Aşağıdakilerden hangisi kültürün özelliklerinden biri değildir?
-Kültür dışarıdan aldığı unsurlar konusunda seçicidir-Kültür dengeli bir bütün oluşturma eğilimindedir-Kültür sürekli değişme gösterir-Kültür ihtiyaçları giderici bir özelliğe sahiptir-Kültür toplumsal bir üründür-Kültür tarihidir ve süreklidir-Kültür öğrenilmiş davranışlar topluluğudur.
Allah’ın insan için medeni bir ortamın bütün şartlarını hazırlamış ve yeryüzünü buna uygun düzenlediğini belirten ayet aşağıdakilerden hangisidir?
Allah insan için medenî bir ortamın bütün fizîkî şartlarını hazırlamış ve yeryüzünü buna uygun düzenlemiştir. “Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan O’dur” (Bakara, 2/29) ayetinde ve daha yüzlerce ayette bu durum açık bir şekilde belirtilmektedir.
Bir toplumun sanatının onun hem toplum yapısını hem de kültürünü etkilemesini anlatan kültür unsuru aşağıdakilerden hangisidir?
Kültürün manevî unsurları arasında estetik de yer almaktadır. Hiçbir toplumun sanatı, onun toplum yapısı ve kültüründen bağımsız değildir. Sanatlar, kendilerini uygulayan toplumların ilgi ve tutumlarını dile getirirler. Her sanatkâr belli bir kültür çevresinde yetişir
Hz. Peygamber “Allah, beni bir muallim olarak gönderdi.” Hadisiyle kendisini ne olarak tanımlamıştır?
Hz. Peygamber’in, bizzat kendisinin bir öğretici olduğuna işaretle “Allah, beni bir muallim (öğretici-öğretmen) olarak gönderdi.” (İbn Mâce, Sünen, Mukaddime, nr. 229) şeklindeki hadisi, Müslümanlar için bir rehber olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi Emeviler Dönemi’nde görevli olan divanlardan biridir?
İlk Emevi halifesi Muaviye b Ebi Süfyan zamanında (661-680) “Divânu'l-Atâ” ile yetinilmeyip divan sayıları artırılmış ve görev alanları yeniden düzenlenmiştir. Bunlar şu şekilde sıralanmaktadır:-Divânu'l-Harâc: Şam’da merkezî divan konumunda idi. Toprak vergilerinin takdiri ve toplanmasıyla ilgili işleri yürütmekteydi.-Divânu’r-Resâil: Devlet başkanının bütün resmî haberleşmelerini yürütüyordu.-Divânu'l-Hâtem: Resmî yazışmaların mühürlenmesi ve birer nüshasının arşivlenmesi işlerini yürütmekle görevli idi.-Divânu'l-Berîd: Posta işlerini yerine getirmekle görevli idi. Bu divan daha sonra Abdü’l-Melik b. Mervan tarafından yeniden düzenlenmiştir.-Divânu'l-Cünd: Belli aralıklarla nüfus sayımlarını yapmakla görevli idi.-Divânu’n-Nafakât: Hazine masraflarının hesabını tutmakla görevli idi.-Divânu's-Sadakât: Zekât ve öşür işlerini yürütmekle görevli idi.-Divânu’l-Müstegallât: Devlete ait taşınmazların halka kiralama işlerini yürütüyordu.-Divânu't-Tıraz: Sancaklar, bayraklar ve resmî elbiseler yapım işleriyle görevli idi.
Kur’anın ilk ayeti aşağıdakilerden hagisini emreder?
İsla^m kültür ve medeniyetinin en önemli kaynağı olan Kur’a^n-ı Kerim, ilk ayeti ile okumayı emretmektedir. Bu kitabın kendisine gönderildiği Hz. Peygamber de ümmetine bu yolda talimat veriyordu. Kur’a^n ile Hz. Peygamber’in okuma ve öğrenmeyle ilgili emirlerini göz önünde bulunduran Müslümanlar, daha İsla^m’ın ilk yıllarından itibaren öğrenmek için bütün imka^nlarını seferber ediyorlardı.
Aşağıdakilerden hangisi medeniyetin doğuşunu etkileyen faktörlerden değildir?
