“İmam-ı Gazâlî ve onu takip edenlerin işaret ettiği “tekfir”, İslâm filozoflarını kapsamamalıdır, bu itham Allah’ın cüziyyatını bilmesini imkansız görenlere yönelik olabilir. Çünkü bu şekilde Allah’ın ilmi yok sayılmış olur. “şeklinde görüş bildiren aşağıdakilerden hangisidir?
Devvânî’ye göre, her fırsatı tartışmaya vesile edinenler, mesnetsiz iddialarla bu konuları tartışarak ancak cahilliklerini ortaya koyarlar. Dolayısıyla bu konuda söylenmesi gereken şey; Allah’ın her şeyi icmali ve tafsili bilgisiyle bildiğidir. Bu bilgi hariçteki cüzilerin bilinmesini de kapsar. Hiçbir şey onun dışında kalmaz. Onun tümel bilgisi tikelleri bilmesinin ilkesidir. Bu sebeple İmam-ı Gazâlî ve onu takip edenlerin işaret ettiği “tekfir”, bu görüşe sahip İslâm filozoflarını kapsamamalıdır, bu itham Allah’ın cüziyyatını bilmesini imkansız görenlere yönelik olabilir. Çünkü bu şekilde Allah’ın ilmi yok sayılmış olur.
İbn Miskeveyh’in tarihçilik anlayışı Tecâribü'l-ümem'in muhtevasında görülebileceği gibi bu eserin kısa önsözünden de çıkarılabilir. İbn Miskeveyh’e göre tari sadece rivayetleri nakletmek değildir. Aynı zamanda yorumdur. Akılcılık, tenkitçilik ve faydacılık prensiplerine bağlı kalınarak yapılan bir tarihçilikte amaç geçmiş olayları doğru tesbit etmek, bunları sebepleriyle açıklamak, nihayet bu olaylara dayanıp gelecek için var sayımlar üretmektir.
Kitâb fi’l-Akl (es-Sağir) hangi İslam filozofunun eseridir?
Fârâbî’nin Kitâb fi’l-Akl (es-Sağir) adlı eseri Latince ve İbraniceye çevrilmiştir. Doğru cevap B'dir.
Aşağıdakilerden hangisi şehirli yaşamın temel özelliklerinden biridir?
Rahat yaşama alışmışlık, şehirli yaşamın temel özelliklerinden biridir.
Gazzalinin özellikle muhatap aldığı filozofları üç konuda tekfir etmiş olması, bu şekilde bir eleştiri yapacağını belirtmesi olayı daha da hassaslaştırmıştır. Bu tavır, İslâm dünyasındaki felsefî hareketleri olumsuz yönde en fazla etkileyen tavırlardan biri olmuştur. Nitekim bu konuda muhatap aldığı filozofların İslâm dünyasında, hatta felsefe dünyasında en ünlü filozoflardan olmasından dolayı eleştirinin filozofların eleştirilmesinden çok felsefi eylemin eleştirisi gibi bir yanlış kabule de neden olması, felsefe adına önemli bir talihsizlik olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi göçebe yaşamın temel özelliklerinden biridir?
Göçebe yaşamın temel özelliklerinden biri, özgürlüktür.
Aşağıdaki kavramlardan hangisi günümüz için geçerli olan bir takım kavram ya da anlayışları, bu kavram ya da anlayışların söz konusu olmadığı zaman dilimlerinde aramakla ortaya çıkmaktadır?
Örneğin Osmanlı dönemindeki şartlarla günümüz şartlarının oldukça farklılaşması anakronizm denilen bir düşünme hatasına da yol açabilmektedir. Anakronizm, daha çok günümüz için geçerli olan bir takım kavram ya da anlayışları, bu kavram ya da anlayışların söz konusu olmadığı zaman dilimlerinde aramakla ortaya çıkar.
İlk Müslüman filozof olan ve Batı’da Latinler arasında Alkindus olarak meşhur olan bilim adamı kimdir?
İlk Müslüman filozof ve bilim adamı Kindî’nin bilimci ve filozof olarak Batı düşüncesine ve bilimine o kadar etkisi olmuştur ki, büyük Latin düşünce tarihçisi G.Cardano, De Subtilitate adlı eserinde onun kendi devrine kadar gelip geçen dünyanın en meşhur oniki harikasından biri olduğunu zikreder. Batı’da Latinler arasında Alkindus olarak meşhurdur.
Hocazade (Muslihiddin Mustafa), Kemal Paşazade (İbn Kemal), Muhammed Karabaği, Müeyyedzade (Abdullah Çelebi), Yahya Nev’i Efendi ve Mestçizade Abdullah Efendi, Osmanlı döneminde devam eden Tehafüt geleneğinin temsilcileri olarak dikkat çeken düşünürlerdir. Bilindiği üzere, Tehafüt geleneği ilk önce Gazali’nin Farabi ve İbn Sina’nın felsefi fikirlerini eleştirmek için yazdığı Tehafütü’l-Felasife adlı eseri ile başlamış ve İbn Rüşd’ün hem Gazali’yi hem de yer yer Farabi ve İbn Sina’yı eleştirdiği Tehafütü’t-Tehafüt adlı eseriyle gelişme göstermiştir. Doğru cevap A'dır.
