Kur’an’da ilâhî bilginin peygamberlere aktarılmasını ifade eden temel fiil “fısıldamak, telkin etmek, süratli bir şekilde işaret etmek, yazı yazmak, ilham etmek” anlamlarına gelen “vahy”dir. Bu bağlamda, Allah'ın kendi iradesini çeşitli yollarla seçmiş olduğu peygamberlere bildirmesine de "vahiy" denilmektedir. Vahyi terim olarak, Allah’ın, peygamberlerine dilediği bilgileri doğrudan veya bir vasıta ile kendisinden geldiğine şüphe edilmeyecek şekilde ve alışılmamış bir tarzda gizlice bildirmesi diye tanımlamak da mümkündür. Dolayısıyla, doğru cevap B seçeneğidir.
Aşağıdakilerden hangisi imanda artmanın hem nitelik hem de nicelik yönünden olacağını söyleyenler aynı zamanda amelin imandan bir cüz olduğunu savunan mezheplerden biri değildir?
İmanda artmanın hem nitelik hem de nicelik yönünden olacağını söyleyenler aynı zamanda amelin imandan bir cüz olduğunu savunan Selefiyye, Mu’tezile, Şia, Zeydiyye ve Hariciyye mezhepleridir. Kerramiyye bunlardan biri değildir. Doğru cevap C'dir.
Esmâ-i hüsnâ nedir?
İslâm âlimleri esmâ-i hüsnâ listesinde bulunan isimleri çeşitli şekillerde sınıflandırmışlardır. Bunlardan zâtî isimler; mutlak manada Allah’ın zatını ilgilendiren; el-Evvel, es-Samed, el-Kuddüs, el-Celîl gibi isimlerdir. Kâinati ilgilendirenler ise, tabiatın yaratılışına ve işleyişine temas eden; el-Hâlik, el-Bârî ve el-Musavvir vb. manalardır. Esmâ-i hüsnâdan insanla ilgili olan ilâhî isimler ise; el-Adl, el-Hakem ve el-Fettâh gibi insana yönelik olanlardır. Esmâ-i hüsnâ konusunda rivayet edilen bir hadiste “Allah Teâlâ’nın doksan dokuz isminin olduğu. Kur’anda en güzel isimlerin O’nun olduğu bildirilmekte ve bu isimlerle O’na dua etmemiz istenmektedir. Ayette geçen “esmâü’l-hüsnâ” yani “en güzel isimler” tabiri zamanla Allah’ın isimlerini niteleyen bir kavram haline gelmiştir.
İlk defa Mu’tezile kelamcıları tarafından kullanıldığı bilinen hudüs delili sonraları Sunni kelamcılar tarafından da farklı biçimlerde işlenmiştir.
Kur’a^n-ı Keri^m’de Allah’ın varlığı ve kudretine vurgu yapılırken sıkça kulla- nılan bu delil, geniş kesimlere hitap eden sade ve anlaşılır bir yöntemi olduğu için Gazza^li^, İbn Rüşd, İbn Teymiyye ve İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye’nin de içinde bulunduğu birçok a^lim tarafından tercih edilmiştir. İbn Rüşd bu delili hikmet ve ina^yet delili olarak tanımlanmıştır.
Burada sözü edilen İsbat-ı vacib delili hangisidir?
sözü edilen delil gaye ve nizam delilidir.
Aşağıdakilerden hangisi Yahudilerin kutsal metni Tanah’ın ilk bölümünü oluşturan Tevrat'ın bölümlerinden biri değildir?
Elçilerin İşleri Yeni Ahitte yer alan bölümlerden biridir.
Bir kimsenin çevresindeki ana, baba, kardeş, komşu, hoca ve değer verdiği diğer kişilere bakarak, hiçbir araştırma yapmadan inanmasına taklit, bu tür imana da taklidî iman denir.
U¨çüncü halife Hz. Osman hicri^ 25 yılında bir heyete daha önce biraraya getirilmiş olan Kur’an’ı istinsah ettirmeye başlamıştır. aşağıdaki isimlerden hangisi söz konusu heyetten değildir
U¨çüncü halife Hz. Osman hicri^ 25 yılında Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Zü- beyr, Sai^d b. el-A^s ve Abdurrahman b. Ha^ris’ten oluşan bir heyete daha önce biraraya getirilmiş olan Kur’an’ı istinsah ettirmeye başlamıştır. Abdullah b. Mesud bu heyetin içinde yer almamıştır.
Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği üzere Cehennemin işleri ile görevli meleklerin sayısı kaçtır?
Kur’ân-ı Kerim’de meleklerin türlerini ve sayılarını ancak Allah’ın bildiği belirtilmektedir. Kur’ân Cehennemin işleri ile görevli meleklerin bulunduğunu belirttikten sonra onların sayısının, B seçeneğinde de belirtildiği üzere “on dokuz” olduğunu bildirmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de insanın doğuştan Allah inancına sahip olması hangi kavram ile ifade edilmektedir?