Baş faktör İnsan unsuru ve coğrafya dışında Başka faktörleri de şöylece sıralayabiliriz: Kurumsal ve güçlü bir ekonomik yapı, şehirleşme, göç/hicret/yer değiştirme, değerler sistemi, istikrarlı bir siyasî sistem, sağlıklı eğitim, sanat, dil, hukuk, iletişim, sağlık ve güvenlik kurumları vb. medeniyetlerin doğuşlarını etkileyen önemli unsurlardır.
Aşağıdakilerden hangisi İslam medeniyetinin doğuş sürecindeki kaynaklardan değildir?
İslâm medeniyetinin doğuş sürecinde iki temel kaynağı vardı. Bunların biri vahiy, diğeri vahyi hayata aktaran Hz. Peygamber’di; başka bir ifadeyle Kur’ân ve Sünnet idi. Gelişme sürecinde bu temel kaynağa doğal olarak, yazılı kaynaklar, sanat eserleri, diğer medeniyetlerin yaşayan unsurları ve onlardan yapılan tercümeler gibi daha başka kaynaklar da eklenmişti.
Kuran’ın:“De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 39/9)“Rabbim, ‘benim ilmimi artır’ de!” (Tâhâ, 20/114)“Şayet bilmiyorsanız ilim ehline sorun” (Nahl, 16/43)“Kalem ve yazdıklarına yemin ederim ki,” (Kalem, 68/1)ayetleri insanları neye teşvik etmektedir?
Yukarıda belirtilen ayetler ve bunlar gibi birçokları ilmi, araştırmayı ve düşünmeyi teşvik etmektedir. Hatta öğrenme vasıtalarının en önemlilerinden biri olan “kalem”e yemin edilmesi, İslâm’ın bu konuda nasıl anlayışa sahip olduğunu göstermektedir.
Roma imparatoru Konstantinus, Hristiyan kilisesinin ilk din kurultayını 325 yılında nerede toplamıştır?
Konstantinus 325’de İznik’te Hristiyan kilisesinin ilk din kurultayını toplayarak, Hristiyanlığı devletin desteklediği bir din haline getirdi. Bunun üzerine devlet desteğini arkasına almış Hristiyan piskoposlar da, Konstantinus ve sonraki Roma krallarını imparatorluğu yönetmesi için Tanrı tarafından seçilmiş olarak gördüler.
Aşağıdakilerden hangisi İslâm bilimi, felsefesi ve kültürünün Batı’ya geçiş yollarından değildir?
İslâm bilimi, felsefesi ve kültürünün Batı’ya geçiş yollarını şu şekilde özetleyebiliriz:-Endülüs İslâm medreseleri (Kurtuba, Sevilla, Toledo, Gırnata),-Sicilya Müslümanları,-Yahudi tercümanlar,-Hint ticaret yollarının aranması (coğrafya kitaplarının tercümesiyle),-Haçlı seferleri,-Balkanlara yerleşen Osmanlı müesseseleri vb.
Hinduizm hangi inanışın biçim değiştirmiş hali olarak ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır?
M.S. ilk yüzyıldan sonra, Brahmanizm’in biçimi değiştirilerek yeniden ihya edilmiş şekli olan Hinduizm, Hint halkının dünyasına daha fazla ve daha yaygın olarak girmiştir. Hinduizm, Hintlilerce saygıya layık görülen sayısız tanrının, birbirine rakip olan ve fakat birbirlerini tamamlayan iki tanrı Şiva ile Vişnu çevresinde doğmuştur.
Aralarında baba tarafından kan bağı bulunan akrabanın oluşturduğu topluluğun bütün fertlerini birbirine bağlayan ve herhangi bir dış tehlikeye karşı koymak veya saldırıda bulunmak söz konusu olduğunda bütün topluluk üyelerinin harekete geçmesini sağlayan birlik ve dayanışma ruhuna ne ad verilmektedir?
