……………… aslî cezaya hükmedilmesiyle suçlunun doğrudan katlandığı ve ayrıca hükmedilmesine gerek olmaksızın kesinleşen cezalardır. Yukarıdaki boşluğa gelmesi gereken en uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Tâbi cezalar, aslî cezaya hükmedilmesiyle suçlunun doğrudan katlandığı ve ayrıca hükmedilmesine gerek olmaksızın kesinleşen cezalardır. Mûrisini öldüren kâtilin mirastan mahrum kalması ya da zina iftirasında bulunan kimsenin şahitlik ehliyetini kaybetmesi tâbi cezalardandır.
Kitâb ve Sünnet’te doğrudan düzenlenmemiş, toplumsal koşullara göre belirlenmeleri yetkili organa bırakılmış olan veya Kitâb ve Sünnet’te yasaklanmış, fakat kendilerine herhangi bir cezaî yaptırım öngörülmemiş davranışların oluşturduğu suçlar aşağıdakilerden hangisidir?
Ta’zîr suçları (cerâimu’t-ta’zîr) ise, iki kısımda ele alınabilir. Onlardan ilk kısmını, Kitâb ve Sünnet’te yasaklanmış, fakat kendilerine herhangi bir cezaî yaptırım öngörülmemiş davranışlar oluşturmaktadır. Diğer bir ifadeyle, söz konusu davranışlar birer suç olarak ilahî irade (Şâri’) tarafından düzenlenmiş, ancak bunların nasıl cezalandırılacakları bildirilmemiştir. Ta’zîr suçlarının ikinci kısmında ise Kitâb ve Sünnet’te doğrudan düzenlenmemiş, toplumsal koşullara göre belirlenmeleri yetkili organa bırakılmış olan suçlar yer almaktadır. Ta’zîr suç ve/veya cezalarını belirlemede yetkili organ, pozitif düzeyde yasama yetkisini elinde tutan devlet başkanıdır. Devlet başkanı, ta’zîr suç ve/veya cezalarını belirleme yetkisini hâkimlere de bırakabilir.
Yukarıdakiler hangisi sürekli evlenme engellerinden biridir?
Erkeğin dede ve ninelerinin çocukları: Halaları ve teyzeleri ve hanımının fürû‘u: Üvey kızları ve bunların kızları ile sürekli evlenme engeli bulunmaktadır. Ancak, din farkı sürekli evlenme engeli değildir.
Aynı türe ait olup, görünüm, içyapı, ekonomik fayda vb. bakımlardan eş özellikte olan ve bu sebeple dikkate değer bir fark olmadan birbirinin yerine geçebilen mallara verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Özellikle borçlar hukuku açısından mallarla ilgili en önemli ayırım mislî-kıyemî mal ayırımıdır. Bu ayırıma göre aynı türe ait olup, görünüm, içyapı, ekonomik fayda vb. bakımlardan eş özellikte olan ve bu sebeple dikkate değer bir fark olmadan birbirinin yerine geçebilen mallar mislî; böyle olmayan mallar ise kıyemîdir.
Bir fiilin yapılmasının gerekli olmasını ifade eden kelime hangisidir?
Bir fiilin vâcib olmasının anlamı, o fiilin yapılmasının gerekli olması, yapanın sevap, mazeretsiz terk edenin ise cezayı hak etmesidir. İnanç açısından ise bunun hak olduğunun kabul edilmesi ve inkarının veya hafife alınmasının küfrü gerektirmesidir.
Aşağıdakilerden hangisi cezaları düşüren sebeplerden biri değildir?
İslam ceza hukukunda cezalar çeşitli sebeplere bağlı olarak düşmektedir. Ancak her bir sebep bütün cezalar bakımından düşürücü bir etkiye sahip değildir. Bir sebep, bir veya birden fazla cezaya özgü olabilir. Cezaları düşürücü belli başlı sebepler mağdurun rızası, suçlunun ölümü, suçlunun tevbesi, sulh, af ve zamanaşımından ibarettir.
Yukarıdakilerden hangisi duruma göre idette belirtilen sürelerden biridir?
Doğuma bağlı iddet: İster boşanmış ister fesih yoluyla ayrılmış isterse kocası ölmüş olsun kadın, hamile ise doğumla birlikte kadının iddeti sona erer Zamana bağlı iddet: Kocaları vefat eden ve hamile de olmayan kadınların iddeti 4 ay 10 gündür.
