Aynı türe ait olup, görünüm, içyapı, ekonomik fayda vb. bakımlardan eş özellikte olan ve bu sebeple dikkate değer bir fark olmadan birbirinin yerine geçebilen mallara ne denir?
Aynı türe ait olup, görünüm, içyapı, ekonomik fayda vb. bakımlardan eş özellikte olan ve bu sebeple dikkate değer bir fark olmadan birbirinin yerine geçebilen mallara mislî mal denir. Kıyemî mallar ise tam olarak aynı değer ve şartlarda aynı cinsini bulmanın kolayı olmadığı mallardır. Sahipsiz (mübah) mallar, üzerinde mülkiyet hakkı olmayan mallardır. Özel mallar, özel mülkiyet altında olan ve diğer insanların hakimiyet alanından çıkarılmış mallardır. Kamu malları, özel mülkiyet altına alınmaya elverişli olmayan ve umumun ya da belirli bir yer halkının ahalisinin doğrudan doğruya ve serbestçe yararlanmasına terk edilen mallardır.
Aşağıdakilerden hangisi, “arzu edilmeyen sonuçların yine hukuk içinde kalınarak ve hukukun imkanları ile aşılması” nı ifade eder?
İstihsan özel bir delil sebebiyle verilen benzer hükümlerden başka bir hüküm vermek anlamına gelir, icma herhangi bir konuda görüş birliğine varmak demektir. Kıyas herhangi bir şeyi başka birşeyle kıyaslamak demektir. Sahabe kavli, islam hukuku olan fıkıh ilminin kullandığı kaynaklardan, fer’i delillerdendir dolayısıylla yukarıda tanımları verilen şıklar uygun değildir. Ebu Hanife’nin hukuk mantığı olarak genel kabul gören, çözüm ve çare olarak ifade edilen hukuk anlayışından biri de Hiyel’dir.
Bir kişinin bilerek neden olmadığı bir hayatî tehlikeden kendisini ya da başkasını kurtarmak amacıyla suç teşkil eden davranışta bulunmasına ne ad verilir?
Zorunluluk (zaruret, ıztırar) hali, bir kişinin bilerek neden olmadığı bir hayatî tehlikeden kendisini ya da başkasını kurtarmak amacıyla suç teşkil eden davranışta bulunması demektir. Zorunluluk hali, ceza hukuku kuralında suç olarak tanımlanmış olan davranışı suç olmaktan çıkartır.
Hangileri fıkıh kitaplarının uku^ba^t ana başlığına da^hildir?
Klasik fıkıh kitaplarının genellikle son kısımlarında yer alan bölümler uku^ba^t ana başlığına da^hildir. Bu alana giren başlıca bölümler şunlardır: Kita^bu’l-Cinaya^t (öldürme ya da yaralama/müessir fiiller bölümü). Kita^bu’l-hudu^d (had cezaları bölümü), zina suçu ve cezası (haddu’z-zina^), namusa iftira suçu ve cezası (haddu’l-kazf); hırsızlık suçu ve cezası bölümü (haddu’s-serika), dinden dönme suçu ve cezası (haddu’r-ridde) gibi alt bölümlerden oluşur. Kita^bu’l-mea^kil (a^kile sistemi bölümü). Diğer bölümler fıkıh kitaplarının ibadat başlığına dahildir.
Nişan ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Nişanlanacak taraflar arasında evlenme engelinin bulunmaması gerekir. Evlenme engelleri, aşağıda nikahın şartlarında ele alındığı gibidir. Bundan sadece kocasının ölümü üzerine vefât iddeti bekleyen kadına yapılan üstü kapalı evlilik teklifi istisna edilmiştir (Bakara 2/235). Hz. Peygamberin “Kişi, kendisi izin vermedikçe kardeşinin evlenme teklifi üzerine evlenme teklifinde bulunmasın” sözünden dolayı izin verinceye veya olumsuz bir şekilde sonuçlanıncaya kadar dünür gidilmiş veya nişanlanmış bir kıza evlenme teklifinin yapılması yasaktır. Fakihlerin çoğunluğu, bunun haram veya tahrîmen mekruh olduğunu söylemekle birlikte bu ikinci teklif üzerine gerçekleşen evliliğin geçerli olduğu görüşündedir. Nişanlanma, taraflara evliliğin verdiği hak ve yetkileri vermez. Bu yüzden taraflar arasındaki mahremiyet ilişkileri önceden olduğu gibi devam eder. Nişanlıların, meşru şekildeki görüşmelerinde bir sakınca olmamakla birlikte bu görüşmelerinde mahremiyet sınırlarına uymaları gerekir. Nişanlılık döneminde nişanlıların rahatça görüşmelerini sağlamak amacıyla yapılan imam nikahı veya dînî nikah adı altında yapılan nikah, nişan bozulduğu takdirde taraflar ve aileleri tarafından hiç yapılmamış gibi sayıldığı için sakıncalı bir uygulamadır Nişanlanma evlilik değil, esas itibariyle bir evlilik vaadinden ibarettir. Bu yüzden nişanlılar, her zaman için bu nişanı bozma hakkına sahiptir, taraflar birbirlerini evliliğe zorlayamaz.
