Aşağıdakilerden hangisi Gazzali’nin, Tehâfütü’lFelâsife eserini yazmasından sonra ortaya çıkan sonuçlardan biridir?
Gazzâlî’nin Tehâfütü’ndeki bu görüş ve iddiaları, ister haklı isterse haksız bulunsun, sonuçta bu eleştirel tutum İslâm düşüncesinin gelişmesinde ciddi bir sorun oluşturmuştur. Bu sorun, o günden bugüne kadar Müslümanların zihnini meşgul etmiş ve bir ilim olarak felsefeyle ilgilenme konusunda ciddi tartışmalara sebep olmuştur. Doğru cevap E’dir.
Bir önceki kısımda kısaca değindiğimiz Gazali’nin ‘dinden düşünceye’ şeklindeki yaklaşımını da bu açıdan anlamak gerekmektedir. Sözgelimi, Gazali’nin el-Munkiz mine’d-dalâl adlı eserine baktığımızda mantık, matematik, tıp, fizik gibi disiplinlerin bu dünya hayatını ve fiziksel dünyayı anlamak için uygun olduğuna dair görüşleri bulmaktayız. Doğru cevap E'dir.
İstanbul Fatih’te doğdu, yine İstanbul’da vefat etti. Babası Fatih Medresesi müderrisi Mehmet Efendi’dir. Aslen Arnavuttur. Fatih Mekteb-i İdâdîsi’ni bitirdi. Mülkiye’nin (Siyasal Bilgiler) Âlî kısmına geçti. Ancak babasının vefatı nedeniyle hazır bir mesleğe sahip olmak için baytar mektebine gitti.
Mehmed Âkif Ersoy İstanbul Fatih’te doğdu, yine İstanbul’da vefat etti. Babası Fatih Medresesi müderrisi Mehmet Efendi’dir. Aslen Arnavuttur. Fatih Mekteb-i İdâdîsi’ni bitirdi. Mülkiye’nin (Siyasal Bilgiler) Âlî kısmına geçti. Ancak babasının vefatı nedeniyle hazır bir mesleğe sahip olmak için baytar mektebine gitti. Birçok yerde baytar olarak çalıştı. 1908’de Dâru’l-Fünûn’un Edebiyât-ı Osmâniye müderrisliğine tayin oldu.
Metafizik olarak felsefe yapmayan, ancak yine Batı düşüncesi ile irtibat halinde İslâm düşüncesine katkı yapan çok sayıda düşünür vardır. Bunlar arasında M.Şemsettin Günaltay, Elmalılı Hamdi Yazır, kadın hareketleri bağlamında Fatma Aliye ve Emine Semiye (ki bunlar Ahmet Cevdet Paşa’nın kızlarıdırlar), Mehmet Akif, Namık Kemal gibi isimler ön plandadır.
"Her Nebi Hakîm, fakat her Hakîm Nebi değildir" formülü ilk olarak hangi filozof tarafından ortaya atılmıştır?
Kendisinden iki asır önce yaşayan Amiri tarafından dile getirilen (Turhan, 1992, s. 266) "Her Nebi Hakîm, fakat her Hakîm Nebi değildir" formülünü benimseyen İbn Rüşd aynı zamanda dinin mahiyet ve içerik bakımından da felsefeden daha genel ve daha kuşatıcı olduğunu kabul etmektedir. Yani felsefe hem varlık kitabında hem de kutsal kitapta bildirilen hakikatleri anlamaya çalışmaktadır. Doğru cevap B şıkkıdır.
Aşağıdaki hangi düşünüre göre tarih “sadece rivayetleri nakletmek değildir. Aynı zamanda yorumdur. Akılcılık, tenkitçilik ve faydacılık prensiplerine bağlı kalınarak yapılan bir tarihçilikte amaç geçmiş olayları doğru tesbit etmek, bunları sebepleriyle açıklamak,nihayet bu olaylara dayanıp gelecek için var sayımlar üretmektir”?
İbn Miskeveyh’in tarihçilik anlayışı Tecâribü'l-ümem'in muhtevasında görülebileceği gibi bu eserin kısa önsözünden de çıkarılabilir. İbn Miskeveyh’e göre tarih sadece rivayetleri nakletmek değildir. Aynı zamanda yorumdur. Akılcılık, tenkitçilik ve faydacılık prensiplerine bağlı kalınarak yapılan bir tarihçilikte amaç geçmiş olayları doğru tespit etmek, bunları sebepleriyle açıklamak, nihayet bu olaylara dayanıp gelecek için var sayımlar üretmektir.
Kindi’nin Süleymaniye kütüphanesinde bulunan yazma mecmuasındaki eserlerini ilk defa bütün halinde kim yayımlanmıştır?
Kindî ’nin birkaç risalesini tenkitli neşir olarak bazı oryantalistler yayınlamıştır. Fakat onun Süleymaniye kütüphanesinde bulunan yazma mecmuasındaki eserlerini ilk defa bütün halinde Abdulhadi Ebu Ride Resail el-Kindî elFelsefiyye (Kahire I, 1950; II, 1953) adı altında yayınlamıştır. Mahmut Kaya da birinci ciltte yer alan on dört risaleyi Türkçe’ye çevirerek Kindi, Felsefi Risaleler başlığı altında neşretmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Dönemi’nde Sosyolojik pozitivist yaklaşımını temsil eden düşünürlerden birisidir?
Osmanlı Dönemi’nde sosyolojik pozitivist yaklaşım en belirgin şekliyle Ziya Gökalp tarafından temsil edilmekteydi.