“Bu alandaki eserlerde şeklen birbirine benzeyen ancak hükümleri farklı olan fıkhi meseleler ele alınır” şeklinde tanımlanan tür aşağıdakilerden hangisidir?
Kavaid türü altına sokabileceğimiz başka bir alt tür de el-Furûk adıyla yazılan eserlerdir. Bu alandaki eserlerde şeklen birbirine benzeyen ancak hükümleri farklı olan fıkhi meseleler ele alınır. Bu meselelerin kaynak, hüküm ve illetleri arasındaki farklar sistemli bir şekilde belirlenerek benzer meselelerin neden ayrı hükümler aldığı noktasında fakîhte bir içgörü oluşması amaçlanır.
Yukarıdakilerden hangisi cezayı düşüren sebeplerden biridir?
Mağdurun rızası, kişinin, ceza hukuku kuralında suç olarak tanımlanmış olan davranışın kendisine karşı yapılmasına rıza göstermesi anlamındadır ve cezayı düşüren bir sebeptir. Suçlunun ölümü, onun şahsıyla ilgili (bedenî, ruhî ve hürriyeti bağlayıcı) cezaları doğal olarak düşürmektedir. Ayrıca islam ceza hukukunda suçlunun tevbesinin yol kesme suçunun cezasını düşürdüğü konusunda görüş birliği vardır.
Veliye velayeti altındaki kimseleri rızalarına bakmaksızın evlendirme yetkisi veren velayettir şeklinde tanımlanan kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Velayet-i icbar, veliye velayeti altındaki kimseleri rızalarına bakmaksızın evlendirme yetkisi veren velayettir. Bu tür velayet altına eksik ehliyetliler ve ehliyetsizler girer.
I. Hukukta istikrar ihtiyacıII. Hükümdarların mezheplere karşı olmasıIII. Farklı ictihad ve yorumların ortaya koyduğu kargaşaIV. Kurucu hukukçuların öğrencilerinin hocalarının görüşlerini sistemleştirme ve yaymadaki gayretleriV. Müctehidlerin İslam hukuku ile ilgili görüşlerinin yazılı kaynaklarda bir araya getirilmesiHangileri mezhep yapılanmasının yaygınlaşmasını ve yerleşmesini sağlayan faktörlerdendir?
Müctehid imamlar döneminin akabinde mezhep yapılanmasının yaygınlaşmasını ve yerleşmesini sağlayan faktörleri şöyle sıralamak mümkündür. Hukukta istikrar ihtiyacı önemli ölçüde kendini hissettiriyordu. İbn Mukaffa’nın (ö. 145/762) Abbasi halifelerine sunduğu teklifte hukuki istikrara duyulan ihtiyaç, oldukça vurgulu bir biçimde dile getirilmiştir. İbn Mukaffa, farklı ictihad ve yorumların ortaya koyduğu kargaşanın aşılıp hukuk emniyetinin sağlanabilmesi için, bir müctehidin görüşlerinin bağlayıcı hukuk kuralları haline getirilmesini önermişti. Hükümdarların belli mezhepleri desteklemelerinin, mezheplerin görüşlerinin öğretilmesi için medrese ve vakıflar tahsis edilmesinin arka planında da mezheplerin hukuk emniyetine sağladığı katkının payını unutmamak gerekir. Kurucu hukukçuların öğrencilerinin hocalarının görüşlerini sistemleştirme ve yaymadaki gayretleri de ekolleşmeyi hızlandırmıştır. Müctehidlerin İslam hukukunun tüm konuları ile ilgili görüşlerinin yazılı kaynaklarda bir araya getirilmesi, hem hukuk öğrenimini kolaylaştırmış, hem de mezhep yapılanmasına katkı sağlamıştır.
Yukarıdaki muamelat ile ilgili ifadelerden hangisi doğrudur?
Muâmelât kelimesi klasik bir tanıma göre “şahısların yaşamlarındaki normal ihtiyaçlarını gideren ve onlara fayda temin eden ilişkileri düzenleyen hükümlerdir. Yaygın anlamıyla muâmelât alanını ele aldığımızda muâmelâtın gerek mahiyet ve gerekse kapsam açısından medeni hukuk ve hatta özel hukukla büyük ölçüde örtüştüğü söylenebilir. Muâmelât alanının diğer başlığı da Terikâttır.
Had, Ta’zir ve kısas ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
Devlet başkanı, ta’zîr suç ve/veya cezalarını belirleme yetkisini hâkimlere de bırakabilir.
