Aşağıdakilerden hangisi Allah’ın varlığını ispatlamaya yönelik çalışmalarda bulunmuştur?
Eflatun Aristo GalileoTanrının varlığı meselesi ilk dönem Yunan Felsefesi’nin de temel konularından birini oluşturur. Bu dönemde Eflatun ve Aristo bu konu ile ilgilenmiştir.
Cebrail’in, Kur’an’i Peygamber’in kalbine indirdigi meleklerin hangi görevine işaret etmektedir?
Cebrail'in Kur'an'ı Peygamberin kalbine indirmesi, vahiy getirmelerine örnektir.
Kur’an’ı Hz. Peygambere vahyeden, gönderen Allah Teâla’dır. Kur’an, Allah’ın kelâmıdır. Cebrail onu Hz. Peygambere getiren aracıdır. İlâhî hitabın farklı şekilleri bulunmakla beraber Kur’an Hz. Peygambere elçi (Cebrail) ile gönderilmiştir. Diğer kutsal sahifeler ve kitaplar da Allah kelâmıdır ve Allah tarafından gönderilmişlerdir. Dolayısıyla, doğru cevap D seçeneğidir.
Varlıkları vacib ve mümkün varlıklar olmak üzere ikiye ayıran delil aşağıdakilerden hangisidir?
Varlıkları vacib -yani zorunlu- ve mümkün -yani zorunsuz- varlıklar olmak üzere ikiye ayıran delil imkân delilidir. Âlimlere göre zorunlu varlık varlığı kendinden olan ve varolmak için bir başkasına muhtaç olmayan varlıktır. Bu özellik sadece Allah’ta mevcuttur. Mümkün varlık ise kendi kendisini varedici güce sahip olmayan ve varolmak için bir başkasına ihtiyaç duyan varlıktır. Doğru cevap D’dir.
Aşağıdakilerden hangisi vahiy ile ilgili yanlış bir açıklamadır?
Vahiy, metafizik âlemden fizik dünyaya bilgi akışını sağlar.
Bütün insanlık tarihinde dinin yeri olmuştur. Tarihte hiçbir dine inanmayan topluluklar bulunmamaktadır. İnsanı hem içten hem de dıştan kuşatan ve onun düşünce ve davranışlarını temellendiren din, yüce bir varlığa bağlılık ilkesine dayanmaktadır. Kendi ihtiyaçlarını karşılamakta zaman zaman düştüğü çaresizlik durumu insana inanç yoluyla bir çıkış yolu bulma ihtiyacını doğurmuş ve gereksinim ilk çağlardan beri hep var olagelmiştir. Dolayısıyla insanlarda din duygusu fıtrîdir, yani içten gelen bir durumdur. Dolayısıyla, doğru cevap D seçeneğidir.
İslam dininin birinci derecede önemli sayılan esasları aşağıdakilerden hangisidir?
İnançla ilgili hükümlere aslî, yapıp etmelerle yani ibadet ve muamelâtla ilgili olanlarına fer’î esaslar denir. Bu ayırım inanç esasının dinde ne kadar önemli olduğunu göstermek içindir. Dinin aslî inanç esasları aslî birinci derecede önemli, muamelatı ilgilendiren fer’i konulardaki esasları ise ikinci derecede önemli hususlardır. Doğru cevap A'dır.
İslam a^limleri isba^t-i va^cib’in gerekliliğini bir takım ihtiyaçlar üzerinden açıklarlar. aşağıdakilerden hangisi bu ihtiyaçlar arasında sayılamaz?
