Kişinin iman esaslarını sadece bilmesi mümin olması için yeterli olmadığını ve eğer bu yeterli olsaydı her âlimin mümin olması gerekeceğini söyleyen mezhep aşağıdakilerden hangisidir?
İnanılması gereken konuları sadece bilmek iman etmek için yeterli midir, sorusudur. Bu soruyu evet diye cevaplayan Cehmiyye ve Neccâriyye mezhepleridir. Onlara göre kişinin iman esaslarını sadece bilmesi mümin olması için yeterlidir. Matüridî ve Mu’tezilî âlimler ise bunun yeterli olmadığını ve eğer bu yeterli olsaydı her âlimin mümin olması gerekeceğini söyleyerek onları eleştirmişlerdir. Doğru cevap E'dir.
Aşağıdakilerden hangisi meleklerin özellikleri arasında yer almaz.
Normal şartlarda gözle görünmeyen melekler, Allah’ın emir ve izni ile çeşitli şekillere girebilmektedirler. Peygamberler onları aslî suretleri ve büründükleri biçimleri ile görebilirler.
“Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Peygamberin hadislerinde belirtildiğine göre peygamberlerin bazılarına ……………. vahyedilmişken bazılarına da kitap gönderilmiştir” cümlesinde boş bırakılan bölüme en uygun olanı aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
“Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Peygamberin hadislerinde belirtildiğine göre peygamberlerin bazılarına suhuf vahyedilmişken bazılarına da kitap gönderilmiştir”
Hangi delil türü evrenin yaratılmış olduğu ve her yaratılmışın da bir yaratıcıya muhtaç olduğundan hareketle Allah’ın varlığını ispata çalışır?
Hudûs Delili: Hudûs delili, evrenin yaratılmış olduğu ve her yaratılmışın da bir yaratıcıya muhtaç olduğundan hareketle Allah’ın varlığını ispata çalışan bir delildir. Bu delile birçok âyette temas edilmektedir. Kur’anda canlı cansız bütün kâinatın kendi kendine varolamayacağı dile getirilmekte, böylece insan hem kendisi hem de dış dünya üzerinde düşünmeye davet edilmektedir. Doğru yanıt E'dir.
Aşağıdakilerdn hangisi ehl-i kitap sayılmaktadır?
İnanç sistemlerinden ilahi vahye dayanmayanlara batıl din demişlerdir. İlahî vahye dayanmakla birlikte Allah’tan geldiği şeklini koruyamamış Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi dinlere de muharref din adını vermişlerdir. Klasik dinler tarihi kitapları ise hak dinlere milel, batıl dinlere de nihal adını vermişlerdir. Dinlerin kaynağına bakılarak yapılan sınıflamaya göre, semavi dinler ve beşeri dinler ayırımı yapılmıştır. Kutsal kitaplarının bulunup bulunmamasına göre yapılan tasniflerde de Ehl-i kitap Yahudi ve Hıristiyanları, kitabı olduğu şüpheli dinler de Mecûsiler ve Maniheistleri ifade etmek için kullanılmıştır. Dinler tek tanrılı ve çok tanrılı olmak üzere de sınıflandırılmış ve ilkel dinler, milli dinler ve dünya dinleri adlandırmaları yapılmıştır. Bu konuda dinleri sınıflamanın çok çeşitli yöntemleri olduğu bir gerçektir. Ancak bu bilgileri göz önüne alarak dinleri yerel kabile dinleri, millî dinler ve evrensel dinler şeklinde üç kısma ayırarak anlamak uygun görünmektedir. Doğru cevap C’dir.
İçten hissedilenlerin dil ile ifade edilmesi nasıl tanımlanmaktadır?
İkrar, içten hissedilenlerin dil ile ifade edilmesi anlamına gelmektedir. Kişinin kalben kabul ettiği iman esaslarını dışa vurmasının önemi bellidir.
Kanun, şeriat anlamlarına gelen Tevrat Hz. Musa’ya indirilen kitabın adıdır. Doğru cevap C'dir.
Kur’an- Kerim’de aşağıdaki peygamberlerden hangisine kağıt parçaları anlamına gelen suhûf indirildiğinden bahsedilmektedir?
Kur’an-ı Kerim’ de A, B, C ve D seçeneklerinde adı geçen peygamberlere suhûf indirildiğinden bahsedilmemektedir. Oysa E seçeneğinde adı geçen Hz. İbrahim’e suhuf indirildiğine dair bazı bilgiler yer almaktadır. Kur’an’da “Gerçekten iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredip de namaz kılan kimse umduğuna erişmiştir. Belki siz dünya hayatını (âhiretten) üstün tutarsınız. Hâlbuki âhiret daha hayırlı daha süreklidir. Şüphesiz ki bunlar, evvelki sayfalarda İbrâhîm ile Mûsâ’nın sayfalarında vardır” (el-A‘lâ, 87/14-19) meâlindeki âyetlerde Hz. Mûsâ ve İbrâhîm’e indirilen sayfalardan bahsedilmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm kimin zamanında kitap haline getirilmiştir?
Hz. Ebu Bekir'in hilâfeti döneminde Kur'ân-i Kerîm vahiy katibi Zeyd b.Sabit tarafından çok hassas prensipler çerçevesinde bir araya getirilmiştir.
Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah'ın şanına yakışmayan acziyet ve eksiklik ifade eden ve O'ndan nefyedilmesi gereken sıfatlardan biri değildir ?
