I. Boyun eğmek
II. İtaat etmemek
III. İsyan etmek
Yukarıdakilerden hangisi İslam'ın insana önerdiği temel ilkelerdendir?
Allah’a ve O’nun buyruklarına boyun eğmek, itaat etmek ve isyan etmemek İslâm’ın insana önerdiği temel ilkelerdendir. Doğru cevap B'dir.
İslam âlimleri genelde hak ve batıldin şeklinde bir sınıflama yapmışlardır. Dinlerin kaynağına bakılarak yapılan sınıflamaya göre, semavi dinler ve beşeri dinler ayırımı yapılmıştır. Kutsal kitaplarının bulunup bulunmamasına göre yapılan tasniflerde de Ehl-i kitap Yahudi ve Hıristiyanları, kitabı olduğuşüpheli dinler de Mecûsiler ve Maniheistleri ifade etmek için kullanılmıştır. Dinler tek tanrılı ve çok tanrılı olmak üzere de sınıflandırılmış ve ilkel dinler, milli dinler ve dünya dinleri adlandırmaları yapılmıştır. Bu konudadinleri sınıflamanın çok çeşitli yöntemleri olduğu bir gerçektir. Ancak bu bilgileri göz önüne alarak dinleri yerel kabile dinleri, millî dinler ve evrensel dinler şeklinde üç kısma ayırarak anlamak uygun görünmektedir.
İslâm dinini üç önemli ilke oluşturur. İnanç bunların en önemlisidir. Amel ve ahlâk hükümleri de bu inanç esaslarına dayanır. Bir bakıma hiçbiri diğeri için terk edilmediği gibi dayandıkları ilke itibariyle bunların hiçbirinin diğerine üstünlüğü olmaz. İslâm dininin ana iskeleti olan inanç, aslında amel ve ahlâkı içinde barındırmaktadır. Bunlardan birinin eksikliği müminin değerini düşürür. İnsanlığa örnek ve onların da doğru yolu bulmalarına vesile olmak görevini zedeler.
İnanç esasları ile ilgili verilenlerden hangileri doğrudur?
İslâm inanç esasları zamana, zemine, mekâna, fert ve toplumlara göre değişmez (lâ yeteğayyer), daima sabit kalırlar, ezeli ve ebedî hakikatler olarak inanılırlar. III yanlıştır. Doğru cevap D'dir.
"Evrenin yaratılmış olduğu ve her yaratılmışın da bir yaratıcıya muhtaç olduğundan hareketle Allah’in varlığını ispata çalışan bir delildir"
Yukarıda tanımı verilen delil aşağıdakilerden hangisidir?
Verilen tanım hudûs delili tanımıdır.
Allahuteala'nın et-Tevvâb ismi ne anlama gelmektedir?
İlâhî isimler Yüce Allah’ı tanıtması yanında O’nun kâinâtla ilişkisini kuran manalardır. Allah, el-Hayy isminin gereği olarak canlılara hayat vermiş, onları el-Hâlık ismiyle yaratmış, el-Kâdir ismi ile kâinatın devamını sağlamıştır. Bu isimlerin insan davranışları üzerinde de etkileri bulunmaktadır. Sözgelimi Allah’ın el-Basîr (gören), olduğunu bilen kimse her ortamda davranışlarında dinin belirlediği çerçevenin dışına çıkamaz. Allah’ın es-Semî’ (işiten) olduğuna gönülden inanan kişi, dilini kötü sözden alıkoyar, O’nun er-Rahmân ve er-Rahîm (esirgeyen-bağışlayan) olduğunu kavrayan ise asla ümitsizliğe düşmez, et-Tevvâb (tövbeleri kabul eden) olduğuna inanan ise tövbe kapısından uzaklaşmaz. Doğru yanıt C'dir.
I. Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır.
II. Meleklerde erkeklik ve dişilik özelliği vardır.
III. Melekler, yorulma, usanma vb. gibi bedensel özelliklere sahiplerdir.
IV. Melekler son derece güçlü ve üstün özelliklere sahip varlıklardır.
Yukarıda meleklerin özellikleri ile ilgili verilen bilgilerden hangileri doğrudur?
Ayet ve hadislerde geçen ifadelerden hareketle meleklerin özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:1. Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır. Meleklerin hangi maddeden yaratıldığına dair Kur’an’da açık bir bilgi yoktur. Fakat bir hadiste “cinlerin ve şeytanlarınateşten, Hz. Âdem’in toprak ve çamurdan, meleklerin ise nurdan yaratıldığı belirtilmektedir (Müslim, “Zühd” 10).2. Meleklerde erkeklik ve dişilik özelliği yoktur. Bu nedenle müşriklerin, melekleri Allah’ın kızları sanmaları batıl bir inanıştır. Kur’ân-ı Kerim onların bu düşüncelerinin yanlışlığını ortaya koymaktadır:“Onlar Rahman’ın kulları olan melekleri dişi kabul ettiler. Acaba meleklerinyaratılışlarını mı görmüşler?” (ez-Zuhruf 43/19; es-Sâffât 37 /149-150).3. Melekler, yorulma, usanma vb. bedensel özelliklerden arınmışlardır.“O’nun huzurunda bulunanlar, O’na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar. Onlar bıkıp usanmaksızın gece gündüz Allah’ı tesbih ederler” (Fussilet 41/38).4. Melekler; Allah’a isyan etmeyen, O’nun emrinden dışarı çıkmayan, kendileriiçin öngörülen görevleri eksiksiz yapan ve asla günah işlemeyen varlıklardır:“Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onuyaparlar” (en-Nahl 16/50).Burada, Kur’an’da Adem’e secde etmeyerek Allah’a isyan eden İblis’in, meleklerden değil, cinlerden olduğunu belirtmek gerekir (el-Kehf 18/50).5. Melekler son derece güçlü ve üstün özelliklere sahip varlıklardır.
