Aşağıdakilerden hangisi düşünme eylemlerinin özelliklerinden birisi değildir?
Düşünme eylemlerinin özellikleri soru sorma, açıklama, olup biten, bireysel algı farkı, düşünülebilir muhteva,tarihsel algı, mutlak neden ve tarihsel nedenledir.
Bîrûnî’nin Sanskritçe’den Arapça'ya yaptığı çevirilerden günümüze ulaşan bir örnek aşağıdakilerden hangisidir?
Bîrûnî’nin Sanskritçe’den Arapça'ya yaptığı çevirilerden günümüze ulaşan bir örnek Tercümetü Kitabi Batencel’dir.
Elmalılı Hamdi Yazır , Metâlib ve Mezâhib” adlı felsefî eseri Fransızca’dan terceme etti ve hatta bir fıkıh alimi olarak bu eserin önsözünde bu eser vasıtasıyla Allah’ın kendisini af etmesini de talep etti. Doğru cevap E'dir.
İnanma eylemlerinin özellikleri anlama, itaat, olması gereken, mutlak neden, değer ve semboller ve sosyal algıdır. Buna göre açıklama inanma özelliklerinden biri değildir.
Aşağıdakilerden olaylardan hangisinin sonucunda Batı’da felsefe ve bilim dışlanmıştır?
Batı’da özellikle Hıristiyanlığın resmi din olarak tanınmasından sonra kilisenin tutumu ve yasakları yüzünden felsefe ve bilim dışlanmış ve böylece, Batıda X. yüzyıla kadar sürecek olan karanlık Ortaçağ oluşmuştur.
Gazzali’nin eleştirilerinin geniş kitlelere ulaşmasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
Gazzâlî öncesi İslâm felsefesi genelde mühim ve ciddi eleştirilerle karşı karşıya kalmadan parlak bir dönem geçirmiştir. Gazzâlî’den önce bilindiği gibi eleştiriler, farklı felsefî anlayışlar üzerinde oluşmuştur. Bu eleştiriler tamamen felsefî merkezli olduğundan felsefe ile yakından ilgilenmeyenlerin dikkatini çekmediği gibi, yaşantı ile de ilişkilendirilmemişti. Ancak Gazzâlî eleştirilerinin merkezine, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, din-felsefe ilişkisini alıp, özellikle kullandığı, “küfr, hata, sevap” gibi kavramlarla tartışmayı bütün Müslümanların ilgi alanına taşımış oldu. Doğru cevap C’dir.
Cemaleddin Afgani anadili Türkçe’nin yanında Arapça, Farsça, Fransızca, İngilizce ve Rusça öğrenmiştir. Doğru cevap E'dir.
Doğru bilginin kesinlikle dini verilere ters olmadığını, ilim ile dini bir bütün kabul eden, onlar arasında bir çelişki ve çatışma görmeyen düşünür kimdir?
İsmail Hakkı İzmirli, ilim ile dini bir bütün kabul eder. Onlar arasında bir çelişki ve çatışma görmez. Doğru bilginin kesinlikle dini verilere ters olmadığını söyler. O, tüm çalışmalarında bu konuyu ön planda tutmuş, ilim ile dinin bütünlüğü görüşünü savunmuştur.
Hristiyanlığın resmi din olarak kaçıncı yüzyıldan itibaren batıya yayılması geçekleşmiştir?
Hıristiyanlığın resmi din olarak VI. yüzyıldan itibaren Batı’ya yayılmasıyla, kilise ve din adamları eskisinden daha çok felsefeye karşı derin bir tepki gösterdiler.
İbn Sina’nın La Logique d’Avicenne adıyla Fransızcaya çevrilen eseri aşağıdakilerden hangisidir?
Kitâbu’ş-Şifâ İbn Sina’nın La Logique d’Avicenne adıyla Fransızcaya çevrilen eseridir.
Aşağıdakilerden hangisi 1914 yılında kurulan ve medreselerin ıslahını amaçlayan Darü’l-Hilafeti’l-Aliye müfettişliğine getirilmiştir?
İsmail Hakkı, öğretmen okulunda hocalık yaptığı sırada, verdiği dersler ve yazdığı eserleriyle dikkatleri üzerine çekti. İlmi konulardaki ehliyetini ispatlamasına paralel olarak daha önemli görevlere getirildi ve kendisinden istifade edildi. 1914 yılında kurulan ve medreselerin ıslahını amaçlayan Darü’l-Hilafeti’l-Aliye müfettişliğine getirildi. Bir yıl sonra da Süleymaniye Medresesinin Kelam kürsüsünde İslâm felsefe tarihi müderrisliğine tayin edildi. 1923 yılına kadar burada hocalık vazifesini sürdürdü.
Tehâfütü’l-Felâsife adlı eser kim tarafından yazılmıştır?
Tehâfütü’l-Felâsife adlı eser Ebu Hamid el-Gazzâli tarafından yazılmıştır.
Kuran’da ilim ve ondan türeyen kelimeler yaklaşık olarak kaç yerde geçmektedir?
Kur'an'da ilim ve ondan türeyen kelimeler yaklaşık 750 yerde geçer. Bu geniş kullanım hadislerde de yer almaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi düşünür olmanın temel şartını bilgi aktarımından ziyade şahsi görüş ve içtihatlar geliştirmeye bağlamaktadır?
Temel İslâmi ilimlerin yanı sıra mantık, felsefe ve astronomi gibi alanlarda eğitim gören Bedreddin Simavi (Şeyh) hem fıkıh hem de tasavvuf felsefesi alanında yazdığı eserlerle ilmi önem kazanmış bir düşünürdür. Düşünür olmanın temel şartını bilgi aktarımından ziyade şahsi görüş ve içtihatlar geliştirmeye bağladığı için eserlerinde kendi şahsi yaklaşımı ön plandadır.