İslam ceza hukuku, İslam hukukunun kendine özgü sistematiği içinde hangi terim ile ifade edilmektedir?
İslam ceza hukuku, İslam hukukunun kendine özgü sistematiği içinde ukûbât terimiyle ifade edilmektedir. İslam hukukunda kamu ve özel hukuk biçiminde bir tasnif yapılmadığı için, ukûbât kapsamına giren ceza hukuku kuralları (hükümler), klasik İslam hukuku (furû’-ı fıkıh) kaynaklarında ayrı bölümler altında incelenmektedir. Ayrıca esas itibariyle genel kamu, anayasa ve idare hukuku meselelerini inceleyen el-Ahkâmu’s-Sultâniyye ve es-Siyâsetu’ş-Şer’iyye türü kitaplar ile mâlî hukuka ilişkin meseleleri ele alan Kitâbu’l-Harâc ve Kitâbu’l-Emvâl türü kitaplarda da İslam ceza hukukunun kimi konuları yer almaktadır. Diğer taraftan her ne kadar İslam hukuku, kamu ve özel hukuk ayırımına göre tasnif edilmese de İslam ceza hukukunda ihlâl edilen hakkın türü, suç ve cezalarla onlara ilişkin ilkelerin tespiti bakımından önem taşımaktadır. Hakların türü ve bağlı olduğu ilkeler de İslam hukukunun genel teorisine ilişkin (usûl-i fıkıh) eserlerde incelenmektedir.
İslam’ın yasakladığı ve berdel usulü yapılan nikah türü aşağıdakilerden hangisidir?
İslam, belli bir süre için yapılan geçici (muvakkat) evliliği ve müt‘a nikahını, gizlice yapılan nikah-ı sırrı, nikahsız birliktelik olan metres hayatı yaşamayı ve zinâyı, mehir vermemek için berdel usulü yapılan nikah-ı şiğârı yasaklamıştır.
Nefaz şartlarından birini taşımayan evlilik akdine ne denir?
Nefaz şartlarını taşıyan akde na^fiz denir. Kefa^et, evlenecek taraflar arasında dini^, iktisadi^ ve sosyal konum bakımından bir denkliğin varolması demektir. Belli bir süre için yapılan geçici (muvakkat) evlilik denir.Unsurları ve in‘ikad şartları tamam olmakla birlikte sıhhat şartlarından biri eksik olan evliliğe, fa^sit evlilik denir.
Aşağıdakilerden hangisi Fıkıh kitaplarında Muhâsemat konu başlığı altına dahil edebileceğimiz bölümlerden değildir?
Fıkıh kitaplarında Muhâsemat konu başlığı altına dahil edebileceğimiz bölümlerin bazıları şunlardır: Kitâbu edebi’l-kâdî (hakimlerin takip edeceği yargılama usûlü bölümü), Kitâbu’ş-şehâdât (şahitlikler bölümü), Kitâbu’l-vekâle (Vekalet bölümü ve özellikle “davaya vekalet” bâbı), Kitâbu’d-da’vâ (dava bölümü), Kitâbu’likrâr (ikrar/itiraf bölümü), Kitâbu’s-sulh (sulh bölümü).
Aşağıdakilerden hangisi temel İslam bilimlerinden biri değildir?
Temel İslam bilimleri tabiriyle, klasik İslam düşüncesinde şer’î (dinî) ilimler olarak tasnif edilen kelâm, tefsir, hadis, fıkıh usûlü ve fıkıh alanlarını kastediyoruz. Kabala bir Yahudi ilmidir.
Usûl alanında yazılan günümüze ulaşan ilk eser aşağıdakilerden hangisidir?
Bir suçun maddi unsuru ile aşağıdakilerden hangisi kastedilmektedir?
