Muhâlefetün li’l-havâdis sıfatının anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Muhâlefetün li’l-havâdis: Allah’ın sonradan olan yaratıklara benzememesidir. Allah statü olarak yaratılmışlık özelliği taşıyan her şeyden uzaktır. “Hiçbir şey onun benzeri değildir” (eş-Şûrâ 42/11). Doğru cevap E’dir.
Allah’ın her şeye gücünün yetmesi anlamına gelen sübûtî sıfat aşağıdakilerden hangisidir?
Kudret: Allah’ın her şeye gücünün yetmesidir. Allah’ın varlığına inanan ve bu harikulade kainatın nasıl yaratıldığını tefekkür eden her insan O’nun sonsuz bir kudrete sahip olduğunu şüphesiz kabul eder.
Allah’ın Cibril aracılığıyla peygamberlere indirdiği ilahi kitapların sonuncusu aşağıdakilerden hangisidir?
İlâhî kitapların sonuncusu olan Kur’ân-ı Kerîm Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’e indirilmiş, Peygamberimizden de hiçbir değişikliğe ve bozulmaya uğramadan tevatür yoluyla bize kadar ulaşmıştır. Doğru cevap C’dir.
"İncil" kelimesinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Müjde veya yeni öğreti anlamına gelen İncil Hz. ‘Isâ’ya vahyedilmiş olan ilâhî kitaptır.
İman- ikrar ilişkisi hangi mezhepte vardır?
Kerramiyye mezhebinin imanı tanımı inanılması gereken inanç esaslarını kalbin tasdiki olmaksızın, dil ile ikrar etmek yeterlidir şeklindedir. Cehmiyye iman-bilgi ilişkisini, Hariciyye, Zeydiyye ve Şia da iman- amel ilişkisi vardır.
“Kur’an’ı biz indirdik. Onun koruyucuları da, şübhesiz ki, biziz” ayeti hangi surede geçmektedir?
“Kur’an’ı biz indirdik. Onun koruyucuları da, şübhesiz ki, biziz” mealindeki ayet-i kerime “Hicr” suresinde yer almaktadır.
Aşağıdaki ifadelerden hangisi selbî sıfatlarının anlamına uygunluk göstermektedir?
Bu sıfatlar Allah’ı şânına yakışmayan, acziyet ve eksiklik ifade eden, yaratılmışlık özelliği taşıyan ve bu sebeple de O’ndan nefyedilmesi (tenzih)gereken sıfatlardır. Bu tür sıfatlar sayılamayacak kadar çoktur. Çünkü ne kadar eksiklik ve acz kavramı varsa, ne kadar yaratılmışlık özelliği mevcut ise o kadar da selbî sıfat var demektir. Selbî sıfatların hedefi her türlü şirk şâibesini bertaraf ederek tevhid inancını tam manasıyla ispat etmek, yaratanla yaratılan arasında ortak bir noktanın bulunmadığını akıllara ve gönüllere yerleştirmektir. Bu nedenle “Hiçbir şey onun benzeri değildir” (eş-Şûrâ 42/11) âyeti tenzih akidesinin özünü oluşturur. Doğru yanıt E'dir.
Allah’ın peygamberlere hitabının bir başka şeklinde vahye Cebrail isimli melek aracılık etmektedir. Cebrail ya bir insan suretinde ya da aslî şekliyle elçi olarak görevlendirilip ilâhî mesajı ulaştırır. Hz. Peygamber: “Bazen melek bana adam şeklinde görünür, benimle konuşur ve ben de söylediğini iyice bellemiş olurum” buyurarak vahyin bu türüne açıklık kazandırmıştır. Vahye meleğin aracılık yapması ulûhiyet âlemi ile insanî tabiatın birbirine benzememesi sebebiyle aralarında doğrudan bir ilişkinin kurulamaması şeklinde izah edilmiştir. Vahyin gelişi çoğunlukla bu şekilde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, doğru cevap C seçeneğidir.
Kur'anda hangi iki kavram ile ifade edilen dış ve iç alemin varlıkları arasında görülen düzen, ahenk ve güzellik yüce bir yaratıcının varlığına en açık delil olarak sunulmaktadır ?
