Aşağıdakilerde hangisi tedrice riayete bir örnek olarak verilebilir?
Bu dönemin en önemli özelliklerinden biri mükellefiyetlerin aşama aşama belirli bir hazırlık ve alıştırma süreciyle yürürlük kazanmasıdır.
İcmâa katılan müctehidlerin hepsinin ölmesi anlamına gelen terim aşağıdakilerden hangisidir?
Inkırâzu'l-asr, icmâa katılan müctehidlerin hepsinin ölmesi anlamına gelir. Bu şartı öne sürenlere göre, görüşünden vazgeçme ihtimali bulunduğu için, aynı doğrultuda görüş bildiren müçtehidlerin hepsi ölmedikçe icmâ gerçekleşemez. Hanefilere göre icmâın gerçekleşmesi için ınkırâzu’l-asr şart değildir.
“Batıniyye adıyla da anılan bu ekolün hukuki görüşlerini, Kadı Ebu Hanife en-Numan (ö. 363/974) derlemiştir. Mısır’da hüküm süren Fatımî devletinin himayesi altında gelişme imkanı bulan bu ekolün temel kaynaklarını Kadı Ebu Hanife en-Numan’ın yazdığı Deâimü’l-İslâm, Tevîlü deâimi’l-İslâm ve Kitâbü’l-iktisâr teşkil etmektedir.”
Yukarıda açıklanan ekol aşağıdakilerden hangisidir?
Bu ekole bağlı olan Şiiler Cafer es-Sadık’tan sonra büyük oğlu İsmail’in imam olduğunu savunmaktadır. Onlara göre imamet, İmam İsmail’den sonra oğlu Muhammed Mektûm ve evlatlarına intikal etmiştir. Batıniyye adıyla da anılan bu ekolün hukuki görüşlerini, Kadı Ebu Hanife en-Numan (ö. 363/974) derlemiştir. Mısır’da hüküm süren Fatımî devletinin himayesi altında gelişme imkanı bulan İsmaili ekolünün temel kaynaklarını Kadı Ebu Hanife en-Numan’ın yazdığı Deâimü’l-İslâm, Tevîlü deâimi’l-İslâm ve Kitâbü’l-iktisâr teşkil etmektedir. Önceleri Hanefi ya da Maliki olduğu söylenen Kadı Ebu Hanife en-Numan, Fatımi idaresinde başkadılık yapmış bu arada da İsmaili ekolün fıkhi doktrinini oluşturmuştur.
İlk inen ayetler hangi motifleri taşımaktadır?
Hz. Aişe’nin (ö. 58/678) ilk inen ayetlerin Cennet ve Cehennem motifleri taşıdığı, daha sonra helal ve haramla ilgili ayetlerin geldiğine ilişkin tespitine göre doğru
“Kişinin haklarını ve sorumluluklarını bilmesi” biçiminde ifade edilen fıkıh tanımının nisbet edildiği kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Ebû Hanîfe’ye nisbet edilen bu ifadedeki fıkıh tanımı, itikat alanı da dahil, dini bilginin her türünü içine alacak genişliktedir.
Tafsîlî delil, hangi konudaki hükümlere dayanmaktadır?
Tafsîlî delil, her bir davranışla ilgili hükmün dayandığı özel delil anlamındadır. Bir hükme delil olan tek bir âyet ya da hadis, tafsîli delil niteliğindedir.
Hem nass yoluyla bildirilmiş hem de ictihadî yöntemlerle elde edilmiş hükümleri birlikte ele alan kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Şeriat, hem nass yoluyla bildirilmiş hem de ictihadî yöntemlerle elde edilmiş hükümleri birlikte içermektedir.
Yolcu için tanınan oruç tutmama ruhsatı hangi tür ruhsata örnek teşkil etmektedir?
Bir fiilin haramlık sebebinin bulunduğu halde haramlık hükmünün kaldırılarak mübah kılınması: Örneğin yolcu için tanınan oruç tutmama ruhsatı, bu türdendir. Şöyleki Ramazan ayında bulunduğu için yolcunun oruç tutmayı terk etmesi haramdır. Fakat “Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun” (Bakara 2/184) ayeti sebebiyle bu haramlık hükmü kaldırılarak yolcu ve hastanın oruç tutmayabileceği ifade edilmiştir.
