Kadınlar hayız ve nifas hallerinde ne edâ ne de kazâ yoluyla namaz kılmakla mükellef değillerdir. Aksine bu dönemlerinde namaz kılmaları haramdır. Diğer durumların hepsinde namaz kılınabilir. Dolayısıyla, doğru cevap A seçeneğidir.
Bilindiği üzere kasden ve tasarlayarak adam öldürmenin dünyadaki cezası Kur’ân’a göre kısastır (el-Bakara 2/178-179). Bu nedenle doğru cevap D'dir.
''Yapılan bir yemin, kişiyi sorumluluk altına alır ve gereğini yapma borcu doğurur. Gereği yapılmadığı takdirde de keffâret denen yaptırım devreye girer.'' Aşağıdakilerden hangisi bu keffaretlerden birisi değildir?
“.Allah bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden sizi sorumlu tutar. Bunun keffâreti, kendi aile fertlerine yedirdiğinizin ortalamasından, on fakiri doyurmanız veya onları giydirmeniz yahut bir köleyi hürriyetine kavuşturmanızdır. Bunları bulamayan kimse üç gün oruç tutar. İşte yeminlerinizin keffâreti budur. Yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi tutun!..” (el-Mâide 5/89) şeklindeki buyrukları bunu ortaya koymaktadır.
Şeytan taşlama olarak bilinen işlem yapılırken ( bu sembolik taşı atarken) ne söylenerek atılır?
İlk gün sadece Akabe cemresine yedi taş atılır. İkinci ve üçüncü gün birinciden başlayarak sıra ile her üç cemreye yedişer taş atılır. Her taşı atarken “Allahu ekber” denir.
Aşağıdakilerden hangisi haccın vaciplerindendir?
Haccın aslî vacipleri şunlardır:
Sa‘y. Safâ ile Merve arasında yürümek. Müzdelife vakfesi. Cemrelere taş atmak (şeytan taşlama). İhramdan çıkmadan önce saçların kazınması veya kısaltılması (tıraş). Veda tavafı.Doğru cevap B'dir.
Aşağıdakilerden hangisi haccın sünnetlerinden biridir?
Kudûm (varış) tavafı: Hac niyetiyle ihrama giren kişi Mekke’ye varınca Mescid-i Haram’a gider ve Kâbe’yi tavaf eder. Bu tavaf sünnettir.
Keffâretin oruç tutularak yerine getirilmesi halinde şu noktalara dikkat edilmelidir:
keffâretlerdeki iki ay oruç cezası kamerî aylara göre hesaplanır ve 58, 59 ya da en fazla 60 gün tutar. İki ay orucunun ardı ardına olması şarttır. Kadınların özel halleri yani hayız ve nifas durumu peşi sıralığı bozmaz. Keffâret orucu tutulurken giren ramazan ayı ve kurban bayramı peşi sıralığıbozar. Keffâret orucuna geceden niyetlenmek şarttır.Aşağıdaki seçeneklerde verilen zaman dilimlerinin hangisinde oruç tutmanın haram olduğu söylenebilir?
Ramazan bayramının ilk günü ve kurban bayramının dört günü oruç tutmak, Müslümanların bayramına katılmamak, ona karşı çıkmak şeklinde değerlendirilir.
Aşağıdakilerden hangisi adak kurbanının tanımıdır?
1- Adak/nezir kurbanı: Sırf Allah rızası için mutlak olarak adanan veya bir şeyin olmasına ya da olmamasına bağlanarak adanan kurbandır. “Allah rızası için bir kurban keseceğim” şeklindeki mutlak kurban adağı, o anda vacip olur. Bununla birlikte istenildiği zaman kesilebilir. “Hastalıktan kurtulursam; sınıfta kalmazsam kurban keseceğim” şeklindeki şartlı adaklar ise ancak şartın gerçekleşmesi halinde vacip olur. Dolayısıyla şarttan önce kesilen kurban ile adak yerine gelmiş sayılmaz; yeniden kesilmelidir. Adak kurbanı bütünüyle fakirlere dağıtılır. Adakta bulunan ile onun alt ve üst soyu yani yakın aile bireyleri fakir bile olsalar onunetinden ve diğer ürünlerinden yiyemezler. Yiyecek olurlarsa bedelini tasadduk ederler.
Yukarıda verilmiş olan ibadet türü ve ibadet eşleştirmelerinden hangileri doğru eşleştirilmiştir?
Malî ve bedenî ibadet: Yerine getirilmesi için aynı anda hem mal hem de sağlıklı bir beden gerektiren ibadetlerdir. Bunun başlıca örneği hacdır. Malî ibadet: Ağırlıklı olarak malla yapılan, sorumlu tutulabilmek için belli bir mal varlığı gerektiren ibadetlerdir. Zengin sayılan Müslüman mükelleflerin zorunlu olarak vermesi gereken zekât ve her Müslümanın kendi imkânına göre gönüllü olarak verdiği sadaka şeklindeki yardımlar bu kısımda yer alır. Aynî ibadet: Mükelleflerin her biri tarafından bizzat yerine getirilmesi gereken ibadetlerdir. Vakte bağlı ibadet: Yerine getirilmesi için dinin belli bir vakit tayin ettiği ibadetlerdir. Beş vakit namaz, oruç ve zekât böyledir. Vakte bağlı olmaları dolayısıyla bunlara “mukayyed ibadet” adı verilir. Ramazan orucu, fıtır sadakası, hac ve beş vakit namaz bu tür ibadetlerdendir. Bu açıdan incelendiğinde Hac ibadeti hem bedeni hem de mali ibadet olması nedeniyle doğru cevap I eşleştirmesi dışındakilerin yer aldığı D seçeneğidir.