Selbî/Tenzihî SıfatlarBu sıfatlar Allah’ı şânına yakışmayan, acziyet ve eksiklik ifade eden, yaratılmışlık özelliği taşıyan ve bu sebeple de O’ndan nefyedilmesi (tenzih) gereken sıfatlardır. Bu tür sıfatlar sayılamayacak kadar çoktur. Çünkü ne kadar eksiklik veacz kavramı varsa, ne kadar yaratılmışlık özelliği mevcut ise o kadar da selbîsıfat var demektir.
Sübûtî Sıfatlar arasında;
Semî‘: Yüce Allah’ın her şeyi işitmesidir. Allah’ın tüm sıfatlarında olduğugibi işitme sıfatı da kemal derecesindedir. O, hiçbir vasıta ve şarta bağlı olmaksızın ve hiçbir engele takılmaksızın her şeyi işitir. İnsanlar ise sadeceduyma eşikleri içinde bulunan sesleri işitebildikleri gibi bunun için bazıorganlara ihtiyaç duyarlar.
A, C ve D seçeneğinde verilen hususlar sadece yüce Allah’ın takdirindedir ve meleklerin böyle görevleri ve yaratılış amaçları yoktur. E seçeneğindeki görev ise peygamberlere aittir, melekler Allah’tan aldıkları emirleri ve yasakları peygamberlere iletirler. B seçeneğinde verilen, meleklerin Fizik âlem ile ulûhiyet makamı arasında bir köprü vazifesi görmeleri ise Kur’an’da belirtilen çerçevede Allah’a teslimiyetin sembolü olan meleklerin görevlerinden ve Allah’ın melekleri yaratma gayelerinden ve hikmetlerinden biridir.
Bir kişinin delil, akıl, tefekkür ve düşünceye dayandırarak edindiği iman hangisidir?
İslam dini, insana sevk ettiği inanç esaslarını araştırıp, delil, akıl, tefekkür ve düşünceye dayandırarak iman etmesine önem vermiştir. Böyle iman türüne tahkikî iman, bu imanâ sahip kişiye de muhakkik adı verilmiş ve en yüksek iman etme şeklinin bu olduğu belirtilmiştir.
Zebur, hangi peygambere indirilmiş bir kitaptır?
Kur’an’da “Dâvûd’a da Zebur’u verdik” (el-İsrâ 17/55) buyrulmaktadır. “Yazılı kitap” anlamına gelen Zebur’dan Kur’an’da bahsedilmekte ve ondan bazı bilgiler de nakledilmektedir (en-Nisâ 4/163; el-İsrâ 17/55; el-Enbiyâ 21/105). Müslümanların Allah tarafından Hz. Dâvûd’a Zebûr isimli bir kitabın indirildiğine inanmaları gerekir. Dolayısıyla, doğru cevap E seçeneğidir.
"Bir kimsenin çevresindeki ana, baba, kardeş, komşu, hoca ve değer verdiği diğer kişilere bakarak, hiçbir araştırma yapmadan inanmasına taklit, bu tür imana da taklidî iman denir."
Yukarıda verilen şekilde iman etmiş kişiye verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Bir kimsenin çevresindeki ana, baba, kardeş, komşu, hoca ve değer verdiği diğer kişilere bakarak, hiçbir araştırma yapmadan inanmasına taklit, bu tür imana da taklidî iman denir ve böyle bir kişiye de mukallit adı verilir. Doğru cevap C'dir.
Aşağıdakilerden hangisi Selbi/Tenzihi sıfatlar arasında yer alır?
Allah’ın Selbi/tenzihi sıfatları şu şekilde sıralanmaktadır: Vücud; Kıdem; Beka; Kıyam binefsihi; Vahdaniyet; Muhalefetün li’l-havâdis. Doğru cevap A’dır.5
Naslarda geçen ve zahirî mânalarıyla Allah’a nisbet edilmesi mümkün olmayan kavramlar aşağıdakilerden hangisidir?
Sıfatlar konusu içinde yer alan bir diğer husus ise naslarda geçen ve zahirî mânalarıyla Allah’a nisbet edilmesi mümkün olmayan kavramlardır. Bunlar sonraki dönem kaynaklarında “haberî sıfatlar” olarak anılmıştır. Ayet ve hadislerde zikredilen el (yed), yüz (vech), göz (ayn), ayak (kadem) gibi kavramlar İslâm âlimlerinin büyük çoğunluğu tarafından İslamiyet’in tenzih inancına uygun bir şekilde yorumlanmıştır. Doğru cevap A’dır.
Hz. Peygamber'e göre aşağıdakilerden hangisi iman tanımına girer?
Ebû Hureyre'nin “Yâ Resulallah! İçimizde öyle şeyler hissediyoruz ki, her birimiz bunu söylemeyi büyük günah sayarız” demesini üstüne Hz. Peygamber “Bu imanın ta kendisidir” buyurmuştur.
İslam’da Allah’ın varlığını ispatlamak için yapılan tüm faaliyetlere ne denir?
İslam’da Allah’ın varlığını ispatlamak için yapılan tüm faaliyetlere “isbât-ıvâcip” denir. Doğru yanıt D'dir.
Aşağıdakilerden hangisi eceli gelenlerin ruhunu kabzetmekle görevli olan meleğin özel adıdır?
Azrâil ise eceli gelenlerin ruhunu kabzetmekle görevli olan meleğin özel adıdır. Doğru cevap B seçeneğidir.