''İrşâdü'l-Ahlâf fî Ahkâmi'l-Evkaf, Hz.Muhammed'in Dini İslâm, Metâlib ve Mezâhib, İstintâcî ve İstikrâî Mantık'' gibi eserlerin sahibi Elmalılı yazılarında genellikle sade Türkçe kelimeleri tercih etmiş, ancak Türk dilinin öz malı haline gelen Arapça, Farsça ve Batı kaynaklı kelimeleri de ihmal etmemiştir. Doğru yanıt "B" şıkkıdır.
Osmanlı düşünürlerinin kullandığı iç estetik tanımının açıklaması aşağıdakilerden hangisidir?
Osmanlı düşünürleri zihin (felsefe), ruh (tasavvuf), söz (şiir), inanç (kelam), kulak (musiki), göz (görsel sanatlar), eylem (ahlak), toplum (siyaset, hukuk, ekonomi) ve maddi unsurlar (mimari) gibi alanları kapsayan genel bir estetik imar faaliyetini (medeniyet) gerçekleştirirlerken, miras aldıkları farklı birikimleri sentezleme yoluna gitmişler, ancak tam da bu sentez işlemini yaparken dünyayı estetik olarak iç ve dış şeklinde ikiye ayırmışlardır. Burada iç, estetik imar faaliyetinin gerçekleştiği mekanları göstermektedir.
''el-Munkiz mine’ d-dala^l'' isimli eser Gazali’ye aittir.
Aşağıdakilerden hangisi Farabi’nin Katalancaya çevrilen eseridir?
Fârâbî’nin eserlerinin, Latince ve İbraniceden başka, bazı yerel Avrupa dillerine de çevrildiğini biliyoruz. Bunun bir örneğini, Arapça aslı henüz bulunmamış olan, Katalancaya çevrilmiş bir eseridir: De ortu scientarum.
Aşağıdakilerden hangisi inanma eyleminin temel özelliklerinden biri değildir?
İnanma ve düşünme eylemlerinin kendilerine özgü karakterlerini ana hatlarıyla tanımlamak gerekirse; inanma eylemi daha çok dinî metinlerin anlaşılmasına bağlı iken düşünme eylemi daha çok sebep-sonuç ilişkilerini dikkate alarak olayları açıklamayı amaçlar. Böylece inanma eylemi daha çok dini metinlerin otoritesine dayalı bir itaat şeklinde ortaya çıkarken, düşünme eylemi soru sorarak gerçekliği tüm açıklığıyla kavramak ister. İnanma eylemi, Allah’ın müminlerden talep ettiği hususlar bağlamında olması gerekene yönelirken, düşünme eylemi olan-bitenin nedenlerine ve muhtemel sonuçlarına dikkat kesilir. Sözgelimi Cebriyye mezhebi mensuplarının ‘Allah’ın kâinatta olup biten her şeyi ezelde belirlediği ve insanın adeta rüzgar önündeki yaprak gibi hareket etmek zorunda olduğu’ şeklindeki inanma eylemleri aynı zamanda her şeyi açıklama iddiasında olabilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi vahdet-i vücud (varlığın tekliği) anlayışını savunan düşünürlerdendir?
Estetik imar bilincini yönlendiren temel unsur dini bir dünya görüşü olduğundan, Allah’ın kâinatta kurmakta olduğu düzenin bir tür yansıması, izdüşümü ya da benzerini üretmek temel hedeftir. Bu nedenle değişik alanlarla üretim yapan Osmanlı düşünürlerinin kabaca Platoncu ‘asıl-kopya’ ikiliğine dayalı felsefe yapma tarzını sürdürdükleri söylenebilir. Elbette Davud el-Kayseri gibi vahdet-i vücud (varlığın tekliği) anlayışını savunan düşünürler de vardır.
Aşağıdakilerden hangisi bir şeyin zamanla öncelenmemiş olmasını gösterir?
Kıdem bir şeyin zamanla öncelenmemiş olması demektir. Filozoflara göre zaman hareketin birimidir. Hareket ise varlığa gelmiş varlığın bir özelliğidir. Varlık henüz varlığa gelmemiş iken, hareketten ve zamandan söz etmek mümkün olmadığından, âlemin ilk varlığa gelişi bu anlamda kadîmdir.
İbn Haldun hangi eserinde her şeyden önce ümran olarak isimlendirdiği yeni bir ilim ve perspektif inşa etmektedir?
İbn Haldun Mukaddime isimli eserinde, her şeyden önce ümran olarak isimlendirdiği yeni bir ilim ve perspektif inşa eder. Ümran ilmi her ne kadar kelâm, fıkıh, siyaset felsefesi, İran nasihatname geleneği gibi farklı disiplinlerden istifade ederek oluşturulsa da, vurgulamalarından anlaşıldığı üzere temelde tarih disiplinin bir uzantısı şeklindedir.
Kimin felsefesi hakkında kilise ve Hıristiyan düşünürlerinin teslise inancının akılla izah edilemez olduğunu güçlendirdiği için, papalık ve din adamları onun yasaklandığına dair birçok ferman yayınlamışlardır?
İbn Rüşd’ün felsefesi, kilise ve Hıristiyan düşünürlerinin teslise inancının akılla izah edilemez olduğunu güçlendirdiği için, papalık ve din adamları onun yasaklandığına dair birçok ferman yayınlamışlardır.