İslam a^limleri isba^t-i va^cib’in gerekliliğini imanda taklitten tahkike yükselme, yani körü körüne bağlanmaktan bilinç seviyesine yükselme ihtiyacı ile açıklarlar. Ayrıca iman konusunda zihne gelebilecek şüpheleri gidermek için de buna gereksinim duyulduğunun altını çizerler. O¨te yandan insanların Allah’ın varlığının ispatına duydukları ihtiyaç, karakterlerine ve yetişme tarzlarına göre değişir. İnanmak için herhangi bir delile ihtiyaç duymayan insanlar yanında bu konuda mucize gibi olağanüstü hadiselere ya da güçlü akli^ delillere ihtiyaç duyanlar da vardır. fakat münazara kabiliyetini geliştirme gibi bir ihtiyaç isbat-ı vacibin ihtiyaçları arasında sayılmaz
I- Kitaplara İman
II-Namaza İman
III-Allah'a İman
IV-Meleklere İman
V-Peygambere İman
yukarıdakilerden hangisi veya hangileri imanın şartları arasında değildir ?
Allah’ın peygamberlerine indirdiği ilâhî kitaplara inanmadıkça insanlarmü’min olarak nitelenemez. Kur’an’da ayrıca Allah’a, meleklerine, âhiret gününeve peygamberlerinin yanı sıra kitaplarına da inanmak başta peygamberler olmaküzere bütün insanlara emredilmiştir.
Herhangi bir vasıta olmadan ilham, mananın kalbe aktarılması veya rüya yoluyla bunun gerçekleşmesi, Allah'ın doğrudan vahyetme şeklidir. Dolayısıyla, doğru cevap A seçeneğidir.
Rızık ve rahmet meleği olarak da nitelenen ve tabiat olaylarıyla görevli meleğin adı aşağıdakilerden hangisidir?
Kur’ân-ı Kerîm’de sadece bir âyette geçen Mikâil, tabiat olaylarıyla görevli meleğin adıdır. Hadislerde Mîkâil, rızık ve rahmet meleği olarak da nitelenmiştir (Müsned I, 274). Dolayısıyla, doğru cevap C seçeneğidir.
I. İnanç esaslarında zorlama yoktur.
II. İslâm inanç esasları zamana, zemine, mekâna, fert ve toplumlara göre değişir.
III. İnanç esasları açık ve sadedir.
Yukarıdakilerden hangileri İslam İnanç Esaslarının özelliklerindendir?
"İslâm inanç esasları zamana, zemine, mekâna, fert ve toplumlara göre değişir." ifadesi yanlıştır. Doğru cevap D'dir.
Aşağıdakilerden hangisi vahiy sözcüğünün sözlük anlamlarından biri değildir?
Kur’an’da ila^hi^ bilginin peygamberlere aktarılmasını ifade eden temel fiil “fısıl- damak, telkin etmek, süratli bir şekilde işaret etmek, yazı yazmak, ilham etmek” gibi anlamlara gelmekle birlikte ansızın ortaya çıkmak gibi bir anlamı söz konusu değildir.
İslamda “Hz. Peygamberin vahiy yoluyla getirdiği tüm hususlarda tereddütsüz tasdik etmek ve getirdiklerine inanmak" düşüncesinin terim olarak karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
İslam düşüncesinde bir terim olarak iman “Hz. Peygamberin vahiy yoluyla getirdiği tüm hususlarda tereddütsüz tasdik etmek ve getirdiklerine inanmak” demektir. Doğru cevap C'dir.
I. Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır
II. Meleklerde erkeklik ve dişilik özelliği vardır
III. Melekler, yorulma, usanma vb. bedensel özelliklere sahiptir
IV. Melekler de diğer varlıklar gibi gaybı bilemezler
V. Melekler son derece güçlü ve üstün özelliklere sahiptir
Yukarıdakilerden hangileri meleklerin özellikleri arasında yer almaktadır?
Ayet ve hadislerde geçen ifadelerden hareketle meleklerin özelliklerini şuşekilde sıralamak mümkündür:
1.Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır.
