“Bu dönemin İslam hukuk tarihi açısından en bariz vasfı, hukuki faaliyetlerin artık mezhep yapılanmaları çerçevesinde sürdürüleceğinin tüm toplum tarafından benimsenmiş olmasıdır. Diğer bir ifadeyle mevcut geleneklerden bağımsız bir ictihad faaliyeti muteber kabul edilmemiştir.”
Yukarıda anlatılan dönem aşağıdakilerden hangisidir?
İslam hukuk tarihi ile ilgili literatürde bu dönemin hicri IV. asrın ortalarından itibaren başlayıp, kanunlaştırma hareketleri ve yenileşme arayışlarının yaşandığı on dokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar sürdüğü ifade edilmektedir. Hukuki faaliyetin mezhep yapılanması içerisinde sürdüğü bu dönem kimi yazarlarca taklid dönemi olarak adlandırılmaktadır.
Toplumsal yaşamı düzenleyen kurallara ne ad verilir?
S¸âyet insanların gereksinimlerini adaletli bir biçimde elde etmelerini sağlayacak toplumsal bir düzen kurulamazsa, güçlünün egemen olduğu olgusal bir yapı açığa çıkar. Toplumsal düzenin kurulması da, ancak bireylerin davranışlarını, nasıl olmaları gerektiği hususunda yönlendiren bir takım kurallar aracılığı ile gerçekleşebilir. Toplumsal yaşamı düzenleyen bu kurallara toplumsal düzen kuralları denilmektedir.
Hangisi teklîfî hükmün kısımlarından biri değildir?
Teklîfî hükümlerin kısımları konusunda Hanefî usulcüler ile diğerleri arasında bazı farklılıklar vardır. Usulcülerin çoğunluğuna göre teklîfî hüküm îcâb, nedb, tahrîm, kerâhe ve ibâha olmak üzere beş kısma ayrılır.
Aşağıdakilerden hangisi Hanefilere göre teklîfî hükmün kısımlarından biri değildir?
Usulcülerin çoğunluğuna göre teklîfî hüküm îcâb, nedb, tahrîm, kerâhe ve ibâha olmak üzere beş kısma ayrılır. Hanefiler ise teklîfî hükümleri farz, vâcib, sünnet, nâfile, harâm, mekrûh, mübâh olmak üzere yedi kısma ayırır.
Fıkıh usulü alanında günümüze kadar ulaşan ilk eser olma özelliğini taşıyan eser hangisidir?
S¸a^fii^ eserlerin bizzat kaleme almış ya da öğrencilerine dikte ettirmiş olması, hukuki görüşleri ile ilgili birinci el bilgiye ulaşma imka^nı sağlamıştır. Meşhur er-Risa^le adlı eserini Irak’ta yazmış, ancak daha sonra Mısır’da yeniden düzenlemiştir. Fıkıh usulü alanında günümüze kadar ulaşan ilk eser olma özelliğini koruyan er-Risa^le, S¸a^fii^’nin de fıkıh usulünün müdevvini olarak kabul edilmesini sağlamıştır. İmam Malik’in Muvatta^ adlı eseri İslam hukuk tarihi açısından oldukça önemlidir. Bu eserin fıkıh ve hadis sahasında tedvin edilmiş ilk eserlerden olduğu görülmektedir. Ebu Yusuf’un bize kadar intikal eden eserleri başlıca Kitabü’l-a^sa^r, Kita^bü’l-hara^c, İhtila^fu Ebi^ Hanife ve İbn Ebi^ Leyla^, er-Red ala^ siyeri’l- Evza^i^’den oluşmaktadır.
Yarar sağlayan vafa ne denir?
Bir yarar sağlayan veya bir mefsedeti/zararı gideren vasıf “münasip vasıf ” olarak adlandırılır.
Ebu Hanife fıkıhta aşağıdakilerden hangi kaynağı bağlayıcı bir delil olarak kabul etmez?
Ebu Hanife, Kitab ve Sünnet’te delil bulamazsa sahabe görüşleri içerisinden tercih yapar, tabiun müctehidlerinin içtihatlarını bağlayıcı bir delil olarak kabul etmezdi.
Aşağıdakilerden hangisi Allah’ın hitabıdır?
Hüküm, özü itibariyle “Allah’ın hitabı” olarak tanımlanır ve teklîfî ve vaz‘î hükümler olmak üzere iki kısma ayrılır.
Aşağıdakilerden hangisi kötülüğe giden yolun kapatılmasını anlamını verir?
Yasağa götüren şeyin de yasak olması gerektiği ve yasağa götüren şeyin görünüşte caiz olmasının sonucun meşruluğunun garanti edilemeyeceği görüşü “sedd-i zerai” ifadesinin bir açıklamasıdır.
Hangileri mezhep yapılanmasının yaygınlaşmasını ve yerleşmesini sağlayan faktörlerdendir?