Nas ve eser merkezli, nakle dayalı bir fıkıh anlayışı benimseyen, kıyası son çare olarak gören ekol hangisidir?
Ahmed b. Hanbel’in başvuru kaynakları öncelikle naslar yani Kita^b ve Sünnet’tir. İkinci aşamada sahabenin ittifak ettiği veya muhalifi bilinmeyen fetvalarını delil olarak kabul ederdi. Daha sonra sahabenin ihtilaf ettikleri görüşlerden naslara en uygun bulduğunu tercih ederdi. Dördüncü aşamada, daha kuvvetli bir delil bulamadığı durumda, mürsel ve zayıf hadisleri kıyasa tercih ederdi. Beşinci aşamada ise, artık mecbur kaldığı için kıyası kullanırdı. Ahmed b. Hanbel, farazi fıkıhtan hoşlanmaz, meydana gelmemiş olaylarla ilgili hüküm yürütmezdi. Görüldüğü üzere Ahmed b. Hanbel nas ve eser merkezli, nakle dayalı bir fıkıh anlayışı benimsemiş, kıyası son çare olarak görmüştür.
Aşağıdakilerden hangisi, sahabi sözünü hüccet olarak kabul eder?
Bazı İslam alimleri sahabi sözünün ister kıyasa uygun isterse aykırı olsun mutlak hüccet olduğu görüşündedirler. İmam Malik bu görüştedir.
Hz. Peygamber döneminde İslam hukukunun iki kaynağı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Fıkıh dini anlamda bilgelik anlamı içermektedir. Kelam Kelam “söz” anlamı taşımaktadır. Tefsir yorumlama anllamı taşımaktadır. Yukarda anlatılanlar konu dışıdır. Hz. Peygamber döneminde İslam hukukunun iki kaynağından bahsetmek mümkündür: Kitâb ve Sünnet.
Aşağıdakilerden hangisi yaşayan sünni hukuk ekollerinden birisi değildir?
Sünni hukuk ekollerinin dışında, Harici ve Şii çevrelerde teşekkül eden ekollerin bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Bu grubun örnekleri arasında Şii çevrede teşekkül eden Zeydî, Caferî ve İsmâilî ekollerini ve Harici çevrede teşekkül eden İbâzî ekolünü verebiliriz.
Hangisi Ebu Hanife’nin hukuki meselelerde kullandığı kaynaklardan değildir?
Ebu Hanife’ nin fıkıhta takip ettiği metodu kendisinden nakledilen rivayetler ışığında şöyle özetlemek mümkündür: O¨nce Kita^b’ a, sonra Sünnet’e müracaat ederdi. Bu ikisinde bir delil bulamazsa sahabe görüşleri içerisinde tercih yapar, onların ictihadlarının dışına çıkmazdı. Konuyla ilgili sahabe görüşü yoksa tabiu^n müctehidlerinin ictihadlarını bağlayıcı bir delil olarak kabul etmez, kendisi de onlar gibi ictihad ederdi (Saymeri^, 1985). Bu verilerden hareketle Ebu Hanife’nin başvurduğu kaynakların Kita^b, Sünnet, en genel anlamıyla Sahabe kavli ve ictihad olduğunu söyleyebiliriz. İctihad, kıyas ve istihsanı kapsamaktadır. O¨rfle alakalı olarak ise Ebu Hanife’nin ictihad ederken müslümanların teamülüne önem verdiği rivayet edilmektedir. Ancak örfün bir hukuk kaynağı olarak literatüre girmesi oldukça sonraki dönemlerde gerçekleşmiştir.
Fıkhın içinde yalnızca karşılıklı hak ve vecibe ilişkisi kuran davranışları düzenleyen emredici ve tecvi^z edici kurallar bütününe ne ad verilir?