2. Meleklerde erkeklik ve dişilik özelliği yoktur.
3. Melekler, yorulma, usanma vb. bedensel özelliklerden arınmışlardır.
4. Melekler; Allah’a isyan etmeyen, O’nun emrinden dışarı çıkmayan,kendileri için öngörülen görevleri eksiksiz yapan ve asla günah işlemeyenvarlıklardır.
5. Melekler son derece güçlü ve üstün özelliklere sahip varlıklardır.
6. Bir ayette meleklerin kanatları olduğu belirtilmektedir.
7. Normal şartlarda gözle görünmeyen melekler, Allah’ın emir ve izni ileçeşitli şekillere girebilmektedirler.
8. Melekler de diğer varlıklar gibi gaybı bilemezler. Çünkü gaybı sadeceAllah bilir. Meleklerin bildiği gayb, Allah’ın onlara bildirdikleriyle sınırlıdır.
Hadislerde cennette görevli meleklerin ismi geçmektedir. aşağıdaki şıklardan hangisinde bu isim doğru şekilde verilmiştir?
Cennet meleği hadislerde (Süyu^ti^, s. 67) Rıdva^n ismiyle geçer.
Aşağıdakilerden hangisi meleklerin özelliklerinden biri değildir?
Bir ayette meleklerin kanatları olduğu belirtilmektedir. Ayette geçen “kanat” ifadesini diğer dünyevî varlıkların kanatlarına benzeterek anlamak doğru değildir. Çünkü ayette geçen kanat kuş vb. hayvanlarda bulunan kanatlar anlamının yanında ayrıca taraf, yan, el ve kudret manalarına da gelmektedir.
aşağıdakilerden hangisi cinlerin özelliklerinden biri değildir?
Buna göre cinler de insanlar gibi Allah’a kulluk etmeleri için yaratılmıştır. Cinlere de peygamber gönderilmiş, bir kısmı iman etmiş, bir kısmı ka^fir olarak kalmıştır. Son Peygamber olan Hz. Muhammed, insanlara olduğu gibi cinlere de Allah’tan aldığı emirleri iletmiştir. Cinler insanlara nispetle daha üstün bir güce sahiptirler. Mesela^ kısa sürede uzun mesafeleri katedebilir, insanlarca görülmedikleri halde insanları görebilir, insanların bilmediği bazı hususları bilebilirler. Fakat geleceği (gayb) onlar da bilemezler
İlahi hitabın farklı şekilleri bulunmakla beraber Kur’ân-ı Kerîm Hz. Peygamber'e elçi(_____) ile gönderilmiştir.
Yukarıda yer alan boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
Cebrail Kur’ân-ı Kerîm'i Hz. Peygambere getiren aracıdır.
Müslümanların kutsal kitabı olan Kur’an-ı Kerim ilk olarak kimin döneminde çoğaltılmış ve çeşitli merkezlere gönderilmiştir?
Kaynakların verdiği bilgilere göre Hz. Peygamber hayatta iken Kur'an kendisi ve sahabe tarafından ezberlenmiş, vahiy kâtipleri tarafından da yazıya geçirilmiştir. Hz. Ebû Bekir'in hilâfeti döneminde Kur'ân-ı Kerîm vahiy kâtibi Zeyd b. Sâbit tarafından çok hassas prensipler çerçevesinde bir araya getirilmiş ancak çoğaltılmamıştı. Kur’an-ı Kerim ilk defa D seçeneğinde adı geçen Hz. Osman döneminde çoğaltılarak çeşitli merkezlere gönderilmiştir. Üçüncü halife Hz. Osman hicrî 25 yılında Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Zübeyr, Saîd b. el-Âs ve Abdurrahman b. Hâris'ten oluşan bir heyete daha önce bir araya getirilmiş olan Kur’an’ı istinsah ettirmeye başlamıştır. Bazı kıraat farklılıklarının ihtilaflara sebep olmaması için yapılan bu çalışma sonucunda çoğaltılan mushaflar İslâm coğrafyasının dört veya yedi büyük merkezine gönderilmiştir.