Müctehid imamlar döneminin akabinde mezhep yapılanmasının yaygınlaşmasını ve yerleşmesini sağlayan faktörleri şöyle sıralamak mümkündür. Hukukta istikrar ihtiyacı önemli ölçüde kendini hissettiriyordu. İbn Mukaffa’nın (ö. 145/762) Abbasi halifelerine sunduğu teklifte hukuki istikrara duyulan ihtiyaç, oldukça vurgulu bir biçimde dile getirilmiştir. İbn Mukaffa, farklı ictihad ve yorumların ortaya koyduğu kargaşanın aşılıp hukuk emniyetinin sağlanabilmesi için, bir müctehidin görüşlerinin bağlayıcı hukuk kuralları haline getirilmesini önermişti. Hükümdarların belli mezhepleri desteklemelerinin, mezheplerin görüşlerinin öğretilmesi için medrese ve vakıflar tahsis edilmesinin arka planında da mezheplerin hukuk emniyetine sağladığı katkının payını unutmamak gerekir. Kurucu hukukçuların öğrencilerinin hocalarının görüşlerini sistemleştirme ve yaymadaki gayretleri de ekolleşmeyi hızlandırmıştır. Müctehidlerin İslam hukukunun tüm konuları ile ilgili görüşlerinin yazılı kaynaklarda bir araya getirilmesi, hem hukuk öğrenimini kolaylaştırmış, hem de mezhep yapılanmasına katkı sağlamıştır.
Eserin fıkıh ve hadis sahasında tedvin edilmiş ilk eserlerden olduğu görülmektedir. Yazar, bu eserde Hicazlıların rivayet ettikleri hadisleri, sahabe ve tabiûn görüşlerini, Medine’de uygulanan hukuki teamülleri bir araya toplayarak fıkıh konularına göre düzenlemiştir.
Yukarıda anlatılan eser aşağıdakilerden hangisidir?
İmam Malik’in Muvattâ adlı eseri İslam hukuk tarihi açısından oldukça önemlidir. Bu eserin fıkıh ve hadis sahasında tedvin edilmiş ilk eserlerden olduğu görülmektedir. İmam Malik, Muvattâ’da Hicazlıların rivayet ettikleri hadisleri, sahabe ve tabiûn görüşlerini, Medine’de uygulanan hukuki teamülleri bir araya toplayarak fıkıh konularına göre düzenlemiştir. İmam Mâlik’in bu eserin hazırlanması ve düzenlenmesi için kırk yıl emek verdiği nakledilmektedir.
“Kişinin haklarını ve sorumluluklarını bilmesi” biçiminde ifade edilen fıkıh tanımının nisbet edildiği kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Ebû Hanîfe’ye nisbet edilen bu ifadedeki fıkıh tanımı, itikat alanı da dahil, dini bilginin her türünü içine alacak genişliktedir.
Aşağıdakilerden hangisi sahabenin ihtilaf sebeplerinden biri değildir?
Kişilerin farklı sosyal çevrelerde yetişmiş olmaları farklı kültür birikimi oluşturur. Bu durum kişilerin önemli konularda ihtilafa düşmelerine neden olabilir.
İslam bilimlerinin meşruiyet kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?
Temel İslam bilimlerinden her biri, İslam’ın getirdiği itikadî hükümler üzerine kurulmuştur. Kelâm, tüm temel İslam bilimleri bakımından bir meşruiyet kaynağı konumundadır.
Aşağıdakilerden hangisi Ebu Hanife’nin eserlerinden birisi değildir?
er-Risale Ebu Hanife’nin değil İmam Muhammed b. İdris eş-Şâfiî’nin eseridir.
Eserin fıkıh ve hadis sahasında tedvin edilmiş ilk eserlerden olduğu görülmektedir. Yazar, bu eserde Hicazlıların rivayet ettikleri hadisleri, sahabe ve tabiûn görüşlerini, Medine’de uygulanan hukuki teamülleri bir araya toplayarak fıkıh konularına göre düzenlemiştir.
Yukarıda anlatılan eser aşağıdakilerden hangisidir?
İmam Malik’in Muvattâ adlı eseri İslam hukuk tarihi açısından oldukça önemlidir. Bu eserin fıkıh ve hadis sahasında tedvin edilmiş ilk eserlerden olduğu görülmektedir. İmam Malik, Muvattâ’da Hicazlıların rivayet ettikleri hadisleri, sahabe ve tabiûn görüşlerini, Medine’de uygulanan hukuki teamülleri bir araya toplayarak fıkıh konularına göre düzenlemiştir. İmam Mâlik’in bu eserin hazırlanması ve düzenlenmesi için kırk yıl emek verdiği nakledilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi, terk edilmesi yapılmasından daha iyi olan fiili ifade eder?
Mekruh, kesin olmayan bir şekilde yapılmaması istenen bir fiildir. Bir kesinlik olmamasına rağmen yapılması istenmeyendir.
Hz. Peygamber’in hicretinden sonra Müslümanlar hangi şehirde etkili hale gelmişlerdir?
Hz. Peygamber’in hicretinden sonra Müslümanlar, Medine’de şehrin yönetimi üzerinde etkisi olan bir topluluk haline geldiler. Medine’de yaşayan bütün grupların iştirakiyle, hak ve sorumlulukları belirleyen ortak bir belge (Medine Vesikası) tanzim edilerek Hz. Peygamber’in etrafında bir nevi siyasal bir teşkilatlanma meydana getirildi.