İslam medeniyetinde Adalet ve hoşgörünün benimsenmesinin nedeni nedir?
Adalet ve hoşgörü İslam dininin önemle üzerinde durduğu konulardandır. Adaletli olunması Adaletle hükmedilmesi konusunda pek çok ayet vardır, aynı şekilde adaletli ve hoşgörülü davranmayı emreden pek çok hadiste bu anlayışı fiilen hayat geçirmiştir. Bu nedenle İslam medeniyeti yüzyıllar boyunca adalet ve hoşgörünün yaşandığı bir medeniyet olmuştur.
İslam medeniyeti aşağıdaki hangi medeni terkibilerin içine doğmamıştır?
İslâm medeniyeti, birbirlerine paralel gelişme gösteren ticaret, sanat, din ve bilimde karşılıklı etkileşim içinde olan ve hatta ortak mirasları paylaşan dört temel medenî terkibin tarih alanı içinde doğmuştur. Bunlardan birincisi: Nil’den Amuderya’ya kadar uzanan, birçok peygamberin gelmesiyle de peygamberî geleneklere kaynak olan ve merkezî dil olarak Süryanîce, Aramîce ve Pehlevîce dillerinin kullanıldığı Bereketli Hilâl bölgesinin Sâmî-İran terkibidir. İkincisi: Anadolu’dan İtalya’ya kadar Kuzey Akdeniz boyunca uzanan, Thales, Pisagor, Sokrat, Plato, Aristoteles ve arkadaşlarını yetiştirmiş olan ve merkezî dil olarak Latincenin kullanıldığı Avrupa terkibidir. Üçüncüsü: Upanişadlar, Buda ve Mahavira devirleri ile öne çıkan Hindistan bölgesindeki Hindu terkibidir. Dördüncüsü: Konfüçyus, Lao-Tze ve halefleriyle öne çıkan Çin ve komşularının Uzak Doğu terkibidir.
İslâm Kurumları ve Medeniyeti tarihinde en önde gelen kurum aşağıdakilerden hangisidir?
Milletlerin iyi idare edilmeleri, geleceğe güvenle bakabilmeleri ve medeniyet alanlarına katkı sağlayabilmeleri için en fazla ihtiyaç duyulan husus, iyi ve istikrarlı bir yönetim yapısıdır. Bu yapının İslâm Kurumları ve Medeniyeti tarihinde en önde gelen üç kurumu önem sırasına göre, “hilâfet”, “vezâret/vezirlik” ve “divan teşkilâtı”dır.
Gazneliler döneminde devletin resmi dili aşaıdakilerden hangisidir?
Gazneliler döneminde (936-1187) devletin resmî dili Farsça idi. Buna karşılık Arapça, eğitim dili olarak kullanılıyor; saray, ordu ve halk arasında ise Türkçe konuşuluyordu.
Aşağıdakilerden hangisi kültürün özelliklerinden değildir?
Kültür bir kuşaktan diğerine aktarılırken bazı değişikliklere uğrar. Bu değişiklikler, özellikle a^detler, inançlar ve uygulamalarda çok yavaş olur. Kültürdeki bu değişme ya zaman içinde doğal şartlara uyum sağlama veya yayılma yoluyla başka kültürlerden etkilenme veya fertlerin yeni ihtiyaçlarını karşılama mecburiyetinden vb. kaynaklanır.
Halife ünvanı Osmanlı sultanları tarafından resmî olarak ilk kez hangi sultan zamanında kullanılmaya başlamıştır?
Osmanlı sultanları halife ünvanını resmî olarak ilk defa “III. Ahmed’in 1727 yılında Afgan hükümdarı İran’lı Eşref Han ile imzaladığı bir anlaşmada kendisini ‘bütün Müslümanların halifesi’ olarak nitelemesiyle” başlamıştır (Özcan, 1998).
Aşağıdakilerden hangisi İslam medeniyetinin doğuşu ve gelişimi esnasında karşılaştığı medeniyet ve kültür alanlarından biri değildir?
