflara tesir ettiği konulardan değildir?
Farabi müzik alanında Batılı Hristiyan filozoflara tesir etmemiştir.
"Daha çok günümüz için geçerli olan bir takım kavram ya da anlayışları, bu kavram ya da anlayışların söz konusu olmadığı zaman dilimlerinde aramak" şeklinde ifade edilen düşünce hatası aşağıdakilerden hangisidir?
Anakronizm, daha çok günümüz için geçerli olan bir takım kavram ya da anlayışları, bu kavram ya da anlayışların söz konusu olmadığı zaman dilimlerinde aramakla ortaya çıkan bir düşünce hatasıdır.
“Peygamberlik bir sanattır” sözü aşağıdakilerden hangi Müslüman düşünüre aittir?
“Peygamberlik bir sanattır” sözü Cemaleddin Afgani’ye aittir. İstanbul’a gelişinde devlet erkânı tarafından çok iyi karşılanan Cemâleddin Afgânî’nin konuşmaları ve ortaya attığı fikirleri bazı resmî ulemayı rahatsız etti. Bu rahatsızlık görüşlerinden çok Afgânî’ye gösterilen ilgi dolayısı ile idi. Özellikle Şeyhulİslâm Hasan Fehmi Efendi ve diğer bazıları Afgânî’nin Daru’l-Fünûn’da verdiği konferanslarındaki bazı görüşlerini bağlamını kopararak Afgânî aleyhine deliller haline getirerek saraya jurnallediler. Afgânî’nin “Peygamberlik bir sanattır.” sözü üzerine Afgânî aleyhine kampanyalarını genişlettiler.
İslam ilmi hangi ülke vasıtası ile Fransa ve başka Avrupa ülkelerine girmiştir?
İslam ilmi İtalya vasıtası ile Fransa ve başka Avrupa ülkelerine girmiştir.
Mukaddime isimli eser kime aittir?
Mukaddime isimli eser İbn Haldun’a aittir.
İbn Miskeveyh’e göre tarihçi aşağıdakilerden hangisini yapmamalıdır?
Tarihçi hayal veya gerçek olmayan hadiselerle hakiki tarihi olayları karıştırma temayülüne karşı tedbir almalıdır. Bilgilerini toplarken eleştiri yöntemini bu amaçla titizce kullanmalıdır. İbn Miskeveyh hurafe ve aslı astarı olmayan rivayetleri aktaran tarihçileri ciddi bir şekilde eleştirir. Bu rivayetleri aktarmanın hiç kimseye bir faydası olmadığını ısrarla vurgular.
İbn Haldun Mukaddime isimli eserinde, her şeyden önce ümran olarak isimlendirdiği yeni bir ilim ve perspektif inşa eder. Ümran ilmi her ne kadar kelâm, fıkıh, siyaset felsefesi, İran nasihatname geleneği gibi farklı disiplinlerden istifade ederek oluşturulsa da, vurgulamalarından anlaşıldığı üzere temelde tarih disiplinin bir uzantısı şeklindedir.
Ebu Hamid el-Gazzâli Makâsıt’ta felsefî ilimleri dört başlıkta ele almaktadır. Buna göre matematik ve geometri hangi ilim sınıfına girmektedir?
Gazzali, Makâsıt’ta felsefî ilimleri dört başlıkta ele almaktadır:1. Riyaziyât: Matematik ve geometri olup, bunların akıl ve dinle çelişen hiçbir yönleri yoktur. Bunların inkârı imkânsızdır. 2. İlahiyât: Filozofların buradaki görüşlerinin çoğu yanlıştır, doğruları azdır. 3. Mantık: Buradaki görüşlerin çoğu doğru, yanlışları azdır. Anlaşmazlık yalnızca kavramlar ve onların kullanışlarındadır. Anlam ve gayelerde ihtilaf yoktur. 4. Tabiîyât: Bu alanda hak batıla, doğru yanlışa karışmıştır. Üstün gelenle üstün gelinen (galip ile mağlup) hakkında hüküm vermek mümkün değildir.
Tehafüt geleneğini başlatan, Farabi ve İbn Sina’nın felsefi fikirlerini eleştirmek için yazılmış olan “Tehafütü’l-Felasife” kime aittir?
Tehafüt geleneği ilk önce Gazali tarafından Farabi ve İbn Sina’nın felsefi fikirlerini eleştirmek için yazdığı Tehafütü’l-Felasife adlı eseri ile başlamıştır.