Allah inancı doğuştan varolan bir özelliktir. Kur’an-ı Kerim’de yaratılış anında varolan bu duygu “fıtrat” kavramı ile ifade edilir.
Seçeneklerden hangisi islam kelimesinin sözlük anlamlarından biridir?
Arapça aslı silm veya selm olan İslâm, sözlükte: “kurtuluşa ermek, boyun eğmek, teslim olmak, barış yapmak” anlamlarına gelmektedir. Kelimenin çeşitli İslâm bilginleri tarafından yapılan kök araştırmasında; “iradeli bir barış ortamına giriş ve boyun eğiş” anlamı etrafında durulduğu görülür. İnkıyat ve itaat merkezli bir anlam taşıyan İslâm’ın, her şeye ve her halde bir boyun eğişi değil, sadece hakka boyun eğişi ifade için kullanılır. Doğruya ve hakka uymak, yanlışa ve kötüye uymamak İslâm şiarıdır. Allah’a ve O’nun buyruklarına boyun eğmek, itaat etmek ve isyan etmemek İslâm’ın insana önerdiği temel ilkelerdendir.
Allah’ın kendi iradesini çeşitli yollarla seçmiş olduğu peygamberlere bildirmesine ....... denilmektedir.
yukarıdaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir ?
Allah’ın kendi iradesini çeşitli yollarla seçmiş olduğu peygamberlere bildirmesine vahiy denilmektedir.
A ve E seçeneğindeki bilgilere meleklerle ilgilidir. C seçeneğindeki bilgi insanla ve D seçeneğinde bilgi peygamberlerle ilgilidir. B seçeneğinde açıklama ise şeytanla ilgilidir. Kur’ân’da İblîs’in mahiyeti hakkında fazla bilgi verilmemekle birlikte ateşten yaratıldığı vurgulanmaktadır.
Bir kimsenin, araştırmadan ve sadece çevresindeki kişilere bakıp onlara benzemeye çalışarak sahip olduğu iman türü aşağıdakilerden hangisidir?
Bir kimsenin çevresindeki ana, baba, kardeş, komşu, hoca ve değer verdiği diğer kişilere bakarak, hiçbir araştırma yapmadan inanmasına taklit, bu tür imana da taklidî iman denir. Böyle bir kişiye de mukallit adı verilir. Doğru cevap D’dir.
İman öncelikle kalbin tasdik etmesi, yani onaylamasıdır. İkrar, içten hissedilenlerin dil ile ifade edilmesine denir. Kişinin kalben kabul ettiği iman esaslarını dışa vurmasının önemi bellidir. İmanın oluşumunda bilginin önemi inkâr edilemez. İnsanın bilgi edinme kaynakları beş duyu, doğru haber ve akıldır. İmanın bu yolların her biriyle olan bağlantısı da bilinmektedir. İnsanda oluşan imanın bilgiden sonra gerçekleştiği ve onun üzerine bina edildiği zaman değerli olduğu söylenmelidir. İslam düşüncesinde iman konusunda yapılan değerlendirmelerden biri de İslam’da emredilmiş ibadet veya taat türünden birinin veya yasaklanmış bir emrin yapılmaması, yani amellerin yerine getirilmesi şeklindeki tanımıdır. Dolayısıyla, doğru cevap C seçeneğidir.
Kur’an’da a^hirette müminleri se- lamlayarak karşılayacak olan cennet bekçilerinden (er-Ra‘d 13/23-24) ve cehennemlikleri korkutan görevli meleklerden (ez-Zümer 39/71-72) bahsedilmektedir. bu meleklere genel olarak verilen ad hangisidir?
Kur’an’da a^hirette müminleri se- lamlayarak karşılayacak olan cennet bekçilerinden (er-Ra‘d 13/23-24) ve cehennemlikleri korkutan görevli meleklerden (ez-Zümer 39/71-72) bahsedilmektedir. Bunlara genel olarak “ha^zin” adı verilmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
İnanç esaslarında zorlama yoktur. Kişinin, Hz. Peygamber’in getirdiği inanç esaslarına zorlanması ve dolayısıyla neticesinde bir karşılık beklemesi söz konusu değildir. İtikat esaslarını kabullenmek veya kabullenmemek kişilerin kendi sorumluluğu dâhilindedir. Kur’ân, bu konudaki tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur: “Kur’ân’a ister inanın ister inanmayın.” (el-İsrâ 7/107) “De ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin” (el-Kehf 18/29)
“Yoksa onu uydurdu mu diyorlar? De ki onun benzeri olan on tane uydurma sûre getirin” ayeti hangi surede geçmektedir?
Soru kökünde verilen ayet’i kerime “Hûd” suresinde yer almaktadır.