Doğuşu ve gelişmesi esnasında İsla^m, birbirinden tamamen farkla dört medeniyet ve kültür alanı ile karşılaştı. Bunlar: Roma, İran, Hint ve Çin’dir.
Aşağıdakilerden hangisi El-Biruni’nin yazdığı eserlerden değildir?
Büyük bir bilgin ve araştırıcı olan el-Bîrûnî, el-Âsâru’l-Bâkiye ‘ani’lKurûni’l-Hâliye ve Tahdîdu Nihayeti’l-Emâkîn isimli eserlerinin yanısıra, Hind kültür ve medeniyetini anlatan ve mukayeseli dinler tarihine öncülük yapmış olan Tahkîku mâ li’l-Hind, astronomiyle ilgili el-Kânunu’l-Mesûdî, değerli taşlar ve minerallerle ilgili Kitâbu’s-Saydala isimli eserleri kaleme almıştır. Bîrûnî çok değişik konularda çalışmış; tarih, dinler tarihi, matematik, trigonometri, astronomi, jeoloji, coğrafya, botanik, fizik, astroloji ve tıp gibi konularda eserler ortaya koymuştur Divanu Lugati’t-türk Kaşgarlı Mahmudun eseridir.
İslâmî dönemde vezirliğin meşruiyet kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?
İslâmî dönemde vezirliğin meşruiyyet kaynağı, Kur’ân, Hadis ve Maslahat olmak üzere üç temel gerekçeye dayandırılmıştır. Hz. Mûsâ, Allah’tan kendisi için bir vezir istemiş, Allah da bu isteğini kabul edip ona kardeşi Harun’u vezir tayin etmiştir. Buna kıyasen hükümdarın da kendisine bir vezir tayin etmesi en meşru hakkıdır.
Moğolların Abbasi hilafetine son verdiği yıl kaçtır?
Halife Tuğrul Bey’e törenle taç giydirerek kılıç kuşattı ve onu “Sulta^nü’l-Mağrib ve’l-Maşrık” (Doğu’nun ve Batı’nın Hükümdarı) ilan etti. Böylece halifenin görev ve yetki alanı yeniden tanımlanmış oldu. Halifenin üzerinde sadece birkaç husus bırakılarak devlet yönetimi bir bütün olarak sulta^na verildi. Bundan sonra Abbasi halifeleri ilk yıllarındaki yetki, sorumluluk ve güçlerine bir daha dönemediler. Moğollar 1258 yılında Abbasi hila^fetine son verdiler.
Aşağıdakilerden hangisi “toplum” kavramının özelliklerinden değildir?
Toplum; insan davranışlarını hem hürriyete kavuşturan hem de sınırlandıran, öte yandan gruplaşmalara ve bölünmelere yol açan değişken bir sosyal örgütler ve ilişkiler ağıdır. Kişisel egolar ön plana çıkarması, toplumun özelliklerinden değildir.
İslam Aleminde ilk ilim faaliyetleri ne zaman başlamıştır?
İslâm âleminde ilmî faaliyetler, ilk fetihlerden hemen sonra, Irak, Suriye ve Mısır’ın fethedildiği ilk üç halife (632-656) döneminde başlamıştır. İlk Emevi halifeleri devrinden başlayarak, gelişen İslâmî ilimler yanında, aklî ilimler de tercüme faaliyetleriyle birlikte ilgi alanları arasında yer almışlardır.
Siyasetname mahiyetinde yazılan ve devlet yönetme bilgisi içeren, Uygur harfleri ile Türkçe olarak yazılan ve Türk dilinin kitap hâline gelmiş en eski abidesi olan eser hangisidir?
Karahanlılardan günümüze ulaşan en önemli eserlerden biri Yusuf Has Hâcib’in Kutadgu Bilig (1070’de yazılmış) adlı eseridir. Siyasetname mahiyetindeki bu eserin adından da anlaşıldığı gibi; Devlet Yönetme Bilgisini veren bir kitaptır. Müellif bu eserinde ideal devlet idaresinin nasıl olması gerektiğini anlatmaktadır. Uygur harfleri ile Türkçe olarak yazılan ve Türk dilinin kitap hâline gelmiş en eski abidesi olan bu eser, Karahanlı ailesinden Tamgaç Buğra Han (1052-1068) adına yazılmıştır ve daha sonraki yüzyıllarda birçok devlet adamı ile hükümdarının da “başucu” kitabı olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi Nizamiye Medreselerinin özelliklerinden biri değildir?