Domuz etinin ve yağının yenmesi haramdır. Kur’ân-ı Kerim’de doğrudan, açık ve kesin biçimde etinin yenmesi yasaklanan tek hayvan türü domuzdur (el-Bakara 2/172-173; el-Mâide 5/3; el-En‘âm 6/145; en-Nahl 16/115). Hz. Peygamber (s.a.) de bu yasağı pek çok hadisinde teyid etmiştir (Buhârî, “Büyu”, 112; Ebû Dâvûd, “Büyu”, 66; Tirmizî, “Büyu”, 61).
Hanefîler’e göre mekruh olarak nitelendirilip namazın faziletini azaltan davranışların başlıcaları şunlardır:
Namaz kılarken bir özür bulunmaksızın yere, direğe, duvara, değneğe dayanmak; Namazda bir özür bulunmaksızın birkaç adım yürümek. Fakat yılan, akrep gibi zararlı bir hayvanı uzaklaştırmak veya öldürmek için atılacak birkaç adım mekruh değildir. Namazdan önce veya namaz esnasında erkekler için elbiselerinin kollarını dirseklere doğru toplamak. Namazda secdeye giderken dizleri yere koymadan elleri yere koymak veya secdeden kalkarken dizleri ellerden önce kaldırmak; namaz sona ermeden terleri veya yüze dokunmuş tozları silmek. Namazda elbise, beden veya sakalla oynamak, eli ağıza koymak Rükû ve secdede tesbihleri terk etmek veya üçten az söylemek. Başkasına ait bir yerde veya sahibinin iznini almadan onun elbisesiyle namaz kılmak.8.Namazı temiz olmayan şeylere karşı veya temiz olmayan şeylerin yakınında kılmak.
Dolayısıyla, doğru cevap C seçeneğidir.
Yemin esasen Allah adına yapıldığı için onun hakları çerçevesinde ibadet alanına dâhil olmuştur. Her ne kadar ceza boyutu varsa da keffâretler de son tahlilde Allah haklarıyla ilgili konularda söz konusu olduğundan ibadet alanında değerlendirilmiştir. Doğru cevap E'dir.
Dinin ana kaynaklarının (Allah ve resulünün) özü yani mahiyeti ve varlığı açısından kötülük ve zarar içermesi dolayısıyla temelden haramlığına hükmettiği fiildir. Bu tür haramlara “doğrudan/temelden/sürekli haram” da denebilir. Kasıtlı cinayet, zina, hırsızlık, başkasının malını haksız yere yemek, alkollü içki içmek veya uyuştururcu kullanmak, yalan söylemek,meyte (murdar et, leş) yemek ve satmak, evlenme yasağı bulunanlarla evlenmek gibi. Dinin ana kaynaklarının (Allah ve resulünün) özü/mahiyeti açısından değil, vasfı açısından kötülük ve zarar içermesine dayanarak dış bir unsur dolayısıyla haramlığına hükmettiği fiildir. Bu tür haramlara, “vasfından dolayı/geçici haram” da denebilir. Dolaylı haramlar; dinin beş temel amacı olan can, akıl, din, nesil ve malın korunmasını genelde ikinci, bazan birinci dereceden hedefleyen yasaklardır. Riba (faiz) veya fâsit şart içeren satış; başkasının malını rızasız almak gibi. Dolayısıyla doğru cevap B şıkkıdır.
Gelecek zamanda bir şeyin yapılması ya da yapılmaması yemini edilir de bunun gereği yerine getirilmediğinde, keffâret (keffâret-i yemin) söz konusu olduğunda kaç fakir doyurulması gerekmektedir?
Allah, bilinçli olarak yaptığınız mün‘akid yeminlerden sizi sorumlu tutar. Bunun keffâreti, kendi aile fertlerine yedirdiğinizin ortalamasından, on fakiri doyurmanız veya onları giydirmeniz yahut bir köleyi hürriyetine kavuşturmanızdır. Bunları bulamayan kimse üç gün oruç tutar. İşte yeminlerinizin keffâreti budur. Yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi tutun!..” (el-Mâide 5/89)
Vakit, namazın farz olmasının sebebi ve edâsının da şartıdır. Farz namazlar ile bunların sünnetleri, vitir, terâvih ve bayram namazları için vaktin girmiş olması şarttır. Farz namazlar: sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarıdır. Cuma namazı da farz olarak öğle namazı yerine geçer. Dolayısıyla, doğru cevap D seçeneğidir.
I. Malın sahibinin elinde bulunması gerekmez.
II. Malda başaksına ait hak bulunabilir.
III. Fayda ve menfaatin mâlike ait olması gerekir.
Yukarıdaki ifadelerden hangisi ya da hangileri zekâtın tam mülkiyeti ile ilgili doğrudur?
Zekâtta tam mülkiyet şu unsurlar bir araya gelince gerçekleşmiş olur:
a) Malın sahibinin elinde bulunması, b) Malda başkasına ait hak bulunmaması, c) Kendi seçimiyle tasarruf hakkı bulunması, d) Fayda ve menfaatin mâlike ait bulunması.