A, B, D ve E seçeneklerinde verilen bilgiler vahiyle ile ilgili yanlış bilgilerdir. Bu tür bilgilere inanmamak gerekmektedir. C seçeneğindeki doğrudan vahyetme şekliyle ilgili bir bilgidir. Vahyin bu şekli herhangi bir vasıta olmadan ilham, mananın kalbe aktarılması veya rüyâ yoluyla gerçekleşir. Doğru cevap C'dir.
Kur’ân-ı Kerim’de genel olarak cinlerle ilgili şu bilgiler verilmektedir: cinler de insanlar gibi Allah’a kulluk etmeleri için yaratılmıştır. Cinlere de peygamber gönderilmiş, bir kısmı iman etmiş, bir kısmı kâfir olarak kalmıştır, kısa sürede uzun mesafeleri katedebilir. Doğru cevap B'dir.
Allah’ın kendi iradesini çeşitli yollarla seçmiş olduğu peygamberlere bildirmesine ne ad verilir?
Allah’ın kendi iradesini çeşitli yollarla seçmiş olduğu peygamberlere bildirmesine vahiy denilmektedir. Doğru cevap B’dir.
İtikada konu olan şeyler iman esaslarıdır. Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına ve âhiret gününe inanmak bu esaslardandır. İnanç esaslarının özellikleri kesinlik, değişmezlik, açıklık ve bölünmezlik olarak sıralanmaktadır. İbadetler kuldan Allah’a yönelik yapılan samimi davranışlardır. İbadetlerde esas olan riyasız bir şekilde Allah’a yönelmek ve sadece O’na kulluk etmektir. İnanç esaslarındaki tevhid ilkesi ibadetlerde de geçerlidir. İbadetler de inanç esasları gibi dinin değişmez ilkeleridir. Bütün farz ibadetler inanç esası değeri taşır. Doğru yanıt B'dir.
Naslarda geçen ve zahirî mânalarıyla Allah’a nisbet edilmesi mümkün olmayan sıfatlara ne denir?
Sıfatlar konusu içinde yeralan bir diğer husus ise naslarda geçen ve zahirî mânalarıyla Allah’a nisbet edilmesi mümkün olmayan kavramlardır. Bunlar sonraki dönem kaynaklarında “haberî sıfatlar” olarak anılmıştır. Ayet ve hadislerde zikredilen el (yed), yüz (vech), göz (ayn), ayak (kadem) gibi kavramlar İslâm âlimlerinin büyük çoğunluğu tarafından İslâmiyetin tenzih inancına uygun bir şekilde yorumlanmıştır. Doğru yanıt B'dir.
“Allah’a tam teslimiyet, hükümlerine boyun eğmek ve emirlerine uymak” anlamlarına gelen kavram aşağıdakilerden hangisidir?
İslâm âlimleri İslâm kelimesine “Allah’a tam teslimiyet, hükümlerine boyun eğmek ve emirlerine uymak” anlamları verdikleri gibi “kişinin kendini her haliyle Allah’a teslim etmesi ve O’na ortak koşmamakla birlikte sadece O’na kulluk etmesi” şeklinde mana vermişlerdir
Aşağıdakilerden hangisi islâm âlimleri tarafından bildirilen esmâ-i hüsnâ listesinde Allah Teâlâ'nın zâtî isimlerinden biridir?
İslâm âlimleri esmâ-i hüsnâ listesinde bulunan isimleri çeşitli şekillerde sınıflandırmışlardır. Bunlardan zâtî isimler; mutlak manada Allah’ın zatını ilgilendiren; el-Evvel, es-Samed, el-Kuddüs, el-Celîl gibi isimlerdir. Kâinati ilgilendirenler ise, tabiatın yaratılışına ve işleyişine temas eden; el-Hâlik, el-Bârî ve el-Musavvir vb. manalardır. Esmâ-i hüsnâdan insanla ilgili olan ilâhî isimler ise; el-Adl, el-Hakem ve el-Fettâh gibi insana yönelik olanlardır.
Şeytanın Allah’ın rahmetinden kovulmasına sebep olan kötü huyu aşağıdakilerden hangisidir?
Kur’ân-ı Kerîm’de geçen İblis kelimesi Hz. Adem’in yaratılması sırasında meleklerin Allah’a secde etmesinin emredilmesi, ancak buna karşılık İblis adındaki varlığın kibirlenerek bu emre itaatsizlik etmesi ve bu sebeple Allah’ın rahmetinden kovulmasıdır.
İslâm dininin inançla ilgili hükümlerine ne denir?