Kanunî unsur, bir davranışın (fiil) kanunda suç olarak tanımlanmış olması demektir. Hukuka aykırılık, yapılan davranışın ceza hukuku kuralında tanımlanan suç tipine uygun olması yanında, ayrıca tüm hukuk düzeni ile çelişki halinde bulunmasını ifade eder. Manevî unsur, hukuka aykırılık teşkil eden davranışın fâil tarafından kusurlu bir biçimde gerçekleştirilmiş olmasını ifade eder. Suçun maddî unsuru ile, suç olarak nitelenmeye elverişli bir davranışın (fiil) bulunması kastedilmektedir.
Namusa iftira cezası hangi haklardan biridir?
Hâlis kul hakları (başkasının malının haramlığı hükmünün doğurduğu mülkiyet hakkı gibi), Halis Allah hakları (Zina, hırsızlık vb. yasaklar ve bunlara verilen cezaların doğurduğu nesebin karışmaması sonucu gibi), İki türün birleşmekle birlikte Allah hakkının ağır bastığı haklar (namusa iftira cezası), İkisinin birleştiği ve kul hakkının ağır bastığı haklar (Kısas cezası).
Aşağıdakilerden hangisi İslam hukukunu diğer hukuk düzenlerinden ayıran özelliklerden biri değildir?
İslam inancında dünyadaki davranışların karşılığının ahirette bir karşılığının olacağı önem taşır. Bu nedenle dünyada yapılanların karşılığı hukuki bir düzenleme getirmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi eşya üzerindeki hukuki tasarruf yetkilerinden biridir?
Bir aynî hak sahibine eşya üzerinde mümkün olan tasarruf şekillerinden tamamını ya da bunlardan bazılarını verebilir. Bu tasarruf yetkileri başlıca şunlardan oluşur: Eşyayı zilyetliğinde bulundurma, kullanma, yararlanma, semerelerini alma, tüketme, yok etme gibi fiili tasarruflar; eşyanın mülkiyetinin başkasına geçirilmesi, sınırlı aynî haklarla yüklenilmesi ya da hakkın bedel karşılığı düşürülmesi gibi hukuki tasarruflar.
Aşağıdakilerden hangisi İslam dini tarafından yasaklanmış evlilik ve ilişki türlerinden biri değildir?
İslam, belli bir süre için yapılan geçici (muvakkat) evliliği ve müt‘a nikahını, gizlice yapılan nikah-ı sırrı, nikahsız birliktelik olan metres hayatı yaşamayı ve zinâyı, mehir vermemek için berdel usulü yapılan nikah-ı şiğârı ve eşcinsellik gibi insan onuruna yakışmayan ve özellikle kadınların zarar gördüğü bazı evlilik ve ilişki türlerini yasaklamıştır.
Aşağıdakilerden hangisi müçtehid olmanın epistemolojik şartlarından biri değildir?
S¸er‘î hükümlerin kaynakları, hem hükümlerin delillerini hem de bu delillerden hüküm çıkarmada kullanılan yöntemleri ifade ettiğine göre, ictihad edecek kişinin öncelikle, Kur’an, Sünnet ve icmâı bilmesi gerekir. Müctehidin bu kaynaklardan hüküm elde etme yöntemini bilmesi de şarttır.
‘Eğer mehrin miktarı evlilik sırasında belirlenmiş ise buna …………. denir. Evlilik sırasında miktarı belirlenmemiş ise kadın, baba tarafındaki benzer durumda bulunan kadınların aldıkları mehre hak kazanır ki, buna …………. denir.’
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi ifadeler gelmelidir?
Eğer mehrin miktarı evlilik sırasında belirlenmiş ise buna mehr-i müsemmâ denir. Evlilik sırasında miktarı belirlenmemiş ise kadın, baba tarafındaki benzer durumda bulunan kadınların aldıkları mehre hak kazanır ki, buna mehr-i misil denir. Peşin verilen mehre mehr-i muaccel, sonra verilmek üzere kararlaştırılan mehre mehr-i müeccel denir.
Nefaz şartlarından birini taşımayan evlilik akdine ne denir?
Nefaz şartlarını taşıyan akde na^fiz denir. Kefa^et, evlenecek taraflar arasında dini^, iktisadi^ ve sosyal konum bakımından bir denkliğin varolması demektir. Belli bir süre için yapılan geçici (muvakkat) evlilik denir.Unsurları ve in‘ikad şartları tamam olmakla birlikte sıhhat şartlarından biri eksik olan evliliğe, fa^sit evlilik denir.
Hanefi ekolünün kurucusu kimdir?
Hanefi ekolü Kufe’nin önde gelen hukukçusu, re’y ekolüyle adı özdeşleşmiş bir müctehid olan Ebu Hanife Numan b. Sabit etrafında şekillenmiştir. Ekole adını veren Ebu Hanife, “İmam-ı A’zam” (en büyük imam) adıyla anılmaktadır.