Asıl teşkilâtlı öğretim müesseseleri Alp Arslan’ın izniyle vezir Nizamülmülk tarafından başta Bağdat olmak üzere Büyük Selçuklu devletinin hâkimiyetindeki şehirlerde yaptırılan Nizamiye Medreseleridir. Daha sonra bu medreseler İsfahan, Rey, Nişabur, Merv, Belh, Herat, Basra, Musul gibi şehirlerde de kurulmuştur.
Orta Çağ’ın en parlak dönemi Müslamanlar tarafından hangi ülkede yaşanmıştır?
Müslümanlar tarafından meydana getirilen bu büyük medeniyet dairesi içinde farklı din ve kültürlere sahip insanlar huzur içinde hayatlarını devam ettiriyorlardı. Müslüman Araplar 711 senesinde İslâmiyet’i İspanya’ya sokmuşlardı. 1502 senesinde ise Ferdinand ve İsabella tarafından duyurulan bir ferman ile bütün İspanya kraliyeti dâhilinde İslâm dini yasaklandı. Hâlbuki bu iki tarih arasında geçen yüzyıllar süresince Müslüman İspanya’da Ortaçağın en parlak tarih sayfalarından biri yazılmıştır.
Abbasilerin ve İslam tarihinin altın devri aşağıdakilerden hangisidir?
750-847 tarihleri arasındaki dönem, Abbasilerin ve İsla^m tarihinin altın devri sayılır. Aynı devirde karanlık çağını yaşayan Avrupa ve Hristiyan dünyası da bu dönemi, dünya ilim ve medeniyet tarihi açısından altın çağ olarak kabul eder.
“De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 39/9) ayeti aşağıdakilerden hangisini ön plana çıkarmaktadır?
Kur’a^n-ı Kerim’de ilimden bahsedip araştırmayı ve buna bağlı olarak tefekkürü (düşünce) teşvik eden pek çok ayet bulunmaktadır. Söz konusu ayet de bunlardan biridir.
Aşağıdakilerden hangisi İslâm medeniyetinin doğduğu yakın arka planını teşkil eden bölgedir?
Avrupa Bölgesi, Hindistan, Uzak Doğu Bölgesi ve Çin, Orta Asya: Göktürkler İslâm medeniyetinin doğduğu uzak arka planını teşkil eden bölgeler iken; Hicaz Bölgesi: Mekke ve Medine İslâm medeniyetinin doğduğu yakın arka planını teşkil eden bölgedir.
Göçebe ve yerleşik halk kültürlerini, büyük çapta coğrafyanın eseri olarak gören düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Göçebe ve yerleşik halk kültürlerini, büyük çapta coğrafyanın eseri olarak gören düşünür İbn Haldun’dur. Gerçekten de dikkatli bir araştırma ile coğrafyanın insan hayatındaki yerini ve önemini bütün açıklığıyla ortaya koymak mümkündür. Özellikle geri kalmış toplumlarda bu etki çok açık bir şekilde görülmektedir. Yerleşim alanlarının, iklim ve doğal imkânların kültürün gelişmesine, teknolojik ve ekonomik ilerlemeye olan etkisini görmemezlikten gelemeyiz. Bu sebeple eskiden beri insanlar coğrafî şartların toplum üzerindeki etkilerini düşünmüşlerdir.
İslam, doğuşu ve gelişmesi sırasında aşağıdaki medeniyet ve kültür alanlarından hangisiyle karşılaşmamıştır?
Doğuşu ve gelişmesi esnasında İslâm, birbirinden tamamen farkla dört medeniyet ve kültür alanı ile karşılaştı. Bunlar: Roma (Bizans), Hint, İran ve Çin’dir.