İslâm dininin inanç esasları itikat olarak isimlendirilir. İtikat ise “Bir şeye gönül bağlamak, düğüm atmışçasına kesinlikle inanmak ve bütünüyle benimsemek” anlamlarına gelir. İman etmekle eş anlamlıdır. İtikat esasları ise “İslâm dininde kesinlikle inanılan ve inanılan hususlarda şüpheye yer vermeden doğru kabul edilen değerler” anlamına gelir.
Sübuti sıfatlar Allah’ın zatına nispet edilen ve O’nun ne olduğunu belirten niteliklerdir. Cenâb-ı Hakk’ın bu sıfatlarla nitelenmesi ve bunların zıtlarından uzak tutulması (tenzih) zorunludur. İslâm âlimleri çeşitli maksatlar için ayet ve hadislerden yola çıkarak bir sübûtî sıfatlar listesi belirlemeye çalışmışlardır. Âlimlerin temas ettiği bu yedi sıfatı şöylece sıralayabiliriz: Hayat, İlim, Semî‘, Basîr, Kudret, İrade, Kelâm. Doğru yanıt E'dir.
İman için hem kalbin tasdikinin hem de ikrarın birlikte olması gerektiğini söyleyen âlimler vardır. Birini diğerine feda etmemenin lüzumu üzerinde duran bu bilginler genelde Hanefî âlimlerdir. Buna göre insanın kalbindeki tasdik son derece önemli olmakla birlikte onun dışa vurulmasını da aynı şekilde lüzumludur.
Dinin ve dini hükümlerin kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?
Din, Allah tarafından konulur. O’ndan başkasının din oluşturma hakkı yoktur. Bu sebeple dinî hükümlerin kaynağı da Allah’tır. O’nun dışında hiç kimsenin dinî hükümleri değiştirme ve yürürlükten kaldırma yetkisi yoktur. Bu genel kuralın içine Peygamberler de dâhildir. Onlar da dine bir ekleme ve eksiltme yapamaz. Bazı batılı düşünürler dinin kaynağını atalara tapınma, ruh, tabiat olaylarındaki gizil güç, kutsallık, korku ve ümit olarak görmüşlerdir. Bu sebepten İslâm’ın kaynağını da Hz. Peygamber’e dayandırmak istemişler ve onun getirdiği dine Muhammedîlik (Muhammedanism) adını vermişlerdir. İslam’da peygamberin konumunun dini meydana getirmek etmek değil insanlara doğru bir şekilde ulaştırmak olduğunu gözden kaçırdıkları için bu düşünceye sahip olmuşlardır. Hâlbuki İslam âlimleri din tariflerinde “Allah tarafından konulmuş ilâhî kanun” tabirini kullanmak suretiyle bu şekildeki yanlış anlaşılmaların önüne geçmek istemişlerdir. Dolayısıyla, doğru cevap A seçeneğidir.
Her zaman, koşulsuz şartsız helal ve haram hususunda titizlik göstermek gerekir.
İlâhi vahye dayanmakla birlikte Allah’tan geldiği şeklini koruyamamış dinler hangi adla adlandırılmaktadır?
İlâhi vahyedayanmakla birlikte Allah’tan geldiği şeklini koruyamamış Yahudilik veHıristiyanlık gibi dinlere de muharref din adını vermişlerdir.
İslâm’ın amelî hükümleri çerçevesinde ele alınan cezalarla ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
İslâm’ın amelî hükümleri çerçevesinde ele alınan cezalar, yapılması kesinlikleyasak olan fiilleri işleyenlere verilmiştir. Bunlarda asıl olan ibret olması ve bunu görenlerin kesinlikle o fiilleri işlemekten sakınmasıdır. İnsanların birbirlerine zülümetme yetkisi yoktur. Toplumun barış içinde yaşaması için bu cezalar vazgeçilmez olarak görülmüştür, zira İslâm dininde kimsenin suç işleme ayrıcalığı yoktur. İşte busebeple hak edene cezaların tavizsiz uygulanması istenir. Bu konuda suçluya karşıbir acıma duygusunun ceza vermenin önüne geçmemesi Allah’ın kullarından istediği bir farzdır. bütün bu prensiplerle birlikte İslam hukukunda cezalarda sadece toplumun menfaati gözetilmez.
Kur’ân’da İblîs’in mahiyeti hakkında fazla bilgi verilmemekle birlikte ateşten yaratıldığı vurgulanmaktadır. Doğru cevap D'dir.
Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân-ı Kerîm hakkında doğrudur?
Kur’an’da dini olanlar yanında, bazı bilimsel ve sosyal gerçekliklere de değinilmiş, yeni bilimsel gelişmeler onu teyit etmiş, daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır.