Ebu Hanife’nin hukuki meselelerde kullandığı kaynaklar aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Ebu Hanife’nin hukuki meselelerde kullandığı kaynakları Kitâb, Sünnet, icmâ, genel anlamıyla sahabe kavli, kıyas ve istihsan olarak sıralayabiliriz.
Aşağıdakilerden hangisi icmâın işlevlerinden biri değildir?
İbadet ve ibadet içerikli konularda Hz. Peygamberden intikal eden ve sahabede somutlaşan mevcut anlayış ve uygulamaları korumak ve sürdürmek; hukuk alanına ilişkin olmak üzere, yeni karşılan problemlerde ortak ve bağlayıcı karar alabilmek; mevcut anlayış ve uygulamayı, yöneticelerin değiştirme girişimlerine karşı korumak suretiyle bir anlamda onların otoritelerini sınırlamak; kıyasın hüccet oluşu, haber-i vâhid ile amel gibi usulî konuların meşruiyetini ispatlamak ve temellendirmek icmâın işlevleridir.
Aşağıdakilerden hangisi İslam hukukuçularının ihtilafının temel sebeplerinden biri değildir?
İslam hukukçularının ihtilafının temel sebebini, ihtilafa ve farklı anlayışlara açık bir alanın bulunması ve hukukçuların bu alanın doldurulmasına yönelik farklı metodolojilere sahip olmaları teşkil etmektedir. Bu alanlar yukarıdaki şıklarda ifade edilmiştir. Ancak tüm anlayışalar Sünneti önemli bir kaynak olarak kabul etmektedir.
Maliki ekolünün kurucusu kimdir?
Maliki ekolü, İmam Malik adıyla tanınan Malik b. Enes el-Esbahî etrafında şekillenmiştir. İmam Malik (95/713) yılında Medine’de doğmuş, (179/795) yılında yine Medine’de vefat etmiştir. Hac amacıyla Mekke’ye gitmenin haricinde ömrü boyunca Medine’den ayrılmadığı nakledilmektedir.
“Hilafetin Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın soyundan gelen on iki imama has olduğu görüşünü savunmaktadırlar. Bu grup “imamiyye” ve “isnâaşeriyye” adıyla da anılmaktadır.”
Yukarıda anlatılan ekol aşağıdakilerden hangisidir?
Şiilerin en kalabalık grubunu teşkil eden Caferiler, hilafetin Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın soyundan gelen on iki imama has olduğu görüşünü savunmaktadırlar. Bu grup “imamiyye” ve “isnâaşeriyye” adıyla da anılmaktadır. Ekol, altıncı imam Cafer es-Sadık’a (ö. 148/765) nispet edilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi yaşayan sünni hukuk ekollerinden birisidir?
Hanbeli ekolü yaşayan sünni ekollerindendir.
Aşağıdakilerden hangisi İmam Malik’in görüşlerini Kuzey Afrika ve Mısır’da yayan öğrencilerinden biri değildir?
Hasen b. Ziyad, Ebu Hanife’nin görüşlerinin tedvininde ve mezhepleşmesinde önde gelen öğrencilerinden biridir.
Aşağıdakilerden hangisi Hanefilere göre teklîfî hükmün kısımlarından biri değildir?
Usulcülerin çoğunluğuna göre teklîfî hüküm îcâb, nedb, tahrîm, kerâhe ve ibâha olmak üzere beş kısma ayrılır. Hanefiler ise teklîfî hükümleri farz, vâcib, sünnet, nâfile, harâm, mekrûh, mübâh olmak üzere yedi kısma ayırır.
Üç temel islam bilimi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Kelam, Tasavvuf ve Fıkhın (İslam Hukuku) üç temel İslam bilimi olarak değerlendirilmesi, tefsir ve hadis gibi diğer İslami disiplinlerin önemsiz olduğu anlamına değil; onların metinlerin anlaşılması ve oradan hareketle davranışların hükümlerine ilişkin değer yargılarına ulaşılmasıyla ilgilenmedikleri, onların temel işlevinin bu üç temel bilimin ana malzemesinin hazırlanmasıyla ilgili olduğu anlamına gelir.
Aşağıdakilerden hangisi klasik İslam düşüncesinde şer’i ilimler arasında yer almaz?
Esatir, efsanelere dayanan masal, hikaye ve benzeri anlatılardır. Bu nedenle şer’i ilimler arasında yer almaz.
Aşağıdakilerden hangisi, her bir davranışla ilgili hükmün dayandığı özel delil anlamını verir?
Buna cüz’î delil de denilmektedir. Tafsîlî delil, her bir davranışla ilgili hükmün dayandığı özel delil anlamındadır. Bir hükme delil olan tek bir âyet ya da hadis, tafsîli delil niteliğindedir.
Fıkhın içinde yalnızca karşılıklı hak ve vecibe ilişkisi kuran davranışları düzenleyen emredici ve tecvîz edici kurallar bütününe ne ad verilir?
İslam hukuku, fıkhın içinde yalnızca karşılıklı hak ve vecibe ilişkisi kuran davranışları düzenleyen emredici ve tecvîz edici kurallar bütünüdür. Nitekim klasik dönem fıkıh kaynaklarında yargı kararının niteliğine ilişkin tespit, tanımdaki İslam hukuku kavramına denk düşmektedir. Bu tanıma göre, İslam hukuku, daha geniş kapsamlı olan fıkhın hukuka karşılık gelen bir parçasıdır. Fıkhın, dinî, ahlâkî ve hukukî kurallar (hükümler) bütünü biçimindeki tanımı da, fıkıh ve İslam hukuku kavramları arasındaki tam girişimlilik ilişkisini açıklamaktadır.
Müctehid İmamlar Döneminin bariz özelliği bir önceki kuşakta ana eğilimler etrafında ekolleşmeler yaşanmışken, bu dönemde o ekollerin içerisinden şahıs merkezli yeni bir hukuki yapılanma doğmasıdır. Ortaya çıkan bu yapılanmlara ne ad verilir?
Mezhep adı verilen bu yapılanma, içinden çıktığı ekolün özelliklerini yansıtmakla beraber, kurucu kabul edilen hukukçunun görüşleri çerçevesinde şekillenmekteydi. Bu anlamda mezhep “belli bir müctehidin kendine mahsus ictihad usulü ve bu usul ile elde edilmiş fıkıh hükümleri bütünü”nü ifade ediyordu.
Kitab (Kur’ân), “Hz. Muhammed’e Arapça olarak indirilmiş, mushafın iki kapağı arasında tevatüren nakledilmiş Tanrı kelamı” şeklinde tanımlanır. Aşağıdakilerden hangisi Kur’an’ın vahiy ürünü olduğunu göstermektedir?
Tanrı kelamı ifadesi, Kur’ân’ın vahiy ürünü olduğunu anlatır. Kur’ân’ın bütün diğer delillerin dayandığı ana delil olması onun bu özelliğinden kaynaklanır.
1.Kıyasın bırakılıp insanlara en uygun olanı almak
2.Özel ve genel herkesin karşı karşıya kalıp mübtela olduğu hususlarda hükümlerde kolaylığı talep etmek
3.Genişliği almak, sıkıntılı olanı terk etmek
4.Müsamahayı almak, rahatlık taşıyanı istemektir. Bu tanımların ortak noktası, kolaylığın alınıp zorluğun terkedilmesi olup, bu husus dinde temel bir prensiptir.
Yukarıda açıklanan terim aşağıdakilerden hangisidir?
İstihsan, sözlükte, güzel bulmak anlamına gelir. Terim olarak ise değişik biçimlerde tanımlanmıştır. Hanefi usulcü ve fakih Serahsi istihsanı yukarıdaki şekillerde tanımlamışlardır.
Aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur?
Sünnet, İslam hukukunun ikinci temel kaynağıdır. Sünnetin ikinci kaynak olması onun daha az önemli olduğu anlamına gelmez. Hüküm çıkarma konusunda Kur’an ile Sünnet arasında özde bir fark yoktur. Bir hükme kaynaklık etme açısından aralarında fark olmadığı için usulcüler Kur’an ve sünnet metinlerini ifade etmek için “nass” (çoğulu: nusûs) terimini kullanmışlardır.
Yalnızca ehl-i beyt ve onların taraftarı olan Sahabelerin rivayetlerini kabul eden topluluk hangisidir?
S¸îa’nın eğilimi ise, yalnızca ehl-i beyt ve onların taraftarı olan sahabilerin rivayetlerini kabul etmek şeklinde ortaya çıkmıştır. Sadece ehl-i beyt imamlarının fetvalarına değer atfeden S¸îa da ayrı bir hukuk anlayışı geliştirmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi Allah’ın hitabıdır?
Hüküm, özü itibariyle “Allah’ın hitabı” olarak tanımlanır ve teklîfî ve vaz‘î hükümler olmak üzere iki kısma ayrılır.
Aşağıdakilerden hangisi toplumun maslahatının gözetilmesine bir örnek olarak verilebilir?
Hz. Peygamber döneminde hükümlerin vaz edilişi sırasında toplumun temel ihtiyaç ve faydası gözetilmiştir. Evlilikte denkli, toplumun maslahatının gözetilmesine bir örnektir.
Aşağıdakilerden hangisi Şâfiî’nin başvurduğu kaynaklardan biri değildir?
Önce Kitâb ve Sünnet’e başvururdu. Kitâb ve sünnette bulunmayan konularda, sahabenin ittifak ettiği görüşlere, daha sonra da sahabenin ihtilaf halindeki görüşlerine başvururdu. Son müracat ettiği delil ise kıyastır. Buna karşın prensip olarak mürsel hadisleri kabul etmezdi.