Aşağıdakilerden hangisi Mecelle’de yer alan en genel küllî kâidelerden biri değildir?
Mecelle’de ifade edilen ve yaygın olarak bilinen orijinal 5 genel küllî kâide şunlardır: 1. Bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir (Mecelle, md. 2). 2. Şek ile yakin zail olmaz (Mecelle, md. 4). 3. Meşakkat teysiri celbeder (Mecelle, md. 17). 4. Zarar izâle olunur (Mecelle, md. 20). 5. Âdet muhakkemdir (Mecelle, md. 36).
Hangileri delillerden hüküm çıkarmak için başvurulan yollardandır?
Kur’a^n ve Sünnet, oluşumunda beşer katkısı olmayan, salt ilahi kaynaklı metinlerdir ve dayandığı temel kaynağın ilahi oluşu İslam hukukunu sui generis (nevi şahsına münhasır) kılan özelliklerin başında gelmektedir. Bazı özellikleri sebebiyle icma^’ da delil kapsamına alınmış ve üçüncü delil olarak zikredilmiştir. Yöntem ise, bu delillerden hüküm çıkarmak için başvurulan çeşitli yolları ifade eder. Bu yolların başlıcaları, kıyas, istihsan, ıstıslah ve sedd-i zeri^‘adır.
Temel olarak satım akdi, hibe vb. hukuki işlemler yoluyla mevcut mülkiyetin bir başkasına nakledilmesi şeklinde tanımlanan kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Mülkiyetin naklen kazanılması temel olarak satım akdi, hibe vb. hukuki işlemler yoluyla mevcut mülkiyetin bir başkasına nakledilmesidir. İslam hukukunda satım akdinde satılan mal (mebî) üzerindeki mülkiyet akitle alıcıya geçmektedir.
Hanefîlere göre, akdi meydana getiren iki irade açıklamasının ilkine ……..; ikincisine ………; icab yapana da ……. denir. Yukarıdaki boşluğa gelmesi gereken en uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Hanefîlere göre, akdi meydana getiren iki irade açıklamasının ilkine icab; ikincisine kabul; icab yapana da mûcib denir.
Günümüz İslam bilginleri karşılaştıkları her sorunu bir ekol sistematiği içinde çözmeye çalışmaktadır. Yukarıdakilerden hangileri bu tutumun yararlarından biridir?
Günümüzde yapılması daha uygun ve isabetli olan şey, İslam bilginlerinin karşılaştıkları her sorunu bir ekol sistematiği içinde çözmeye çalışması, buna alışmasıdır. Bu tutumun birçok yararı olacaktır. Bunlardan birincisi, ekol sistematiği içinde kalmaya çalışılması, ekolün tıkanan ve aksayan yönlerinin onarılması ihtiyacını doğuracağından ekolün donuklaşmasını engelleyecektir. İkincisi, sistemleri ve mekanizmaları farklı birçok ekolün aynı anda üretim yapması hem ilgililere zengin çözüm önerileri sunacak hem de bir rekabet ortamı doğuracaktır. Üçüncüsü de ekol sistematiği içinde kalınınca “Kur’an’a göre” kolaycılığına bir zemin kalmayacağı için, bireysel görüşlerin Kur’an’a İslama mal edilmesinin ve bu sebeple dinin itham edilmesinin önüne geçilmesidir.
Kadının, istemediği bir evlilikten kurtulmasının diğer bir yolu da belli sebeplerin bulunması halinde hâkime başvurmak suretiyle ayrılmayı istemesidir. Bu talep üzerine hâkimin ayrılığa hükmetmesine ne ad verilir?
Kadının, istemediği bir evlilikten kurtulmasının diğer bir yolu da belli sebeplerin bulunması halinde hâkime başvurmak suretiyle ayrılmayı istemesidir. Bu talep üzerine hâkimin ayrılığa hükmetmesine tefrik denir. Ayrılmayı gerektiren sebepler konusunda farklı görüşler vardır. Diğer mezheplerin kabul ettikleri sebepler de dikkate alındığında belli başlı tefrik sebepleri bulunmaktadır.
Menkul-Gayrımenkul ayırımı aşağıdaki özelliklerin hangisine göre yapılmıştır?
Menkul - Gayrımenkul (Akar) Ayırımı: Bu ayırım malların en temel özelliği olan ‘nakle konu olabilme’ açısından yapılmıştır. Özüne zarar vermeksizin bir yerden başka bir yere taşınabilen eşyalar menkul, taşınamayanlar ise gayrımenkuldür.