........’nin Mizanu’l-Hak ve Keşfu’z-Zunûn adlı eserlerine bakıldığında teşhisin daha bir epistemolojik düzeyde konulmaya başlandığını görmekteyiz. Katip Çelebi için nakli ilimlerin kavranmasının temelinde akli ilimler vardır. Öncelikle akli ilimlerin öğrenilmesi ve bu bilgiler ışığında nakli ilimlerin kavranması gereklidir. Oysa kendi döneminde yapılmakta olan şey tam tersidir. Akli ilimlerin medreselerdeki konumu iyice küçülmüş ya da yok mertebesine ulaşmıştır. Felsefi ilimlerin yerine fıkhi disiplinler konulmak istenmektedir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Katip Çelebi’nin Mizanu’l-Hak ve Keşfu’z-Zunûn adlı eserlerine bakıldığında teşhisin daha bir epistemolojik düzeyde konulmaya başlandığını görmekteyiz. Katip Çelebi için nakli ilimlerin kavranmasının temelinde akli ilimler vardır. Öncelikle akli ilimlerin öğrenilmesi ve bu bilgiler ışığında nakli ilimlerin kavranması gereklidir. Oysa kendi döneminde yapılmakta olan şey tam tersidir. Akli ilimlerin medreselerdeki konumu iyice küçülmüş ya da yok mertebesine ulaşmıştır. Felsefi ilimlerin yerine fıkhi disiplinler konulmak istenmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi bilinemezcilik akımından gelen filozoflardan değildir?
Bilinmezcilik akımından yani agnostik oluşlar arasında İbn Sebe, İbnü’l-Mukaffa, Hammad İbn Raviye (ö.771), Beşşar İbn Burd (ö. 783), Ebû Nuvvas (ö. 814) ve İbn Ravendî (ö.910) gibi kimseler sayılır. İbnü’l-Mukaffa örneğin aynı zamanda hem Zanâdıka’dan hem de Dehrîlerden de sayılır.
Biruni’ye göre Grek ilminin başarılarına karşın Hint ilmi neden başarılı olamamıştır?
Biruni’ye göre serbest araştırma ruhuna dayalı Grek ilminin başarılarına karşılık Hintli bilginleri taklitçi ve içine kapalı yaklaşımları yüzünden o kadar başarılı olamamışlardır. Birûni, onların manasız gururlarının hem Grek ilmiyle temas kurmalarını hem de İslâm vahyi ile tanışmalarını engellediğini belirtir. Bîrûnî’ye göre bu durum, Hindular arasında cehaletin yaygınlaşmasına ve ilmin verileriyle dini inançların çatışmasına zemin hazırlamıştır.
Ahmet Naim İslâm Milletinin içine düştüğü problemleri şöyle sıralar; Kuvvet hazırlamada kusur yapma yani teknik yetersizlik. İlerlemeye ayak uyduramama. Ruh ve beden olarak gevşeklik ve tembellik gösterme. Bilgisizlik ve ilme gereken önemin verilmemesi. İslâm kardeşlik ve dayanışmasının bozulması. İdarecilerin yetersizliği ve sırf iktidar ihtirası, aşırı batı taklitçiliği. Bütün bu sorunlara çözüm ise yeniden yenilenerek İslâm’ın ilkelerine sarılmaktır.
Aşağıdakilerden hangisi İslam düşüncesinin etrafında toplandığı ana okullardan biri değildir?
Dinî düşünce olması itibarıyla Kur’an ve Hadislerden oluşan dinî metinlerin anlaşılması ve bunun etrafındaki sorunlar da İslâm düşüncesinin ana konularından olmuştur. Ortaya çıkış döneminde İslâm Düşüncesinin anaokulları felsefe, kelam, tasavvuf, fıkıh usulü ve dil çalışmaları etrafında toplanabilir.
İslâm filozoflarından; Stoacıların felsefesini kabul eden ve onların yolunda yürüyenlere ne ad verilir?
Rivâkiyye: Rivâkkiye (Revakiye) kelime anlamı itibarıyka “revaka mensup” veya “revaka ait” demektir. Bir ıstılah olarak genelde Stoacılık, özelde “İslâm Stoacılığı” demektir. İslâm filozoflarından; Stoacıların felsefesini kabul eden ve onların yolunda yürüyenlere de, Stoacılar anlamına “Rivâkiyyûn” denir. Bilindiği gibi Stoacılar derslerini revaklara yani sütûnlara yaslanarak yaparlardı. Onun için onlara bu ad verilmiştir. Doğru cevap D şıkkıdır.
Aşağıdakilerden hangisi Farabi’nin yaptığı felsefe tanımıdır?
Farabiye göre “Felsefe (hikmet), bizâtihî Vâcibi Vücûd olan Hakk’ın vücûdunun, vücûd (varlık) olarak bilinmesidir. Bu tarifte felsefe, zorunlu varlığın ve genel olanağın bilgisi olduğu söylenmektedir.