Asabiyet, Arapça kökenli bir kelime olup “A-sa-be” kökünden türemiştir. Cahiliye döneminde, aralarında baba tarafından kan bağı bulunan akrabanın oluşturduğu topluluğa asabe, bu topluluğun bütün fertlerini birbirine bağlayan ve herhangi bir dış tehlikeye karşı koymak veya saldırıda bulunmak söz konusu olduğunda bütün topluluk üyelerinin harekete geçmesini sağlayan birlik ve dayanışma ruhuna da asabiyet denilmekteydi. Asabiyet, esas itibariyle soy (neseb) birliğinden kaynaklandığından, aynı soydan olanlar arasında organik yakınlık arttıkça asabiyet de güçlenir, buna karşılık bu yakınlık aileden başlayarak aşirete, kabileye doğru yayıldıkça asabiyet de zayıflardı. Asabiyet sahipleri, kendi kabilesine mensup birini, haklı-haksız bütün meselelerde başkalarına karşı korumayı, ona destek olmayı en önemli görev sayarlar.
Aşağıdakilerden hangisi müslüman alimlerden biri değildir?
Bu konuda birkaç isim sözlerimizin şahidi olarak hatırlanacaktır. etTaberî, Razi, İbn Cülcül, İbn Cezzar, İbn Sina, el-Mesûdî, el-Birûnî, İbn Hazm, İbn Rüşd, el-Gazzalî, İbnü’n-Nefis, Abdülaziz es-Sivasî, Geredeli Murad, Hacı Paşa, Mukbilzâde Mümin, Sabuncuoğlu Şerafeddin Ali, Ak Şemseddin, Ali Kuşçu, Mirim Çelebi, İbn Kemal, Ebussuûd Efendi gibi birçok âlim, çalışmaları ile bütün dünyaya ışık tutmuşlardı.
Daru’n-Nedve nedir?
Dâru’n-Nedve adı verilen parlamento binası, Mekke’nin merkezî toplanma, istişare ve karar alma meclisi idi. Burada Mekke’yi ilgilendiren önemli olayların görüşmeleri yapılır ve karara bağlanırdı.
İslâm medeniyetinin doğuşunu, gelişmesini ve şekillenmesini sağlayan en büyük etken nedir?
Bilindiği gibi dinler, toplumların düşünce, anlayış, hareket ve davranışlarının şekillenmesinde büyük rol oynarlar. İşte İslâm medeniyetinin doğuşunu, gelişmesini ve şekillenmesini sağlayan en büyük etken, İslâm dininin ilme verdiği değerden başkası değildir.
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı devletinin gayri müslimlerden almış olduğu vergidir?
Osmanlılar, İslâm’dan aldıkları ilhamla fethettikleri yerlerdeki halkla kaynaştılar. Onların dinî, örfî ve sosyal gibi iç yapılarına karışmayarak vicdan hürriyetine saygı gösteriyorlardı. Hatta onlar, kendilerinden önceki Hıristiyan yöneticiler tarafından ağır vergiler vermek zorunda kalmış olan gayrimüslim tebaasından belli bir vergi (cizye) almakla yetinerek mevcut kanunlara aykırı olarak keyfî hiçbir muameleye izin vermemiştir.
İsla^m ülkelerindeki ilmi^ hayatın gelişmesinin ikinci dönemi olarak nitelendirilebilecek dönem hangisidir?
İsla^m ülkelerindeki ilmi^ hayatın gelişmesinin ikinci dönemi diye- bileceğimiz XI. yüzyılın müstesna bir yeri vardır. Bu asırdan itibaren, sistemli bir eğitim ve öğretim yeri olarak medreseler, halkın dini^, medeni^, sosyal ve kültürel gelişmesinde faal bir rol oynamaya başladılar.
Aşağıdakilerden hangisi kültürün özelliklerinden birisidir?
Kültürün temel özellikleri, sürekli değişme göstermesi, toplumsal bir ürün olması, toplumun ihtiyaçlarını giderici bir özelliği olması, tarihi ve sürekli olması ve dengeli bir bütün oluşturma eğilimde olmasıdır.
Aşağıdakilerden hangisi cahiliye dönemi Arap toplumunun hukuki araçlarından biri değildir?
Yetkili ve güçlü bir icra makamının yokluğuna rağmen anlaşmazlıklarda başvurdukları hukuk kurumları bulunmaktaydı. Bunlar:I-Kabile hakemleriII-Tard ve Hal’ (toplum dışı bırakma ve kanun dışı sayma)III-Eşnak (tazminat belirleme)IV-Kasame (yemin ettirme)