İslam hukuku, fıkhın içinde yalnızca karşılıklı hak ve vecibe ilişkisi kuran davranışları düzenleyen emredici ve tecvi^z edici kurallar bütünüdür. Nitekim klasik dönem fıkıh kaynaklarında yargı kararının niteliğine ilişkin tespit, tanımdaki İslam hukuku kavramına denk düşmektedir. Bu tanıma göre, İslam hukuku, daha geniş kapsamlı olan fıkhın hukuka karşılık gelen bir parçasıdır. Fıkhın, dini^, ahla^ki^ ve hukuki^ kurallar (hükümler) bütünü biçimindeki tanımı da, fıkıh ve İslam hukuku kavramları arasındaki tam girişimlilik ilişkisini açıklamaktadır.
Hangileri ehliyet arızalarındandır?
Ehliyet arızaları, kişinin ehliyetini daraltan veya tamamen ortadan kaldıran durumlar demektir ve sadece eda^ ehliyeti için geçerlidir. Ehliyet arızaları, kaynağına göre sema^vi^ arızalar (küçüklük, akıl hastalığı, ateh) ve müktesep arızalar (sefeh, sarhoşluk, ikrah) olmak üzere iki kısma ayrılır. Bunlar dışında cehalet, hezl (ciddiyetsizlik, şaka), hata ve yolculuk durumları da müktesep arızalar içinde sayılır. Ancak bunlar ehliyeti ortadan kaldırmayan, ehliyete etkisi son derece sınırlı olan ve bazı hallerde mazeret sayılan durumlardır.
Hz. Peygamber tarafından Yemen’e gönderilirken, Hz. Peygamber’in “karşılaştığı meselenin hükmünün Kur’an ve Sünnette bulunmadığında ne yapacağını sorması karşısında, ictihad ederek meseleyi çözeceğini söyleyen kişi kimdir?
Çözümü: Selman el Farisi Arap olmayan İranlı, Bilali Habeşi ilk ezanı okuyan, Halid b. Velid Allahın kılıcı ünvanlı komutan ve Ebu Eyüp el Ensari ise Hz. Peygamberi Medineye hicretinde evinde kaldığı sahabedir.
Hangisi hadis taraftarlığının Hicaz bölgesinde, re’ y taraftarlığının da Irak bölgesinde yoğunlaşmasının nedenlerindendir?
Hadis taraftarlığının Hicaz bölgesinde, re’ y taraftarlığının da Irak bölgesinde yoğunlaşmasını açıklayabilmek için şu gerekçeler ileri sürülmüştür: Hicaz bölgesinde hadisler ve sahabe fetvalarından oluşan külliyetli miktarda nakle dayalı fıkıh materyali bulunuyordu. Bu da Hicaz bölgesindeki fıkhi faaliyetler için yeterli oluyordu. Siyasal karışıklıklar sonucu ortaya çıkan kamplaşmanın Irak’ta yoğun bir etkisi vardı. Kimi gruplar kendi ideolojileri doğrultusunda hadis uydurmaktan çekinmiyordu. Birçok medeniyete beşiklik etmiş, farklı etnik kökenlere ve kültürel çevrelere mensup insanların barındığı Irak coğrafyasında sosyal çevre ve gündelik yaşam, Hicaz’ da rastlanmadığı ölçüde karmaşık bir yapı arzediyordu. Dolayısıyla çözülmesi gereken çok sayıda mesele ve bunlara yönelik olarak toplumun beklentileri söz konusuydu.
Aşağıdakilerden hangisi Vaz‘î hükümlerin kısımlarından biri değildir?
Vaz‘î hükmün, teklîfî hükmün varlığını ve yokluğunu göstermek üzere konulmuş hükümler olduğu daha önce geçmişti. Vaz‘î hükümler illet, sebeb, rükün, şart, mâni‘dir. Hanefiler buna bir de alâmeti eklemişlerdir. Nedb teklîfî hükmün kısımlarından biridir.
Aşağıdakilerden hangisi kötülüğe giden yolun kapatılmasını anlamını verir?
Yasağa götüren şeyin de yasak olması gerektiği ve yasağa götüren şeyin görünüşte caiz olmasının sonucun meşruluğunun garanti edilemeyeceği görüşü “sedd-i zerai” ifadesinin bir açıklamasıdır.