Kuran’da çoğunlukla, âlemin yaratılmışlığını ve düzenli işleyişini öne çıkaranbir ispat yöntemi göze çarpmaktadır. Her ne kadar öncüllere dayalı bir sistemiçinde verilmese de tabiattan hareket eden (kozmolojik) ve varlıklardaki gayeliliği vurgulayan (teleolojik) delilleri Kur’an’da bulmak mümkündür. Böylece kendiliğinden meydana gelmesi imkânsız olan evrenin ve onun varlıkları arasındakiuyum Allah’ın varlığına delil kılınmaktadır. Kur’an’da “âfâk ve enfüs” olarak ifadeedilen, dış ve iç âlemin varlıkları arasında görülen düzen, ahenk ve güzellik yücebir yaratıcının varlığına en açık delil olarak sunulmaktadır
Kur’an-ı Kerim hangi dönemde çoğaltılıp İslam coğrafyasının büyük beldelerine gönderilmiştir?
Üçüncü halife Hz. Osman hicrî 25 yılında Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Zübeyr, Saîd b. el-Âs ve Abdurrahman b. Hâris’ten oluşan bir heyete daha önce biraraya getirilmiş olan Kur’an’ı istinsah ettirmeye başlamıştır. Bazı kıraat farklılıklarının ihtilaflara sebep olmaması için yapılan bu çalışma sonucunda çoğaltılan mushaflar İslâm coğrafyasının dört veya yedi büyük merkezine gönderilmiştir. Doğru cevap D’dir
Allah’ın her şeyi işitmesi aşağıdaki Sübûtî sıfatlardan hangisi ile açıklanmaktadır?
Semî sıfatı Allah’ın her şeyi işitmesidir. Allah’ın tüm sıfatlarında olduğu gibi işitme sıfatı da kemal derecesindedir. O, hiçbir vasıta ve şarta bağlı olmaksızın ve hiçbir engele takılmaksızın her şeyi işitir. Doğru cevap E’dir.
İlâhi vahye dayanmakla birlikte Allah’tan geldiği şeklini koruyamamış Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi dinlere İslam âlimleri tarafından verilen isim aşağıdakilerden hangisidir?
İlâhi vahye dayanmakla birlikte Allah’tan geldiği şeklini koruyamamış Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi dinlere de muharref din adını vermişlerdir. Doğru cevap B'dir.
Hudûs Delili: Hudûs delili, evrenin yaratılmış olduğu ve her yaratılmışında bir yaratıcıya muhtaç olduğundan hareketle Allah’ın varlığını ispata çalışan birdelildir. Bu delile birçok âyette temas edilmektedir. Kur’anda canlı cansız bütünkâinatın kendi kendine varolamayacağı dile getirilmekte, böylece insan hem kendisi hem de dış dünya üzerinde düşünmeye davet edilmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm’de geçen İblis kelimesi Hz. Adem’in yaratılması sırasında meleklerin Allah’a secde etmesinin emredilmesi, ancak buna karşılık İblis adındaki varlığın kibirlenerek bu emre itaatsizlik etmesi ve bu sebeple Allah’ın rahmetinden kovulmasıdır. Doğru cevap A'dır.
Aşağıdakilerden hangisi Allah'ın şanına yakışmayan tenzihi sıfatlardan biridir?
İslâm âlimleri, eğitim öğretimde kolaylık sağlamak ve bu vasıfların anlaşılmasını temin etmek amacıyla ayetler ışığında bazı terimler tespit etmişler ve selbî/tenzihî sıfatları şöylece sıralamışlardır: Vücud, Kıdem, Beka, Kıyam binefsihî, Vahdâniyet, Muhâlefetün li’l-havâdis. Doğru yanıt C'dir.
İlâhi vahye dayanmakla birlikte Allah’tan geldiği şeklini koruyamamış Yahudilik ve Hiristiyanlik gibi dinlere muharref din adı verilmiştir.
İnancın gereklerini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişiye Müslim denir. Bunun Farsça’dan geçen çoğul ifadesine de Müslüman denir.
İslam âlimlerine göre dinin sınıflandırılması nasıl yapılmıştır?
İslam âlimleri genelde hak ve batıl din şeklinde bir sınıflama yapmışlardır. Diğer çeldiricilerdeki kavramlar ise sSemavi ve beşeri dinlerin kaynağına bakılarak yapılan sınıflamadır. Şüpheli dinler Mecusiler ve Maniheistler için kullanılmaktadır. İlkel ve milli dinler ise tek tanrılı ve çok tanrılı sınıflamaya göre yapılmıştır.