6. Bir ayette meleklerin kanatları olduğu belirtilmektedir. Ayette geçen “kanat”ifadesini diğer dünyevî varlıkların kanatlarına benzeterek anlamak doğru değildir. 7. Normal şartlarda gözle görünmeyen melekler, Allah’ın emir ve izni ileçeşitli şekillere girebilmektedirler. Peygamberler onları aslî suretleri ve büründükleri biçimleri ile görebilirler.
8. Melekler de diğer varlıklar gibi gaybı bilemezler. Çünkü gaybı sadece Allahbilir. Meleklerin bildiği gayb, Allah’ın onlara bildirdikleriyle sınırlıdır.
Doğru cevap B seçeneğidir.
Harut-Marut Kur’an’da Babil halkını imtihan etmek ve onları sihir konusunda bilinçlendirmek için gönderilen melekler olarak belirtilmiştir. Doğru yanıt D'dir.
Kur’anda, inancın duyularla idrak edilemeyen mutlak varlığa kayıtsız şartsız bağlılığı esas alan yönü neye iman olarak belirtilmiştir?
Allah’ın varlığı, varlık türlerinin en üst mertebesini ilgilendirmesi nedeniyle kendine özgü bir nitelik taşır. O’nun zâtı duyularla idrak edilemediği için, Allah’ı kanıtlamak ancak O’nun dışındaki varlıklardan hareketle mümkün olabilir. Bu nedenle Allah’ın varlığına inanmak, zihinsel faaliyette bulunmanın yanında gönlün harekete geçirilmesi ve iradenin eğitilmesiyle mümkündür. İmanın asıl değerini de bu teşkil eder. Şayet bu konunun matematik ispatı mümkün olsaydı, ceza ve mükafatı gerektiren bir önemi de olmazdı. Nitekim Kur’anda, inancın duyularla idrak edilemeyen mutlak varlığa kayıtsız şartsız bağlılığı esas alan bu yönü, “gayba iman” olarak belirtilmiş ve müminlerin özelliklerinden sayılmıştır. (el-Bakara 2/3). Doğru yanıt B'dir.
Yüzyıllar boyunca bütün toplumlarda Allah adı yüceltilmiştir. Allah’ı reddetmek anlamına gelen inka^r ise aslında toplumsal sağ duyuya aykırı bir durum olup, Kur’an’da bir takım etkenlerle ilişkili görülmüştür. aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
yüzyıllar boyunca bütün toplumlarda Allah adı yüceltilmiştir. Allah’ı reddetmek anlamına gelen inka^r ise aslında toplumsal sağduyuya aykırı bir durum olup, Kur’an’da inat, kibir, zulm, zorbalık, nankörlük ve saptırıcı dış etkenlerin tesiri altında kalmak gibi faktörlere bağlanmıştır (el-En’a^m 6/33; Hu^d 11/59; en-Neml 31/32).
İslam dini, insana sevk ettiği inanç esaslarını araştırıp, delil, akıl, tefekkür ve düşünceye dayandırarak iman etmesine önem vermiştir. Böyle iman türüne tahkikî iman, bu imanâ sahip kişiye de muhakkik adı verilmiş ve en yüksek iman etme şeklinin bu olduğu belirtilmiştir.
“Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar” (en-Nahl 16/50).
Yukarıda yer alan ayet meleklerin hangi özelliğine işaret etmektedir?
Bu ayet meleklerin Allah'ın emirlerini eksiksiz yerine getirdiklerini ve günah işlemediklerini anlatır.
Julius Welhausen'a göre Tevrat dört ayrı kaynaktan derlenmşitir. Bunlar ; J harfi ile temsil edilen Yahvist; E harfi le temsil edilen Elohist; D harfi ile temsil edilen Tesniye ve P harfi ile temsil edilen Din Adamlarıdır. Doğru cevap B'dir.
Dinlerin kaynağına bakılarak yapılan sınıflamaya göre, semavi dinler ve beşeri dinler ayırımı yapılmıştır. Kutsal kitaplarının bulunup bulunmamasına göre yapılan tasniflerde de Ehl-i kitap Yahudi ve Hıristiyanları, kitabı olduğu şüpheli dinler de Mecûsiler ve Maniheistleri ifade etmek için kullanılmıştır.
İmanda artma veya eksilmenin olacağını belirtenler, iman olayına hangi açıdan yaklaşmaktadırlar?
İmanda artma veya eksilme olabileceğini söyleyenler imana niteliği açısından yaklaşmaktadır.
Yahudilerin kutsal metni aşağıdakilerden hangisiyle adlandırılır?
Yahudiler ise kendi kutsal yazılarını Torah (Tevrat), Neviîm ve Ketuvîm şeklindeki üç ana kısmın ilk harflerinden meydana gelen Tanah kelimesiyle isimlendirirler.
İslâm dininin en önemli ilkesini oluşturan esaslar aşağıdakilerden hangisidir?
İslâm dinini üç önemli ilke oluşturur. İnanç bunların en önemlisidir. Amel ve ahlâk hükümleri de bu inanç esaslarına dayanır. Doğru cevap B'dir.
aşağıdaki kavramlardan hangisi "birşeye gönül bağlamak, bütünüyle benimsemek, düğüm atmışçasına kesinlikle inanmak" anlamlarına gelmektedir?
şıklardaki tüm kavramlar imanla ilgili olmakla beraber soruda sorulan manaya karşılık gelecek iman ile ilgili kavram itikadtır