Cemaleddin Afgani’nin hayatı ve düsünesi için okunabilecek ''Cemaleddin Afgani, Hayatı ve Etrafındaki Şüpheler'' isimli eser kimindir?
Cemaleddin Afgani’nin hayatı ve düsünesi için Muhsin Abdülhamid’in Cemaleddin Afgani, Hayatı ve Etrafındaki Şüpheler adlı eserini okunabilir.
Aşağıdaki geleneklerden hangisinde mevcut bir genel dünya görüşü içinde metinler ve metinlerde ele alınan konular yeniden konumlandırılmaktadır?
Osmanlı bilginlerinin klasik entelektüel mirası daha ziyade şerh ve haşiye şeklinde yorumlamaları asla bir küçültme şeklinde değer yargısı sorununa indirgenmemelidir. Zira şerh ve haşiye geleneği, basitçe bazı metinlerin kısmen yorumlanarak ve açıklayıcı notlar eklenerek yeniden bilimsel tedavüle (dolaşıma) sokulması değildir. O daha ziyade mevcut bir genel dünya görüşü içinde metinlerin ve metinlerde ele alınan konuların yeniden konumlandırılması olayıdır.
“Ruhların ittisali teorisi” hangi filozofun görüşüdür?
İbn Bâcce’nin Batılı Hıristiyan ve Yahudi filozoflara tesiri, diğer İslâm filozoflarına nazaran daha çok bir sahada olmuştur. En çok tanınan görüşü, ruhların ittisali teorisidir.
Metafiziksel felsefelerin önde gelen düşünürlerinin temsil ettikleri yaklaşım hangi seçenekte doğru verilmiştir?
Son Osmanlı felsefi düşüncesinin tarihsel dönüşümüne dair bu değerlendirmelerden sonra farklı metafiziksel felsefelerin önde gelen temsilcilerinin adlarını verebiliriz. Materyalist yaklaşım en belirgin şekliyle Baha Tevfik, Ruhçu (spritualist) yaklaşım Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi, Pozitivist yaklaşım Rıza Tevfik, Sosyolojik pozitivist yaklaşım Ziya Gökalp, Sezgici yaklaşım Mustafa Şekip tarafından temsil edilmişlerdir.
“İmam-ı Gazâlî ve onu takip edenlerin işaret ettiği “tekfir”, İslâm filozoflarını kapsamamalıdır, bu itham Allah’ın cüziyyatını bilmesini imkansız görenlere yönelik olabilir. Çünkü bu şekilde Allah’ın ilmi yok sayılmış olur. “şeklinde görüş bildiren aşağıdakilerden hangisidir?
Devvânî’ye göre, her fırsatı tartışmaya vesile edinenler, mesnetsiz iddialarla bu konuları tartışarak ancak cahilliklerini ortaya koyarlar. Dolayısıyla bu konuda söylenmesi gereken şey; Allah’ın her şeyi icmali ve tafsili bilgisiyle bildiğidir. Bu bilgi hariçteki cüzilerin bilinmesini de kapsar. Hiçbir şey onun dışında kalmaz. Onun tümel bilgisi tikelleri bilmesinin ilkesidir. Bu sebeple İmam-ı Gazâlî ve onu takip edenlerin işaret ettiği “tekfir”, bu görüşe sahip İslâm filozoflarını kapsamamalıdır, bu itham Allah’ın cüziyyatını bilmesini imkansız görenlere yönelik olabilir. Çünkü bu şekilde Allah’ın ilmi yok sayılmış olur.
Aşağıdakilerden hangisi Mukaddime eserinin yazarıdır?
İbn Haldun ünlü Mukaddime'sini, tarih düşüncesine dair görüşlerini ve umran ilmini böyle bir bilgi ve deney birikimiyle yazmıştır. Devletlerin yükseliş ve düşüşlerine dair bu kişisel tecrübesi İbn Haldun’un tarih düşüncesi konusundaki analizleri bakımından son derece belirleyicidir. Böylesi bir yaşam tecrübesi toplumsal değişimi merak ettiren fikrî çerçeve ve yaratıcı gücü vermiştir. Toplumsal değişimi kendisine araştırma konusu yapmış, bu değişimin sebep ve sonuç ilişkilerini teorik bir çerçeve içerisinde açıklamaya çalışmıştır.
“Matematik ve geometri olup, bunların akıl ve dinle çelişen hiçbir yönleri yoktur. Bunların inkârı imkânsızdır” şeklinde tanımlanan felsefi ilim aşağıdakilerden hangisidir?
Riyaziyât: Matematik ve geometri olup, bunların akıl ve dinle çelişen hiçbir yönleri yoktur. Bunların inkârı imkânsızdır.
Tehâfütler yazılırken genel olarak nasıl bir yaklaşımla kaleme alınmıştır?
Tehâfütler objektiflikten uzak, tarafgir bir yaklaşımla yazılmamıştır. Sorgulayıcı yeni yeni fikirlerin doğmasına zemin hazırlayan bir eleştiri anlayışıyla yazılmıştır. Her tehâfüt kendinden önceki tehâfütü ya da tehâfütleri, içerdikleri fikirlerin bazılarını eleştirmesinin yanında, bazılarını da tasdik etmek için yazılmıştır.
İbn Rüşd’ün din ve felsefenin her biri adına belirlemiş olduğu alan ve sınırları aşmayarak ayetlerin iç bütünselliğine dikkat çektiği kitabının adı nedir?
Bu kitap el-Keşf an-Menâhic-il Edille adlı kitaptır.
Filozofları küfürle itham eden düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Filozofları küfürle itham eden düşünür Gazzali’dir.